İş dünyasının ve bu iş dünyası ile bağlantılı (ya da alt kümesi diyebileceğimiz) alanlarda elektronizm adını vermekte olduğumuz bir akımın etkin olmaya başladığını söylemek, şüphesiz yanlış olmayacaktır. Elektronizmin tanımını yaparak, bu akımın, hukuk dünyasında nasıl bir yer edindiğini, avukatlık mesleği özelinde nasıl bir alan yaratmaya çalıştığını bu yazı ile ifade etmeye çalışacağız.

Bilimsel bir atılımın sosyo-ekonomik yan etkilerinin varyasyonları elbette ki çoğul bir olgudur. Bu doğrultuda söyleyebiliriz ki, somut sonuçlara ulaşabilmiş her bilimsel süreç, kendi çeperi dışındaki alanlara da sirayet eder. Ancak, kişilerin/kurumların bu sürecin neresinde yer alacağını ise tarihsel akış belirleyebilir. Elektronik, diye adlandırılan kavram ise, birçok farklı anlam ve tanıma sahip olup, bu yazı özelinde elektrik akımının dağılımının ölçümü ve denetlenmesi ile oluşturulan bilim sahasıdır. Elektronizmi ise bu bilim sahasında üretilen fikir, kavram ve makinaların insan yaşamına doğrudan ve hızlıca entegre edilmesini sağlayan akım olarak nitelendirebiliriz.

Avukatlık mesleği ise kendisini günün koşullarına ve kanunlarına göre güncelleyebilen/güncellemesi gereken, insanlık tarihi kadar eski sayılabilecek bir maziye sahip, eşitliğin ve adaletin sağlanmasında rolü bulunan bir meslek koludur. Ancak belirtmekte fayda var ki, avukatlık mesleği de bu mesleğin kapsamında yer alan kanunlar da gelenekselliğe, zamanın ve mekanın değişimlerine karşı kendini korumaya ve kolayca değiştirmemeye odaklıdırlar.

Yine de avukatların, diğer bilim alanlarında çalışan bireyler gibi bulundukları konjonktürün sınırlarıyla bağlı olduğunu söylemek gerekir. Ancak, günün koşullarında bilgi birikimini sürekli olarak arttıran, farklı disiplinler ile bağlantı kurabilen, bu noktada analitik bir zihne sahip olabilen avukatların, bu sınırları esneteceğine şüphe yoktur. Öyleyse elektronizmin avukatların dünyasına nasıl sirayet ettiğini görmemiz faydalı olacaktır.

E-Avukatlık denilince aklımıza ne geliyor? Avukat olan bir robot mu? Kodları kanunlarla yazılmış bir yapay zeka (AI) mı? Yoksa bilgi ve beceresine dayanan işlemleri elektronik bir düzlemde gerçekleştiren bir avukat mı? Bu türden soruları çoğaltmak mümkün. Her kavramın başına eklediğimiz “e-“ ibaresi artık şaşırılacak bir durum olmaktan çıktı. Aksine geleceğin dünyasında bu durum sıradan ve normal kabul edilecektir. Bu noktada e-avukatlık hizmetinin yaygın olmaya başlayacağı, avukatlık mesleğini yapan kişilerin, iş yaşamlarını temelinden değiştirebilecek birtakım dönüşümlere uğrayabilecekleri kanaatindeyiz.

Hukuk bir bilim dalı olmasının yanı sıra yaşamı kurgulayan, kavramlar üreten, sorunlar yaşayan, uyuşmazlıkları süreğen ve değişken olan kişilerin yaşamlarının her noktasında bulunan bir olgudur. Öyle ki, yaşamsal tüm faaliyetler hukukun kapsama alanı içinde yer alır. Öyleyse zamanın ruhu hukukun ruhudur denilebilir. Bu söylem ile hareket edersek, elektronizmin, hukuk dünyasında edineceği yeri yeniden kurgulamamız gereklidir.

Avukatların, yazılım dilleri öğrenmek, e-ticaretin nasıl bir hukuki boyut ile irdelenmesi gerektiğini keşfetmek, bilişim sektöründeki gelişmeleri yakından takip etmek gibi birçok sorumluluğu olacağını kabul etmek artık kaçınılmaz.  Hukuk teknolojisi (legal tech) kavramı ve bununla birlikte hukukçuların iş sahasına giren bu “yeni” kavramların yabancısı olmak mümkün değildir.

Bu doğrultuda, içinde bulunduğumuz yeni yüzyılın ilk çeyreği sona ermeye yakınken, avukatlık mesleğinin farklı bir zemine ya da boyuta geçmekte olduğu hepimizin bilgisi dahilinde. Öyleyse, avukatlık mesleğinin elektronik bir şekilde gerçekleştirilmesi için gerekli çalışmaların yapıldığını, avukatların bu duruma karşı hazırlıklı olması gerektiğini düşünebiliriz. Elektronizm, dünyayı kablosuz ağlarla saran bir sanal çerçeve ise hukukçuların burada daha kapsamlı bir role sahip olması gerekecektir.

Ancak öte yandan, avukatların mesleklerini icra etmeleri bu sanal dünyanın aygıtları ile daha zor hale gelebilecektir. Daha distopik görünebilecek bu vizyonda avukatların yerini elektronik cihazların alması, üretilebilecek yeni algoritmalarla hukuksal uyuşmazlıkların çözümünün daha işlevsel ve kalıcı çözümlere ulaştırılması da mümkün. Post-apokaliptik bir filmde veya kitapta görebileceğimiz bir unsurun yaşamlarımızda yer etmemesi için herhangi bir neden yok. Çok değil yarım yüz yıl önce yaşayan insanların, bugünün dünyasını öngörebilmesi ne kadar güçse, yarının dünyasını öngörebilmekte bizler için o kadar güç.

Bu kapsamda, sonuç olarak, otomasyon sistemi ile birlikte hareket eden elektronizmin tüm çağın öncü atılımı olacağını ve sistemsel birtakım düzenlemelere, yeniliklere ihtiyaç duyulabileceğini düşünmekteyiz. Avukatlar için tehlike olarak görülebilecek bu gelişmelerin aynı zamanda bir avantaj olabilmesi de gayet mümkün görünüyor.

Av. Gökhan AĞZIKARA