TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NAZAN BOZKURT BAŞVURUSU (3)

(Başvuru Numarası: 2021/48902)

 

Karar Tarihi: 22/11/2023

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Kadir ÖZKAYA

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Basri BAĞCI

 

 

Kenan YAŞAR

Raportör

:

Muhammed Cemil KANDEMİR

Başvurucu

:

Nazan BOZKURT

Vekili

:

Av. Fatih GÖKÇE

 

I. BAŞVURUNUN ÖZETİ

1. Başvuru, başka bir ceza infaz kurumuna nakil işleminin iptali talebiyle açılan davada verilen mahkeme kararındaki ifadeler nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

2. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçundan gözaltına alınmış ve 21/8/2020 tarihinde tutuklanarak Sincan 3 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna konulmuştur. Başvurucu hakkında düzenlenen 25/8/2020 tarihli İdare ve Gözlem Kurulu kararında başvurucunun örgüt üyesi olduğu ifadesine yer verilmiş ve nakledilmesinin uygun olacağı belirtilmiştir. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 7/9/2020 tarihli yazısıyla başvurucunun Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna nakledilmesi uygun görülmüştür.

3. Başvurucu, anılan ceza infaz kurumuna nakledilmesi üzerine bu işlemin iptali talebiyle İdare Mahkemesinde dava açmıştır. Ankara 4. İdare Mahkemesi davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesi şöyledir:

"...Ankara ilinde bulunan ceza infaz kurumlarında barındırılan hükümlü ve tutuklu profili dikkate alındığında, örgüt mensubu hükümlü ve tutukluların kurum içerisinde organize olmalarını engellemek, başka hükümlü ve tutukluya, personele veya kuruma zarar vermelerini önlemek, kurumlarda yaşanması muhtemel olaylara ait riskleri ortadan kaldırarak kurum, personel ve hükümlü ve tutukluların güvenliğini sağlamak amacıyla asayiş ve güvenlik nedeniyle tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı..."

4. Başvurucunun bu karara karşı Bölge İdare Mahkemesine yaptığı istinaf başvurusu reddedilmiştir.

5. Başvurucu nihai hükmü 14/10/2021 tarihinde öğrendikten sonra 5/11/2021 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

6. Kısmi kabul edilemezlik kararıyla başvurucunun masumiyet karinesine ilişkin iddiasının kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

II. DEĞERLENDİRME

7. Ödeme gücünden yoksun olduğu anlaşılan başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

8. Başvurucu, hakkında verilmiş kesinleşmiş bir ceza mahkemesi kararı olmamasına rağmen gerek İdare ve Gözlem Kurulunun gerekse Mahkemenin kararında kullanılan ifadeler nedeniyle masumiyet karinesinin ihlal edildiğini iddia etmiştir. Bakanlık görüşünde, başvuruya ilişkin olarak kurum uygulamalarının mevzuat çerçevesinde yerine getirildiği, herhangi bir keyfî uygulamanın veya usulsüzlüğün bulunmadığı belirtilmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki iddialarına benzer iddialar ileri sürmüştür.

9. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

10. Anayasa Mahkemesi tarafından masumiyet karinesine ilişkin ilkeler birçok kararda belirlenmiştir (diğerleri arasından bkz. Galip Şahin, B. No: 2015/6075, 11/6/2018; Barış Baş [GK], B. No: 2016/14253, 2/7/2020; Yıldırım Güvenç, B. No: 2017/32945, 11/2/2021). Bu kararlarda, ceza davasını takip eden ceza yargılaması niteliğinde olmayan herhangi bir yargılamada da (hukuk, disiplin gibi) masumiyet karinesine özen gösterilmesi gerektiği ve karar vericilerin kullandığı dilin kritik önem taşıdığı vurgulanmıştır. Masumiyet karinesinin ihlal edilip edilmediğinin belirlenmesi için kararın gerekçesine bütün hâlinde bakılmalı ve mahkemece kişinin suçlu olduğuna dair bir yargıda ya da imada bulunulup bulunulmadığı incelenmelidir. Anayasa Mahkemesinin Yıldırım Güvenç kararında, başvurucu hakkında açılan ceza davası devam etmekteyken başvurucunun idare ve gözlem kurulunca tehlikeli tutuklu statüsü grubuna dâhil edilmesine ilişkin karardaki ifadeler değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesinin mezkûr kararının gerekçesinde, başvurucu hakkında kullanılan, başvurucunun terör örgütü üyesi olduğu yönündeki ifadelerin suçluluğa dair bir kanaat ifade ettiği ve bu anlamda masumiyet karinesini zedeler nitelikte olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

11. Somut olayda başvurucu, tutuklu olarak yargılanmasına devam edilirken başka bir ceza infaz kurumuna nakil işleminin iptali talebiyle dava açmıştır. İdare Mahkemesi kararının gerekçesi bütün hâlinde dikkate alındığında, başvurucunun üzerine atılı suçu işlediği izlenimi uyandıracak ifadelere yer verildiği görülmüştür. Bu doğrultuda başvurucunun Anayasa’nın 36. ve 38. maddelerinde güvence altına alınan masumiyet karinesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

III. GİDERİM

12. Başvurucu, ihlalin tespiti ve 50.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

13. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği mahkemece yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir (bkz. Mehmet Doğan [GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 54-60; Aligül Alkaya ve diğerleri (2), B. No: 2016/12506, 7/11/2019, §§ 53-60, 66; Kadri Enis Berberoğlu (3) [GK], B. No: 2020/32949, 21/1/2021, §§ 93-100). Öte yandan ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasının yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.

IV. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurucunun adli yardım talebinin KABULÜNE,

B. Masumiyet karinesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

C. Anayasa’nın 36. maddesi ile 38. maddesinin dördüncü fıkrasında güvence altına alınan masumiyet karinesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

D. Kararın bir örneğinin masumiyet karinesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara 4. İdare Mahkemesine (E.2020/2039, K.2021/1137) GÖNDERİLMESİNE,

E. Başvurucunun tazminat talebinin REDDİNE,

F. 18.800 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

G. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 22/11/2023 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.