I. GİRİŞ

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT’liler) ile ilgili yapılan son haberler, milyonlarca kişinin 08/09/1999 öncesi çalışması olup olmadığını sorgulamasına yol açmıştır. Böylelikle hem e-devlet üzerinden hem de Sosyal Güvenlik Kurumuna giderek hizmetlerini sorgulayanların çoğu, 08/09/1999 tarihinden önce çalışmış olduğu halde bu çalışmalarının kuruma bildirilmediğini fark etmiştir.

Bunun fark edilmesi üzerine kişiler, geçmişe dönük bildirilmeyen bu hizmetlerinin tespiti için çareler aramaya başlamıştır. Biz de bu hususta kimlerin hizmet tespit davası açabileceği; açabilecek olanların ise nelere dikkat etmesi gerektiğini kısaca izah etmeye çalışacağız. 

II. EYT DÜZENLEMESİNDEN YARARLANMA ŞARTLARI

Emekli olmak için genel olarak aranan şartlar; prim ödenmesi, belli bir sigortalılık süresinin ve belirli bir yaşın doldurulmasıdır. Sosyal Sigortalar Kanununda değişiklik yapılmadan önce, 8 Eylül 1999 tarihinden önce, yaş şartına bakılmaksızın; sigortalılık süresini ve prim gününü tamamlayanlar emekli olabiliyor idi. Bu halde, kadınlar 20 yıl sigortalılık süresini, erkekler ise 5000 gün prim şartı ile 25 yıl sigortalılık süresini doldurunca emekli oluyordu.

8 Eylül 1999 tarihinde 4447 sayılı Kanun ile birlikte değişiklik yapılarak; yukarıdaki koşulların yanı sıra, kadınlarda emekli olabilmek için 58 yaş, erkeklerde ise 60 yaş koşulu getirilmiştir. 2008 yılında ise ilk kez sigortalı olarak işe başlayacaklar için 5510 sayılı Kanun ile emeklilik yaşı 65’e yükseltilmiştir.

Son zamanlarda çıkan haberler ve yasa önerilerine göre işte bu kanun değişiklikleri ile getirilen yaş koşulunun yeniden düzenleneceği ve 08/09/1999 öncesi çalışması olanların eski şartlarla emekliliğe hak kazanacağı belirtilmektedir. O halde eğer tamamen eski kanun düzenlemesi yeniden getirilirse; kadınlarda 20 yıl, erkeklerde ise 5000 gün prim şartı ile 25 yıl sigortalılık süresini dolduranlar emekli olabilecektir.

III. 08/09/1999 ÖNCESİ ÇALIŞMASI OLDUĞU HALDE KURUMA BİLDİRİMİ YAPILMAYANLARIN / EKSİK BİLDİRİM YAPILANLARIN DURUMU

Yukarıda bahsi geçen şartları sağlayanlar, yapılacak düzenlemeyle birlikte emekliliğe hak kazanacaktır. Ancak 08/09/1999 öncesi bir iş yerinde çalıştığı halde, kuruma bildirimi yapılmayanlar ise bu çalışmalarını tespit ettirmeden EYT düzenlemesinden yararlanamayacaktır. Bunun için “hizmet tespit davası” yahut bazı hallerde hizmet tespit davasının diğer bir türü ola “sigortalılık başlangıç tespiti davası” açılması gerekmekte olup açılacak davanın da koşullarının sağlanmış olması gerekir.

Sigorta başlangıç tarihinin tespiti davası için bu davanın açılmasından önce SGK’ya başvuru yapılması şartı bulunmaktadır. Ancak SGK’ya başvurulmadan dava açılmış ise mahkemece, süre verilerek başvuru yapılması sağlanabilmektedir. Hizmet tespit davası için ise SGK’ya başvuru şartı bulunmamaktadır.

Bu noktada EYT’liler için önemli olan bu davaları açabilmek için sürenin geçmiş olup olmadığıdır. Hizmet tespit davalarının açılabilmesi için 5510 Sayılı Kanunda, hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayacak şekilde beş yıllık hak düşürücü süre öngörülmüştür. Burada düzenlenen 5 yıllık hak düşürücü süre kuruma hiç bildirilmeyen hizmetlere yönelik olup bu sürenin bazı istisnaları vardır.

Ayrıca 01.10.2008 tarihinden önceki döneme ilişkin hizmet tespiti uyuşmazlıklarında 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, bu tarihten sonrası için ise 5510 Sayılı Kanun hükümlerinin uygulanması söz konusu olacaktır. 506 Sayılı Kanunun 79. Maddesinde; “Yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları kurumca tespit edilmeyen sigortalıların hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak hizmet tespiti isteyebilecekleri” düzenlemesine yer verilmiştir. Yine 5510 Sayılı Kanunun 86. maddesinde ise; “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilam ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır” hükmüne yer verilmiştir.

Nitekim Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/9977 Esas, 2023/9701 Karar sayılı kararında: “506 Sayılı Kanun’un 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir.” diyerek bu hususu vurgulamıştır.

O halde; işverence, zamanında usulüne uygun şekilde, kuruma verilmiş olan işe giriş bildirgesi, aylık prim bildirgeleri, dönem bordroları gibi belgeler var ise hak düşürücü süre işlemeyecektir. Yani 08/09/1999 öncesi çalışmaları olduğu halde günleri gösterilmeyen EYT’liler hala hizmet tespit davası açabilecek durumdadır. Aynı zamanda, kişinin çalışması kurum tarafından tespit edilmişse (özellikle kurum müfettiş tutanak veya raporları, ölçümleme belge ekleri veya kurum yetkili elemanlarının sigortalıyla ilgili düzenledikleri belgeler varsa) bu durumda da hak düşürücü süre işlemeyecektir.

Sonuç itibariyle; EYT düzenlemesi sonrası emekliliğe hak kazanacak olan kişilerin, 08/09/1999 öncesi çalışmasının bulunması önemlidir. Şayet bu tarihten önce çalışması olduğu halde bildirimi yapılmayan yahut eksik bildirimi yapılanlar ise hizmet tespiti davası açarak bu dava ile o tarihte, o iş yerinde hizmetlerinin bulunduğunu ispat etmek zorunda kalacaktır.

Av. Esma İBA ÇAPLIK