VELAYETİ KENDİSİNE BIRAKILMAYAN EBEVEYNİN ÇOCUKLA GÖRÜŞME DÜZENİNİN BELİRLENMESİ NASIL VUKU BULACAKTIR ?

Sevgili okuyucularımız bu haftaki yazımızda ”Anne ya da babanın, velayetine sahip olmadığı çocuğuyla görüşme hakkına nasıl kavuşacağı hususunu, eğer bu hakka sahipse bu hakkın  kapsamının tekrardan nasıl revize edileceği nasıl bir dava açılması gerektiği hususunda sizlere gerek 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun kendisinde yer bulan çocukla kişisel ilişki kurulması, kanunun ikinci bölümünde yer alan boşanma konusu içerisinde, soybağının hükümleri ayrımında düzenlendiği üzere gerekse ilgili Yargıtay kararları ışığında söz konusu hususları izah etmeye gayret edeceğim.”  şimdiden iyi okumalar dilerim.

1. ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURMA HAKKI

Çocukla kişisel ilişki kurulması davası, velayeti kendisine bırakılmayan ebeveynin çocukla görüşme düzeninin belirlenmesini istediği davadır.  (TMK) madde 182/1 ve 323 konuyla ilgili düzenlemelere sahip yasa hükümleridir.

Çocuklar bakımından ana babanın haklarını düzenleyen ve hakimin takdir yetkisini belirleyen TMK madde 182, boşanma ya da ayrılık kararı verirken ana ve babanın çocuk ile olan kişisel ilişkilerini düzenleyecektir. Dikkat edilmesi gereken burada çocukla kişisel ilişki kurulması davası yoktur. Ortada bir boşanma davası ya da ayrılık davası mevcuttur.

Çocuk ile kişisel ilişki konu başlığı altında düzenlenen TMK madde 323 ise konumuz olan çocukla kişisel ilişki kurulması davasının temelini oluşturmaktadır. Maddeye göre çocuğun velayeti kendisinde olmayan veya velayeti boşanma davasında kendisine bırakılmayan ana ya da baba mahkemeye başvurarak çocuk ile uygun kişisel ilişki kurulmasını isteyebilmektedir. Aksi düşünülemez bir kuralı barındıran TMK madde 323, çocuğuyla görüşmek isteyen ana ya da babanın, doğal hakkına kavuşmasını sağlamaktadır.

2. ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI KARARI NASIL ALINABİLİR?

Müşterek çocukla kişisel ilişki kurulması kararının alınması için boşanma davası ile velayet ve ayrılık davası gibi davalarda talepte bulunulabileceği gibi, ayrıca salt çocukla kişisel ilişki kurulmasına istinaden de dava açılabilmektedir. Bunun yanında çocukla kişisel ilişki kurulması talebi, velayet talebi ile birlikte ileri sürülebilir ve velayet talebinin kabul edilmemesi halinde, kişisel ilişki kurulması yönünde hüküm kurulması talep edilebilir.

3. BOŞANMA DAVASINDA MÜŞTEREK ÇOCUĞUN VELAYETİ 

Boşanma davasında, dava süresince geçerli olmak üzere geçici velayet hükmü kurulur. Boşanma davasında boşanmaya karar verilmesi ve kurulan boşanma hükmünün kesinleşmesi ile birlikte, velayet hakkı kalıcı olarak mahkeme tarafından belirlenen kişiye bırakılmış olur. Ancak değişen şartlar ve çocuğun üstün yararı da gözetilmek suretiyle, velayet hakkı kendisine bırakılmayan eş tarafından boşanma davasından sonra da velayet davası açılarak çocuğun velayeti talep edilebilir.

4. VELAYETİ ALAMAYAN ANNE VEYA BABA ÇOCUĞU NASIL GÖREBİLİR?

Velayet hakkı kendisine bırakılmayan anne veya baba, mahkemeden müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep edebilir. Kişisel ilişki, çocuğun üstün yararını ilgilendiriyor olmasından kaynaklı olarak, kamu düzenini ilgilendiren bir durumdur ve haklı bir sebep olmadıkça hakim tarafından reddedilmesi hukuka aykırı olacaktır.

5. MÜŞTEREK ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI KARARI

Ülkemizde, müşterek çocuğun velayeti çok büyük oranda kadın tarafa bırakılmaktadır. Bu durumun temel sebebi, küçük çocuklar ile anne arasında kurulacak olan ilişkinin, Freudien anne-çocuk ilişki dinamiğinin çocuk gelişimine ilişkin önemidir.

Boşanma veya velayet davasında velayet hakkı eşlerden birine verildiğinde, haklı bir sebep mevcut değilse diğer eş için de çocukla kişisel ilişki kurulmasına hükmedilmektedir. Müşterek çocukla kişisel ilişki kurulması kararı, genellikle şu şekilde ifadeler içermektedir:

- Her ayın 1. ve 3. haftasonu Cumartesi günleri saat 09:00 ile Pazar günleri saat 18:00 arasında yatılı olarak,

- Bayram tatillerinin 2. günü saat 09:00 ile 3. günü saat 18:00 arasında yatılı olarak,

- Yaz tatillerinde Ağustos aylarının 1. günü saat 09:00 ile 30 Ağustos saat 18:00 arasında yatılı olarak kişisel ilişki kurulmasına...

Çocukla kişisel ilişki kurulmasına istinaden öncelikli olarak gönüllülük esası dikkate alınmaktadır. Ancak velayet hakkı sahibinin gönüllü olarak çocuğu kişisel ilişki hakkı sahibi eşe göstermemesi suretiyle kişisel ilişki kararını ihlal etmesi halinde, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunumuz ile Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmelik uyarınca ilgili mercilerin müdahalesi talep edilebilir.

6. BOŞANMA AŞAMASINDAKİ EŞİM ÇOCUĞUMUZU BANA GÖSTERMİYOR, NE YAPMALIYIM?

Boşanma aşamasında hakim tarafından müşterek çocuklara ilişkin olarak geçici velayet hükmü kurulmalı ve velayet kendisine bırakılmayan eş lehine de çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair hüküm kurulmalıdır. Çocukla kişisel ilişki kararı olmasına rağmen çocuğu göstermeyen eş, ilgili idari mercilere yapılacak başvuru ile çocuğu göstermek durumunda bırakılabilir ve bu durumun tekrarlanması halinde velayet görevini kötüye kullandığı gerekçesiyle velayet hakkını karşı tarafa kaybedebilir.

7. MAHKEME ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI TALEBİNİ REDDEDEBİLİR Mİ ?

Velayet ve çocukla kişisel ilişki kurulması hususlarını inceleyen mahkeme, haklı sebeplerin varlığı halinde çocukla kişisel ilişki kurulması yönünde hüküm kurmamayı tercih edebilir. Bu hususa ilişkin olarak "haklı sebepler" ifadesi ile hakime takdir yetkisi bırakılmıştır.

8. ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASI DAVASINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME ?

TMK madde 326 uyarınca yetkiye ilişkin genel düzenlemeden ayrı olarak çocukla kişisel ilişki kurulması davasında çocuğun oturduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Maktu harca tabi aile mahkemesi görevlidir.

9. KİŞİSEL İLİŞKİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ DAVASI NEDİR NASIL AÇILIR?

Müşterek çocukla kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası, boşanma davası sonucunda çocuğun velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın, çocuk ile kendi arasında kişisel ilişki tesis edilmesini talep etme hakkıyla gündeme gelen uyuşmazlıkların çözümünde başvurulan hukuki yollardan biridir. Bu bağlamda kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi davası, mahkeme kararı ile müşterek çocuğun velayet hakkının kendisine verilmeyen tarafın, çocuklarını daha sık görmek amacıyla aile mahkemesine başvurarak açtığı bir aile hukuku dava türüdür.

Boşanma davası sonucunda evlilik birliğini sonlandıran taraflar, velayet kararı kapsamında birtakım usul ve esaslara uygun hareket etmekle mükelleftir. Bununla birlikte velayet hakkı kendisine verilmeyen tarafın müşterek çocukla arasındaki kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesini talep etme hakkını elinde bulundurmaktadır. Bu noktada mahkeme kararı ile herhangi bir kişisel ilişki kararı tesis edilmeden, çocuğun velayetini elinde bulunduran kişinin rızası dışında çocukla kişisel ilişki kurulması mümkün değildir.

10. KİŞİSEL İLİŞKİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ DAVASI NE ZAMAN AÇILIR?

Müşterek çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik karar verilebilmesi için boşanma davası sırasında talepte bulunulabileceği gibi kişisel ilişkinin kurulması talebiyle bu davanın karara çıkmasından sonra da ayrı bir dava açmak mümkündür. Örnekle açıklamak gerekirse; kurulacak olan kişisel ilişkinin çocuğun eğitim durumunda bir aksaklığa yol açmaması önem teşkil etmektedir.  Bu sebeple çocuğun okula gitmek zorunda olduğu günler için bir kişisel ilişki kararı tesis edilebilmesi ne kadar talep edilse de mümkün olmayacaktır. Bununla birlikte eşler ayrıldıktan sonra farklı şehirlerde ikamet edeceklerse kişisel ilişki tesis edilmesi hususunda bir düzenleme yapılırken çocuğun kendisine külfet olabilecek yolculuklar yapmak zorunda kalmaması mutlaka aile mahkemesi hakimi tarafından gözetilmelidir.

ÇOCUKLA KİŞİSEL İLİŞKİ KURULMASINA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

- Babanın anneyi silahla ağır bir şekilde yaraladığı olayda, olaya şahit olan çocukta meydana gelen travma nedeniyle babayla kişisel ilişki kurulması yönünde talebin reddine ilişkin karar,

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2005/5868 E., 2005/8446 K. sayılı kararı

"İçtihat Metni"

"... Toplanan delilerden; davalının boşanmalarından sonra davacıyı ve davacının annesini, çocuğun gözleri önünde silahla ağır biçimde yaraladığı, çocuk, beş yaşındayken gerçekleşen bu olay nedeniyle; çocukta babaya karşı aşırı derecede korku geliştiği ve babasının sürekli olarak annesine zarar verebilecek potansiyel olarak gördüğü, babasını görmek ve karşılaşmak istemediği babasıyla görüşmesi, çocuğu psikolojik açıdan olumsuz etkilediği, kişisel ilişki sebebiyle çocuğun huzurunun ciddi biçimde bozulduğu ve tehlikeye girdiği anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 324/2. maddesi koşulları oluştuğundan, davanın kabulü ile baba ile çocuğun kişisel ilişkisinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

- Her haftasonu kişisel ilişki kurulması, velayet kendisine bırakılan taraf açısından ağır bir külfet haline gelmişse ayın belirli hafta sonları olacak şekilde azaltılabilir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2010/1223 E., 2011/2381 K. sayılı kararı "İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Karamürsel Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi TARİHİ :13.11.2009 NUMARASI :Esas no:2009/206 Karar no:2009/354 "...

... Velayeti anneye verilen ortak çocukla baba arasında, her hafta sonu olarak düzenlenen kişisel ilişki; anneyi hafta sonları eve bağlı kılıp özgürlüğünü sınırlayacağı gibi velayet görevini de gereği gibi kullanmasını engelleyecek niteliktedir. Ayrıca, sağlık sorunları olduğu ileri sürülen küçüğün bu sorunları da gözönünde tutulmadan kişisel ilişki düzenlenmesi doğru olmamıştır. Bu amaçla; çocuğun sağlık sorunları belirlenerek tedavisi ve günlük yaşamının kolaylaştırılması bakımından etkin ve uygun olacak kişisel ilişki süresi konusunda uzman görüşüne de başvurulmak suretiyle; ayın belirli hafta sonları olacak şekilde daha uygun süreli kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

Kübra Nur GÖGERÇİN

Hukuk Fakültesi Öğrencisi