TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ENERJİ SANAYİ VE MADEN KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/30844)

 

Karar Tarihi: 20/6/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yıldız SEFERİNOĞLU

 

 

Basri BAĞCI

Raportör

:

Gülsüm Gizem GÜRSOY

Başvurucu

:

Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası

Temsilcisi

:

Cemallettin SAĞTEKİN

Vekili

:

Av. Candan DUMRUL KADIYORANOĞLU

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru; başvurucu sendikanın temsilcilerinin kanun hükmünde kararname ile kamu görevinden çıkarılmaları sonucu sendika üye tespit toplantısının yenilenmesine karar verilmesi nedeniyle sendika hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

A. Arka Plan Bilgisi

2. Başvurucu Enerji Sanayi ve Maden Kamu Emekçileri Sendikası (ESM-Sen) 10 Ağustos 2001'de kurulmuş, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonuna bağlı olarak enerji, sanayi ve maden hizmet kolunda faaliyet göstermek üzere örgütlenen memur sendikasıdır.

3. Başvurucu Sendikanın üyesi olan Ö.F.K, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Genel Müdürlüğünde memur olarak görev yapmakta iken 29/10/2016 tarihli ve 29872 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır. Yine başvurucu Sendika üyesi olan V.Y., Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Enerji Genel Müdürlüğünde uzman yardımcısı olarak görev yapmakta iken29/4/2017 tarihli ve 30052 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 689 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile kamu görevinden çıkarılmıştır.

4. 23/1/2017 tarihli ve 29957 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 2/1/2017 tarihli ve 685 sayılı Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu Kurulması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 1. maddesiyle Anayasa'nın 120. maddesi kapsamında ilan edilen ve 21/7/2016 tarihli Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla onaylanan olağanüstü hâl (OHAL) kapsamında terör örgütlerine veya Millî Güvenlik Kurulunca devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, aidiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu gerekçesiyle başka bir idari işlem tesis edilmeksizin doğrudan kanun hükmünde kararname (KHK) hükümleri ile tesis edilen işlemlere ilişkin başvuruları değerlendirmek ve karara bağlamak üzere OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu (Komisyon) kurulmuştur.

5. Sendika üyeleri Ö.F.K. ve V.Y., haklarında uygulanan kamu görevinden çıkarma işlemine karşı Komisyona başvurmuştur. Olayların gerçekleştiği tarihte bu kişilerin dosyası Komisyonda derdesttir.

B. Başvuru Konusu Olay

6. 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun 30. maddesinde kurumlardaki sendika üye sayılarının nasıl tespit edileceği belirlenmiştir. Buna göre tespite ilişkin toplantıya kurumun işveren vekili ile tahakkuk memuru veya mali hizmetler birimi yetkilisi ve kurumun hizmet kolunda faaliyette bulunan sendikalardan birer temsilci katılacağı belirtilmiştir. Anılan maddede tarafların katılımı ile yapılacak toplantı neticesinde düzenlenecek tutanakların kurum merkezinde yapılacak tespitte değerlendirilmek üzere kurum merkezine gönderileceği, bu tutanakların kurum merkezinde tarafların katılımı ile tek tutanak hâline getirileceği düzenlenmiştir (bkz. § 13).

7. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 14/5/2019 tarihinde ESM-Sen'e gönderdiği yazıda 4688 sayılı Kanun'un 30. maddesi kapsamında üye tespit toplantısının yapılabilmesi için sendikanın temsilci göndermesini talep etmiştir. Sendika aynı günlü cevap yazısında Ö.F.K. ve V.Y. isimli kişilerin sendikayı temsilen katılacağını bildirmiştir. Belirtilen kişilerin katılımı ile 23/5/2019 tarihinde toplantı gerçekleştirilmiş ve tutanak tutulmuştur.

8. Bakanlık 29/5/2019 tarihinde ESM-Sen'e yeniden yazı göndermiştir. Yazıda, toplantıya katılan ve tutanakta imzası bulunan sendika temsilcilerinin kamu görevlisi olmadığı anlaşıldığından işlemin yeniden tekemmül ettirilmesi amacıyla sendikanın temsilci bildirmesi talebinde bulunmuştur. Sendika, Bakanlığa gönderdiği aynı günlü yazıda, önceki toplantıya katılan kişilerin sendika üyeliklerinin devam ettiğini ve toplantının geçerli olduğunu beyan etmiştir. Bakanlık 30/5/2019 tarihinde ESM-Sen temsilcileri yokluğunda üye tespit toplantısı yapmıştır.

9. Başvurucu Sendika 23/5/2019 tarihli toplantının tekemmül ettirilmesi ve yeniden temsilci bildirilmesi talebine ilişkin işlemlerin iptali talepli dava açmıştır. Ankara 3. İdare Mahkemesi 10/9/2020 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararda; KHK'lar ile görevlerine son verilen kamu görevlilerinin bir daha kamu hizmetinde istihdam edilemeyeceği, doğrudan veya dolaylı olarak görevlendirilemeyeceği belirtilmiştir. Kararda, 4688 sayılı Kanun'a göre görevine son verilen sendika üyelerinin sendika şubesi ve sendika organlarındaki görevlerinin sona ereceği, görevi sona eren kamu görevlilerinin sendikayı temsil etme yetkisinin bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Karar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi'nin 24/2/2021 tarihli kararıyla onanarak kesinleşmiştir.

10. Nihai karar başvurucuya 12/3/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu, 12/4/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

II. DEĞERLENDİRME

A. İlgili Hukuk

11. 4688 sayılı Kanun’un "Üyeliğin sona ermesi" kenar başlıklı 16. maddesinin beşinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"...sair nedenlerle kamu görevinden ayrılanların üyelikleri, sendika şubesi, sendika veya konfederasyon organlarındaki görevleri ... sona erer."

12. 4688 sayılı Kanun’un "Sendika üyelerinin ve yöneticilerinin güvencesi" kenar başlıklı 18. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Görevden uzaklaştırma, re’sen emeklilik, göreve son verilmesi, tayin veya sair hallerde görevlinin mahkemeye başvurması halinde, mahkeme kararı kesinleşinceye kadar sendikadaki görevi devam eder. "

13. 4688 sayılı Kanun’un "Üye sayılarının tespiti" kenar başlıklı 30. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Sendika ve konfederasyonların üye sayılarının belirlenmesinde aşağıdaki esaslar uygulanır:

a) Kurumlarca yapılacak tespit;

Tespite ilişkin toplantıya kurumun işveren vekili ile tahakkuk memuru veya mali hizmetler birimi yetkilisi ve kurumun hizmet kolunda faaliyette bulunan sendikalardan birer temsilci katılır... toplam kamu görevlisi sayısı ile sendika üyesi kamu görevlilerinin sendikalara göre toplam sayılarını belirten tutanak toplantıya katılan taraflarca imzalanır."

B. Somut Olayın Değerlendirilmesi

14. Anayasa Mahkemesi daha önce Hüseyin Ercan başvurusunda (B. No: 2018/11352, 8/9/2021) OHAL KHK'sı ile kamu görevinden çıkarılan başvurucunun sendika üyesi olamayacağı gerekçesiyle sendika hakkına müdahale edildiği iddiasını incelemiş ve müdahalenin kanuni dayanağı bulunmadığı sonucuna ulaşmıştır. Anılan kararda öncelikle başvurucu hakkında kamu görevinden çıkarma işlemi değerlendirilmiştir. Buna göre başvurucunun kamu görevinin sona ermesine ilişkin Komisyon işlemlerinin etkili bir yol olup olmadığına değinilmiştir (Hüseyin Ercan,§ 43). Sonradan oluşturulan Komisyon yolunun ulaşılabilirlik, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi yönünden etkili bir kanun yolu olup olmadığı Anayasa Mahkemesince incelenmiş ve bu kanun yolunun tüketilmesi gereken hukuki bir başvuru yolu olduğu kabul edilmiştir (Remziye Duman, B. No: 2016/25923, 20/7/2017, §§ 39-47).

15. Somut olayda başvurucu Sendikanın üye tespit toplantısı için görevlendirdiği sendika üyelerinin kamu görevinin hukuken sona erdiğine ilişkin bir yargı kararı bulunmamaktadır. Sendika da idareye verdiği cevapta anılan kişilerin sendika üyeliğinin devam ettiğini belirtmiştir. Buna karşın derece mahkemeleri davanın reddine dayanak olarak salt sendika üyelerinin KHK ile kamu görevinden çıkarılmasını gerekçe olarak göstermiştir.

16. Anayasa Mahkemesinin değerlendirmesine göre 4688 sayılı Kanun'un 18. maddesinde haklarında kamu görevinden çıkarılmaya ilişkin yargısal süreçlerin devam ettiği kişilerin sendika üyeliklerinin korunacağı ifade edilmiştir (Hüseyin Ercan,§ 45). Dolayısıyla somut olayda kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin olarak hakkında kesinleşmiş herhangi bir yargısal karar bulunmayan ve bu sebeple 4688 sayılı Kanun'un 18. maddesinin yoruma ihtiyaç bırakmayacak açıklıktaki hükmü uyarınca sendika üyeliği devam eden sendika üyelerinin sendikayı temsil edemeyeceklerine ilişkin değerlendirme kanunun açık lafzıyla çelişen bariz bir takdir hatası teşkil etmektedir (benzer değerlendirmeler için bkz. Hüseyin Ercan,§ 46). Bu durumda başvurucu Sendikanın temsilcilerinin katıldığı toplantı geçersiz sayılarak toplantının tekemmül ettirilmesine ilişkin işlemin hukuka uygun bulunmasının kanuni dayanağının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Varılan sonuca göre müdahalenin meşru bir amacının veya ölçülü olup olmadığının değerlendirilmesine gerek görülmemiştir (benzer değerlendirmeler için bkz. Hüseyin Ercan,§ 47).

17. Açıklanan gerekçelerle Anayasa'nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

18. Başvurucu ihlalin tespiti, yeniden yargılama yapılması ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasında düzenlenen bireysel başvuruya özgü yeniden yargılama kurumunun özelliklerine ilişkin kapsamlı açıklamalar için bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Öte yandan somut olay bağlamında ihlalin tespit edilmesinin başvurucunun uğradığı zararın giderilmesi bakımından yetersiz kalacağı değerlendirilmiştir. Dolayısıyla ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılabilmesi için sendika hakkının ihlali nedeniyle manevi zararları karşılığında başvurucuya takdiren net 18.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Sendika hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 51. maddesinde güvence altına alınan sendika hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin sendika hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması amacıyla Ankara 3. İdare Mahkemesine (E.2019/1668, K.2020/1410) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya 18.000 TL manevi tazminatın ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 487,60 TL harç ve 9.900 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 10.387,60 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/6/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.