I. Genel Olarak Fazla Çalışma

Bilindiği üzere, fazla çalışma iş kanununda yazılı koşullara uymak sureti ile haftalık kırk beş saati geçen çalışmalar olarak tanımlanmıştır. İş Kanunun 41. maddesi ile düzenleme alanı bulan fazla çalışma işçinin onayı alınmak sureti ile yılda en fazla 270 saate kadar yapılabilecek bir mesaidir. Dolayısı ile fazla çalışma sınırları kanunla çizilmiş bir alana sahiptir. İşçiye bu çalışmalar karşılığında ödenen ücret ise fazla çalışma ücreti olarak adlandırılmıştır. Bu minvalde iş yerinde fazla çalışma yapan işçiye,  fazla çalışılan her bir saat için normal çalışma ücretinin saat ücreti (temel ücreti esas alınarak) karşılığının yüzde elli yükseltilmesi sureti ile fazla çalışma ücreti ödenmektedir.

II. Fazla Çalışma- Fazla Sürelerle Çalışma

Fazla sürelerle çalışma fazla çalışmadan farklı olarak; iş yerinde haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş  saate kadar yapılan çalışmalardır. Başka deyişle işçinin onayı alınmak sureti ile haftalık kırk beş saate kadar olan çalışmalar fazla sürelerle çalışma; haftalık kırk beş saati geçen çalışmalar ise fazla çalışma olarak adlandırılmaktadır. Fazla sürelerle çalışma yapıldığında her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde yirmi beş yükseltilmesiyle ödenmektedir.

III. Fazla Çalışma İspatı Yükü

İş mevzuatını düzenleyen iş kanunda fazla çalışmanın ispatı ile ilgili özel bir düzenleme bulunmadığından ispat yükü açısından genel düzenlemelere bakılması gerekmektedir. Bu açıdan  TMK’nın 6. maddesi ‘’ Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.’’ şeklinde ve yine HMK’nın 190. Maddesi  ‘’İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir.’’ şeklinde düzenlenmiştir. Anılan genel hükümler gereği fazla mesai yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispat etme yükümlülüğü altında bulunmaktadır. Yine aynı şekilde işveren ise fazla çalışma yapılmış ise bu çalışmanın karşılığının ödendiğini ispat yükümlülüğü altındadır.

IV. Fazla Çalışmanın İspat Vasıtaları

Yukarıda ifade ettiğimiz üzere fazla çalışmanın ispatı fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi üzerindedir. Yargıtay ilke kararları itibar ile işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delil ile ispat edebilir. Fazla çalışma ispatında işyeri giriş çıkış kayıtları, parmak izi yüz okuma kayıtları, bordrolar, banka kayıtları, tanık beyanları ispat vasıtası olarak kullanılabilmektedir. Bkz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2015/1433 Esas, 2017/1254 Karar sayılı kararı ‘’Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.’’

A. Fazla Çalışmanın İspatında Ücret Bordrosu

İş kanununun 37.maddesi kısaca ücret bordrosunu, işverenin işçiye yaptığı ödemeleri gösteren imzalı olarak hazırlanan pusula olarak tanımlamıştır. Bu açıdan her ay düzenlen bordroların fazla mesai ispatında oldukça büyük önemi mevcuttur. Nitekim işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Sahte olduğu ispat edilmemiş ücret bordrosunda yazılı hususların aksi ise ancak yazılı deliller ile ispat edilebilecektir. Başka deyişle işçinin imzasını taşıyan ve sahte olmayan bordroda fazla mesai tahakkuku ile ödeme yapılmış ise işçi bunun aksini ancak yazılı delil ile ispat edebilecektir. Ancak hazırlanan bordroda işçinin imzasının bulunmaması halinde işçi bordroda yazandan daha fazla çalışması bulunduğunu her türlü delil ile ispat edebilecektir. Örneğin hazırlanan bordro işçinin imzasını taşıyor ve aylık 10 saat fazla mesai tahakkuk edilerek  banka aracılığı ile ödeme yapılmış ise işçi artık bu bordroda yazan 10 saatten fazla mesai yaptığını ancak yazılı delil ile ispat edebilecektir. Anılan bordroda işçinin imzasının olmaması halinde ise işçi 10 saatten fazla çalışma yaptığını her türlü delil ile ispat edebilecektir. Bu durumda bordroda yazan  miktardaki fazla mesai ödemeleri gerçek fazla mesai miktarından mahsup edilecektir.

B. Fazla Çalışmanın İspatında Bordro Hilesi Yapılması

İş hukukunun en önemli fazla mesai ispat aracı olan bordrolar üzerinde bazı işverenlerin  bordro hilesi yaptığı görülmektedir.  Bordro hilesi basit anlamda işverenin işçinin ücretini bölerek asıl ücretin bir kısmının fazla mesai ödemesi olarak göstermesidir. İşveren bu yolla işçinin hak etmiş olduğu fazla mesai ödemesini yargı makamları önünde ödenmiş gibi göstererek fazla mesai ödemesinden kaçınmayı amaçlamaktadır. Örneğin aylık 30.000,00 TL ücretle işe başlayan işçinin bordroda temel ücreti 25.000,00 TL gösterilerek kalan 5.000,00 TL’nin  ise  fazla mesai tahakkuku gibi  ödenmesi halinde  bordro hilesi mevcuttur. Bununla birlikte sembolik fazla mesai tahakkukları,  tatil gününde dahi tahakkuk yapılması, temel ücretin değiştirilmesi ile bordro oluşturulması bordro hilesi yöntemlerindendir. Bordro hilesinin bulunduğu durumlarda mahkemece işçinin gerçek ücreti tespit edilip, fazla mesai tahakkukları gerçek ücretin parçası kabul edilerek ayrıca fazla mesai hesabı yapılabilecektir.  Bkz. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2014/11074 Esas, 2015/26460 Karar  sayılı kararı ‘’Bordro hilesi çok çeşitli alanlarda kendisini gösterse de genel olarak işverenlerin işçiye fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti, hafta tatili ücreti ödediğini göstermek amacıyla yapıldığı görülmektedir. İşçilerin iş akdinin sonlanmasından sonra genel olarak işverenlere karşı dava açtıkları ve tanık beyanlarına göre fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili ücreti ispatlayarak büyük tutarlarda işçilik alacakları aldıkları, işverenlerin de bunu engellemek için işçinin banka hesabına yatan değişen ödeme tutarları ile uyumlu bordrolar düzenlenerek ödemelerin bir kısmı temel ücret bir kısmının da fazla çalışma, genel tatil, hafta tatili gibi sonradan tahakkuk ettirilmesi işçi aleyhine sonuçlar doğurabildiği görülmektedir…’’,

C. Fazla Çalışmanın İspatında Tanık Beyanları

Fazla çalışmanın ispatında bordrolardan sonra en önemli ispat vasıtası tanık beyanlarıdır. Bu anlamda  iş yargılamasında takdiri delil olan tanık, uyuşmazlık konusu fazla çalışma saatlerini tespiti noktasında   bilgisi ve görgüsü olan kişi olarak tanımlanabilecektir. Yukarıda da ifade ettiğimiz üzere tanık delilinin dikkate alınabilmesi için uyuşmazlıkla alakalı yazılı delil bulunmaması gerekmektedir. Yargılamada tanık delilinin dikkate alınabilmesi için tanığın uyuşmazlıkla ilgili doğrudan doğruya bilgisinin bulunması gerekmektedir. Bu anlamda tanığın bilgisinin olmadığı dönem olan iş yerinde çalışmadığı dönem için yaptığı tanıklık, geçerli olmayacaktır. Örneğin tanıklık yapan işçinin, fazla mesai yaptığını iddia eden işçi ile faklı bölümde bulunması ve bu işçinin giriş çıkış saatlerine vakıf olmaması durumunda aynı işyerinde bulunmuş olsalar da tanıklığına itibar edilemeyecektir. Tersine yine komşu iş yerinde bulunan tanık, eğer uyuşmazlık konusu iş bölümünün çalışma şeklini ve fazla mesai iddiasındaki işçinin giriş çıkış saatlerini gözlemleyecek durumda ise bu tanıklığı itibar edilebilecektir.Bkz. Yargıtay 22.Hukuk Dairesi’nin  2015/14646 Esas, 2017/127 Karar  sayılı kararı‘’…Dosya içeriğinden davacı işçinin, 26.05.2011-24.04.2013 arasında davalı işyerinde çalıştığı, mahkemece hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda fazla mesai ve genel tatil ücretine ilişkin hesaplamaların iş yerinde çalışmayan tanık beyanları doğrultusunda yapıldığı anlaşılmıştır. Davacının anılan alacaklarının, davalı işyerinde çalışmayan davacının çalışma düzeni hakkında somut ve objektif bilgi sahibi olması beklenemeyecek tanık beyanlarına göre belirlendiği, söz konusu tanıkların beyanlarına itibar edilemeyeceği gözetilmeksizin, davacının tüm hizmet süresince bu tanık beyanlarına göre fazla mesai talebini ispat ettiği kabulü hatalı olup fazla çalışma alacağınınreddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması…’’

D. Fazla Çalışmanın İspatında Husumetli Tanık Beyanı

İş yargılamalarında halihazırda çalışan işçilerin işveren aleyhinde tanıklık yapmak istememesi yahut çalışılan iş yerinde işçi sayısının az olması nedenleri ile fazla mesai ispatında işçilerin tanık bulmakta zorlandıkları sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu gibi durumlarda işverene karşı dava açmış kişilerin tanıklığının muteber olup olmayacağının değerlendirilmesi gereklidir. Yargıtay’ın istikrar kazanmış değerlendirmeleri husumetli olan kişilerin tanıklıklarına ihtiyatlı yaklaşılması yönündedir. Yani husumetli kişilerin tanıklıkları başkaca yan deliller ile desteklenmiş ise dikkate alınabilecektir. Bununla birlikte Yargıtay husumetli tanıkların beyanlarına sadece husumet olgusun varlığı ile beyanlarının değerlendirme dışı bırakılamayacağı vurgulamış olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Bkz. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2022/5402 Esas ve 2022/8364 Karar sayılı kararı ‘’Fazla çalışma, hafta ve genel tatili alacaklarının ispatında salt husumetli tanık beyanlarıyla sonuca gidilemez. Bununla birlikte yan delil ya da olgularla desteklenen husumetli tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, iş müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar yan delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir….’’yine Bkz. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi’nin 2018/8894 Esas  ,  2019/9540 Karar sayılı kararı ‘’ İşverene karşı dava açan tanıkların anlatımıyla davaya konu isteklerin ispatı noktasında tanık beyanlarının abartılı olup olmadığı değerlendirilmeli ve yine diğer yan delillerle desteklenip desteklenmediği üzerinde durulmalıdır. Somut uyuşmazlıkta; davacı tanıklarının anlatımları işyerinin özelliğine ve işçinin ünvanına göre abartılı olmayıp aynı zamanda iş sözleşmesinde fazla mesai ücretinin ücrete dahil olduğu açıklanmış olmakla bu durum işverence işyerinde fazla mesai yapıldığının kabulü olarak değerlendirilmeli ve menfaat birliği olsa da fazla mesai, Ulusal Bayram ve genel tatil ücreti ve yemek ücret farkı yönünden uygulamayı açıklayan tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Dosya içinde bulunan bilirkişi hesap raporu bu yönden değerlendirmeye tabi tutulmuştur.’’

V. Sonuç

Fazla mesai alacak kalemi iş davalarında en fazla talep edilen alacak kalemlerinin başında gelmektedir. Bu açıdan fazla mesai alacağı için başvuran işçilerin elverişli vasıtalarla alacağını ispat edememesi durumunda hak kaybı yaşayacakları açıktır. Fazla mesai alacağının ispatı yukarıda izah ettiğimiz hususlar itibari ile çeşitli olasılıklara göre farklılık arz ettiğinden yargılamada ancak geçerli ispat yöntemi kullanılarak hakkın özüne ulaşılabileceği unutulmamalıdır.

Av. Arb. Eyup SEYMEN