A) Genel Olarak Genel Haciz Yolu İle Takip

Cebri icranın adeta kalbi olarak nitelendirilebilecek olan genel haciz yolu ile takip Türk hukukunda çok önemli bir yere sahiptir. Genel haciz yolu ile takip, önemini, her türlü hukuki ilişkiden kaynaklanan ve alacağı rehinle temin edilmeyen alacakların bu takibe konu edilebilmesinden almaktadır.  Önceden mahkeme kararı alınmasına gerek kalmaksızın takibe geçilebilmesi alacaklı bakımından handikap oluşturmaktadır. Genel haciz yolu ile takibe; sebepsiz zenginleşme, alacak hakkı, sözleşmeye aykırılık, haksız fiil gibi birçok alacak için müracaat edilebilmektedir. Bununla birlikte bu takip yolunda alacağın Türk Lirası cinsinden istenebildiğine dikkat etmek gerekmektedir. Başka bir deyişle, alacak, yabancı paraya ilişkin olursa Türk Lirasına çevrilerek istenmesi gerekmektedir. Bundan başka altın alacağı için böyle bir durum söz konusu değildir. Yani altın alacağının tahsili amacı ile genel haciz yolu ile takibe geçilemeyecek olup bu hususta mahkeme kararın ihtiyaç duyulmaktadır. Nitekim bu hususta doktrinde ve yargı kararlarında bu yönde görüş birliği vardır.  Fakat bu husus makalemizin inceleme alanı dışında olduğundan fazlaca açıklama yapılmayacaktır.

B) Genel Haciz Yolu İle Takipte Takibin Başlaması

Genel haciz yolu ile borçlusunu takip etmek isteyen alacaklı, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun (İİK) 50.maddesinin atfı ile 6100 Sayılı Hukuk Muhakemelerinde (HMK) belirtilen yetkiye ilişkin hükümlere riayet ederek yetkili icra dairesine takip talebi (Örnek No:1; İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği) doldurup vermelidir.  Takip talebinde; alacaklının isim-soyismi varsa vekili, T.C. kimlik bilgileri, alacaklının adresi, alacaklıya yahut vekiline ait banka hesap bilgisi, alacağın veya istenen teminatın türk parası karşılığı ile faizi, faiz oranı, borçlunun ismi, soyismi, borçlunun yerleşim yeri(adresi), varsa borçlunun vekili, borçlunun T.C. bilgileri yer alır. Alacaklının, takip talebini İİK m.58’e uygun olarak doldurup icra dairesine vermesi ile takibe geçilmiş olur. Takip talebini alan icra dairesi takip talebine uygun olarak ve İİK m. 60 uyarınca ödeme emrini (Örnek No:7; İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliği) tanzim eder. Ödeme emrinde takip talebindeki kayıtlar yer alır. Ancak ödeme emrinde, takip talebinden farklı olarak alacaklının değil, icra dairesinin banka hesap bilgileri yer alır.  

Ödeme emrinde istenen alacağın yahut teminatın tebliğden itibaren yedi gün içerisinde ödeme emrinde belirtilen banka hesap bilgisine ödenmesi ihtarı, eğer ödeme yapılmayacak ise ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde dilekçeyle veya sözlü olarak itiraz edilmesi gerektiği, itiraz edilmeyip ödeme de yapılmayacaksa yine aynı süre içinde mal beyanında bulunulması, aksi takdirde cebri icraya devam olunarak haciz işlemlerine başlanacağı ihtar edilir.Düzenlenen ödeme emri, takip talebinden itibaren nihayet üç gün içinde icra dairesi tarafından 7201 sayılı Tebligat Kanunu Hükümleri uyarınca borçluya tebliğe çıkarılır.

C) Genel Haciz Yolu İle Takipte Takibin Kesinleşmesi

İcra dairesi tarafından düzenlenip tebliğe çıkarılan ödeme emrini alan takip borçlusu üç farklı şekilde davranış sergileyebilir;

C.A) Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde ödeme emrinde belirtilen meblağ ile alacağa bağlı faiz, harç, masraf, vekalet ücreti toplamından oluşan tutarı ödeyerek takibi sonlandırabilir.

C.B) Ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde icra dairesine itirazlarını (maddi hukuka ilişkin itirazlar; borca itiraz, imzaya itiraz, borcun ödendiği itirazı, takas defi vs. Takip hukukuna ilişkin itirazlar; derdestlik(mükerrerlik) itirazı, alacaklının takibat icrasına itiraz, yetki itirazı vs.)  bildirebilir.

C.C) Ödeme emrini alan borçlu, ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde takibe itiraz etmeyebileceği gibi ödeme yapmaktan da kaçınabilir.

Yukarıda sayılan üç farklı durumun sonuçları üzerinden takibin kesinleşmesi hususuna değinilecektir.

C.A) Borçlunun ödeme emrinde belirtilen alacak ile birlikte takip nedeni ile ortaya çıkan meblağı (icra harçları, masraflar, icra vekalet ücreti vs.) ödeyerek takibe son vermesi durumunda, takip sonlanmış olacağından takibin kesinleşmesi yahut haciz, satış gibi aşamalar ortaya çıkmayacaktır.

C.B) Ödeme emrinin borçluya tebliğinden itibaren yedi gün içerisinde borçlunun takibe itiraz etmesi halinde; Genel haciz yolu ile takipte, süresinde itiraz yapılması ile takip duracaktır.(İİK m.66). Burada, maddi hukuka ilişkin itirazlar gibi takip hukukuna ilişkin itirazların da takibi durduracağına dikkat etmek gerekir.

Borçlunun itirazı üzerine duran takipte takip kesinleşmemiş olacaktır. Dolayısıyla duran takibe istinaden haciz isteme hakkı da doğmayacaktır. Yani borçlunun mal varlığı değerlerine haciz konulamayacaktır. Bu aşamada alacağına kavuşmak isteyen alacaklının takibi harekete geçirmesi gerekir. Alacaklı, duran takibi ancak iki farklı yolla harekete geçirebilir. Bunlar: İtirazın İptali davası ile itirazın kaldırılması (geçici kaldırma, kesin kaldırma) ile olur.

İtirazın iptali davası dava türleri bakımından alacak davasının takip hukukundaki görünümüdür. İtirazın iptali davası esasen eda davası niteliğindedir. Fakat normal alacak davasından farklı olarak bu davada, alacaklı başlattığı takipteki borçlunun itirazının kaldırılması ile takibin devamını ve aynı zamanda alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatını talep eder. İcra inkar tazminatı istenmesi, itirazın iptali davasını normal alacak davalarından ayırabilir. İtirazın iptali davası açarak lehine ilam elde eden alacaklı ilamı, daha evvel başlatmış olduğu genel haciz yolu ile takip dosyasına ibraz ederek duran takibin devamı ile ilama bağlanan asıl alacağını, asıl alacağın işlemiş ve işleyecek faizini, mahkeme kararında hükmedilen vekalet ücretini, yargılama giderlerini ve icra inkar tazminatını sunacağı ek takip talebi ile talep eder.

Acaba genel haciz yolu ile başlanan ve itiraz ile duran takipteki alacak hakkında mahkeme kararı elde edilmiş olması asıl alacak yönünden takibin kesinleştiği anlamına gelir mi?

Bu soruya olumlu yanıt vermek mümkün değildir. Çünkü, itiraz ile takip durmuş idi. Her ne kadar mahkemece itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmiş ise de takibin kesinleşmesi için mahkeme kararı ile sabit olan alacak kalemlerini ihtiva eden icra emrinin borçluya tebliği gerekmektedir. Çünkü, genel haciz yolu ile başlanan takipte artık ödeme emrinden söz edilemeyecek olup mahkeme kararına müstenit olmasından dolayı takibin şekli ilamlı takibe dönüşmüştür. Bundan dolayı değişen alacak kalemlerine uygun olarak tanzim edilecek icra emrinin borçluya gönderilmesi önem arz etmektedir. İcra emri gönderilmeksizin takibin kesinleştirilmesi ve haciz konulması durumunda, mahkeme kararının istinafa yahut temyize tabi olması ihtimalinde, borçlunun tehiri icra prosedürünü işletebilme hakkı elinden alınmış olacak ve alacaklı taraf karşısında menfaati önemli ölçüde zedelenmiş olacaktır. Çünkü, icra emri gönderilmeden borçlunun icra emrinin gereğini yerine getirip getirmeyeceği önceden bilinemeyecektir. Bundan başka, icra emrinin tebliği üzerine fakat haciz konulmadan önce alınacak olan harç %4.55 iken haciz konulduktan sonra bu oran %9.10 olacak olup iki katına çıkmış olacaktır. Bunun gibi, ödeme süresi içerisinde borçlunun ödeme yapması halinde icra vekalet ücreti ¾ oranında alınacakken, ödeme süresi geçtikten yani takip kesinleştikten sonra hesaplanacak vekalet ücreti tam olacaktır. Görüldüğü üzere takip kesinleşmeden kesinleşmiş gibi yanılgılı hareket edilmesi durumunda borçlunun borcuna adeta borç eklenecektir.

Mahkeme kararına uygun ek takip talebi verildikten sonra borçluya icra emri gönderilecek ve ilamlı icra ya mütedair hükümlere göre işlem tesis edilecektir. Yani icra emri tebliğ edilecek, ödeme süresi geçirildikten sonra takip kesinleşecektir.

İtiraz ile duran takibi harekete geçirmek isteyen alacaklı, İİK m.68’de belirtilen belgelerden birine sahipse yukarıda anlatılan dava sürecinden daha kısa prosedüre sahip olan itirazın kaldırılması yoluna müracaat edebilecektir. İtirazın kaldırılması hususunda lehine hüküm elde eden alacaklı yukarıda anlatılan işlemler silsilesine uygun hareket ederek işlem tesisi sağlayacaktır.

C.C) Ödeme emrini alan borçlu, ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmez, ödeme de yapmazsa, yedi günlük sürenin bitmesi ile takip kesinleşmiş olacaktır. Alacaklı kesinleşen takibe dayalı olarak müteakip işlemlerin (haciz, satış, paraya çevirme vs.) yapılmasını icra dairesinden isteyebilecektir.

Cumali DİRİN

İcra Müdür Yardımcısı