TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EMİN KARAKAYA BAŞVURUSU

Başvuru Numarası: 2021/13590

 

Karar Tarihi: 5/10/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Soner GÖÇER

Başvurucu

:

Emin KARAKAYA

Vekili

:

Av. Zehra ARSLAN ALKAÇ

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, silahlı terör örgütü üyeliği suçundan mahkûmiyetle sonuçlanan ceza davası nedeniyle adil yargılanma hakkı başta olmak üzere bir kısım hakkın ihlal edildiği iddiasına dair bireysel başvurunun nihai kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılmadığı gerekçesiyle idari yönden reddi kararına itiraza ilişkindir.

2. Başvurucu hakkında yürütülen soruşturma ve icra edilen kovuşturma neticesinde Sinop Ağır Ceza Mahkemesinin 24/1/2020 tarihli kararı ile başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetine karar verilmiştir.

3. Karara karşı yapılan temyiz başvurusu ise Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 3/11/2020 tarihli kararı ile reddedilmiş ve karar bu suretle kesinleşmiştir.

4. Kararın kesinleşmesinin akabinde Çorum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 24/2/2021 tarihli müddetnamenin bir sureti başvurucuya, bulunduğu infaz kurumunda imza karşılığı teslim edilmiştir.

5. Başvurucu, vekili aracılığıyla 31/3/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Başvuru, başvuruya konu nihai kararın başvurucu tarafından müddetnamenin tebliği suretiyle 24/2/2021 tarihinde öğrenildiği, bu tarihten itibaren en geç otuz gün içinde yapılması gerekirken bu süre geçirildikten sonra 31/3/2021 tarihinde yapıldığı gerekçesiyle Komisyonlar Başraportörü'nün 3/2/2022 tarihli kararı ile -kararının tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itiraz yolu açık olmak üzere- idari yönden reddedilmiştir.

7. Süre yönünden idari ret kararı başvurucu vekiline elektronik olarak tebliğ edilmiş ve tebligat 14/2/2022 tarihinde açılmıştır.

8. Başvurucu vekili 22/2/2022 tarihinde idari ret kararına itiraz etmiştir.

9. Komisyonda itiraz ve kabul edilebilirlik konusunda oybirliği sağlanamadığı için dosya Bölüme gönderilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

10. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

11. Başvurucu vekili, her ne kadar süre yönünden idari ret kararına dair elektronik tebligat 14/2/2022 tarihinde açılmış ise de 15/2/2022-21/2/2022 tarihleri arasında COVID-19 nedeniyle karantinada olması nedeniyle itirazı 22/2/2022 tarihinde yapabildiğini, haklı mazeret nedeniyle itirazın süresinde kabul edilmesi gerektiğini, başvurucunun ceza infaz kurumunda iken kendisine tebliğ edilen müddetnamenin bireysel başvuru için aranan sürenin başlangıcına esas alınmasının doğru olmadığını, vekil olduğu yerde asile tebliğ edilmiş müddetnamenin süre başlangıcında esas alınmasının mahkemeye erişim hakkını engellediğini, haftada bir gün telefon aracılığıyla ailesiyle görüşebilen başvurucunun ancak haftada bir haber gönderebildiğini, söz konusu kararı başvurucunun ailesi aracılığıyla daha sonradan öğrenebildiğini ve süresinde bireysel başvuruda bulunulduğunu ileri sürerek süre yönünden verilen idari ret kararına itiraz etmiştir.

12. İtirazın esasına geçmeden önce itirazın süresinde yapılıp yapılmadığı hususu irdelenmelidir. Süre yönünden verilen idari ret kararı 14/2/2022 tarihinde öğrenilmiş, itiraz ise yedi günlük itiraz süresinden sonra 22/2/2022 tarihinde yapılmıştır. İtiraz dilekçesi ekinde sunduğu istirahat raporuna göre başvurucu vekili COVID-19 nedeniyle 15/2/2022-21/2/2022 tarihleri arasında karantinada kalmıştır. İtiraz, başvurucu vekilinin iş başı yaptığı ilk gün olan 22/2/2022 tarihinde yapılmıştır. Başvurucu vekilinin haklı mazereti nedeniyle itiraz süresinde kabul edilmelidir.

13. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde bireysel başvuru yapılmalıdır. Yasal düzenlemelerde bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiği tarihten söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı dikkate alınarak bu ibarenin nihai kararın gerekçesinin öğrenildiği tarih olarak anlaşılması gerekir (A.C. ve diğerleri [GK], B. No: 2013/1827, 25/2/2016, § 25).

14. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği tarihten itibaren başlatılması gerekir. Bu kapsamda bir ceza mahkûmiyetine ilişkin nihai kararın sonucunun infaz aşamasında yakalama, müddetname veya çağrı kağıdının ya da ödeme emrinin tebliği suretiyle öğrenildiği durumlarda başvurucular, nihai kararın sonucundan haberdar olmakta ve nihai karar gerekçesini kesin olarak öğrenme olanağına sahip bulunmaktadır (A.C. ve diğerleri, § 27).

15. Müddetname, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 20. maddesinin (4) numaralı fıkrası uyarınca düzenlenen ve kesinleşen mahkeme kararı nedeniyle hükümlünün ceza infaz kurumunda ne kadar süre kalacağını gösteren bir belgedir. Belgede mahkûm olunan cezanın miktarı, niteliği ve cezanın hangi mahkeme tarafından verildiğine ilişkin bilgiler yer almaktadır. Dolayısıyla müddetnamenin hükümlüye tebliğ edildiği tarihin başvurucular açısından en geç Yargıtayın nihai kararının öğrenildiği tarih olarak kabul edilmesi gerekecektir (Hakan Fuat Komili, B. No: 2013/2470, 17/09/2013, § 18).

16. Vekille takip edilen işlerde öğrenmenin asıl veya vekil tarafından gerçekleşmesinde sürenin başlangıcı açısından herhangi bir fark söz konusu değildir. Bu bağlamda başvuru süresinin başlangıcı, hak ihlaline maruz kaldığını iddia eden kişinin bu durumu bizzat veya vekili tarafından öğrendiği tarih kabul edilmektedir. Başka bir ifade ile bireysel başvuruda başvuru süresinin başlangıcı, ihlalin başvurucu ve/veya vekil fark etmeksizin ilk öğrenilme tarihidir (Kadir Turgut, B. No: 2014/4985, 6/7/2017, § 25).

17. Başvuru konusu olayda başvuru yolları, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 3/11/2020 tarihli onama kararı ile birlikte tüketilmiştir. Kararın kesinleşmesi akabinde Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 24/2/2021 tarihli müddetnamenin bir sureti başvurucuya, bulunduğu infaz kurumunda imza karşılığı teslim edilmiştir.

18. Her ne kadar başvurucuya bir sureti teslim edilmiş olan müddetnamenin teslimine ilişkin şerhte tarih yer almamakta ve süre yönünden idari ret kararında teslim tarihi, müddetname tarihi olan 24/2/2021 olarak kabul edilmişse de süre yönünden idari ret kararına itirazda bu yönde bir itiraz dile getirilmediği için tebliğ tarihi -süre yönünden idari ret kararında olduğu gibi- müddetname tarihi olan 24/2/2021 olarak kabul edilmelidir.

19. Sonuç olarak başvurucunun nihai kararı müddetnamenin kendisine teslim edildiği tarih olan 24/2/2021 itibarıyla öğrendiği, dolayısıyla bireysel başvuru süresinin 24/2/2021 tarihinden işlemeye başladığı dikkate alındığında 6216 sayılı Kanun'un 47. maddesinin (5) numaralı fıkrası ile İçtüzük'ün 64. maddesinin (1) numaralı fıkrası gereğince, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gereken bireysel başvurunun otuz günlük başvuru süresi geçtikten sonra 31/3/2021 tarihinde yapıldığı, bireysel başvuruda süre aşımı bulunduğu anlaşılmıştır.

20. Kaldı ki başvuruya konu ceza yargılamasında başvurucu, vekâletli avukatı olan Av. Zehra Arslan ve adı geçen avukat tarafından -kendisine verilen vekâlette yer alan tevkil yetkisine istinaden- yetkilendirilen Av. Büşra Urlu tarafından temsil edilmiştir. Yargılama sürecindeki nihai karar olan Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 3/11/2020 tarihli onama kararı, Av. Büşra Urlu tarafından 18/2/2021 tarihinde Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden okunmuştur. (UYAP) Avukat ve Vatandaş Portalları üzerinden nihai kararın ve gerekçesinin okunması suretiyle öğrenilmesi de kararın tebliği dışındaki öğrenme şekillerinden biridir (benzer yöndeki karar için bkz. Suat Bircan [GK], B. No: 2014/16800, 1/12/2016, §§ 25-27). Dolayısıyla Yargıtay 16. Ceza Dairesinin onama kararının vekil tarafından UYAP üzerinden okunduğu 18/2/2021 tarihi, müddetnamenin başvurucuya tebliğ tarihinden daha önce olduğu için otuz günlük bireysel başvuru süresi bu tarihten başlatılmalıdır. Böyle olmakla birlikte başvurunun süre yönünden idari reddi yönündeki karar, sonucu itibarıyla yerindedir.

21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun süre yönünden idari reddi kararına itirazın reddi gerekir.

III. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Başvurucu vekilinin idari ret kararına karşı yaptığı itirazın REDDİNE,

C. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten tamamen MUAF TUTULMASINA 5/10/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.