TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

M.G.B.A.H.T. LTD. ŞTİ. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/26923)

 

Karar Tarihi: 6/3/2024

R.G. Tarih ve Sayı: 11/6/2024-32573

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

GİZLİLİK TALEBİ KABUL

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

 

 

Yılmaz AKÇİL

Raportör

:

Muhammed Nuri ÖZGÜR

Başvurucu

:

M.G.B.A.H. T. Ltd. Şti.

Vekili

:

Av. Mustafa UTKUSEVEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; aleyhe kanunun geçmişe uygulanması yasağına aykırı olarak idari para cezası uygulanması nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin, idari para cezasına karşı üst mahkemeye başvurma imkânı tanınmaması nedeniyle de hükmün denetlenmesini talep etme hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 2/4/2021 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyon; suçta ve cezada kanunilik ilkesi, gerekçeli karar hakkı ve hükmün denetlenmesini talep etme hakkı dışındaki şikâyetlerin kabul edilemez olduğuna, anılan şikâyetlerin kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar vermiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formunda ve ekinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, hızlı tüketim malları perakendeciliği sektörü alanında faaliyet gösteren bir limitet şirkettir. Ticaret Bakanlığı İç Ticaret Genel Müdürlüğü Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu (Kurul) 2/6/2020 tarihli yazısı ile altmış altı ürünün yer aldığı listeyi başvurucuya göndererek bu listede yer alan ürünlerin son üç aya ait alış fiyatları, markaları, ürünlerin ortalama satış fiyatları ile bunlara ilişkin bilgi ve belgelerin gönderilmesini istemiştir. Başvurucu, istenen bilgi ve belgeleri 22/7/2020 tarihli yazısı ile Kurula göndermiştir.

7. Kurul yaptığı incelemede sarımsak ürününün 2020 yılı Mart-Nisan ayları ortalama alış fiyatlarının birbirine oranı ile mart-nisan ayları ortalama satış fiyatlarının birbirine oranı arasındaki farkın %48 olması nedeniyle başvurucunun anılan üründe fahiş fiyat artışı yaptığını değerlendirmiştir. Bu gerekçeyle Kurul 14/1/2015 tarihli ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun'un 18. maddesinin (1) numaralı fıkrasının yürürlükte bulunan (ı) bendi ile aynı maddenin (4) numaralı fıkrası uyarınca başvurucuya 100.000 TL idari para cezası uygulamıştır.

8. Başvurucu -diğer nedenlerle birlikte- kabahati düzenleyen kanun maddesinin fiyat artışı yapılan tarihten sonra yürürlüğe girdiğini ileri sürmüş, gerçekleştiği tarihte yaptırım öngörülmeyen bir eyleme dayanılarak ceza verilmesinin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle idari para cezasının iptal edilmesini talep etmiştir.

9. Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliği (Hâkimlik) idari para cezasının iptali talebini reddetmiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"...idarece düzenlenen tutanak ile eylemin sabit olduğu, sabit bulunan eylemin oluşturduğu kabahat nedeni ile hakkında idari yaptırım kararı düzenlenen idari yaptırımın yasa ve usule uygun olduğu anlaşılmakla itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."

10. Başvurucu, idari yaptırıma itiraz dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçelerle birlikte Hâkimlik kararında davanın çözümünde etkili iddiaların karşılanmadığını belirterek karara itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Bakırköy 5. Sulh Ceza Hâkimliği itirazın reddine kesin olarak karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"Dosya incelendiğinde, Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin vermiş olduğu karardaki gerekçelere bakıldığında kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, talebin REDDİNE... [karar verilmiştir.]"

11. Karar, başvurucu vekiline 4/3/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

12. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" kenar başlıklı 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) İşlendiği zaman yürürlükte bulunan kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. İşlendikten sonra yürürlüğe giren kanuna göre suç sayılmayan bir fiilden dolayı da kimse cezalandırılamaz ve hakkında güvenlik tedbiri uygulanamaz. Böyle bir ceza veya güvenlik tedbiri hükmolunmuşsa infazı ve kanunî neticeleri kendiliğinden kalkar.''

13. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Zaman bakımından uygulama" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “(1) 26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanır. Ancak, kabahatler karşılığında öngörülen idarî yaptırımlara ilişkin kararların yerine getirilmesi bakımından derhal uygulama kuralı geçerlidir.''

14. 16/4/2020 tarihli ve 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (COVID-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 17/4/2020 tarihinde yürürlüğe giren 14. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"6585 sayılı Kanuna aşağıdaki ek madde eklenmiştir.

'Fahiş fiyat artışı, stokçuluk ve Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu

EK MADDE 1 – (1) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz.

 (2) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından piyasada darlık yaratıcı, piyasa dengesini ve serbest rekabeti bozucu faaliyetler ile tüketicinin mallara ulaşmasını engelleyici faaliyetlerde bulunulamaz.

 (3) Üretici, tedarikçi ve perakende işletmelerin fahiş fiyat artışı ve stokçuluk uygulamalarına yönelik düzenlemeler yapmak, gerektiğinde denetim ve incelemelerde bulunarak idari para cezası uygulamak ve her türlü tedbiri almak amacıyla Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu oluşturulur.

...

 (6) Kurulun oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları, sekretarya hizmetleri ve Kurula ilişkin diğer hususlar yönetmelik ile belirlenir."

15. 7244 sayılı Kanun'un 17/4/2020 tarihinde yürürlüğe giren 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"14/1/2015 tarihli ve 6585 sayılı Perakende Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanunun 18 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiş ve dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

'ı) Ek 1 inci maddesinin birinci fıkrasına aykırı hareket edenlere on bin Türk lirasından yüz bin Türk lirasına kadar; ikinci fıkrasına aykırı hareket edenlere ise elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar,'

'(4) Bu maddenin birinci fıkrasının (ı) bendinde öngörülen idari para cezalarını uygulama yetkisi Haksız Fiyat Değerlendirme Kuruluna, bu maddede öngörülen diğer idari para cezalarını uygulama yetkisi ise Bakanlığa aittir. Bakanlığa ait olan idari para cezası uygulama yetkisi taşra birimlerine devredilebilir."

16. 28/5/2020 tarihli ve 31138 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Haksız Fiyat Değerlendirme Kurulu Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) geçici 1. maddesi şöyledir:

"16/4/2020 tarihli ve 7244 sayılı Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgınının Ekonomik ve Sosyal Hayata Etkilerinin Azaltılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanunun 14 üncü maddesinin yürürlüğe girdiği 17/4/2020 tarihinden önce fahiş fiyat artışı uygulamaları hakkında Bakanlığa yapılan başvurular, 7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ikincil mevzuatı kapsamında Reklam Kurulu tarafından sonuçlandırılır."

B. Uluslararası Hukuk

1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi

17. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) 7. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:

"Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez."

2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihadı

18. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bir kişinin hakkında dava açılmasına ve hüküm giymesine neden olan fiilin gerçekleştirildiği zamanda bu fiilin suç olduğunu gösteren bir kanuni hükmün olduğunun ve uygulanan cezanın bu hükümle belirlenen sınırları aşmadığının doğrulanması gerektiğini vurgulamıştır (Coeme ve diğerleri/Belçika, B. No: 32492/96, 32547/96, 32548/96, 33209/96, 33210/96, 22/6/2000, §§ 146, 149-151).

19. AİHM, Ecer ve Zeyrek/Türkiye (B. No: 29295/95 ve 29363/95, 27/2/2001, §§ 29-37) kararında kişinin zararına olacak şekilde cezai nitelikteki kanun maddesinin geriye dönük olarak uygulanmasının yasaklandığına dikkat çekmiş; eylem tarihinden sonra yürürlüğe giren ve cezanın artırılmasını öngören kuralın başvurucu aleyhine yorumlanması nedeniyle Sözleşme'nin 7. maddesinin birinci paragrafının ihlal edildiğine karar vermiştir.

20. AİHM ayrıca Sözleşme'nin 7. maddesinin işlevi konusunda ceza hukukunun davalının aleyhine olacak biçimde geriye dönük olarak uygulanmasını önlemekle kalmayıp aynı zamanda daha genel olarak bir suçun sadece kanunla tanımlanıp cezasının belirlenebileceği prensibini de benimsediğini belirtmektedir. AİHM'e göre anılan maddenin koruması, ceza hukukunun (örneğin kıyas gibi yollarla) suçlanan tarafın aleyhine yorumlanmamasını da kapsar. AİHM, bir suçun kanunda açık bir biçimde tanımlanması şartının kişinin ilgili hükmün ifadesinden ve/veya gerekiyorsa mahkemelerin bu hükmü yorumlamaktaki içtihatları yardımıyla hangi eylem ve kusurların kendisine atfedilebileceğini, suçlu duruma düşebileceğini bilmesiyle yerine getirileceğini belirtmektedir. Dolayısıyla AİHM, Sözleşme'nin 7. maddesinde geçen "kanun" teriminin yazılı olan veya yazılı olmayan kurallarla erişilebilirlik ve öngörülebilirlik de dâhil olmak üzere niteliksel şartları zımnen ifade ettiğini vurgulamaktadır (Tolstoy Miloslavsky/Birleşik Krallık, B. No: 18139/91, 19/7/1995, Seri A No: 316-B, § 37; Kasymakhunov ve Saybatalov/Rusya, B. No: 26261/05, 26377/06, 14/3/2013, § 77).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Anayasa Mahkemesinin 6/3/2024 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Suçta ve Cezada Kanunilik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

22. Başvurucu, kabahati düzenleyen kanun maddesinin yürürlüğe girdiği 17/4/2020 tarihinden önce gerçekleşen eyleme yönelik olarak cezalandırılması nedeniyle suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Ayrıca cezanın üst sınırdan verilmesi gerekçesinin açıklanmaması, itirazlarının ilgili ve yeterli bir gerekçe gösterilmeksizin reddedilmesi nedenleriyle gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ifade etmiş; kamuya açık belgelerde isminin gizlenmesi talebinde bulunmuştur.

23. Bakanlık görüşünde, açık bir şekilde düzenlense dahi kanun maddelerinin mahkemeler tarafından yorumlanması gerektiği bariz takdir hatası ve açık keyfîlik içermeyen tespit, sonuçların Anayasa Mahkemesinin inceleme alanı dışında olduğu vurgulanmış; konuya ilişkin Anayasa Mahkemesi içtihatlarına dikkat çekilmiştir.

24. Bakanlık görüşüne karşı başvurucu, beyanda bulunmamıştır.

2. Değerlendirme

25. Anayasa'nın "Suç ve cezalara ilişkin esaslar" kenar başlıklı 38. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

''Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.''

26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).

27. Başvurucunun yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü, eylem tarihinde yürürlükte bulunmayan cezai nitelikteki kanun maddesine dayanılarak idari para cezası uygulanmasıdır. Bu nedenle bu kısımdaki ihlal iddiaları suçta ve cezada kanunilik ilkesi kapsamında incelenmiştir.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

28. Anayasa Mahkemesi Anayasa'nın 38. maddesinde düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesinin kabahatler yönünden de geçerli olup olmadığını incelediği Onmed Tıbbi Ürünler Paz. ve Dış Tic. Ltd. Şti. (B. No: 2016/8342, 17/6/2020, §§ 31-37), Mustafa Karakuş ([GK], B. No: 2020/34781, 17/1/2023, §§ 53-60) kararlarında suçta ve cezada kanunilik ilkesinin kabahatler yönünden de geçerli olduğu ve başvuruların kabul edilebilir olduğu sonucuna ulaşmıştır (B.Y.Ç., B. No: 2013/4554, 15/12/2015; D.M.Ç., B. No: 2014/16941, 24/1/2018; Selçuk Özbölük, B. No: 2015/7206, 14/11/2018). Anılan kararlarda belirtilen ilkeler doğrultusunda açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

29. Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerle ilgili bölümlerinde kanunla düzenleme ilkesine pek çok maddede ayrı ayrı yer verildiği gibi 13. maddede ifade edilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin genel ilkelerde de sınırlamaların ancak kanunla yapılabileceği kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın suç ve cezaları düzenleyen 38. maddesinde de suçta ve cezada kanunilik ilkesi özel olarak güvence altına alınmıştır (Karlis A.Ş., B. No: 2013/849, 15/4/2014, § 31).

30. Anayasa’nın “Suç ve cezalara ilişkin esaslar” kenar başlıklı 38. maddesinin birinci maddesinde yer alan suçta ve cezada kanunilik ilkesi uyarınca hangi fiillerin yasaklandığının ve bu yasak fiillere verilecek cezaların hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde kanunda gösterilmesi, kuralın açık, anlaşılır ve sınırlarının belli olması gerekmektedir. Kişilerin yasak fiilleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmıştır (AYM, E.2019/9, K.2019/27, 11/4/2019, § 13).

31. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, temel hak ve özgürlüklerin somutlaştırıldığı uluslararası sözleşmelerde de yer almaktadır. Bu ilke Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu Sözleşme’nin “Kanunsuz ceza olmaz” kenar başlıklı 7. maddesinin birinci paragrafında “Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” şeklinde, Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 15. maddesinin birinci paragrafında ise “Hiç kimse, işlendiği zamanda ulusal ya da uluslararası hukuk bakımından suç sayılmayan bir fiil ya da ihmal yüzünden suçlu sayılamaz. Suç sayılan bir fiile, işlendiği zaman yürürlükte olan bir cezadan daha ağır ceza verilemez. Fiilin işlenmesinden sonra yasalarda bu fiile karşılık daha hafif bir ceza öngörülecek olursa, fiili işleyene bu ikinci ceza uygulanır.” biçiminde düzenlenmiştir (AYM, E.2020/16, K.2020/33, 25/6/2020, § 16).

32. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi Anayasa’nın 13. maddesinde ifade edilen temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceğine ilişkin kuralın suç ve cezalar yönünden özel düzenlemesi olarak değerlendirilebilir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, cezalandırmanın temel haklara etkisinden kaynaklanan özel önemi nedeniyle zaman içinde bir ceza hukuku kavramı olarak alt ilkeler de içerecek şekilde gelişmiştir. Bu bağlamda hukuki belirliliğin ve hukuk güvenliğinin gereği olarak Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında yer alan “…kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.” hükmüyle aleyhe kanunun geçmişe uygulanması yasaklanmıştır. Ceza normlarının zaman bakımından uygulanmasını düzenleyici nitelikteki bu kural kanunilik ilkesinin bir alt ilkesi olan aleyhe kanunun geçmişe uygulanması yasağı olarak ifade edilmektedir (AYM, E.2020/87, K.2022/44, 21/04/2022, § 26).

33. Fiilin işlenmesinden hükmün kesinleşmesine kadar geçen ceza muhakemesi sürecinde bir suç için fiilin işlendiği tarihte yürürlükte olan ve daha sonra yürürlüğe giren kanun olmak üzere uygulanması mümkün birden fazla kanun hükmü söz konusu olabilmektedir. Suç nedeniyle başta hürriyeti bağlayıcı cezalar olmak üzere uygulanan çeşitli ceza ve güvenlik tedbirleri temel hak ve özgürlüklere müdahale oluşturduğundan Anayasa, cezayı ağırlaştıran kanunun yürürlük tarihinden önce işlenmiş suçlara uygulanmasını açık biçimde yasaklamıştır (AYM, E.2020/87, K.2022/44, 21/04/2022, § 27).

c. İlkelerin Olaya Uygulanması

34. Somut olayda Kurul, gönderdiği listede yer alan altmış altı ürünün mart, nisan ve mayıs aylarındaki alış ve satış fiyatlarının bildirilmesini istemiş; başvurucu, bilgileri Kurula göndermiştir. Kurul yaptığı incelemede sarımsağın mart-nisan aylarında ortalama alış fiyatlarının birbirine oranı ile ortalama satış fiyatlarının birbirine oranı arasındaki farkın fahiş olduğu sonucuna ulaşmıştır. Yönetmelik'in ilgili maddesinde (bkz. § 16) 17/4/2020 tarihinden önceki eylemler için başka mevzuat hükümlerine göre işlem yapılması gerektiği düzenlenmesine rağmen Kurul, 6585 sayılı Kanun'un 17/4/2020 tarihinde yürürlüğe giren ek 1. maddesinde yer alan "Üretici, tedarikçi ve perakende işletmeler tarafından bir mal veya hizmetin satış fiyatında fahiş artış yapılamaz." hükmünü esas alarak başvurucuya idari para cezası uygulamıştır.

35. Yaptırıma konu eylemin cezayı düzenleyen kuralın yürürlük tarihinden sonra işlenip işlenmediği hususu suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği iddiasının değerlendirilebilmesi için önemlidir. Kurul başvurucu tarafından bildirilen 2020 yılının mart-nisan aylarındaki ürünlerin ortalama alış ve satış fiyatları üzerinden inceleme yapmıştır. Kabahati düzenleyen kuralın 17/4/2020 tarihinde yürürlüğe girdiği dikkate alındığında eylemin kabahati düzenleyen kanun maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra işlendiğinin kabulü mümkün gözükmemektedir. Diğer bir ifadeyle eylem tarihinde belirli ve öngörülebilir, cezai nitelikte bir hüküm bulunmadığı hâlde sonradan yürürlüğe giren kanun maddesine göre başvurucunun cezalandırıldığı ve cezai nitelikte aleyhe kanunun geçmişe uygulandığı anlaşılmıştır. Buna karşın mahkemelerce başvurucunun bu husustaki itirazları değerlendirilmemiş, üst sınırdan uygulanan yaptırımın usul ve kanuna uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak başvurucunun eylem tarihinde yürürlükte olmayan kanun maddesine dayanılarak cezalandırılması nedeniyle Anayasa'nın 38. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

36. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 38. maddesinde düzenlenen suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

B. Hükmün Denetlenmesini Talep Etme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

37. Başvurucu, yüksek meblağda idari para cezasına itirazlarının detaylı şekilde incelenmeden reddedilmesi ve bu karara üst mahkemeye başvuru yolunun açık olmaması nedeniyle etkili başvuru hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Bakanlık görüşünde, kanun koyucunun mahkemelerce verilen hükümlerin denetlenmesi konusunda birtakım sınırlamalar getirebileceğine dikkat çekilmiştir.

38. Başvurucunun bu kısımdaki şikâyeti hükmün denetlenmesini talep etme hakkı kapsamında incelenmiştir.

39. Anayasa Mahkemesi, somut başvuruya konu benzer şikâyetleri Beyza Mobilya Dayanıklı Tüketim Maddeleri Gıda Madencilik İnş. Petrol Ürünleri San. Tic. A.Ş., (B. No: 2018/9933, 13/9/2022, §§ 34-42) başvurusunda incelemiş ve hükmün denetlenmesini talep etme hakkına yönelik başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olduğu sonucuna ulaşmıştır. Somut başvuruda da anılan kararda açıklanan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

40. Açıklanan gerekçelerle hükmün denetlenmesini talep etme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

41. Başvurucu, ihlalin tespiti ile yeniden yargılama yapılmasına hükmedilmesini talep etmiştir.

42. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,

B. 1. Suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. Hükmün denetlenmesini talep etme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan suçta ve cezada kanunilik ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin suçta ve cezada kanunilik ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bakırköy 4. Sulh Ceza Hâkimliğine (2020/5160 D. İş sayılı kararı) GÖNDERİLMESİNE,

E. 487,60 TL harç ve 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 19.287,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 6/3/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.