TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

H. D. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/5610)

 

Karar Tarihi: 20/7/2023

R.G. Tarih ve Sayı: 12/12/2023-32397

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Fatih ALKAN

Başvurucu

:

H. D.

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, kamu görevine iade edilen başvurucunun atamasının önceki yöneticilik görevine yapılmaması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, nüfus müdürü olarak görev yapmakta iken 22/11/2016 tarihli ve 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (677 sayılı KHK) ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Başvurucu, kamu görevinden çıkarılma işlemine karşı Olağanüstü Hâl İşlemleri İnceleme Komisyonuna (Komisyon) başvurmuştur. Komisyon, başvurucunun talebini kabul ederek kamu görevine iade edilmesine karar vermiştir. Başvurucu, İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün 10/9/2018 tarihli işlemiyle Malatya İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü emrine şef olarak atanmıştır.

3. Başvurucu, atama işleminin düzeltilerek 677 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmadan önceki nüfus müdürü kadrosuna atamasının yapılması ve parasal haklarının tazmin edilmesi talebiyle Malatya İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Mahkeme 9/5/2019 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararda 1/2/2018 tarihli ve 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 10. maddesi uyarınca Komisyon tarafından kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin atamalarında yöneticilik görevinden önce bulundukları kadro ve pozisyon ûnvanlarının dikkate alınacağının düzenlenmesi karşısında başvurucunun şef olarak atanmasında davalı idarenin bağlı yetki içinde olduğu vurgulanmıştır.

4. Başvurucu, karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi Birinci İdari Dava Dairesi 12/12/2019 tarihinde kararda usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun kesin olarak reddine oyçokluğuyla karar vermiştir.

5. Başvurucu, nihai kararı 6/1/2020 tarihinde öğrendikten sonra 4/2/2020 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Başvurucu; 1998 yılından itibaren nüfus müdürü olarak görev yaptığını, 677 sayılı KHK ile göreve iade edilenler, görevden çıkarılmadan önce bulundukları yöneticilik görevlerine iade edilebildikleri hâlde Komisyon kararı ile göreve iade edilen yöneticilerin memur ya da şef olarak atandığını, müdürlük ûnvanı ile kazandığı sosyal, mali ve özlük haklarının elinden alındığını, tenzilirütbeyle göreve iade edilmesinin hain olarak damgalanmasına yol açtığını, mesleki itibarının zedelendiğini belirterek özel hayata saygı hakkının, mülkiyet hakkının, adil yargılanma hakkının, eşitlik ilkesinin ve kazanılmış hakların korunması ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

8. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde; somut olayın ve yargılamanın bir özeti yapıldıktan sonra mevcut başvuruda başvurucunun özel hayata saygı hakkının ihlal edilip edilmediği konusunda inceleme yapılırken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri, Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü şartlarının da dikkate alınması gereği vurgulanmıştır. Görüşte, Malatya'da boş nüfus müdürü kadrosu olmaması nedeniyle başvurucunun 31/3/2021 tarihinde Hekimhan Kaymakamlığı emrinde boş bulunan birinci derece yazı işleri müdürü kadrosuna atandığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında Hekimhan'a atanmasının mağduriyetini gidermediğini, her gün seksen kilometre yol gitmek durumunda kaldığını, başvuruya konu olan şikâyetlerinin devam ettiğini ifade etmiştir.

9. Mesleki hayata yönelik bu tür tedbirlerin ya da müdahalelerin hangi durumlarda özel hayat bağlamında uygulanabilir olduğu hususunda belirlenen ölçütler Tamer Mahmutoğlu ( [GK] B. No: 2017/38953, 23/7/2020, §§ 84-96) kararında açıklanmıştır. Somut olayda, başvurucunun talebinin müdürlük ûnvanı ile sosyal, mali ve özlük haklarının iadesine ilişkin olduğu, bu bağlamda iddiaların özünün mesleki hayatına yapılan müdahalenin anayasal güvenceleri ihlal ettiğine yönelik olduğu anlaşılmıştır. Söz konusu ilkelerden yola çıkılarak somut başvuruda başvurucunun mesleki hayatına yönelik müdahalenin özel hayatını ciddi şekilde etkilediği ve bu etkinin belirli bir ağırlık düzeyine ulaştığı değerlendirildiğinden başvurunun özel hayata saygı hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

10. Başvurucunun başvuruya konu şikâyetlerinin sonraki atama işlemine rağmen devam ettiği ve süreçte idare mahkemesince verilen kararın etkilerinin sürdüğü görülmüştür. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

11. Anayasa Mahkemesinin 24/12/2019 tarihli ve E.2018/159, K.2019/93 sayılı kararıyla, 7075 sayılı Kanun’un 10. maddesinin 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun’un 22. maddesiyle değiştirilen (1) numaralı fıkrasının üçüncü cümlesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Düzenlemeyle müdür yardımcısı veya daha üstü ile bunlara eş değer yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılanların atamalarında söz konusu yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon ûnvanlarının dikkate alınacağı hüküm altına alınmıştır.

12. Anayasa Mahkemesinin söz konusu kararında Komisyon tarafından başvurunun kabulüne karar verildiğinde kamu görevinden çıkarma işleminin sebep unsuru tamamen ortadan kalkmasına rağmen Komisyon kararı sonrasında yeniden kamu görevine dönen kişilerin atanmasında yöneticilik görevlerinden önce bulundukları kadro ve pozisyon ûnvanlarının dikkate alınmasını öngören kuralın bu kişilerin üyelik, mensubiyet, aidiyet, iltisak veya irtibatlarına dair şüphelerin tam olarak ortadan kalkmadığı izlenimini oluşturduğu, bu durumun kişilerin meslek hayatlarında kişisel gelişimlerinin, üçüncü kişilerle olan ilişkilerinin ve itibarlarının olumsuz şekilde etkilenmesine sebep olabileceği vurgulanmıştır. Ayrıca bu kişilerin yöneticilik görevlerine atanmamasına neden olabilecek fiilî veya hukuki bir zorunluluk belirtilmeden, kişilerin anılan görevlere atanması yönünde idareye bir takdir yetkisi tanınmadan ve emredici bir hükümle anılan kişilerin zorunlu olarak yöneticilik görevlerinden önceki görevlere atanacağının öngörülmesinin kamu hizmetinin etkin ve sağlıklı biçimde yürütülmesi amacını gerçekleştirmek bakımından zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği belirtilmiştir (AYM, E.2018/159, K.2019/93 §§ 29-31).

13. Somut olayda, başvurucunun daha önceki görevi olan nüfus müdürlüğüne atanma talebini reddeden derece mahkemelerinin kararlarında yalnızca kanun hükmünü tekrarlamakla yetindiği görülmüştür. Derece mahkemelerinin kararlarında 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasında yer alan yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılanların atamalarında yöneticilik görevinden önce bulundukları kadro ve pozisyon ûnvanlarının dikkate alınacağı hükmüne dayanılarak idarenin bağlı yetki içinde olduğunun belirtildiği, olayın koşulları çerçevesinde başvurucunun durumuna özgü bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.

14. Anayasa Mahkemesi yöneticilik görevine iade edilmesine ilişkin olarak başvurucuya özgü hukuki ve fiilî şartlar değerlendirilmeksizin başvurucunun mesleki hayatına yapılan müdahalenin doğrudan dayanağını oluşturan düzenlemenin kanunilik şartını sağlamadığını Abdulkadir Tuncay kararında kabul etmiştir. Kararda; olayın şartları çerçevesinde başvurucunun durumuna özgü bir değerlendirme yapılmadığı, başvurucunun kamu görevinden çıkarılmadan önceki görevine iade edilmesine engel teşkil edecek hukuki ve fiilî bir zorunluluk olduğunun da gösterilmediği, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının, OHAL Komisyonu kararıyla görevine iade edilenlerin eski görevine dönmesinin kategorik olarak yasaklanmasını içeren söz konusu yasal düzenlemenin Anayasa'nın 13. maddesi ve özel hayata saygı hakkını düzenleyen 20. maddesine aykırı olduğunu tespit ettiği, yöneticilik görevine iade edilmesine dair başvurucuya özgü hukuki ve fiilî şartların değerlendirilmesi söz konusu olmaksızın başvurucunun mesleki hayatı bakımından gerçekleştirilen müdahalenin doğrudan dayanağını oluşturan düzenlemenin kanunilik şartını sağlamadığı sonucuna varılmıştır (Abdulkadir Tuncay, B. No: 2019/35343, 30/3/2022, § 50).

15. Somut olayda da anılan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durum bulunmamaktadır. Sonuç olarak başvuruya konu müdahalenin kanunilik şartını sağlamadığı anlaşıldığından söz konusu müdahale açısından diğer güvence ölçütlerine riayet edilip edilmediğinin ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.

16. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

Muhterem İNCE bu görüşe katılmamıştır.

III. GİDERİM

17. Başvurucu; ihlalin tespiti, yargılamanın yenilenmesi ile tazminat talebinde bulunmuştur.

18. İncelenen olayda başvurucunun yöneticilik görevine atanmasının engellenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğu tespit edilen 7075 sayılı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrasında yer alan, yöneticilik görevinde bulunmakta iken kamu görevinden çıkarılmış olanların atamalarında yöneticilik görevinden önce bulundukları kadro ve pozisyon ûnvanlarının dikkate alınacağı şeklindeki düzenlemeden kaynaklandığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte derece mahkemeleri de ihlali giderememiştir. Bu açıdan ihlalin aynı zamanda mahkeme kararından da kaynaklandığı söylenebilir.

19. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA OYBİRLİĞİYLE,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan özel hayata saygı hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE Muhterem İNCE'nin karşıoyu ve OYÇOKLUĞUYLA,

C. Kararın bir örneğinin özel hayata saygı hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Malatya İdare Mahkemesine (E.2018/1348, K.2019/573) GÖNDERİLMESİNE,

D. 446,90 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

E. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/7/2023 tarihinde karar verildi.

 

 

 

KARŞIOY GEREKÇESİ

1. Nüfus müdürü olarak görev yapmakta iken 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılan, ancak daha sonra Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu’nun kararıyla aynı birime şef olarak kamu görevine iade edilen başvurucu, atamasının önceki yöneticilik görevine yapılmaması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş, Mahkememiz çoğunluğu, başvurucunun özel hayata saygı hakkı hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşmıştır.

2. Başvurucunun nüfus müdürü olarak görev yapmakta iken 677 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmış, başvuru üzerine Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu tarafından kamu görevine iadesine karar verilmiştir. Bunun üzerine İçişleri Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğünün işlemiyle Malatya İl Nüfus ve Vatandaşlık Müdürlüğü emrine şef olarak atanan başvurucu, söz konusu atama işleminin düzeltilerek 677 sayılı KHK ile kamu görevinden çıkarılmadan önceki nüfus müdürü kadrosuna atamanın yapılması ve parasal haklarının tazmin edilmesi için Malatya İdare Mahkemesinde iptal davası açmış, fakat Mahkeme, 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 10. maddesi gereğince Komisyon tarafından kamu görevine iade edilmesine karar verilenlerin atamalarında yöneticilik görevinden önce bulundukları kadro ve pozisyon unvanlarının dikkate alınacağına dairhüküm nedeniyle başvurucunun şef olarak atanmasında davalı idarenin bağlı yetki içerisinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş,başvurucunun istinaf talebi de aynı gerekçeyle reddedilmiştir.

3. Somut olayda idarenin, 7075 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun’un 10. maddesinin birinci fıkrasının üçüncü cümlesinin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine Malatya ilinde boş nüfus müdürlüğü kadrosu bulunmaması nedeniyle başvurucuyu, Hekimhan Kaymakamlığı emrinde boş bulunan birinci derece yazı işleri müdürlüğü kadrosuna atamasını yaptığı görülmektedir. Nüfus müdürlüğü ile yazı işler müdürlüğü eş değer durumdadır. Özlük hakları yönünden de iki kadro arasında bir fark bulunmamaktadır. Başvurucunun, kadro boşaldığında söz konusu nüfus müdürlüğüne atamasının yapılması yönünde hukuken bir engel de bulunmamaktadır. OHAL Komisyonu, idare mahkemesi ve bölge adliye mahkemesi kararlarında ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulmuş olup, başvurucunun OHAL Komisyonu kararıylaatamasının yapıldığı şeflik kadrosu, idarece sonradan müdürlük kadrosu olarak düzeltmiştir. Dolayısıyla başvuru konusu müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen kanunilik şartını karşılamadığı söylenemeyecektir.

4. Açıklanan nedenlerle, başvurucunun Anayasa’nın 20. maddesinde korunan özel hayata saygı hakkının ihlal edilmediği kanaatini taşıdığımdan çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.

Üye

 Muhterem İNCE