TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ÖZKAN KUPLAY BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/13005)

 

Karar Tarihi: 21/11/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Hasan HÜZMELİ

Başvurucu

:

Özkan KUPLAY

Vekili

:

Av. Tacettin ÇOLAK

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, yetkili makamlardan izin almaksızın afiş asması nedeniyle idari para cezası uygulanmasının başvurucunun ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu 4/10/2020 tarihinde, bir siyasi partinin afişlerini Denizli Büyükşehir Belediyesine ait reklam panolarına asması nedeniyle hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca izinsiz afiş asma kabahatinden 4.000 TL idari para cezası uygulanmıştır.

3. Başvurucu; reklam panosuna afiş asmanın idarenin iznine tabi olmadığını, tutanakta afişin kim tarafından asıldığı ve bunun kim tarafından tespit edildiğinin yazmadığını, açık ve kesin bilgiye dayanılmadan yaptırım uygulandığını ileri sürerek idari yaptırım kararına itiraz etmiştir. İlçe Emniyet Müdürlüğü, mülki amirin idari yaptırım uygulamaya yetkili olduğunu açıklayan yazısında afişi başvurucunun astığının kamera kaydı ve yapılan araştırmalardan tespit edildiğini ifade etmiştir. Ayrıca başvurucunun kamuya ait reklam panolarını kullanmak için belediyeden izin aldığına ve ücret ödediğine dair bir savunması olmadığını vurgulamıştır. Başvurucu yapılan araştırmaların açıklanmadığını, kamera kayıtlarının dosyaya sunulmadığını, idari para cezası miktarının da ölçüsüz olduğunu ileri sürmüştür.

4. Hâkimlik, afiş asan kişilerin başvurucunun adına kayıtlı araçla aynı renk ve marka bir araç kullandığı, afişleri asan kişinin başvurucunun fiziki özellikleriyle benzerlik gösterdiği, olay günü başvurucunun aracıyla il merkezine giriş yaptığı kamera kayıtlarından tespit edildiğinden yaptırımın usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varmıştır. Anılan karara itiraz üzerine ise "idari yaptırım kararının gerek yöntem, gerek yetki gerek miktar yönünden usul ve yasaya uygun olduğu" gerekçesiyle itirazı kesin olarak reddetmiştir.

5. Başvurucu, nihai hükmü 9/2/2021 tarihinde öğrendikten sonra 4/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

6. Başvurucu; Yaptırım Tutanağı'nın kim tarafından düzenlendiğinin belli olmaması nedeniyle usule uygun olmadığından, varsayıma dayanılarak ve gerekçesiz şekilde alt sınırdan uzaklaşılıp yaptırıma hükmedildiğinden yakınmıştır. Bu nedenlerle adil yargılanma hakkının, kanunda kabahat sayılmayan bir eylemden cezalandırılması nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, afiş asma sonucu cezalandırılması nedeniyle de ifade özgürlüğünün ihlal edildiğinden şikâyet etmiştir. Adalet Bakanlığı (Bakanlık) görüşünde ifade özgürlüğünün sınırsız bir hak niteliği taşımadığı, Anayasa'nın ilgili maddelerinde belirtilen nedenlerle sınırlandırılabileceği ve afiş asmanın yetkili makamın iznine tabi kılınmasının görüntü kirliliğinin engellenmesi amacına dayandığı belirtilmiş; ayrıca gerekçeli karar hakkı ile suçta ve cezada kanunilik ilkesine dair açıklamalarda bulunulmuştur. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanında bireysel başvuru formunda açıkladığı hususları yinelemiştir.

7. Başvuru ifade özgürlüğü kapsamında incelenmiştir. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

8. İfade özgürlüğüne yapılan müdahalenin dayanağı olan 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesinin kanunilik ölçütünü karşıladığı kabul edilmiştir. Müdahalenin Anayasa'nın 26 maddesinin ikinci fıkrasında öngörülen sınırlama sebeplerinden kamu düzeni amacıyla yapıldığı anlaşılmıştır. Bu belirlemenin ardından demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk yönünden inceleme yapılacaktır.

9. Anayasa Mahkemesi, izinsiz afiş asılması nedeniyle idari para cezası uygulanmasının anayasal hakları ihlal edip etmediğini denetlediği önceki kararlarında afiş asma yoluyla yapılan düşünce açıklanmalarının anayasal güvencelerden yararlanmasının afiş asmanın bazı ön biçim koşullarına bağlanmasına engel teşkil etmeyeceğini ifade etmiştir (afiş asma nedeniyle gerçekleştirilen müdahalelere ilişkin farklı bağlamda değerlendirmeler için sendika hakkı kapsamında bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri, B. No: 2014/3793, 8/11/2017, § 53; toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı kapsamında bkz. Sinan Cem Öztürk, B. No: 2016/13477, 9/1/2020, § 43; Burcu Bardakcı ve Erdem Yinanç, B. No: 2016/13475, 11/9/2019, § 44; ifade özgürlüğü kapsamında bkz. Gökçe Ekin Baran, B. No: 2016/13539, 9/1/2020, § 31). 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesinin gerekçesini gözönünde bulunduran Anayasa Mahkemesi, kamuya ait alanlarda afiş asmanın yetkili makamın iznine tabi kılınmasına ilişkin düzenlemeyle görüntü kirliliğinin engellenmesinin amaçlandığını vurgulamıştır (birçok karar arasından bkz. Abdulvahap Can ve diğerleri, § 54; Halil Devrim Ulaş ve diğerleri, B. No: 2015/12590, 6/3/2019, § 21; Gökçe Ekin Baran, §§ 32,33).

10. Öte yandan Anayasa Mahkemesi, izinsiz afiş asma nedeniyle uygulan idari para cezasını anayasal hak ekseninde değerlendirdiği birçok kararında tek başına izin koşulunun ihlal edilmiş olmasının yaptırım uygulanması bakımından yeterli görülmeyebileceğini, kamu düzeninin bozulup bozulmadığı veya çevre kirliliğine sebebiyet verip vermediğinin de değerlendirilmesi gerektiğini açıklamıştır (çevre kirliliğini önlemeye ilişkin hukuk normuna uyulmaması nedeniyle uygulanan yaptırımın demokratik toplumda gerekli olduğuna dair karar için bkz. Halil Devrim Ulaş ve diğerleri, §§ 37-45; kamu düzeninin bozulduğuna veya bu yönde bir tehlikeye neden olduğuna ilişkin tespit ve değerlendirme bulunmaması nedeniyle hakkın ihlal edildiğine dair kararlar için bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, B. No: 2014/620, 25/5/2017 §§ 88, 89; Abdulvahap Can ve diğerleri, § 55; Ahmet Özdem, B. No: 2016/13541, 28/5/2019, § 33; Sinan Cem Öztürk, § 45, Burcu Bardakcı ve Erdem Yinanç, § 46; İbrahim Hallaç, B. No: 2016/9009, 7/11/2019, § 45; Zeynep Gülşah Aksoy, B. No: 2016/50678, 28/5/2019, § 45). Ayrıca Anayasa Mahkemesi çok sayıda kararında ifade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edeceğini ifade etmiştir (diğerleri arasından bkz. Kemal Kılıçdaroğlu, B. No: 2014/1577, 25/10/2017, § 58; Sırrı Süreyya Önder [GK], B. No: 2018/38143, 3/10/2019, § 60).

11. Eldeki başvuruda başvurucu, belediyeye ait reklam panolarına afiş yapıştırdığı gerekçesiyle idari para cezasıyla cezalandırılmıştır. Afişlerin asıldığı panolar belediye ait olup, özel şahıslar tarafından kiralandığı hususu başvurucu tarafından ileri sürülmemiştir. Ayrıca afişte yer alan düşünceler nedeniyle başvurucu hakkında kamu makamlarınca herhangi bir adli soruşturma açıldığına dair bir bilgi Anayasa Mahkemesine sunulmamıştır.

12. Bireysel başvuruya konu olayda kabahatin oluşup oluşmadığının değerlendirilmesi, bu konudaki delil ve olgular ile hukuk kurallarının yorumlanması derece mahkemelerinin takdirindedir. Anayasa Mahkemesinin derece mahkemelerinin bu husustaki takdirine müdahale etmesi bireysel başvurunun amacıyla bağdaşmaz (Abdulvahap Can ve diğerleri, § 58). Bu nedenle Anayasa Mahkemesi başvurucunun 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesi uyarınca cezalandırılmasının demokratik bir toplum gereklerine uygun olup olmadığını denetleyecektir.

13. Başvuruya konu olayda da olduğu gibi belediyenin belirli bir konuda duyuru veya tanıtım amacına tahsis ettiği panoları kullanmak (kiralama sözleşmesi, ücret ödenmesi vb.) belirli bir hukuki sürecin tamamlanması koşuluna bağlı olabilir. Ayrıca belediyenin gelir kalemleri arasında yer alan anılan ücret verilmeden panonun kullanılması -koşulların varlığı hâlinde- başvurucu aleyhine bir tazminatı veya adli soruşturmayı da gerektirebilir (reklam panosuna ücret ödemeden ve izin almadan mevcut asılı bulunan afişlerin üzerine afiş yapıştırmanın mala zarar verme suçuna vücut verdiğine ilişkin değerlendirme için bkz. Yargıtay 23. Ceza Dairesi, E.2016/9484, K.2016/8511, 4/10/2016).

14. Ancak yukarıda da açıklandığı üzere başkaca hiçbir değerlendirmeye yer verilmeksizin sadece afişlerin izinsiz asıldığı gerekçesi, 5326 sayılı Kanun'un 42. maddesi kapsamında ceza verilmesi için yeterli kabul edilmez (ifade özgürlüğünün yalnızca ifade edilen fikir ve bilgilerin içeriğini değil bunların ifade ediliş biçimlerini de koruma altına aldığına dair farklı bağlamdaki kararlar için bkz. Fatih Taş [GK], B. No: 2013/1461, 12/11/2014, § 105; Meki Katar [GK], B. No: 2015/4916, 3/10/2019, § 58; İrfan Sancı (2), B. No: 2018/5652, 30/3/2022, § 58).

15. Öte yandan yaptırıma dayanak kuralda görüntü kirliliğinin önlenmesi gayesiyle kamuya ait alanlarda afiş asılmasını yetkili makamın, özel alanlarda ise malikinin iznine bağlı kılınmış ve izin koşulu yerine getirilmeden afiş asılmasını idari para cezası yaptırımına tabi tutmuştur. Gerçekten de düzenli, sağlıklı bir çevrede yaşanması ve görüntü kirliliğinin önlenmesi amacıyla kamuya ait alanlarda afiş asmanın izne bağlanmasının gerekli bir tedbir olmadığı da söylenemez. Ancak somut olayda idarenin ve Hâkimliğin yaptırım konusu afişin herhangi bir görüntü kirliliğine sebebiyet verdiğine dair bir tespiti ve değerlendirmesi bulunmamaktadır.

16. Yukarıdaki değerlendirmelere göre somut olayın koşullarında barışçıl bir düşünce açıklaması kapsamında asılan afiş ile ilgili olarak başvurucu hakkında idari para cezası uygulanmasının zorunlu bir sosyal ihtiyaca karşılık geldiğine ilişkin ilgili ve yeterli gerekçe ortaya konulmadığı sonucuna varılmıştır (benzer değerlendirme için bkz. Gökçe Ekin Baran, §§ 32-34).

17. Açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu; ihlalin tespiti, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. Ayrıca 10.000 TL manevi tazminat ile tarafınca ödenen 4000 TL idari para cezası ve 825 TL avukatlık ücretinin ödenmesi talebinde bulunmuştur.

19. Başvuruda, tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

20. İhlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Denizli 1. Sulh Ceza Hâkimliğine (2020/6736 D.İş sayılı kararı) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminata ilişkin taleplerinin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç ile 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.