Bankalar modern dünyada gelişen ekonomik sistemlerle birlikte yaygınlaşmış, toplumun güvenini kazanmıştır. Bir emanet ilişkisi çerçevesinde "saklayan" konumunda olan bankalar, toplumun maddi varlıklarını saklamak; bu mal varlıkları, mal varlığına haiz olan müşterileri tarafından istendiğinde sakladığı şeyin iadesini aynen gerçekleştirmek zorundadır. Müşterilerin kusuru bulunmadıkça saklayan konumunda olan bankalar sakladığı şeyin kaybolması, çalınması yahut bir siber dolandırıcılık yoluyla ortadan kaldırılması gibi hukuki sonuçlardan sorumludur.

Ülkemizde son yıllarda siber dolandırıcılık son derece yaygınlaşmıştır. Vatandaşların mobil bankacılık / internet bankacılığı hesaplarına geliştirmiş oldukları uzaktan kontrol yazılımları sayesinde erişen dolandırıcılar bu hesaplar üzerinden tüketici kredisi çekmek yahut banka hesabında bulunan parayı para transfer işlemleri yardımıyla farklı banka hesaplarına dağıtmakta, akabinde bu hesaplardan parayı çekmek suretiyle insanları mağdur etmektedir.

Bir sabah uyanan vatandaş, mobil bankacılık hesabına giriş yaptığında ya mevcut olan parasının kendisinin haberi olmadan farklı kişilere transfer edildiğini görmekte yahut kendisi adına çekilmiş bir tüketici kredisinden haberdar olmaktadır. İlgili bankaya başvurduğunda ise ekseriyetle olumlu dönüş alamamakta, çözümü hukuki yollardan aramak için araştırma yoluna gitmektedir. Mağduriyetlerin nasıl giderileceğine dair yardımcı olmak amacıyla; karşılaşmış olduğumuz davalar, bu davaların süreç ve sonuçları hakkında işbu bilgilendirme yazısını kaleme almaktayız.

Öncelikle böyle bir durumla karşılaşan kişilerin yapması gereken siber dolandırıcılığa uğradığını öğrenir öğrenmez ilgili banka ile iletişime geçmesi, durumu anlatarak para transferlerinin yapıldığı hesaplara bloke konulmasının istemesi, akabinde en yakın kolluğa başvurarak dolandırıcılar hakkında şikayete bulunmasıdır.

Bu aşamadan sonra ilgili Banka ile yapılan görüşmeler neticesinde mağduriyetinin giderilmemesi halinde ise hukuki süreç şu şekilde işlemelidir :

Uyuşmazlık banka hesabının ticari yahut bireysel hesap olması yönünden farklı alanlara ayrılacak; banka hesabının bireysel hesap olması halinde uyuşmazlık bir tüketici uyuşmazlığı olarak, banka hesabının bir ticari hesap olması halinde ise uyuşmazlık ticari uyuşmazlık olarak nitelendirilecektir. Ancak her iki durumda da hukuk düzenimiz dava şartı olarak zorunlu arabulucuğu şart koşmaktadır. Yani öncelikle yapılması gereken dava açılmadan önce arabuluculuk yoluna gitmektir. Arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sona ermesi halinde dava yolu gündeme gelecektir.

Siber dolandırıcılık suretiyle banka hesabı hususunda mağduriyet yaşayan kimseler; bu aşamadan sonra banka hesabının ticari hesap olması halinde husumeti ilgili bankaya yönelterek davayı ticaret mahkemesinde açacak, banka hesabının bireysel hesap olması halinde husumeti ilgili bankaya yönelterek davayı tüketici mahkemesinde açacaktır. Açacağı davada bankanın güvenlik açığına değinecek, kendi kusuru bulunmadan yapılan işlemlerden "saklayan" konumunda bulunan bankanın sorumluluğunu ortaya koyacak ve netice olarak zararının bankadan tahsil edilmesini talep edecektir.

Tüm bu bilgiler ışığında vatandaşa zarara uğraması hususunda bir kusur atfedilemeyeceği durumlarda ilgili bankaya karşı açılacak davalarda bankanın sorumluluğuna ilişkin değerlendirmeler yapılmakta, davalar ekseriyetle vatandaş lehine sonuçlanmaktadır.

Hukuki sürecin hatasız ve hızlı çözülebilmesi adına yargılamayı mutlaka bir avukatın yürütmesi gerektiği hususunu hatırlatmakla beraber sayın meslektaşlarımıza ve vatandaşlarımıza bu dava türünde yol göstereceğini ümit ettiğimiz bankanın bu konuda sorumluluğuna dair Yüksek Mahkeme kararları künyeleri aşağıdaki şekilde belirtilmiştir:

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2012/11-550 E.  ,  2012/820 K.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU   2017/2224 E.  ,  2018/1753 K.

İSTANBUL BAM 43. HUKUK DAİRESİ E. 2020/35 K. 2020/346 T. 26.11.2020

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 2012/11-550 E.  ,  2012/820 K.

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU   2017/2224 E.  ,  2018/1753 K.

İSTANBUL BAM 43. HUKUK DAİRESİ E. 2020/35 K. 2020/346 T. 26.11.2020

YARGITAY HUKUK GENEL KURULU 21.11.2012 GÜN, 2012/11-550 E.,

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ  2016/3203 E., 2016/15293 K.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 2017/2199 E., 2018/5040 K.

YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİ 2016/3203 E., 2016/15293 K.

Av. Anıl ÖZTÜRK