Deprem kuşağında yer alan Türkiye hem geçmişte hem de son olarak Kahramanmaraş merkezli olmak üzere 11 ilimizde gerçekleşen ve tüm ülkeyi etkileyen, büyük can ve mal kayıplarının yaşandığı depremler ile yasa boğulmuştur. Deprem elbette bir doğal afet olarak kaçınılmaz olmakla birlikte, depremle mücadele için gerekli adımların atılması durumunda, can ve mal kayıplarının önüne geçmek mümkündür. İşbu yazıda ele aldığım yapıların güçlendirilmesi hususu da depreme karşı alınabilecek tedbirlerden biridir. Depreme karşı risk teşkil eden yapıların denetiminin idare tarafından ehemmiyetle tespit edilmesi, denetimlerin gerekli zamanda yapılabilmiş olması hususu son derece önemlidir.  Önemli olan güçlendirmenin depremden sonra değil, depremden önce yapılabilmiş olmasıdır.  

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun'u ile riskli yapı olduğu tespit edilen ana yapılar hakkında yıkım yerine güçlendirme alternatif çözümüne başvurulabilecektir. Halihazırda ruhsata sahip binaların yanında yapı kayıt belgesi verilen binaların da güçlendirilmesine, 7220 sayılı Kanunla İmar Kanunu'na eklenen geçici 21. Madde ile imkân tanınmış ve bu düzenlemeye göre, yapı kayıt belgesi verilen yapılarda, ilave inşaat alanı yaratmamak koşuluyla, 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre güçlendirme izni alınarak güçlendirme yapılabileceği düzenlenmiştir.

Yapı kayıt belgesi ile afet risklerine karşı hazırlık kapsamında, 31.12.2017 tarihinden önce yapılmış olan ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amaçlanmıştır. Yapının yeniden yapılmasına veya kentsel dönüşüm uygulamasına kadar geçerli olan yapı kayıt belgesi, yapı sahibinin beyanı esas alınarak verilmiş ve belge verilmeden önce yapının mevcut durumuna ilişkin olarak hiçbir denetim yapılmamıştır. Üstelik bu yapılarla ilgili olarak İmar Kanunu uyarınca alınmış yıkım kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezaları iptal edilmiş ve geçici olarak su, elektrik ve doğalgaz bağlanması suretiyle, bu yapıların kullanımına da izin verilmiştir. Bu yüzden, bu yapılarda yapı güvenliğinin sağlanması oldukça önemlidir.

6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği'nde yapı maliklerine riskli yapının yıkımı yanında binanın güçlendirilmesi imkânı tanınmıştır; bu düzenlemeye ilgili yönetmeliğin 8. Maddesinin 5. Fıkrasında yer verilmiştir. İlgili hüküm; "Riskli yapının yıktırılması yerine güçlendirilmesinin istenilmesi durumunda riskli yapının yıktırılması için ikinci fıkra uyarınca maliklere verilen süreler içerisinde; maliklerce, güçlendirmenin teknik olarak mümkün olduğunun tespit ettirilmesi, Kat Mülkiyeti Kanununun 19 uncu maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen şekilde güçlendirme kararı alınması, güçlendirme projesinin hazırlatılması ve imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Güçlendirme işi, yapılacak güçlendirmenin mahiyetine göre ruhsatı veren idare tarafından belirlenecek süre içerisinde tamamlandıktan sonra tapu kaydındaki riskli yapı belirtmesinin kaldırılması için Müdürlüğe başvurulur." şeklinde ifade olunmuştur.

Güçlendirme kavramı 17.07.2019 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği’nde açıklanmıştır. Buna göre binaların güçlendirilmesi, deprem hasarlarına neden olacak kusurlarının giderilmesi, deprem güvenliğini arttırmaya yönelik olarak yeni elemanlar eklenmesi, kütle azaltılması, mevcut elemanlarının deprem davranışlarının iyileştirilmesi, kuvvet aktarımında sürekliliğin sağlanması türündeki işlemleri içerir.

634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19.maddesinin ikinci fıkrasına göre, kat maliklerinden biri, bütün kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler yaptıramayacağı için güçlendirme izni alınması için de öncelikle, kat maliklerinin beşte dördünün yazılı rızasının alınması gerekir. Ancak Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 19.maddesine göre, “ortak yer ve tesislerdeki bir bozukluğun ana yapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya ana yapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmiş olması halinde, bu onarım ve güçlendirmenin projesine ve tekniğine uygun biçimde yapılması konusunda kat maliklerinin rızası aranmaz”. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 24.09.2020 tarihli ve 2020/24 sayılı Güçlendirme İzni Genelgesinde de kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmuş olan yapılarda kat maliklerinin en az beşte dördünün, kat irtifakı veya kat mülkiyeti kurulmamış parsellerde ise parsel maliklerinin, en az beşte dördünün yazılı muvafakatlerinin alınması gerektiği ifade edilmektedir. Bunun tek istisnası, güçlendirmenin zorunlu olduğunun mahkeme tarafından tespit edilmiş olmasıdır.

Güçlendirme ile ilgili proje hazırlanması ve uygulanması sürecinin Belediye veya Valilik idari kurumları ile malikler arasında imar mevzuatı çerçevesinde devam etmesi; idare tarafından yıkım için verilecek süre zarfında, malikler tarafından güçlendirme projesinin hazırlatılması ve belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde ise Belediyeye, bu sınırlar dışında ise Valiliğe başvurularak imar mevzuatı çerçevesinde ruhsat alınması gerekir. Sonrasında güçlendirmenin sürüncemede kalmaması en kısa sürede tamamlanması ve riskli yapının güvenli hale getirilmesi için, yapılacak işin mahiyetine göre idare tarafından maliklere makul bir süre verilir, süre sonunda güçlendirme ilgili idare tarafından tetkik edilir.

Bu yönde kat maliklerinin rızası aranmadığı durum ise, ortak yerlerdeki bir bozukluğun hasarın ana yapıya veya bağımsız bir bölüme veya bölümlere zarar verdiğinin ve acilen onarılması gerektiğinin veya ana yapının güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemece tespit edilmesi halidir. Bu durumda, Kat Mülkiyeti Kanunu m. 19/2 uyarınca, ana yapıyı güvensiz kılan bozuklukların giderilmesi ve yapının güçlendirilmesi gibi ivedi ve zorunlu işler için, kat malikleri kurulunca karar alınmasına veya tüm kat maliklerinin rızasının aranmasına gerek yoktur. Zorunlu olduğu saptanır ise, kat maliklerinden herhangi biri yapının güçlendirilmesini isteme hakkına haizdir ve buna karşı çıkan kat malikleri aleyhine doğrudan mahkemeye dava açabilir, durumu tespit ettirebilir.

Sonuç olarak, ruhsatlı veya yapı kayıt belgesi sahibi riskli yapı için güçlendirme yapılmasının teknik olarak mümkünlüğünün ispatlanmış olması halinde güçlendirilmesine müsaade edilmiş ve güçlendirme bir tedbir yöntemi olarak kabul edilmiştir. Ancak yine de imar afları ile getirilen geçici çözümler yerine, daha planlı, kontrollü ve mevzuata uygun bir yapılaşma, depreme karşı daha iyi korunmamız da sağlayacaktır. İmar Kanunu’nda her ne kadar yapının depreme dayanıklılığı hususunun malikin sorumluluğunda olduğu belirtilse de idare, denetim yükümlülüğünü gerektiği gibi ve zamanında yerine getirmediği takdirde, meydana gelen zararlardan Anayasa’nın 125.maddesi uyarınca ve kusurlu sorumluluk esaslarına göre sorumlu olmalıdır.

Av. Irmak ERTEN