TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ İŞERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2021/4607)

 

Karar Tarihi: 20/12/2023

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

Selahaddin MENTEŞ

 

 

İrfan FİDAN

 

 

Muhterem İNCE

Raportör

:

Şeyda Nur ÜN

Başvurucu

:

Ali İŞERİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kapalı ceza infaz kurumunda hükümlü iken açık ceza infaz kurumuna nakledilen başvurucunun uzaktan öğretim programı kapsamında internet erişimli bir bilgisayar vasıtasıyla ders takibi yapma talebinin reddedilmesi nedeniyle eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 8/1/2021 tarihinde yapılmıştır.

3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. 1981 doğumlu olan başvurucu, başvuru tarihinde uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan hükümlü olarak Bartın Açık Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunmaktadır. Olayların meydana geldiği tarihte başvurucu ayrıca Selçuk Üniversitesi Akşehir Meslek Yüksekokulu Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümünde (Yüksekokul) öğrencidir.

7. Başvurucu, daha önce kapalı ceza infaz kurumunda hükümlü statüsünde bulunurken 14/4/2020 tarihli ve 7242 sayılı Kanun'un (bkz. § 14) 53. maddesiyle yapılan değişiklik üzerine 2/6/2020 tarihinde açık ceza infaz kurumuna ayrılmıştır. Akabinde başvurucu 4/9/2020 tarihinde Yüksekokula kaydını yaptırmıştır.

8. Başvurucu, 8/10/2020 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne başvuru yaparak öğrencisi olduğu bölümün derslerinin uzaktan öğretim yoluyla verildiğini belirtmiş; bölüm derslerine çevrim içi katılma talebinde bulunmuştur. Ceza İnfaz Kurumu İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı (İdare ve Gözlem Kurulu) 9/10/2020 tarihli kararla başvurucunun talebini reddetmiştir. Ret kararında; başvurucunun açık ceza infaz kurumunda bulunmasına karşın hukuken kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde olduğunu ve kapalı ceza infaz kurumundaki hükümlülerin örgün eğitimden yararlandırılmasının söz konusu olmadığını belirtmiştir.

9. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunun kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Bartın İnfaz Hâkimliği (İnfaz Hâkimliği) 22/10/2020 tarihinde başvurucunun itirazının reddine karar vermiştir. Gerekçeli kararında İnfaz Hâkimliği; örgün eğitimin uzaktan eğitim yöntemiyle yapılmasının örgün eğitime yaygın eğitim vasfı kazandırmadığını, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutukluların mevzuat uyarınca örgün eğitime devam etmesinin mümkün olmadığını, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan ve hukuken kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü/tutuklusu statüsünde bulunan açık ceza infaz kurumu hükümlülerinin de örgün eğitime devam etmesinin mevzuat uyarınca mümkün olmadığını belirtmiştir. Devamında İnfaz Hakimliği, hukuken kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde bulunan ve açık ceza infaz kurumu hükümlüsü olan başvurucunun talebinin mevzuat uyarınca mümkün olmadığını belirterek talebin reddine karar vermiştir.

10. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Bartın Ağır Ceza Mahkemesi 23/11/2020 tarihinde "kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun itirazını kesin olarak reddetmiştir.

11. Başvurucu, nihai hükmü 10/12/2020 tarihinde öğrendikten sonra süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

12. Öte yandan Ceza ve Tevkifleri Genel Müdürlüğü 29/9/2020 tarihinde tüm ceza infaz kurumlarına bir yazı göndererek başvuru konusu hakkında bir bilgilendirme yapmıştır. Söz konusu yazının içeriği şöyledir:

"İlgi sayılı yazıda, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un Geçici 9/6'ncı maddesi gereğince açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlülerin örgün eğitimden yararlanabileceği belirtilmiş olmasına karşın,

Bazı kurumlarca, bahse konu mevzuat hükmü gereğince açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde olduğundan bahisle örgün eğitime devam taleplerine ilişkin matbu ret kararları verildiği görülmekte olup söz konusu tereddütün giderilmesi ve uygulama birliğinin sağlanması amacıyla bazı hatırlatmalarda bulunma zarureti hasıl olmuştur.

Bu kapsamda;

1. Kanun'un Geçici 9/6'ncı maddesi uyarınca açık ceza infaz kurumuna gönderilen hükümlülerin öğrenim hakları bakımından açık ceza infaz kurumu hükümlüleriyle aynı statüde olduğunun hatırda tutulması,

2. Somut bir gerekçe gösterilmeden, kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde olduğundan bahisle matbu ret kararı verilmemesi, somut bir gerekçe olmadan örgün eğitime devama ilişkin olumsuz değerlendirilen kararların yeniden ele alınması,

3. Örgün eğitim taleplerine ilişkin diğer hususların ise 27/07/2007 tarihli ve "Genç ve Yetişkin Hükümlü ve Tutukluların Eğitim ve İyileştirilme İşlemleri ve Diğer Hükümler" konulu 46/1 No.lu Genelge uyarınca idare ve gözlem kurulunca değerlendirilmesi,"

IV. İLGİLİ HUKUK

13. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Açık ceza infaz kurumları" kenar başlıklı 14. maddesinin ilgili fıkraları şöyledir:

"(1) Açık ceza infaz kurumları, hükümlülerin iyileştirilmelerinde, çalıştırılmaları ve meslek edindirilmelerine öncelik verilen, firara karşı engelleri ve dış güvenlik görevlisi bulunmayan, güvenlik bakımından kurum görevlilerinin gözetim ve denetimi ile yetinilen kurumlardır.

...

 (3) (Değişik:14/4/2020-7242/18 md.) Hükümlülerin kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına 89 uncu madde uyarınca yapılan değerlendirme sonucunda karar verilir.

 (4) (Değişik:14/4/2020-7242/18 md.) Toplam on yıl ve daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar ile terör suçları, örgüt kurmak, yönetmek veya örgüte üye olmak suçları, örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar, kasten öldürme suçları, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar ve uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarından mahkûm olanların kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna ayrılmalarına ilişkin idare ve gözlem kurulu kararları, infaz hâkiminin onayından sonra uygulanır."

14. 7242 sayılı Kanun'un 53. maddesi ile değişik 5275 sayılı Kanun'un geçici 9. maddesinin altıncı fıkrası şöyledir:

"(6) Türk Ceza Kanununun İkinci Kitap Dördüncü Kısım Dördüncü, Beşinci, Altıncı ve Yedinci Bölümünde tanımlanan suçlar, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar ve örgüt faaliyeti kapsamında işlenen suçlar hariç olmak üzere, toplam hapis cezası on yıldan az olanlar bir ayını, on yıl ve daha fazla olanlar ise üç ayını kapalı ceza infaz kurumunda geçirmiş olan iyi hâlli hükümlülerden ilgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmalarına bir yıl veya daha az süre kalanlar, talepleri hâlinde açık ceza infaz kurumlarına gönderilebilirler. Bu hükümlüler, açık ceza infaz kurumlarında barındırılır. İlgili mevzuat uyarınca açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya, beşinci fıkrada belirtilen süreler içinde hak kazandıkları takdirde beşinci fıkra uyarınca izinli sayılırlar. Beşinci fıkrada belirtilen sürenin tamamlanmasından sonra ise açık ceza infaz kurumlarına ayrılmaya hak kazanıp kazanmadıklarına bakılmaksızın, 95 inci maddede düzenlenen izin hakkından yararlanırlar. Bu fıkra hükmü 31/12/2020 tarihine kadar uygulanır.”

15. 5275 sayılı Kanun'un "Hükümlünün radyo, televizyon yayınları ile internet olanaklarından yararlanma hakkı" kenar başlıklı 67. maddesinin (3) ve (4) numaralı fıkraları şöyledir:

"(3) Kapalı ve açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde ancak, eğitim ve iyileştirme programları çerçevesinde kurum yönetimince belirlenen yerlerde görsel ve işitsel eğitim araç ve gereçlerinin kullanımına izin verilebilir. Eğitim ve iyileştirme programları gerekli kıldığı takdirde denetim altında internetten yararlanılabilir. Hükümlü, odasında bilgisayar bulunduramaz. Ancak, Adalet Bakanlığının uygun görmesi hâlinde eğitim ve kültürel amaçlı olarak bilgisayarın ceza infaz kurumuna alınmasına izin verilebilir.

 (4) Bu haklar, tehlikeli hâlde bulunan veya örgüt mensubu hükümlüler bakımından kısıtlanabilir."

16. 5275 sayılı Kanun'un "Eğitim Programları" başlıklı 75. maddesi şöyledir:

"(1) Ceza infaz kurumlarında bulunduğu süre içinde hükümlüye, kişiliğini geliştirecek, eğitimini güçlendirecek, yeni beceriler elde etmesini, suç işleme eğilimini yok etmeyi sağlayacak ve salıverilme sonrasına hazırlayacak programlar uygulanır.

 (2) Hükümlünün yaş, ceza süresi ve yeteneklerine öncelik verilerek ekonomik ve kültür durumuna uygun biçimde düzenlenen eğitim programları; temel eğitim, orta ve yüksek öğretim, meslek eğitimi, din eğitimi, beden eğitimi, kütüphane ve psiko-sosyal hizmet konularını kapsar."

17. 5275 sayılı Kanun'un "Öğretimden Yararlanma" başlıklı 76. maddesi şöyledir:

"(1) Açık ceza infaz kurumları ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır.

 (2) Bu maddenin uygulanmasına ve sınavlara ilişkin usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir."

18. 29/3/2020 tarihli ve 3103 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik'in (Yönetmelik) "Öğretimden yararlanma" kenar başlıklı 89. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"MADDE 89- (1) Açık kurumlar ile çocuk eğitimevlerinde bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın, kapalı kurumlarda bulunan hükümlülerin yaygın öğretimden yararlanmaları sağlanır."

19. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından 5275 sayılı Kanun gereğince ceza infaz kurumlarında genç ve yetişkin hükümlü ve tutuklulara uygulanacak eğitim ve iyileştirme çalışmalarına ilişkin usul ve esasları göstermek, mevzuatın uygulanmasını kolaylaştırmak, uygulamada ortaya çıkan sorunları gidermek amacıyla hazırlanan 27/7/2007 tarihli ve 46/1 sayılı Genelge'nin (Genelge) "Eğitim ve Öğretim Çalışmaları" başlıklı Dördüncü Bölümü'nde yükseköğretimin de tutuklu ve hükümlülerin yararlanabileceği bir öğretim çeşidi olarak kabul edildiği ve "Yüksek Öğretim Çalışmaları" başlığı altında düzenlendiği görülmektedir. İlgili kısım şöyledir:

"(1) Herhangi bir yüksek öğretim kurumuna devam ederken tutuklanan veya hüküm giyen öğrencilerin ya da ceza infaz kurumundayken üniversite sınavını kazanan hükümlü ve tutukluların kapalı ceza infaz kurumlarından, okullarının kabul etmesi durumunda, dış güvenlik görevlisi muhafazasında, açık ceza infaz kurumlarından iç güvenlik görevlisi nezaretinde ara, yıl sonu, bütünleme ve mazeret sınavlarına katılmaları sağlanacaktır. Talebi olması hâlinde okullarının kabul etmesi koşuluyla kayıt dondurma işlemi yapılması için girişimlerde de bulunulacaktır.

(2) Öğrencinin sınava gireceği yere sevk edilmesi için gerekli süre de dikkate alınarak, sınavdan en az on gün önce akademik takvim, öğrenci belgesi ve öğrencinin dilekçesi bir üst yazıyla Genel Müdürlüğün Eğitim Birimine fakslanacaktır.

...

(4) Açık ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler, kurumla aynı Büyükşehir belediyesi veya belediye sınırları içinde olan herhangi bir yüksek öğretim kurumunda okuma hakkını kazandıklarında, okullarının kabul etmesi hâlinde, talepleri doğrultusunda, okullarına devam etmeleri ve örgün eğitimden yararlanmaları sağlanacaktır. Açık ceza infaz kurumu hükümlülerinin okullarına devam etmeleri sağlanırken aşağıdaki kurallara uyulacaktır:

...

(5) Uzaktan eğitime katılacak öğrenciler, personel nezaretinde internetten yararlandırılacaklardır."

20. 4/11/1981 tarihli ve 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun "Tanımlar" kenar başlıklı 3. maddesinin birinci fıkrasının (u) bendinin ilgili kısmı şöyledir:

"u) Yükseköğretim Eğitim Türleri: Yükseköğretimde eğitim - öğretim türleri örgün, açık, dışarıdan (ekstern) ve yaygın eğitimdir.

(1) Örgün Eğitim: Öğrencilerin, eğitim - öğretim süresince ders ve uygulamalara devam etme zorunluluğunda oldukları bir eğitim - öğretim türüdür.

(2) Açık Eğitim: Öğrencilere radyo, televizyon ve eğitim araçları vasıtasıyla yapılan bir eğitim - öğretim türüdür.

...

(4) Yaygın Eğitim: Toplumun her kesimine ve değişik alanlarda bilgi ve beceri kazandırma amacı güden bir eğitim - öğretim türüdür."

21. 2547 sayılı Kanun'un 44. maddesinin (e) bendinin ilgili kısmı şöyledir:

"e. Yükseköğretim Kurulu kararı üzerine yükseköğretim kurumlarında; öğretim elemanı ve öğrencilerin aynı mekânda bulunma zorunluluğu olmaksızın, bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı olarak öğretim faaliyetlerinin planlandığı ve yürütüldüğü önlisans, lisans ve lisansüstü uzaktan öğretim programları açılabilir. Uzaktan öğretim programlarının açılabileceği alanlar, uzaktan öğretim yoluyla verilecek dersler ve kredi miktarları, ders materyallerinin hazırlanması, sınavlarının yapılma şekli, yükseköğretim kurumları arasında bu amaçla yapılacak protokoller ile uzaktan öğretime ilişkin diğer hususlar, Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenir."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

22. Anayasa Mahkemesinin 20/12/2023 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

23. Başvurucu, bireysel başvuru harç ve giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğunu belirterek adli yardım talebinde bulunmuştur.

24. Anayasa Mahkemesinin Mehmet Şerif Ay (B. No: 2012/1181, 17/9/2013) kararında belirtilen ilkeler dikkate alınarak geçimini önemli ölçüde zor duruma düşürmeksizin yargılama giderlerini ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun açıkça dayanaktan yoksun olmayan adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. Eğitim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu; üniversitede öğrenci olduğunu ve derslerin uzaktan öğretim yoluyla internet üzerinden işlendiğini ve açık ceza infaz kurumunda bulunması nedeniyle dersleri çevrimiçi takip edebilme imkânından yararlanması gerektiğini belirtmiştir. Başvurucu devamında açık ceza infaz kurumuna ayrıldığı andan itibaren burada bulunmanın tüm haklarından yararlanıp külfetlerine de katlandığını hatta üniversiteye kayıt yaptırmak için Ceza İnfaz Kurumundan izin alarak Konya'ya gidip geldiğini, böyle bir imkânın kapalı ceza infaz kurumlarında mümkün olmadığını, buna rağmen ders takip isteğinin kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde bulunduğundan bahisle reddedilmesinin keyfî olduğunu, 7242 sayılı Kanun'da böyle bir açık hükmün yer almadığını ve tüm bu sebeplerle eğitim hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

26. Bakanlık görüşünde; başvurucunun eğitim hakkının ihlal edildiği iddiaları incelenirken Anayasa ve ilgili mevzuat hükümleri ile Anayasa Mahkemesi içtihadı ve somut olayın kendine özgü koşulları ile derece mahkemelerinin gerekçelerinin de dikkate alınması gerektiği belirtilmiştir.

2. Değerlendirme

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucunun açık ceza infaz kurumunda eğitimine devam edebilmek için internete erişimi olan bir bilgisayara ulaşma talebinin reddine yönelik iddialarının eğitim hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 77).

28. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz."

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Genel İlkeler

30. Anayasa Mahkemesi; önceki kararlarında eğitim hakkının yükseköğrenim seviyesini de kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 36), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 68), kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim görmesini engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36; Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017, § 44) karar vermiştir.

31. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların eğitim hakkı da Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).

32. Anayasa Mahkemesi Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri kararında; Sözleşme gibi Anayasa'nın da devlete, ceza infaz kurumlarında hükümlü ve tutuklulara eğitim-öğretim imkânı sağlanması yönünde pozitif bir yükümlülük yüklemediğini belirtmiştir. Bununla birlikte 5275 sayılı Kanun ve ilgili diğer düzenleyici işlemlerde mahpuslar için eğitsel, kültürel ve sosyal faaliyetlerin önemi vurgulanarak bu tür faaliyetlerin mahpusların topluma kazandırılmasındaki öneminin ortaya konulduğunu, yasal olarak devletin mahpuslara ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde eğitim ve öğretim sağlama yükümlülüğü altına girdiğini eklemiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 72).

33. Yasalar uyarınca mahpuslara tanınan eğitim hakkının sınırlandırılması hususunda Anayasa ve Sözleşme’de bir yükümlülük yüklenmediği gerekçesiyle idarenin sınırsız bir takdir alanı olduğundan bahsedilemeyeceğini ifade eden Anayasa Mahkemesi, bununla birlikte ceza infaz kurumunda bulunmanın doğal ve kaçınılmaz sonuçlarının gözönünde tutulması gerektiğini zira tutuklu ve hükümlülerin temel hak ve hürriyetlere genel olarak sahip olmalarının bu hakların onlar için ceza infaz kurumu dışındaki bireyler kadar güvence altına alındığı şeklinde de yorumlanamayacağını belirtmiştir. Dolayısıyla anılan kararda, eğitim ve öğretim faaliyetlerine katılımın ceza infaz kurumunun imkânları çerçevesinde sağlanması hâlinde bu katılımın ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonuçları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği kabul edilmiştir (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, § 73).

ii. İlkelerin Olaya Uygulanması

34. Somut olayda Yüksekokulda öğrenci olduğunu belirten başvurucu; açık ceza infaz kurumunda bulunmasına karşın uzaktan eğitim yöntemiyle çevrimiçi olarak verilen dersleri takip edememesinden şikâyet etmektedir. İdare ve Gözlem Kurulu ile İnfaz Hâkimliği yaptığı değerlendirmede; 5275 sayılı Kanun'un geçici 9. maddesinin altıncı fıkrası gereği açık ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun aslen kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde olduğunu, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin örgün eğitimden yararlanamayacağını belirterek talebin ve itirazın reddine karar vermiştir. Anayasa Mahkemesi önündeki mesele, açık ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun örgün eğitimden yararlandırılmamasına ilişkin olarak idare ve derece mahkemelerince verilen kararların eğitim hakkına müdahale yönünden ilgili ve yeterli bir gerekçe içerip içermediğidir.

35. 5275 sayılı Kanun'da, açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın eğitimden, kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin ise yaygın eğitimden yararlanacağı ve buna ilişkin usul ve esasların da yönetmelikle belirleneceği belirtilmiştir. Bu kapsamda öncelikle açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin örgün ve yaygın eğitimin her ikisinden yararlanması mümkün olup kapalı ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülere nazaran eğitimden yararlanma imkânlarının daha geniş olduğu açıktır.

36. Yine 5275 sayılı Kanun'da kapalı ceza infaz kurumunda bulunan tutuklu ve hükümlülerin örgün eğitime devamları konusunda bir düzenleme bulunmamakta, yalnızca yaygın eğitime devamlarının sağlanacağı öngörülmektedir (bkz. § 17). Yaygın eğitime devamın sağlanması ve eğitimden faydalanması için, zorunlu olan durumlarda bu nitelikteki kurumlarda öğrenci olan tutuklu ve hükümlülerin personel nezaretinde ve kurumun imkânları ölçüsünde internetten yararlandırılmaları mümkündür. Bununla birlikte Anayasa'da ve Sözleşme'de öngörülmemiş olmasına rağmen 5275 sayılı Kanun'la tutuklu ve hükümlülerin eğitim hakkı yönünden sağlandığı anlaşılan bu imkânın ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonuçları ve ceza infaz kurumlarının olanakları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği de ortadadır. Özellikle internet sağlama konusunda Anayasa ve Sözleşme'de devlet yönünden herhangi bir yükümlülük öngörülmediği gözönüne alındığında idarenin bu hususta oldukça geniş bir takdir yetkisine sahip olduğu anlaşılmaktadır (Mehmet Al, B. No: 2021/6664, 6/10/2021, § 41).

37. Bununla birlikte açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlü ve tutuklular yönünden ise 5275 sayılı Kanun'un hem örgün hem de yaygın eğitimden yararlanma imkânı sağladığı görülmektedir. Nitekim açık ceza infaz kurumları infazın gevşetilmesi kapsamında farklı infaz rejimlerine sahiptir. Kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçişte hükümlülerin istifade edebileceği imkânlar artırılmakta ve infaz rejimi yumuşatılmaktadır. Hapis cezalarının infazındaki temel kurguyu teşkil eden bu işleyiş, hükümlünün iyi hâlli olma isteğini ve gayretini arttırmakta, toplumla bütünleşmesini kolaylaştırmaktadır. Kapalı ceza infaz kurumlarında eğitime kısıtlı erişim imkânı varken açık ceza infaz kurumlarında eğitime erişimdeki kısıtlamalar hafifletilmekte, hükümlü ve tutuklular yönünden eğitime erişim imkânı artırılmaktadır.

38. Öte yandan 2547 sayılı Kanun'da, Yükseköğretim Kurulu kararı üzerine yükseköğretim kurumlarında -öğretim elemanı ve öğrencilerin aynı mekânda bulunma zorunluluğu olmaksızın- bilgi ve iletişim teknolojilerine dayalı olarak öğretim faaliyetlerinin planlandığı ve yürütüldüğü ön lisans, lisans ve lisansüstü uzaktan öğretim programları açılabileceği öngörülmüştür. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünce çıkarılan Genelge'de ise uzaktan öğretim programlarında öğrenci olan tutuklu ve hükümlülerin personel nezaretinde internetten yararlandırılacakları belirtilmiştir (bkz. § 19).

39. Mevcut başvuruda da kapalı ceza infaz kurumunda bulunan başvurucu, ilgili mevzuat gereği açık ceza infaz kurumuna geçmiş; akabinde örgün eğitim kapsamında eğitim veren bir bölüme kaydını yaptırmıştır. Sonrasında ise söz konusu bölüm uzaktan öğretim yöntemiyle eğitim vermeye başlamıştır. Öyleyse mevcut durumda değerlendirilmesi gereken öncelikli husus, açık ceza infaz kurumunda bulunan başvurucunun örgün eğitim kapsamında ve uzaktan eğitim yöntemi kullanılarak verilen bir eğitimden yararlanıp yararlanamayacağıdır.

40. Öncelikle yukarıda bahsi geçen ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde açık ceza infaz kurumunda bulunan hükümlülerin örgün eğitimden yararlanmaları esastır. Bu kapsamda kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçen ve hâlihazırda açık ceza infaz kurumunda bulunan başvurucu yönünden gerek örgün eğitimden gerekse diğer açık ceza infaz kurumu uygulamalarından yararlanma noktasında kapalı ceza infaz kurumu rejiminin uygulanmasına devam edileceğine dair açık bir hüküm bulunmamaktadır. Başvurucu da açık ceza infaz kurumunda bulunduğu süre içinde bu kurumda bulunmanın tüm gerekliliklerinin uygulandığını belirtmiştir. Buna karşın idare ve derece mahkemeleri kararlarında yalnızca başvurucunun kapalı ceza infaz kurumu hükümlüsü statüsünde olduğunu belirtmiş ve başkaca bir gerekçeye yer vermemiştir.

41. Diğer yandan ilgili mevzuat gereği kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçen hükümlülerin/tutukluların örgün eğitimden yararlandırılmaları konusunda ortaya çıkan tereddütlerin artması üzerine Ceza ve Tevkifleri Genel Müdürlüğünce tüm ceza infaz kurumlarına bilgilendirme yazısı gönderilmiştir. Yazıdan da anlaşıldığı üzere kapalı ceza infaz kurumundan açık ceza infaz kurumuna geçen hükümlüler yönünden örgün eğitimden yararlanma konusunda statü açısından bir fark bulunmadığı, yalnızca bu gerekçeye dayanılarak matbu ret kararları verilmemesi, ilgili mevzuat gereği değerlendirme yapılması ve somut bir gerekçe gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Söz konusu yazının devamında da daha önce benzer şekildeki taleplerden olumsuz olarak sonuçlananların yeniden ele alınması gerektiği belirtilmiştir.

42. Tüm bu hususlar gözönüne alındığında mevcut başvuruda başvurucunun eğitimi için ceza infaz kurumu şartları çerçevesinde başvurucuya tanınan internet kullanma imkânına yapılan müdahalenin gerekçelerinin olaya özgü somut unsurlar içermediği, ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonuçları kapsamında idare ve derece mahkemelerince bir değerlendirme yapılmadığı anlaşıldığından söz konusu gerekçelerin ilgili ve yeterli olduğundan bahsedilemez.

43. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

VI. GİDERİM

44. Başvurucu, ihlalin tespiti ile 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

45. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş, yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100).

46. Öte yandan ihlalin niteliği dikkate alınarak başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VII. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin eğitim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Bartın İnfaz Hâkimliğine (E.2020/604, K.2020/610) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 20/12/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.