SUNUŞ
Yabancı uyruklu kişilere ilişkin sınır dışı etme işlemleri, uygulamada çoğu zaman hem yabancı hem de avukatları açısından son derece hızlı, yoğun ve teknik bir süreç olarak karşımıza çıkmaktadır. 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu çerçevesinde yürütülen idari işlem zinciri; yakalama, idari değerlendirme, sınır dışı kararı, idari gözetim, tebliğ işlemleri, dava açma süreci ve Geri Gönderme Merkezi prosedürlerinden oluşan çok aşamalı ve dikkat gerektiren bir yapıya sahiptir. Bu süreçte en küçük usul eksikliği dahi hem yabancı açısından ciddi hak kayıplarına hem de avukat açısından telafisi güç sonuçlara yol açabilmektedir. Uygulamada edinilen tecrübe göstermiştir ki, Geri Gönderme Merkezindeki dosyanın tam ve doğru incelenmesi, tebligat usullerinin titizlikle denetlenmesi, dava süresinin doğru hesaplanması ve özellikle dava açılış formunun fiziki olarak dosyaya sunulması, meslektaşlarımızın karşılaştığı en kritik noktalardır. Aşağıda, sınır dışı kararı alınmış bir yabancı ile ilk temas anından dava sürecinin başlatılmasına kadar geçen tüm aşamaları, pratik uygulama bilgileri ve sahadaki gözlemler ışığında sistematik ve anlaşılır biçimde ele alarak meslektaşlara yol gösterici bir rehber ortaya koymak amaçlanmıştır. Bu yazımız, hem Geri Gönderme Merkezleri'nde yabancı uyruklu şahısların süreçlerine dahil olan meslektaşlarımızın işlerini kolaylaştırmak hem de yabancıların temel haklarının etkin şekilde korunmasına katkı sunmak amacıyla hazırlanmıştır.
GİRİŞ
- İlk olarak yabancı, 6458 sayılı Kanun’a muhalefetten dolayı (örneğin; vize ihlali, ikamet izni süresinin geçirilmesi, çalışma izni olmadan çalışılması, adres bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmemesi nedeniyle kimliğin pasif duruma düşmesi vb. (6458 sayılı kanunun 54. Maddesine Bkz.)) emniyet ekiplerince yakalanır. GBT tespiti yapılır ve kaçak durumda olduğu belirlenen yabancı, ilgili polis birimine götürülür ve durum il göç idaresine bildirilir. Emniyet tarafından yapılan ön değerlendirme sonrasında yabancının statüsü, ülkeye giriş şekli, daha önceki başvuruları ve varsa adli/idari kayıtları incelenir. Bu süreçte yabancı genellikle geçici olarak nezarethanede tutulur.
- Yabancının yakalandığı ilde durum Göç İdaresi’ne bildirilir ve yapılan değerlendirme sonucunda ilgili İl Valiliği tarafından yabancı hakkında sınır dışı etme kararı (Deport Kararı) alınır. Bu karar, 6458 sayılı Kanun’un 52 ve devamı maddeleri uyarınca düzenlenir ve yabancıya tebliğ edilmek üzere işleme konulur. Sınır dışı etme kararına bağlı olarak, yabancının kaçma ve kaybolma riski, kamu düzeni ve güvenliği açısından oluşturduğu potansiyel tehdit, ülkesine gönderilmesi için gerekli hazırlıkların zaman alması gibi nedenlerle yabancı uyruklu şahıs hakkında “idari gözetim” kararı tesis edilir. İdari gözetim kararı, valilik tarafından verilir ve yabancının Geri Gönderme Merkezi’nde tutulması şartıyla ilk etapta 6 aya kadar uygulanır. Bu süreç boyunca yabancının barınması, sağlık kontrolleri, iletişim hakkı, avukatla görüşme hakkı ve itiraz yollarına ilişkin bilgilendirmeler yapılır. Ayrıca idari gözetim her ay düzenli olarak Göç İdaresi tarafından gözden geçirilir ve devam edip etmeyeceğine karar verilir; uzatılması durumunda yabancıya yeniden tebliğde bulunulur.
- Ardından yabancı, Geri Gönderme Merkezi’ne (GGM) sevk edilmek üzere tüm idari işlemleri tamamlanarak kolluğa teslim edilir. Sevk sürecinde yabancının eşyaları, telefonları, kimlik ve pasaport gibi tüm kişisel belgeleri zimmet karşılığında teslim alınır ve kayıt altına alınır. Yabancının hangi GGM’de barındırılacağı tamamen idarenin takdirindedir; kapasite durumu, güvenlik seviyesi, yabancının statüsü ve sevk planlaması dikkate alınarak yerleştirme yapılır. Şahsın GGM’ye girişini takiben en geç 48 saat içerisinde yabancıya ait özlük dosyası oluşturulur. Bu dosyada kimlik bilgileri, ülkeye giriş şekli, daha önceki başvuruları, sağlık raporları, tebliğ edilen kararlar, görüşme tutanakları ve yapılacak işlemlere ilişkin tüm idari belge ve kayıtlar düzenli şekilde yer alır.
- NOT: Avukat meslektaşların, yabancının Geri Gönderme Merkezi’ne alınmasını takip eden günden birkaç gün sonra merkeze gitmesi daha uygun olacaktır. Zira GGM’ler çoğunlukla şehir merkezine uzak, ulaşımı güç bölgelerde bulunmaktadır. Yabancı merkeze kabul edildiği gün gidilmesi hâlinde, geri gönderme kararı ve idari gözetim kararı gibi temel işlem dosyaları henüz hazırlanmadığından, avukatın dosyayı inceleme imkânı bulunmamakta ve yalnızca müvekkil ile görüşme yapmakla sınırlı bir ziyaret gerçekleşmektedir. Bu nedenle avukat meslektaşların, müvekkilin ailesine durumu hukuki çerçevede açıklayarak, dosyanın henüz oluşturulmadığını, bu sebeple ertesi gün gidildiğinde dosya inceleme ve kararların örneklerini alma imkânının doğacağını belirtmeleri daha isabetli olacaktır. Bu yaklaşım hem sürecin etkin takibini sağlar hem de müvekkilin haklarının korunmasına katkı sunar.
- Şahsın dosyası tamamlandıktan sonra, valilik tarafından alınan sınır dışı etme kararı ve buna bağlı tüm idari işlemler, Geri Gönderme Merkezi’nde yabancıya kendi anadilinde düzenlenmiş tutanaklar ve tercüman eşliğinde tebliğ edilir. Bu noktada meslektaşların özellikle dikkat etmesi gereken husus; sınır dışı kararı, idari gözetim kararı ve diğer tüm evrakların yabancının anlayabileceği dilde hazırlanmış olması ve tebliğ işleminin mutlaka tercüman aracılığıyla yapılmasıdır. Zira evrakların yabancının anadilinde bulunmaması veya kararların tercüman eşliğinde açıklanmamış olması, tebligatın usule uygun olmadığı anlamına gelir. Bu durumda yapılan tebliğ geçerli sayılmayacak ve 7 günlük dava açma süresi işlemeye başlamayacaktır. Süre geçmiş olsa dahi, söz konusu usulsüzlükler dava dilekçesinde açıkça belirtilerek sınır dışı etme kararına karşı iptal davası açılması mümkündür ve çoğu zaman etkili bir hukuki yol teşkil eder. Kural olarak, valilikçe alınan kararın usulüne uygun olarak tebliğ edildiği tarihi izleyen 7 gün içinde idare mahkemesinde dava açılması zorunludur.
- GGM yetkilileri tarafından yukarıda da ifade ettiğimiz üzere yabancıya “Geri Gönderme Kararı” tebliğ edilir. Bu tebliğ, yabancının anlayabileceği dilde yapılmak zorundadır. Tebliğ formunda yabancının imzası alınır; imza atmaması hâlinde “imzadan imtina etmiştir” şerhi düşülür.
- Dosya hazırlandıktan sonra avukat meslektaşlar, yabancının tutulduğu Geri Gönderme Merkezi’ne bizzat giderek vekâletname bulunmasa dahi müvekkil ile görüşebilir ve dosya incelemesi yapabilir. Bu kapsamda, diğer idari kurumlarda karşılaşılan “vekâletname olmaksızın belge örneği alamama” sınırlaması burada da geçerlidir; yani avukat dosyayı inceleyebilir ancak evrak örneği alamaz. Bu nedenle meslektaşların, dosyayı incelemeden önce müvekkille görüşme yapmamalarını tavsiye ederiz. Zira dosya içeriğinin bilinmesi, yapılacak görüşmeyi daha sağlıklı ve yerinde yönlendirmeye imkân tanır.
Dosya incelendikten sonra avukat, GGM’de bulunan avukat görüşme odalarında müvekkili ile birebir görüşme yapabilir. Bu görüşme odalarında genellikle cam bölme veya fiziksel bir engel bulunmaz, avukat ve müvekkil yüz yüze görüşme yapabilmektedir. Ayrıca çoğu GGM’de görüşme odalarında bulunan sabit hatlı telefonlar üzerinden tercüman desteği sağlanabilmektedir; ancak her merkezde bulunmadığından, merkeze giriş yapılmadan önce bu hususun teyit edilmesi faydalı olacaktır. İstenildiği takdirde yabancının anadilini konuşan yeminli tercüman eşliğinde merkeze giriş yapılarak hem dosya incelemesi hem de müvekkille sağlıklı bir görüşme gerçekleştirmek mümkündür.
- Meslektaşların, yabancı şahsın Geri Gönderme Merkezi dosyasını incelerken dikkat etmesi gereken hususlar kronolojik bir sıra içinde yürütülmelidir. İlk olarak valilik tarafından alınan sınır dışı etme kararının tebliğ tarihine bakılmalı ve idari yargıda dava açma süresi olan 7 günlük süre içerisinde bulunulup bulunulmadığı tespit edilmelidir. Sürenin geçmiş olması hâlinde, kararın usulüne uygun tebliğ edilip edilmediği detaylı biçimde incelenmelidir. Evrakların yabancının anadilinde düzenlenmemiş olması, tercüman eşliğinde tebliğ yapılmaması, tutanak eksikliği veya tebliğ işleminin hiç gerçekleştirilmemiş olması gibi durumlar usulsüz tebligat niteliğindedir ve dava açma süresinin başlamamasına yol açar. Bu nedenle süre geçmiş görünse dahi usul eksikliklerinin tespiti, hak kaybının önüne geçilmesine imkân sağlar.
Dava açma süresinin henüz dolmadığı tespit edildiğinde, dosyadaki sınır dışı etme kararının sayı numarası, kararın dayandırıldığı 6458 sayılı Kanun hükümleri ve valilikçe belirtilen gerekçeler ayrıntılı biçimde not edilmelidir. Bu kararın iptalinin mahkemeden talep edileceği göz önünde bulundurularak tüm maddi ve hukuki unsurların eksiksiz şekilde belirlenmesi önem taşır. Bu aşamadan sonra yabancı şahıs ile kapsamlı ilk görüşmesi yapılır.
Görüşme sırasında yabancının beyanları detaylı şekilde tutanağa geçirilir. Ülkesine geri gönderildiğinde maruz kalabileceği savaş koşulları, siyasi baskı veya zulüm riski, etnik ya da mezhepsel ayrımcılık, zorla çalıştırılma ihtimali, aile birliğinin zarar görmesi veya sağlık açısından ortaya çıkabilecek ciddi tehditler açıkça ortaya konur. Tüm bu anlatımlar, sınır dışı işleminin uygulanması hâlinde doğacak telafisi güç ve imkânsız zararları somutlaştırmak bakımından büyük önem taşır. Bu bilgiler ışığında dava dilekçesinde ileri sürülecek maddi ve hukuki gerekçeler belirlenerek sürecin sağlıklı ilerlemesi amaçlanır.
- Yine sınır dışı kararıyla birlikte tesis edilmiş olan İdari Gözetim Kararı, dosya incelemesi sırasında titizlikle incelenmeli; kararın sayı numarası, tarih bilgisi ve dayandığı 6458 sayılı Kanun’un ilgili maddeleri eksiksiz şekilde not edilmelidir. Bu bilgiler, idari gözetimin sonlandırılması amacıyla Sulh Ceza Hâkimliği’ne yapılacak başvurularda, dilekçede açıkça belirtilmesi gereken temel unsurlardır. Dosya incelemesi sırasında ayrıca müvekkilin sağlık durumuna ilişkin önemli bilgi ve belgeler de temin edilmelidir. Zira sağlık durumunu gösterir belgeler, sulh ceza hakimliği nezdinde idari gözetimin sonlandırılması için hukuki dayanak teşkil edecektir. Geri Gönderme Merkezlerinde (GGM) genellikle revir bulunsa da, bazı durumlarda bu imkânlar yeterli olmayabilir; müvekkilin sağlık sorunu ciddi boyutta ise dilekçe ile hastaneye sevk talep edilmesi ve dilekçenin evrak numarası ile dosyaya eklenmesi gerekir. Unutulmamalıdır ki GGM’de tutulan kişiler yalnızca yabancı statüsündeki şahıslar değildir; her biri insan kimliği ve onuru ile korunma hakkına sahip olup, temel hakları arasında tedavi talep etme ve tedavi edilme hakkı da bulunmaktadır. Bu nedenle, sağlıkla ilgili tüm taleplerin usulüne uygun olarak kayda geçirilmesi ve dosyaya eklenmesi hukuken önem arz etmektedir. Avukat meslektaşların bu konuda hassasiyet gösterilmesi rica olunur.
- Yabancı şahısla yapılan görüşmeler tamamlandıktan ve sürecin takibi konusunda mutabakata varıldıktan sonra, işlemlere devam edilebilmesi için mutlaka vekaletname çıkarılması gerekmektedir. Her Geri Gönderme Merkezi’nde (GGM) belirli noter katipleri görev yapmakta olup, ilgili ilde hangi noterlerin GGM’ye gittiği, o ildeki herhangi bir notere telefonla ulaşarak kolaylıkla öğrenilebilmektedir. Noter katibine yabancı şahsın bilgileri iletildiğinde vekaletname hazırlanmakta, GGM’de imza aşamasında ise kişi Türkçe bilmiyorsa tercüman eşliğinde içerik kendisine açıklanmakta ve imza işlemi tamamlandıktan sonra vekaletname düzenlenerek meslektaşa teslim edilmektedir. Bu aşamadan sonra GGM’ye başvuru yapılarak dosyanın sureti talep edilebilir; suretler kimi zaman e-posta yoluyla, kimi zaman ise fiziki olarak teslim edilmektedir. Bu süreçte yabancı uyruklu kişinin isim, soyisim ve uyruğunun Latin harfleriyle, hatasız ve eksiksiz şekilde öğrenilmesi hayati öneme sahiptir; zira küçük bir harf hatası dahi, kişinin GGM kayıtlarıyla uyumsuzluk yaratacağından gerek görüşme gerek vekaletname sürecinde ciddi güçlükler doğurabilmektedir. Şahsın yabancı kimlik numarası veya pasaport numarası bulunmuyor/bilinmiyor olsa dahi vekaletname düzenlenmesi mümkündür; isim, soyisim ve uyruğun bilinmesi yeterlidir. Ancak bu bilgilerin, Göç İdaresi sisteminde yer alan kişi bilgileriyle birebir uyumlu olması zorunludur.
- Avukat meslektaş, vekaletnameyi aldıktan sonra dava açma sürecine geçecektir. Sınır dışı kararının iptali davası, sınır dışı kararını veren valiliğin bulunduğu ilin idare mahkemesinde açılmalıdır. Dava türü iptal davası olup valilik tarafından alınan sınır dışı kararının sebep, konu, amaç, yetki ve şekil unsurları bakımından hukuka aykırılığı ileri sürülerek iptali talep edilir. Sınır dışı iptal davası açıldıktan sonra 6458 sayılı Kanun’un 53. maddesi gereğince, yabancının rızası saklı kalmak kaydıyla, dava açma süresi içinde veya yargı yoluna başvurulması hâlinde yargılama sonuçlanıncaya kadar yabancı sınır dışı edilemez. Uygulamada sıkça yapılan hatalardan biri, meslektaşlarımızın bu davayı yürütmenin durdurulması talepli açmalarıdır; oysa kanunun özel düzenlemesi gereği, dava açıldığı anda sınır dışı işlemleri kendiliğinden durur ve yabancının sınır dışı edilmesi mümkün olmaz. Bu nedenle yürütmeyi durdurma talebiyle dava açılmasına gerek bulunmamaktadır. Ayrıca 6458 sayılı YUKK’un 55. maddesi uyarınca, yabancı şahsın kendi ülkesine gönderilmesi hâlinde “ölüm, işkence, insanlık dışı veya onur kırıcı ceza ya da muameleye maruz kalacağına ilişkin ciddi emareler varsa; ciddi sağlık sorunları, yaş veya hamilelik nedeniyle seyahat etmesi risk taşıyorsa; hayati tehlike arz eden bir hastalığın tedavisi devam ederken gönderileceği ülkede tedavi imkânı bulunmuyorsa; insan ticareti mağduru olup mağdur destek sürecinden yararlanıyorsa veya psikolojik, fiziksel ya da cinsel şiddet mağduru olup tedavisi sürüyorsa” sınır dışı edilemez. Bu hususlardan herhangi biri mevcutsa, durum mutlaka belgeleriyle birlikte ortaya konulmalı ve dava dilekçesine eklenmelidir.
Meslektaşlarımızın dikkatine: Her ne kadar sınır dışı kararına karşı dava açılmasıyla birlikte geri gönderme işlemleri kendiliğinden duruyor olsa da, 6458 sayılı Kanun gereğince dava açıldıktan sonra dava açılış formunun mutlaka Geri Gönderme Merkezine fiziki olarak sunulması gerekmektedir. Uygulamada sistemler arasındaki entegrasyon tam olarak sağlanamadığından, açılmış davalar bazen sistemde görünmemekte ve bu nedenle yabancı kişinin sınır dışı edilme tehlikesi ile karşı karşıya kaldığı durumlar yaşanmaktadır. Bu tür bir sorunla karşılaşılmaması için dava açıldıktan hemen sonra dava açılış formunun çıktısı alınarak üst yazı ekinde bizzat ilgili Geri Gönderme Merkezi’ndeki dosyaya teslim edilmesi büyük önem taşımaktadır.
- İdari gözetim kararı, yabancı hakkında en fazla altı ay (İstisna: 6458 sayılı YUKK’un 57/3f) süreyle uygulanmak üzere tesis edilir. Bu süre içerisinde müvekkilinizin Geri Gönderme Merkezi’nden çıkarılması için Sulh Ceza Hâkimliği’ne itiraz edilmesi gerekmektedir. İtirazların sayısına ilişkin herhangi bir sınırlama bulunmamaktadır; önceki başvuru reddedilmiş olsa dahi, yeni bir gerekçe veya gelişme ortaya konularak yeniden başvuru yapılabilir. Bu kapsamda özellikle sağlık durumu, aile bağları, geri gönderilmesi hâlinde doğacak riskler, uzun süreli tutulmanın neden olacağı mağduriyetler ve idarenin dosya takibindeki eksiklikler somutlaştırılarak her defasında yeniden değerlendirme talep edilmelidir.
Bununla birlikte, idari gözetimin devamının zorunlu olmadığı durumlarda, müvekkiliniz adına idari gözetime alternatif yükümlülüklerin uygulanması da talep edilebilir. 6458 sayılı Kanun’un 57/A maddesi, idari gözetime alınmış veya idari gözetimi sonlandırılmış yabancılar bakımından uygulanabilecek alternatif tedbirleri ayrıntılı şekilde düzenlemiştir. Buna göre yabancı hakkında; belirli bir adreste ikamet etme, düzenli bildirimde bulunma, aile temelli geri dönüş, geri dönüş danışmanlığına katılma, kamu yararına hizmetlerde gönüllülük, teminat yatırma veya elektronik izleme gibi yükümlülüklerden biri ya da birkaçı uygulanabilir. Bu yükümlülüklerin süresi yirmi dört ayı geçemez ve verilen karar gerekçeleriyle birlikte yabancıya veya avukatına tebliğ edilir.
Belirtmek gerekir ki; idari gözetime alternatif yükümlülüklerin kapsamı, uygulanma şekli, itiraz usulleri ve yükümlülüklere aykırılığın sonuçları oldukça geniş ve teknik bir konudur. Bu hususların tamamı, ayrı bir yazımızda detaylı biçimde ele alındığından, burada konuya ilişkin genel çerçeve ile yetinilmiştir.
---
T.C.
……..
İDARE MAHKEMESİ BAŞKANLIĞINA
“Adli Yardım Taleplidir”
DAVACI : Adı Soyadı – YKN/ Pasaport No:
Adres:
VEKİLİ :
DAVALI : …… Valiliği (İl Göç İdaresi Müdürlüğü)
KONU : Davalı idarece müvekkil hakkında 01/01/2026 tarih ve 11111111111111 sayılı sınır dışı etme kararının usul ve yasaya aykırı olması nedeniyle iptali isteminden ibarettir.
AÇIKLAMALARIMIZ:
1. Müvekkilinizin kişisel durumu ve Türkiye’ye geliş süreci hk.
Müvekkil ……… uyruklu olup …/…/…. doğumludur. Ülkesinde uzun süredir devam eden güvenlik sorunları, siyasi istikrarsızlık ve şahsına yönelik tehditler nedeniyle ülkesinden ayrılmak zorunda kalmıştır. Müvekkil, …/…/…. tarihinde can güvenliği nedeniyle Türkiye’ye giriş yapmış ve ülkeye sığındığı dönemde düzenli bir yaşam kurmuştur. Türkiye’de kaldığı süre boyunca adres bildirimi yapmış, kamu düzenini bozacak hiçbir eylemde bulunmamış ve kendisine yöneltilmiş herhangi bir adli veya idari işlem bulunmamaktadır. Müvekkilin ikamet izni başvurusu/uzatma başvurusu ………. nedenlerle işleme alınmamış veya reddedilmiş; bu süreçte müvekkil, başvurusunun sonucunu beklerken vize/ikamet izni süresini istemi dışında ihlal etmiştir. Müvekkilin ihlale düşmesinin tek sebebi, ekonomik yetersizlikleri, bilgi eksikliği ve resmi işlemlere erişimde yaşadığı zorluklardır. Herhangi bir kötü niyeti veya kamu düzenini tehdit edici bir amacı kesinlikle bulunmamaktadır.
2. Müvekkiliniz hakkında tesis edilen sınır dışı kararı hk.
Davalı ……… Valiliği müvekkil hakkında …/…/2026 tarihinde, ……………… sayılı sınır dışı etme kararı tesis edilmiştir. Söz konusu işlemde idare, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu’nun 54. maddesinin ( … ) bendini gerekçe göstermiş; ancak müvekkilin bu madde kapsamında sınır dışı edilmesini gerektirecek somut bir olgu ortaya koyamamıştır. Karar, yalnızca kanun maddesinin tekrarından ibaret olup, müvekkilin kamu düzeni, kamu güvenliği veya kamu sağlığı açısından bir tehdit oluşturduğuna dair hiçbir somut değerlendirme içermemektedir. Ayrıca kararın düzenlenişinde sebep–konu–amaç bakımından hukuki denetimin yapılmasına imkân tanıyacak hiçbir gerekçeye yer verilmemiş; bu nedenle işlem gerekçesizlik nedeniyle hukuka aykırıdır ve iptali gerekmektedir.
3. Müvekkilinizin Türkiye’deki uyumu ve adli sicil durumu hk.
Müvekkil, Türkiye’ye giriş yaptığı …/…/…. tarihinden bu yana tamamen düzenli bir yaşam sürmekte olup, herhangi bir adli veya idari olaya karışmamıştır. Müvekkilin adli sicil kaydı temizdir ve hakkında yürütülmüş ya da yürütülmekte olan herhangi bir ceza soruşturması veya kovuşturma bulunmamaktadır. Müvekkil, Türkiye’de bulunduğu süre boyunca adres bildirimi yapmış, kamu düzenine ve toplumsal kurallara uygun şekilde yaşamış, yerel toplulukla iyi ilişkiler kurmuş ve ülke içinde tam bir uyum sağlamıştır. Müvekkil, çevresi tarafından çalışkan, sakin ve uyumlu bir birey olarak bilinmekte olup, toplumsal hayata olumlu şekilde entegre olmuştur. İşbu uyum sürecini teyit eden ikamet belgeleri, adres kayıtları, iş/çalışma ilişkilerini gösterir evraklar ve komşu/işveren beyanları dilekçemiz ekinde sunulmaktadır. Tüm bu hususlar, müvekkilin kamu düzeni veya güvenliği açısından hiçbir tehdit oluşturmadığını açıkça göstermektedir.
4. Müvekkilin ülkesine geri gönderilmesi hâlinde karşılaşacağı ciddi riskler
Müvekkilin vatandaşı olduğu …… ülkesinde uzun süredir devam eden savaş, iç karışıklık, ekonomik çöküş ve siyasi istikrarsızlık bulunmaktadır. Ülkede sivillerin güvenliğini ciddi şekilde tehdit eden silahlı çatışmalar, keyfi gözaltılar, işkence, kötü muamele ve zorla kaybetme vakaları uluslararası raporlara açıkça yansımıştır. Müvekkil, ülkesinde iken (etnik kökeni, dini inancı, siyasi görüşü, ait olduğu toplumsal grup, ailevi sorunlar, kan davası, tehdit vb. bireysel gerekçeler) nedeniyle ciddi baskıya maruz kalmış; şahsına yönelik somut tehditler nedeniyle ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır. Müvekkil ülkesine geri gönderildiği takdirde yaşamı, özgürlüğü ve fiziksel bütünlüğü ağır risk altına girecektir. Bu durum hem müvekkilin kendi beyanları hem de BM, UNHCR, Human Rights Watch, Amnesty International ve uluslararası insan hakları raporları ile sabittir.
Ayrıca müvekkil, 6458 sayılı Kanun’un 55. maddesi uyarınca sınır dışı edilemeyecek kişiler arasında yer almaktadır. Müvekkilin sağlık durumu / psikolojik durumu / ülkesindeki bireysel risk / uluslararası koruma başvurusu vb. nedenlerle geri gönderilmesi hukuken mümkün değildir. Bu husus dilekçemiz ekinde sunduğumuz doktor raporları, ülke bilgi raporları, tehdit beyanları ve diğer belgelerle desteklenmektedir. Bu çerçevede müvekkilin geri gönderilmesi, hem ülkesindeki ağır insan hakları ihlalleri hem de bireysel olarak taşıdığı yüksek risk nedeniyle AİHS m.3’e, Anayasa m.17’ye ve 6458 sayılı Kanun’un 4. maddesinde düzenlenen geri göndermeme ilkesine açıkça aykırıdır.
ADLİ YARDIM TALEBİ HAKKINDA
Müvekkil, Türkiye’de yasal bir gelir kaynağı bulunmayan, herhangi bir malvarlığı ve sosyal güvencesi olmayan yabancı uyruklu bir kişidir. Dava açma harç ve giderlerini karşılayabilecek ekonomik gücü bulunmamaktadır. 6100 sayılı HMK’nın 334 vd. maddeleri ile 2577 sayılı İYUK’un 31. maddesi uyarınca, yargılama giderlerinden geçici olarak muaf tutulması için adli yardım talep etme zorunluluğu doğmuştur. Bu nedenle müvekkil adına adli yardım talebimizin kabul edilerek yargılama harç ve giderlerinden geçici muafiyet sağlanması gerekmektedir.
NOT:
“İdare mahkemeleri, kuruluş amaçları gereği idarenin tesis ettiği işlemin hukuka uygun olup olmadığını denetler. Bu nedenle sınır dışı kararlarına karşı açılan iptal davalarında, 6458 sayılı Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu hükümlerine hâkim olmak ve hukuka aykırılıkları bu kanun çerçevesinde ortaya koymak büyük önem taşır. Mahkeme Başkanlığının, sunduğunuz belgeler, beyanlar ve dilekçe içeriği ile kararın hukuka aykırı olduğuna ikna edilmesi gerekir. Özellikle müvekkiliniz savaş, iç karışıklık, yaygın şiddet veya ağır insan hakları ihlalleri bulunan bir bölgeden gelmişse, kanunun “sınır dışı edilemeyecekler” başlıklı 55. maddesine sıkça atıfta bulunulmalıdır. Müvekkilin kendi ülkesine gönderilmesi hâlinde yaşayacağı riskler; savaş ortamı, iç karışıklık, siyasi veya etnik baskı, ekonomik çöküş ya da kişisel tehditler gibi nedenlerle ciddi zarar görme ihtimali somut belgelerle desteklenerek mahkemeye sunulmalıdır. Bu kapsamda uluslararası kuruluş raporları, ülke bilgi notları, doktor raporları, tehdit beyanları, kişisel risk belgeleri, aile bağları ve sosyal uyuma ilişkin evraklar ile adli sicil kayıtları gibi deliller, mahkeme nezdinde ikna gücünü artıracaktır. Unutulmamalıdır ki sınır dışı kararlarına karşı açılan davalarda başarı, hukuki gerekçelerin güçlendirilmesi, somut risklerin açıkça ortaya konulması ve müvekkilin kişisel durumunun tutarlı şekilde belgelerle desteklenmesine bağlıdır.”
HUKUKİ DAYANAKLAR : 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, 1951 tarihli Cenevre Sözleşmesi (Mültecilerin Hukuki Statüsüne Dair Sözleşme), T.C. Anayasası, 6458 s. Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu,7201 s. Tebligat Kanunu, 28184 s. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 2577 s. İdari Yargılama Usul Kanunu, 6100 s. Hukuk Muhakelemeri Kanunu Ve Sair Mevzuat
DELİLLER :
- Sınır dışı kararının örneği
- Tebligat evrakı
- Pasaport ve kimlik
- Ülke bilgi raporları
- Kolluk tutanakları
- Tanık beyanları
- Her türlü yasal delil
NETİCE-İ TALEP :
1. Adli Yardım Talebimizin KABULÜNE,
2. ….. Valiliğince alınmış olan ………. tarih …………. Sayılı sınır dışı kararının hukuka, usule, esasa ve şekle aykırı bulunması nedeniyle İPTAL EDİLMESİNE,
3. Yargılama giderlerinin davalı idareye yükletilmesine KARAR VERİLMESİNİ
bilvekale talep ederiz. …/…/2026
Davacı Vekili
Av.
EKLER:
Şahsa Ait Her türlü Belge
Vekaletname
Av. Yusuf GÖKTEPE