TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

SONGÜL KORKMAZ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2020/5722)

 

Karar Tarihi: 18/1/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucular

:

Songül KORKMAZ ve diğerleri (bkz. ekli tablo)

Vekilleri

:

Ekli Tablo (C) Sütunu

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, Batman Valiliğinin toplantı ve gösteri yürüyüşlerini izne bağlama kararlarına uymayarak toplantıya katıldıkları gerekçesiyle idari para cezası uygulanmasının başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Batman Valiliği 10/6/1949 tarihli ve 5442 sayılı İl İdaresi Kanunu'nun 11. maddesinin (A) ve (C) bentlerine dayanarak 9/9/2019, 21/5/2020, 5/6/2020, 23/6/2020, 4/9/2020, 5/11/2020 ve 2/8/2021 tarihli kararlarıyla on beş gün süreyle il sınırları içinde yapılacak etkinlikleri izne bağlamıştır. Söz konusu izne bağlama nedenleri bazı farklılıklar içermekle birlikte kararlar benzer mahiyette olup içeriklerinin ilgili bölümü şöyledir:

"İlimizde milli güvenliğin sağlanması, kamu düzeni ve güvenliğinin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin ve genel asayişin korunması ile şiddet olaylarının yaygınlaşmasının önlenmesi amacıyla İlimiz merkezinde ...tarihleri [Tarihler her bir kararda değişiklik göstermekte olup 15 günlüktür.] arasında resmi kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı resmi toplantı, tören, şenlik, karşılama, stant açma, uğurlama gibi etkinlikler hariç olmak üzere;

2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu kapsamındaki her türlü miting, kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşlerinin, basın açıklaması, çadır kurma, stant açma, oturma eylemi, anma töreni vb. türdeki eylem ve etkinlikler ile 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu Ek-1. maddesi kapsamındaki oyun, temsil ve çeşitli şekillerdeki gösteri ve etkinliklerin, ticari kimliği bulunan özel hukuk tüzel kişilerinin ticari faaliyetleri hariç olmak üzere el ilanı dağıtılmasının ve pankart/afiş asılmasının mülki idare amirinin İZNİNE BAĞLANMASI, gerçekleştirilmesi izin şartına bağlanılan her türlü toplantı ve etkinliğin huzur ve güven ortamını bozmaya teşebbüs edecek şahıslar ile işlenmesi muhtemel suçların tespitine yönelik izletilmesi ve kamera vb. araçlarla kayıt altına alınabilmesi kararı alınmıştır."

3. 2019 yılının sonundan başlayarak 2021 yılının ortalarına kadar uzanan bir süreçte Batman'ın farklı yerlerinde ve farklı tarihlerinde, Batman Valiliğinden izin almadan basın açıklamalarına/toplantılara katıldıkları veya düzenledikleri gerekçesiyle 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca başvurucular hakkında emre aykırı davranışta bulunmaktan idari para cezalarına hükmedilmiştir.

4. Başvurucular, haklarında uygulanan idari para cezalarına itiraz etmiştir. Başvurucuların itirazları ilgili Batman Sulh Ceza Hâkimliğince, idari para cezalarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle kesin olarak reddedilmiştir.

5. Başvurucular nihai hükmü farklı tarihlerde öğrendikten sonra süresi içinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüş yazısında, başvuru süresine dair itirazlarının bulunduğu dosyalarda; başvurucu Ömer Kulplu'nun 2021/1367 bireysel başvuru numaralı dosyasında nihai hükmü 21/11/2020 tarihinde tebliğ ettiği bireysel başvuruyu 17/12/2020 tarihinde yaptığı, başvurucu Sedat Yıldız'ın 2020/6925 bireysel başvuru numaralı dosyasında nihai hükmü 27/12/2019 tarihinde tebliğ ettiği bireysel başvuruyu 27/1/2020tarihinde yaptığı, başvurucu Songül Korkmaz'ın 2020/40154 bireysel başvuru numaralı dosyasında nihai hükmü 21/11/2020tarihinde tebliğ ettiği bireysel başvuruyu 17/12/2020tarihinde yaptığı ayrıca aynı başvurucunun 2020/5739 bireysel başvuru numaralı dosyasında nihai hükmü 13/1/2020tarihinde tebliğ ettiği bireysel başvuruyu 12/2/2020 tarihinde yaptığı anlaşılmıştır.

6. Ekli tablonun (A) sütununda numaraları belirtilen başvuruların 2020/5722 numaralı başvuru ile birleştirilmesine Komisyonca karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Adli yardım talebinde bulunan başvuruculardan ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılanların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

8. Başvurucular barışçıl nitelikte toplantı veya basın açıklamasına katıldıkları hâlde anılan etkinliklerin mülki idari amirden izin alınmadan yapıldığı gerekçesiyle haklarında idari para cezası uygulanmasının ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenme hakkının, anılan cezanın siyasi parti faaliyetlerinin kapsamında gerçekleştirilen etkinliklere yönelik olması nedeniyle örgütlenme özgürlüğünün, mahkemelerce yargılamanın duruşmasız yapılması ve tanıkların dinlenilmemesi nedenleriyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinden yakınmıştır. Bakanlık, görüşünde ilk olarak kabul edilebilirlik itirazında bulunmuştur. Başvuruların anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğunu belirten Bakanlık ayrıca bazı başvuruların süresinde yapılmadığını ileri sürmüştür (bkz. § 5). Esasa ilişkin görüşünde Bakanlık; basın açıklaması yapılmak istenilen alanın Batman Valiliğince belirlenip ilan edilen yerlerden olmadığını ve yapılmak istenilen etkinliklere ilişkin idareden izin alınmadığını veya idareye herhangi bir bildirim yapılmadığını belirtmiştir.

8. Başvuru toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında incelenmiştir.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına müdahalede bulunulurken temel hak ve özgürlüklerin sınırlandırılmasına ilişkin genel ilkeleri düzenleyen Anayasa'nın 13. ve 34. maddeleri gözönünde bulundurulmalıdır. Bu çerçevede de anılan hakka yönelik müdahalenin Anayasa'ya uygun olabilmesi için müdahalenin öncelikle Anayasa'nın sözüne aykırı olmaması gerekmektedir. Dolayısıyla Anayasa'nın sözüne uygun olmadığının ve Anayasa'nın 34. maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranıldığının tespit edilmesi hâlinde başvurucunun toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğinden söz edilebilir. Bu belirlemenin ardından toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin izne bağlanmasının Anayasa'nın sözüne uygunluk koşulunu taşıyıp taşımadığı yönünden inceleme yapılacaktır.

11. Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen ölçütlerden biri olan “Anayasa’nın sözüne aykırı olmama” kriterine ilişkin ilkelere, Kadri Enis Berberoğlu (2) ([GK], B. No: 2018/30030, 17/9/2020, §§ 68, 69) veKadri Enis Berberoğlu (3) kararları ([GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, § 79) ile Anayasa Mahkemesinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını düzenleyen normları denetlediği (AYM, E.2014/101, K.2017/142, 28/9/2017, § 84) kararında yer verilmiştir.

12. Somut olayda Batman Valiliği 5442 sayılı Kanun'un 11. maddesinin (A) ve (C) bentlerine dayanarak resmî kamu kurum ve kuruluşlarının yapacağı etkinlikler hariç olmak üzere il genelinde yapılacak tüm eylem ve etkinleri mülki idari amirin iznine bağlamak suretiyle hakkı sınırlandırmıştır. Anayasa Mahkemesi, olay ve olguları somut başvuru ile benzer nitelikte olan Cihan Tüzün ve diğerleri, ([GK], B.No: 2019/13258, 10/11/2022, §§ 22-30) kararında uygulanacak anayasal ilkeleri belirlemiştir. Anılan kararda, tüm eylem ve etkinliklerin mülki idari amirin iznine bağlanmasının Anayasa'nın toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının önceden izin almadan kullanılabileceği yönündeki 34. maddesinde yer alan ek güvencesine aykırı olduğu ve dolayısıyla müdahalenin Anayasa maddesinin sözüyle çeliştiği sonucuna varmıştır. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

29. Anayasa’nın 34. maddesinde yer alan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, bireylerin düşünce açıklamalarında bulunmak amacıyla açık veya kapalı mekânlarda, kamu otoriteleri ile üçüncü kişilerin müdahalesi olmaksızın, geçici olarak bir araya gelebilme serbestîsini korumaktadır. Aynı maddenin birinci fıkrasında “Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.” denilmek suretiyle sadece toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının değil bu hakkın "izin alınmadan" kullanılabilmesi de güvence altına alınmıştır. Diğer bir anlatımla anılan hakkın izin alma şartına bağlanamayacağı güvencesinin Anayasa'da özel biçimde korunduğu anlaşılmaktadır. Dolayısıyla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının izin almadan kullanılmasına yönelik pozitifleşmiş öz güvenceyi ihlal edecek nitelikte yapılan bir sınırlandırma, Anayasa'da ilgili temel hakkı düzenleyen maddedeki sınırlama sebeplerine dayansa bile kural olarak Anayasa'nın sözüne aykırı olacağında bir tereddüt bulunmamaktadır.

30. Nitekim Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılmasından önce bildirim verilmesi şartı getiren 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkrası hükmünü Anayasa'ya uygun bulurken bildirim sisteminde, toplantı ve gösteri yürüyüşünün yapılabilmesi için yetkili makama bildirimde bulunulmasının yeterli olduğu ve yetkili makamın onayının aranmadığı, bu nedenle bildirim sistemi öngören düzenlemenin Anayasa ile getirilen izne bağlanamama güvencesine aykırı olmadığı gerekçesine dayanmıştır. Anayasa Mahkemesi kararında; Anayasa’nın 34. maddesinin birinci fıkrasında, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlenmesinin izin alma koşuluna bağlanamayacağının açıkça ifade edildiğini belirtmiştir. Anayasa Mahkemesi, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilenlere ek bir güvence olan bu düzenleme ile toplantı ve gösteri yürüyüşünü izin şartına bağlama şeklinde bir sınırlamada bulunulamayacağını vurgulamıştır. Bu bağlamda da Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilenlere ek olarak Anayasa’nın 34. maddesinde hakkın izne bağlanamaması şeklindeki güvencesine aykırı sınırlamaların Anayasa’nın sözüne aykırı olacağını ifade etmiştir (AYM, E.2014/101, K.2017/142, 28/9/2017, §§ 84-86).

31. Sonuç olarak somut olayda kamu makamının tüm eylem ve etkinlikleri mülki idari amirin iznine bağlanması, Anayasa'nın 34. maddesinin birinci fıkrasında toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının önceden izin almadan kullanılabileceği yönündeki ek güvencesine aykırı olduğu ve Anayasa maddesinin sözüyle çeliştiği kanaatine varılmıştır."

13. Batman'da gerçekleştirilecek tüm eylem ve etkinliklerin mülki idari amirinin iznine bağlandığı somut olayda da Cihan Tüzün ve diğerleri kararında açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır. Bu doğrultuda toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının önceden izin almadan kullanılabileceği yönündeki Anayasa'nın 34. maddesinin sözüyle çeliştiği kanaatine varılmıştır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

15. Başvurucular; ihlalin tespiti ve ihlalin ortadan kaldırılması ile farklı miktarlarda maddi ve manevi tazminat taleplerinde bulunmuştur.

16. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemece yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3), §§ 93-100).

17. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların tazminat talepleri kabul edilmemiştir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinde bulunan başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,

B. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli tabloda belirtilen ilgili mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

F. Vekille temsil edilen başvuruculara ekli tablonun (F) sütununda belirtilen vekâlet ücretleri ile ekli tablonun (E) sütununda belirtilen harçların bu tabloda gösterildiği şekilde ÖDENMESİNE,

G. Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 18/1/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.