Bilindiği üzere OHAL uygulamalarının kanuni dayanağı Anaysa ve 2935 Sayılı Olağanüstü Hal Kanunu’dur. Buna ilişkin Anayasal düzenleme m.119’da Cumhurbaşkanı’na verilmiş bir yetki olarak yer almaktadır. Anayasamızın ‘Olağanüstü Hal Yönetimi’ başlıklı maddesini izleyen 120, 121 ve 122.maddeleri 15 Temmuz sonrası süreçte yürürlükten kaldırılmıştır. Bu maddelerde  ‘Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması sebepleriyle olağanüstü hal ilanı’ ve ‘Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali’ ile ilgili düzenlemelere yer verilmekteydi.

Dün yayımlanan OHAL ilanıyla AY m.119 ve OHAL Kanunu’nun 3/1-a bendine göre on ilde (Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa) 08.02.2023 Çarşamba saat 01:00’dan başlamak üzere üç ay süreyle OHAL ilan edilmiştir[1]. Bu yazımızda afete özgü bir tedbir olarak OHAL kararı ile günlük yaşantımızda ortaya çıkabilecek muhtemel değişiklikler, yükümlülükler, yaptırım ve cezalara ilişkin olarak açıklamalara yer verilecektir.

AY ilgili maddesinden bahsettik. OHAL Kanunu’nun üçüncü maddesinde ise Cumhurbaşkanı’nın bu yetkisi tabii afetlere yönelik ve Anayasal düzene karşı yaygın şiddet hareketleri dolayısıyla olmak üzere ikili bir tasnifle düzenlenmektedir. Bunlardan ilki OHAL Kanunu’nun 3/1-a bendi, ikincisi ise 3/1-b bendinde gösterilmektedir. Biz bunlardan ikincisini 20 Temmuz 2016 tarihinde darbe girişimi sonrası tecrübe ettik[2]. Öncelikle dün ilan edilen OHAL kararının bundan farklı olduğunu, burada gerekçenin ‘Tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım’ olduğunu özellikle vurgulamalıyız. Gerekçe açıkça anlaşılacağı üzere deprem afeti ve sonrasında ortaya çıkabilecek olağanüstü durumlara ilişkin sağlık ve ekonomik sorunlara dayanmaktadır. Her iki gerekçe ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı Milli Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü alarak OHAL ilan edebilmektedir. Yayımlanan bu karar hemen TBMM onayına sunulacaktır. Meclis, Olağanüstü Halin süresini değiştirebilmekte ve Cumhurbaşkanı bu yönde istemde bulunabilmektedir.

Normal şartlarda Cumhurbaşkanı’nın Kanun Hükmünde Kararnamelere yönelik yetkisi AY m.91’deki kısıtlamalara uygun şeklinde kullanılabilmekteydi. Fakat bu kısıtlamalar 16 Nisan 2017 tarihinde Anayasa’dan çıkartılmıştır. Burada özellikle kanunla düzenlenen konularda Cumhurbaşkanı’nın OHAL KHK’sı ile düzenleme yapamayacağı şeklindeki kısıtlama önemliydi. OHAL Kanunu’nda ise 4.maddede kararnamelere ilişkin kısıtlamalar yer almaktadır. İlgili maddeye göre OHAL KHK’larının Resmi Gazete’de yayımlanması ve aynı gün TBMM onayına sunulması şartı bulunmaktadır.  Artık Cumhurbaşkanı AY m.91 hükmüyle bağlı olmaksızın KHK çıkarabilmektedir. Yine Meclis, Cumhurbaşkanının istemi üzerine her defasında dört ayı geçmemek üzere Olağanüstü hali uzatılabilecek ya da kaldırabilecektir.

İlan edilen OHAL, afete dair alınması gereken ekonomik tedbirlere ilişkin olarak da Cumhurbaşkanı’na KHK’lar yoluyla geniş yetkiler vermekte ve hareket alanını oldukça genişletmektedir. Bu yetkiler OHAL Kanunu ile hüküm altına alınmaktadır. Özellikle vatandaşlar için getirilecek para, mal ve çalışma yükümlülükleri hususunda bilgi sahibi olunması önem arz etmektedir. Yine temel hakların nasıl ve ne şekilde sınırlanacağı anılan kanunda düzenlenmektedir. Tabi afet sebebiyle ilan edilmiş OHAL durumunda ‘felakete uğrayanların kurtarılması, meydana gelen hasar ve zararın telafisi için ihtiyaç duyulan ve hemen sağlanamayan para ve her türlü taşınır ve taşınmaz mallar ve yapılması gereken işler’in’ para, mal ve çalışma yükümlülükleri yoluyla yerine getirileceğini ifade edebiliriz ( 2935 SK. m.5).

OHAL ile getirilebilecek parasal yükümlülükler

OHAL dolayısıyla yapılacak harcamalar öncelikle kamusal kaynak ve yardımlardan sağlanır. Özellikle acil ve hayati önem arz eden ihtiyaçların böyle büyük bir afet halinde kamusal kaynaklardan karşılanmasında güçlük yaşanması muhtemeldir. İşte bu durumda parasal yükümlülük olarak özel sektörden yardım ve destek talep edilebilecek, bölgedeki kredi kuruluşlarından yararlanılabilmesi bir yükümlülük olarak mümkün olacaktır. Parasal yükümlülükler dolayısı ile destek temininde, kuruluşların faaliyetlerinin aksatılmamasının gözönünde bulundurulması yeterlidir. Onun dışına kuruluşlar bu yükümlülüklere uymak durumundadır.

OHAL ile vatandaşların mallarına ilişkin getirilebilecek yükümlülükler

İlan edilen OHAL döneminde, özel kuruluş ve vatandaşlar,  kendilerinden istenecek veya yükümlülük konulacak arazi,  arsa,  bina,  tesis,  araç,  gereç,  yiyecek,  ilaç ve tıbbi malzeme ile giyecek ve diğer maddeleri vermek zorundadırlar. OHAL ilan edilen Adana, Adıyaman, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Kilis, Malatya, Osmaniye ve Şanlıurfa illerinde bölgedeki özel kuruluş ve gerçek kişilere ait olanlarla ilgili olarak anılan türde yükümlülükler konulabilecektir. Yiyecek, giyecek, araç, gereç, ilaç ve tıbbi malzemeler gibi zaruri maddeler bölge sınırları içinde sağlanamadığı takdirde, en yakın bölgelerden yükümlülük yolu ile de sağlanabilecektir. Dolayısı ile acil ihtiyaç malzemelerinin bölge sınırları içinden sağlanamaması hali, mallara ilişkin yükümlülüklerin en yakın bölgelere yükümlülük konması yoluyla sağlanması da mümkündür. İlan edilen OHAL’in bu manada ilan edilen on ilin en yakın bölgeleri için de yükümlülükler konulmasına -belli şartlarla da olsa- olanak verdiğini vurgulamak gerekir.

OHAL ile getirilebilecek çalışma yükümlülükleri

OHAL ilan edilen on ilde 18-60 yaşları arasındaki bütün vatandaşlar, olağanüstü hal sebebiyle kendilerine verilecek işleri yapmakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmesinde İş kanunundaki çalıştırma yasağı, vatandaşların yaş, cinsiyet, sağlık, meslek, meşguliyet, sosyal durumları ve aile ve bakıma muhtaç yakınlarının durumu da gözetilmek durumundadır. 4857 Sayılı İş Kanunda madde 70 ve devamında, çalıştırma yaşı ve çocukların çalıştırılması yasağı, yer ve su altında çalıştırma yasağı, gece çalıştırma yasağı düzenlenmektedir. İşte OHAL ile vatandaşlara getirilecek çalışma yükümlülükleri sırasında tüm bu yasaklara özellikle riayet edilmesi gerekmektedir. Bunlara aykırı çalışma yükümlülüklerine karşı vatandaşların hakları kanunla korunmaktadır.

 OHAL ile alınacak tedbirler

Olağanüstü Hal durumunda aşağıdaki hususlarda yazılı olmak üzere tedbirler alınabilecektir:

- Afet bölgesinin belirli yerlerinde yerleşim yasaklanabilir,

- Yine afet bölgesinde belli yerleşim yerlerine giriş ve çıkışlar sınırlanabilir,

- Yerleşim yerlerinin boşaltılması veya başka yere nakli gerçekleştirilebilir,

- Eğitim kurumlarında öğrenime ara verilebilir,

- Öğrenci yurtları süreli veya süresiz olarak kapatılabilir,

- Devlet, OHAL bölgesinde tüm haberleşme araç ve gereçlerinden yararlanabilir, gerektiğinde bunlara el koyabilir,

- Gazino, lokanta, sinema, bar, tiyatro ve benzeri yerlerin açılması kapanması, açılış-kapanış saatleri ve denetimi yapılabilir.

OHAL yükümlülüklerin icrası

Genel kapsamlı yükümlülükler her çeşit yayın aracıyla ilanen duyurulabilir. Gerekli hallerde ilgili yükümlülere yazılı olarak ve -acil hallerde daha sonra yazılı olarak bildirilmek üzere- sözlü olarak da duyuru mümkündür.

Kendisine bu kapsamda sorumluluk yüklenen yükümlüler, yükümlülük konusu para, taşınır ve taşınmaz mallarını verilen süre içinde ve istenilen şekilde görevlilere teslim etmek, çalışma yükümlülüğüne tabi tutulmuşlarsa belirtilen gün ve saatte işbaşında hazır bulunmak zorundadırlar. Geçici süre için alınan taşıt araçları ve diğer mallar, yükümlülüğün sona ermesiyle ilgililere iade edilir.

Olağanüstü Hal ilanından sonra kolluk kuvvetleri ile kendilerine görev verilen özel kolluk kuvvetleri ve silahlı kuvvetler mensupları, görevlerinin ifası sırasında kanunla düzenlenen gerekli hallerde silah kullanma yetkisine haizdir.

Olağanüstü halde yargılama faaliyetleri

OHAL bölgesinde askeri mahkemelerin görevlerine giren işler dışındaki davalar adli yargıda görülür. OHAL Kanunu kapsamında işlenen suçların soruşturma ve kovuşturması için –yer ve zaman kaydına bakılmaksızın- 3005 sayılı mülga usul kanununa göre yapılmaktaydı. Ancak 5320 Sayılı CMK Uygulama Kanunu’nun yürürlüğe girmesiyle -18. maddesiyle- 1 Haziran 2005 itibariyle bu kanun yürürlükten kaldırılmıştır. 

Olağanüstü hale ilişkin ceza hükümleri

Dün ilan edilen OHAL ile afet bölgelerinde, Bölge veya il valisi tarafından tedbirlere aykırı davranan, emirleri dinlemeyenler veya istekleri yerine getirmeyen, bilgi vermekten çekinenler hakkında -fiilleri başka bir suç oluştursa bile- ayrıca üç aya kadar hapis cezasıyla cezalandırılırlar.

Kamuoyunda panik ve telaş oluşturacak şekilde asılsız ve abartılı haber yayan veya nakledenler de yine -fiilleri başka bir suç oluştursa bile- ayrıca üç aydan bir yıla kadar hapis ve beşbin liradan az olmamak üzere ağır para cezasıyla cezalandırılırlar. Bu suçlar basın ve yayın organları vasıtasıyla işlenirse fail ve mesulleri hakkında verilecek cezalar bir misli artırılır. Kanunun bu hükmü ile, özellikle afet zamanında iletişim ve bilgi akışının azaldığı ve/veya ortadan kalktığı durumda gerçek dışı bilgilerle afetin getirdiği üzüntü ve elemle, yakınlarına ulaşamayan, onlar hakkında bilgiye erişemeyen kişilerin psikolojik olarak olumsuz etkilerden korunması hedeflenmiştir. Fakat insan olmanın, vicdan sahibi olmanın gereği olarak dezenformasyona karşı bireyde asgari bir bilincin oluşturulması pek çok durumda olduğu gibi yine eğitime gelip dayanmaktadır. Kişi bu eylemleriyle neticesinde hiçbir cezai yükümlülükle karşılaşmayacak olsa bile, özellikle toplumsal yapının derinden yaralandığı, dayanışma ve kaynaşma duygularının had safhaya erişmesi gereken afet zamanlarında, tercihini birlik ve bütünlüğü korumak yönünde kullanmalıdır. Burada dezenformasyon failinin sadece yakınlarına ulaşmakta güçlük yaşayan afet mağdurları vatandaşlar değil, toplumu her durumda sağlıklı şekilde bilgilendirme ödev ve yükümlülüğünü -OHAL durumunda da- yerine getirmekle yükümlü devlet kurum ve kuruluşlarının da olabileceğini vurgulamak gerekir.

OHAL Bölge Valisi, Devlet Memurları Kanunu kapsamına girenlerin OHAL durumunda verilen görevleri yapmamaları veya savsaklamaları veya alınan tedbirlere uymamaları halinde -tabi oldukları disiplin mevzuatında bu fiillerin disiplin cezasını gerektirip gerektirmediğine bakılmaksızın- durumun ağırlığını dikkate alarak uyarma, kınama ve aylıktan kesme disiplin cezalarını doğrudan doğruya vermeye ve uygulamaya yetkilidirler.

Tüm vatandaşların, özellikle OHAL ilan edilen on ilde ve bu illere yakın illerdeki vatandaşların normal zaman yönetiminden farklı usul ve kuralların işletildiği, şimdilik 8 Haziran 2023 tarihine kadar yürürlükte olacağını bildiğimiz Olağanüstü Hal şartlarındaki hak ve ödevlerini, kendilerine yüklenebilecek yükümlülüklerin neler olduğunu, bunların hangi cezai yaptırımlara tabi olacağını bilmelerinin çok büyük önem arz ettiğini belirtmek isteriz. Verilen bilgilerin faydalı olması temennisiyle…

Av. Levent DENİZ

-------------

[1] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2023/02/20230208-1.pdf

[2] https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/07/20160721-4.pdf