1) BOŞANMA

Türk Medeni Kanun ve yasalarında belirlenen bir sebebe dayanarak evlilik birliğinin hakim kararı ile sonlanmasına boşanma denir. 

2) KADER

Türk Dil Kurumu'na göre kader;"Genellikle kaçınılmaz olan kötü talih" anlamına gelmektedir.

-Peki şimdi soralım, Boşanamamak kader mi?

Hayır, boşanamamak kader değildir. Olmamalıdır da !

İnsanlar belirli bir olgunluğa geldikten sonra evlenmek isterler. Çünkü evlenme insanın doğasında olan bir durumdur. Hukuk da bunu bildiği için evlenmeyle ilgili hükümleri yasalaraına eklemiştir.

Türk Medeni Kanunu madde 124/1'e göre:"Erkek veya kadın onyedi yaşını doldurmadıkça evlenemez."denilerek evlenmek için bir yaş şartı koymuştur . Bu şart olağan evlenme yaşıdır.

Hukukumuzda olağanüstü evlenme yaşı da vardır. Bu yaş şartı da on altıdır.

Türk hukuk sisteminde evlenmek çok kolay ama boşanmak çok zahmetli ve meşakatlidir. 

Evlilik için iki şahidin olması yeterli iken boşanma için ise çoğu zaman bu iki şahit yeterli değildir. Şahsi kaanatime göre, hukuk sistemimiz boşanma davaları için yeni yollar bulmalıdır. Yıllarca süren boşanma davaları olabilir mi? Malesef oluyor!

Artık birbirlerini sevmeyen, zaman zaman aralarındaki sevgi ve saygı bağını bitirmiş olan iki insanı yıllarca birbiriyle yüz göz etmek , çok sancılı durumların meydana gelmesine sebep oluyor. İnsanlar boşanmak için evlenmiyorlar. Yaşamlarının kalan zamanında hayatına, akıp geçeçek olan zamanına bir yoldaş istiyorlar. Kendisine yöneltilen;Hastalıklata sağlıkta, iyi günde kötü günde x kişisini karılığa /kocalığa kabul ediyor musun?sorusuna büyük bir hevesle "Evet" diyen kişiler, boşanmak için adliye koridorlarına düştükleri zaman attıkları bir imza ve tek kelimelik söylediği sözler için bin pişman oluyorlar. Boşanma süreci, boşandıktan sonraki süreçten daha zor ve sancılı geçen bir dönemdir. O yüzden kişlerin elem ve üzüntü çekmemeleri ve hayatlarına en kısa sürede yeniden bir düzen kurabilmeleri için bu sancılı dönemi kısa tutmakta fayda vardır. Boşanma sürecini hasta olan bir insana benzetebiliriz. Kişinin ilk başta herhangi bir problemi yoktur. Sağlığı yerindedir. Zaman içinde artan şikayetleri nedeniyle başlattığı tedavi neticesinde ameliyat olması gerektiğini düşünelim. Boşanma süresi bu tedavideki ameliyat süresidir.

Normal şartlarda, ameliyat masasına yatırılan bir insanın en kısa bir sürede o masadan kalkması gerekir. Bir kişiyi çok uzun bir süre boyunca o masada tutmak demek o kişiye işkence yapmak demek değil midir?  

Aynı yastığa baş koyan insanlar, mahkeme salonlarında ağza alınmayacak laflar ederek birbirlerinin bütün sırlarını ortaya dökmektedir bazen. Sadece ortak hayatlarını bitirmek isteyen insanlar süreç uzadığı için birbirlerini düşman olarak görüyorlar bir zamandan sonra. 

Artık birbirlerine tahamül edemeyen insanlar sırf yargılamalar uzun sürdüğü için işkence altında hissediyorlar kendilerini. Maddi ve manevi olarak büyük kayıplar yaşamaktadırlar. 

Darbeyi dışardaki bir kişiden aldığınız zaman belki sarsılırsınız ama darbeyi hayatınıza eş ve yoldaş olarak aldığınız kişiden alırsanız toparlanmanız uzun zaman alacak ve bu zaman sancılı geçecektir. Ortak hayatlarını bir daha kurmaları çok olanaksız olan kişileri yıllarca yüz göz etmek kişilerde tamiri zor olan hasarlar bırakmaktadır.

Kısacası, boşanamamak kader değildir.

Av. Mehmet Emin KÜLTÜR