Genel Bakış

Günümüzde evlenen kadınlar için en büyük problemlerden birisi de evlilik ile birlikte kocasının soyadını alma zorunluluğudur. Bu durum sosyal yaşamda kadın açısından birçok sorunu da beraberinde getirmektedir. Zira evlilik ile birlikte eşinin soyadını da kullanmaya başlayan kadın; kimlik, pasaport ve kartlarını değiştirmek zorunda kaldığı gibi olası bir boşanma durumunda da aynı şekilde soyadı değişikliği ile evlilik dönemindeki bütün yaptıkları boşandığı eşinin soyadı ile anılacaktır.

TMK 187. Maddesinde “Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır; ancak evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir.” Hükmü düzenlenmiştir.

Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun EK-3 Maddesinde Yazılı talepte bulunmak kaydıyla; eşinin soyadı ile birlikte önceki soyadını taşıyan kadının sadece eşinin soyadını kullanmak istemesi hâlinde, nüfus müdürlüğünce gerekli işlem yapılır.” Hükmü düzenlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu ve Nüfus Hizmetleri Kanunundaki yasal düzenlemeler kadına evlilik durumunda tek başına kendi soyadını kullanma imkânı vermemektedir. Yasal düzenleme gereği evlenen kadın sadece kocasının soyadını kullanabileceği gibi kocasının soyadı ile birlikte kendi kızlık soyadını da kullanabilir. Ancak tek başına kendi kızlık soyadını kullanma imkânı bulunmamaktadır.

Bu durum geçmişte defalarca yargılamalara konu olmuş, hatta Medeni Kanunun 187. Maddesinin anayasaya aykırı olduğu iddia edilmiş, ancak Anayasa Mahkemesi 2009/85 Es. – 2011/49 K. Sayılı kararıyla mevcut düzenlemenin kadın-erkek eşitliğini ihlal etmediği, aile birliğinin bütünlüğü ve korunması çerçevesinde hukuk aykırı olmadığı gerekçeleriyle hükmün iptali başvurusunu reddetmiştir.

Ancak gelinen noktada günümüz şartlarının değişmesi ve kadın açısından yaşanan mağduriyetlerin artması doğrultusunda yargı mercilerinin mevcut duruma bakış açıları da değişmeye başlamış ve kadın – erkek eşitliği kapsamında kadınların evlilik ile birlikte kızlık soyadlarını kullanmaları gerektiği yönünde yargı kararları oluşmaya başlamıştır.

Kadının kızlık soyadını kullanmasına ilişkin yapılan yargılama neticesinde dosya Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun önüne gelmiş ve AİHS ve Anayasal düzenlemeler çerçevesinde konu tartışılmıştır.

Yargıtay H.G.K. 2014/2-889 Es. – 2015/2011 K. Sayılı kararında; “Bu durumun, benzer konumdaki kişiler arasında cinsiyete dayalı "farklı muamele" teşkil ettiği şüphesizdir. Hemen ifade edilmelidir ki, farklı muameleyi haklı çıkartacak ikna edici gerekçeler gösterilmediği müddetçe 14. maddenin ilkesel olarak erkek ve kadına eşit şekilde uygulanmasını zorunludur.
Ayrıca evli kadınların aile birliği adına kocalarının soyadını taşımak zorunda bırakılmalarının -önüne kendi kızlık soyadlarını ekleyebilseler de- nesnel ve makul bir nedeni olmadığını kabul edilmiştir. Bireylerin seçtikleri isme göre, saygınlık ve itibarla yaşamalarını sağlamak için toplumdan bir miktar sıkıntı çekmesini beklemek de makul olacaktır. Bu nedenle ülkemizin de taraf olduğu uluslararası metinlerde aralarında soyadı seçiminin de bulunduğu birçok konuda cinsiyete dayalı ayrımcılığı yok etme yükümlülüğü dikkate alındığında aile birliğini ortak bir aile ismi aracılığıyla yansıtma amacı, cinsiyete dayalı farklı muamele için yeterli bir gerekçe oluşturmamaktadır. Dolayısıyla söz konusu farklı muamelenin 14. maddeye aykırı olduğu açıktır.” Şeklinde hüküm kurulmuş ve bu karar ile birlikte kadının evlilik ile birlikte kızlık soyadını kullanmasının önü açılmıştır.

Ancak Yargı mercileri tarafından verilen kararlara rağmen yasal veya idari bir düzenleme yapılmaması sebebiyle günümüzde halen evlilik ile birlikte kadın kocasının soyadını kullanmak zorundadır. Şayet kadın evlilik ile birlikte kızlık soyadını kullanmaya devam etmek isterse bunun için dava açmak zorundadır. Kadın ancak açacağı dava neticesinde kendi kızlık soyadını kullanma hakkı elde etmektedir.

Görevli Mahkeme

Kadının evlilik ile birlikte kızlık soyadını kullanmaya devam etme talebine ilişkin dava 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. Maddesi gereğince Aile Mahkemesinde açılmalıdır.

Aile Mahkemesi bulunmayan yerlerde 4787 Sayılı kanunun 2/2. Maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.

Yetkili Mahkeme

Açılacak davada yetkili mahkeme HMK 384. Maddesi gereğince kadının oturduğu yer mahkemesidir.

Husumet

Evlilikle kızlık soyadını kullanma talebine ilişkin husumet kocaya ve nüfus müdürlüğüne yöneltilmelidir.

Açılacak Dava

Evlenmesiyle birlikte kocasının soyadını kullanmayıp kendi kızlık soyadını kullanmak isteyen kadın, Yargıtay H.G.K. 2014/2-889 Es. – 2015/2011 K. Sayılı kararını dayanak göstererek “Evlilik Soyadının İptali İle Evlilik Birliği İçinde Kızlık Soyadının Kullanılması” davası açmalıdır.

Açılan davada kadının kızlık soyadını kullanma talebinde haklı ve makul bir sebebin bulunması gerekmediği gibi talep ile ilgili kocasının rızası da aranmaz. Mahkeme tarafından da kadının haklı bir gerekçesinin olup olmadığı veya eşin rızasının bulunup bulunmadığı araştırılmaz.

Av. Coşkun MERİÇ