4857 sayılı İş Kanunun 63’ncü maddesin de çalışma süreleri düzenlenmiştir. Anılan düzenlemeye göre “Genel bakımdan çalışma süresi haftada en çok kırk beş saattir. Aksi kararlaştırılmamışsa bu süre, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanır.” Şeklinde ifade edilmiştir.

Fazla Çalışma (Fazla Mesai) ve Fazla Sürelerle Çalışma

İş Kanunu madde 41 uyarınca “Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır.”

Fazla sürelerle çalışma ise; haftalık çalışma süresinin sözleşmelerle kırk beş saatin altında belirlendiği durumlarda yukarıda belirtilen esaslar dâhilinde uygulanan ortalama haftalık çalışma süresini aşan ve kırk beş saate kadar yapılan çalışmalar fazla sürelerle çalışmalardır.

Haftalık kırk beş saatin üstünde fazla çalışma yapan işçiye çalıştığı her bir saat için saatlik ücretinin %50 zamlı ödenmesi veya fazla çalıştığı her saat karşılığında bir saat otuz dakikalık serbest zaman verilir. Bu işçinin seçimine göre belirlenecektir.

Fazla sürelerle çalışmada ise işçiye çalıştığı her bir saat için saatlik ücretinin %25 zamlı ödenmesi veya zamlı ücret yerine fazla sürelerle çalıştığı her saat karşılığında bir saat on beş dakikayı serbest zaman olarak kullanabilir. Yine seçim işçidedir.

Üç tür fazla çalışma vardır şöyle ki; olağan, olağanüstü ve zorunlu nedenlerle fazla çalışma. Olağan fazla çalışma için işveren işçinin yazılı onayını alması gerekir. İşverenler geçmiş yıllarda bu onayı her yılbaşı tekrar almak zorundaydılar. Yeni düzenlemelerle bir defa alması yeterli olacaktır. Öte yandan işçi fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma yapmaktan vazgeçtiyse verdiği onayı 30 gün önceden geri alması gerekir.

Bununla beraber olağanüstü ve zorlayıcı nedenlerle fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışmada işçinin onayı aranmaz çalışmak zorundadır.

Fazla Çalışmanın İspatı

İspat yükü işçiye yükletilmiştir. Bu ispatını ancak yazılı ve tanık delilleri ile yapmak zorundadır. Ancak Yargıtay bordroların imzalı olup (ihtirazı kayıt olup olmaması) olmaması ve bordrolarda tahakkuk bulunup bulunmasına yönelik şu esasları belirlemiştir:

İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Ve bu sahtelik ispatlanmadıkça fazla çalışma ücretinin ödendiği kabul edilir. Söz gelimi işçi ben fazla mesai yaptım ama patronum mesai ücretimi vermedi bir de üstüne bordroya vermiş gibi gösterdi tarzında beyanlarda da bulunsa ücret bordrosu kendisinin imzasını taşıyorsa fazla mesai ücretini talep edemez. Uygulama da karşımıza çıkan bir diğer problem ise; imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyor ancak işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi gündeme gelmektedir. Yargıtay bu problemi çözme adına iki kıstas geliştirmiştir. Şöyle ki;

Yargıtay kararlarına göre işçinin bordroda görünenden daha fazla mesai yaptığı iddiası var ise bunu ancak yazılı bir delil ile ispatlanabileceğini ya da işçi imzalı bordroda ihtirazı kaydının bulunması halinde bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilecektir şeklinde ifade etmiştir. İhtirazı kayıt ise kısaca; ben bunu imzalıyorum ama fazla çalışma ücretime dair haklarımı saklı tutuyorum demektir.

Ayrıca bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebilir. Bilhassa tanık delili ile ispat edebilecektir.

Fazla Çalışmada Esas Alınacak Ücret ve Faiz

Fazla çalışma ücretinin hesaplanmasında İşK. m.32 uyarınca ödenen asıl ücret esas alınır. Başka bir deyişle işçinin brüt çıplak ücreti dikkate alınır. Bu demektir ki işveren tarafından işçiye sağlanan sosyal yardımlar olsa da ücrete eklenmez. Söz gelimi yol, yemek yardımı ve yakacak yardımı vs. gibi sosyal yardımlar eklenmeyecektir.

Öte yandan İş Kanunun 68. Maddesin de düzenlenen ara dinlenmeler de geçen süreler iş süresinden sayılmayacağından indirilir. “Dört saat ve daha kısa süreli işler de on beş dakika, dört saatten fazla yedi buçuk saate kadar olan süreli işlerde yarım saat, yedi buçuktan daha fazla süreli işlerde ise bir saat ara dinlenmesi olur. İşte bunlar fazla çalışmadan indirilir.”

Fazla çalışma ücreti alacaklarında faiz talebi ise; fiilen mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları uygulanmaktadır. Faiz başlangıcı ise işverenin temerrüde düşürüldüğü tarihten itibaren başlar. İhtarname çekerek işvereni temerrüde düşürebilirsiniz ya da arabuluculuk anlaşmama son tutanağı da işvereni temerrüde düşürür. Ancak vekil olarak talep etmeniz gerekecektir. Örneğin “fazla çalışma ücreti alacaklarına fiilen mevduata uygulanan en yüksek faizin arabuluculuk anlaşmama son tutanağından itibaren uygulanmasına” şeklinde talep etmeniz yeterli olacaktır.

Bu alacak kalemi 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Bu süre dava açıldığı tarihten geriye doğru beş yıl için istenilebilecektir. Yani sizin 10 yıllık çalışma sürenizin hepsinde fazla mesai yapmış olsanız da sadece son 5 yıllını talep edebilirsiniz. Ve bu fazla çalıma ücreti talebinizi belirsiz alacak olarak talep etmelisiniz. Çünkü hesaplayabilmeniz zor olmakla beraber bir de hâkimin takdiri indirimi var bunun oranının kaç olacağını bilmeniz mümkün değildir.

Fazla Çalışma İle İlgili Yargıtay Kararları

Günlük çalışma için azami çalışma süresi olan 11 saati aşan çalışmalar haftalık 45 saati geçmese de fazla çalışma olarak değerlendirilmelidir. (Y9HD 2016/20709 E. 2020/8341 K.)

Yargılama aşamasında dayanılıp sunulmayan deliller temyiz veya karar aşamasında sunulamaz, sunulmuş olsa da dikkate alınamaz. Bunun tek istisnası dayanılıp sunulan delilin, o davaya konu borcu söndüren bir nitelik taşıması halidir. Bu sebeple fazla çalışma ücreti adı altında ödemelerin yapıldığı ödeme makbuzlarının mahkemece dikkate alınarak fazla mesai hesabından mahsup edilmesi gerekir. (Y9HD 2017/35100 E. 2020/8782 K.)

İşçinin fiilen çalışmadığı yıllık ücretli izin dönemlerinin fazla çalışma alacağının hesabında dışlanması gerekir. (Y9HD 2014/30720 E. 2016/3244 K.)

Üç vardiya halinde çalışılan dönem için fazla çalışma ücreti hesaplanması hatalıdır. Fazla çalışma bulunmadığı sonucuna ulaşılmaktadır. (Y9HD 2013/7378 E. 2015/16 K.)

Fazla çalışma tahakkuku içeren bordroların imzalı olanları hesaplama dışı tutulmalı, imzasız dönemler için tanık beyanlarına göre hesaplama yapıldıktan sonra davacının banka hesabına ödenen tutarlar mahsup edilmelidir. (Y9HD 2016/19721 E. 2020/6957 K.)

Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özelikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler ve işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. (Y9HD 2015/17720 E. 2017/21436 K.)

Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımına değer verilmez. Ayrıca işverenle salt husumetli olan tanıkların beyanları hüküm tesis edilmesi isabetli olmayacaktır. (Y9HD 2020/2638 E. 2020/10064 K.)

Salt tanık beyanlarına göre hesaplama yapılan dönem fazla mesai ücretinden uygun oranda bir takdiri indirim yapılmasını gerektirecektir. (Y9HD 2011/43426 E. 2013/2976 K.)

Vasıflı işçinin asgari ücretle çalışması hayatın olağan akışına uygun değilse de; ücret araştırması yapılmaksızın salt davacı beyanı kabul edilemez. (Y9HD 2017/27263 E. 2020/1483 K.)

“Vekil olarak sizler de bu hususun salt davacı beyanında kalmaması için mahkemeden taleplerde bulunmanız da fayda vardır. Şöyle ki; çalışma hayatın da daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla genel de iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu gibi durumlarda işçi vekili olarak işçinin yaptığı işi, meslekteki kıdemini belirterek ilgili meslek odalarından ve diğer kuruluşlardan aynı vasıftaki emsal işçilerin aldığı ücretlerin ne kadar olduğunu araştırmasını talep etmekte fayda vardır. Ayrıca Türkiye İstatistik Kurumu’nun resmi internet sitesindeki ‘‘Kazanç Bilgi Sorgulama’’ kısmından işçinin mesleği yazılarak emsal ücrete örnek teşkil edecek bilgileri mahkemeye sunabilirsiniz.”