Gizli tanık, görgü tanığı olduğu suçun konusunu oluşturan olay hakkında bilgisine başvurulan fakat güvenliğini tehlikeye atmamak için kimliği saklı tutulan kişidir.

Suçun açığa çıkmasında önemli rol oynayan gizli tanığın ifadeleri, kişinin yaşamının tehlikeye sokulmaması için kimliği gizli tutularak yapılmak zorundadır.[1]

Gizli tanıklık kurumundan CMK’nun 58. maddesinin 2. fıkrasında bahsedilmiştir. Madde metninde “Tanık olarak dinlenecek kişilerin kimliklerinin ortaya çıkması kendileri veya yakınları açısından ağır bir tehlike oluşturacaksa; kimliklerinin saklı tutulması için gerekli önlemler alınır. Kimliği saklı tutulan tanık, tanıklık ettiği olayları hangi sebep ve vesile ile öğrenmiş olduğunu açıklamakla yükümlüdür. Kimliğinin saklı tutulması için, tanığa ait kişisel bilgiler, Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme tarafından muhafaza edilir.” denilmektedir.

Madde düzenlemesinde görüldüğü üzere gizli tanığın dinlenmesi kimliği gizli tutularak yapılmaktadır. Asıl olması gereken tanıkların mahkeme önünde dinlenmesi, yüzlerinin görülmesi, ifade verirken tanığın hal ve hareketlerinin izlenebilmesi, sanığın veya müdafinin tanığa soru yöneltebilmesi, kovuşturma evresinde ise tanığın ifadesinden önce veya sonra hem tanık hem de yakınlarının can ve mal güvenliğinin koruma altına alınmasıdır. Bu şekilde, dürüst yargılanma ve savunma hakkı korunabilecek ve “hukuk devleti” prensibi sağlanacaktır. Zira sanık ve müdafinin hazır bulunmadığı hallerde dinlenen tanık ifadelerinden verilecek olan mahkûmiyet kararlarının haksız olabileceği gibi adalet ve hukuk anlayışına da zarar verecektir.[2]

Doğru bir yargılama sürecinde, sanık ve tanığın yüz yüze gelmesi, tanığın mahkeme salonuna getirilmesi ve sanığın tanığa soru sorma hakkının kullanılması gerekmektedir. Uygulamada ise özellikle silahlı suç örgütleri, kasten insan öldürme ve nitelikli yağma gibi suçlarda, tanığın güvenliğinin tesis edilmesi gerektiği ve maddi gerçeğe ve adaletin sağlanmasına odaklanılması gerektiği düşünülerek, gizli tanıkların korunması göz önünde bulundurulmalıdır. Buna göre; maddi gerçeğe ve adaletin tesis edilmesi ile tanıklık yapacak olan kişinin canı ve malına yöneltilmiş olabilecek tehlikeden korunması arasındaki noktada “gizli tanıklık” kurumu sanığın vazgeçilmez haklarından olan savunma hakkını kimi durumlarda kısıtlayabilmektedir.[3]

Tanık Koruma Kanunu’nun “Haklarında koruma tedbiri kararı alınan tanıkların dinlenmelerinde uygulanacak usuller’ başlıklı dokuzuncu maddesinde dördüncü fıkrasında ‘Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip olanlar bulunmadan tanığın dinlenmesi hâlinde, tanık tarafından verilen beyanlar, hâkim tarafından Ceza Muhakemesi Kanununun 58 inci maddesinde belirtilen sınırlamalara uymak koşuluyla, duruşmada hazır bulunma hakkına sahip olanlara açıklanır.” denilmektedir.

Tanık Koruma Kanununun 9/8. maddesine göre, gizli tanık beyanı tek başına hükme esas alınamaz. Kanun burada “hükme esas alınamaz” dediği için CMK’nun 223.maddesinde düzenlenmiş olan duruşmanın sona ermesi ve hüküm verilmesi açısından hüküm ifade eden tüm kararlarda gizli tanığın ifadelerin tek başına yeterli olmayacaktır. Özellikle de mahkûmiyet kararı, ek başka deliller olmadıkça, yalnızca gizli tanık beyanı esas alınarak verilemez. Delil türü olarak yalnızca gizli tanık beyanına dayanılarak mahkûmiyet kararı kurulamaz.[4]

Gizli tanıklık yüz yüzelik ilkesinin istisnasıdır. Her olayda gizli tanık dinlenilemez. Bu sebeple gizli tanıktan yararlanılabilmek için iki şartın bir arada bulunması gerekir. Bu şartın ilki suçun bir suç örgütünün faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olmasıdır. CMK’nun 58. maddesinin 5. fıkrasına göre gizli tanık deliline yalnızca bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlarda başvurulabilir. Örgütün çıkar amaçlı ya da terör amaçlı olmasının bir önemi yoktur. Yalnızca TCK’nun 220. maddesinde belirtilen bir suç örgütünün varlığı ve bu örgüt faaliyetinde suçun işlenmiş olması gizli tanık delilinden yararlanmak için yeterlidir.[5]

İkinci şart ise ağır bir tehlikenin bulunması halidir. Tanığın eğer taraflar önünde dinlenmesi ağır tehlike oluşturuyorsa ve bu tehlike başka bir yolla önlenemiyorsa gizli olarak dinlenmesi söz konusu olacaktır. Yani suç, örgüt kapsamında işlenmiş olsa bile eğer ağır bir tehlike oluşturmayacaksa bu yönteme başvurulamaz. Aynı şekilde ağır tehlike başka şekillerde önlenebilecek durumdaysa tanık gizli olarak dinlenmeyecektir.[6]

Temel ilke olan tanıkla yüz yüze olma ilkesi ihlal edilmemeli, gizli tanık deliline zorunluluk duyulmadıkça başvurulmamalı ve kanun koyucunun iradesine aykırı olacak biçimde uygulama genişletilmemelidir.[7]

Gizli tanık, sahip olduğu sıfat sebebiyle birtakım benzer kavramlarla karıştırılabilmektedir. Bu kavramlardan en önemlisi X muhbirdir. Suçun konusunu oluşturan olay hakkında kolluğa ihbarda bulunan muhbir, her ne kadar dürüst yargılanma ve savunma hakkına aykırılık oluştursa da kendi ve yakınları için can güvenliğine tehdit oluşturabileceğinden bahisle kovuşturma safhasında mahkeme önünde dinlenmemektedir. CMK’nun 58. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkralarından yararlanılarak tanıklıklarına başvurulmadan kimlikleri gizli tutularak sanığın karşısına çıkarılmasına engel olunmaktadır.

Her ne kadar gizli tanıklıktan bahsedildiğinde akla gizli soruşturmacı ve kışkırtıcı ajan kavramları gelse de gizli tanık niteliği itibariyle bu kavramlarla benzerlik göstermemektedir. Gizli tanıklık kurumunun kendine ait kanunu (Tanık Koruma Kanunu) bulunmaktadır. Böylece farklı bir alandan söz edilmektedir. Diğer bir ifadeyle kanunen koruma altına alınmış bir kurumdan bahsedilmektedir. Fakat diğer kavramlarda bunu görememekteyiz. 

(Bu köşe yazısı, Avukat Maşallah MARAL tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

KAYNAKÇA

TATAR Erol, "Gizli Tanık", Ankara Barosu Dergisi, S.4, Temmuz 2013.

TATAR Erol, "Tanık Koruma Tedbirleri", TBB Hukukçular Arası Makale Yarışması, Birinci Baskı, Ankara, Mart 2014.

Hukuki Haber, "Gizli Tanık İlk Kısım", erişim: 29 Eylül 2023, https://www.hukukihaber.net/gizli-tanik-ilk-kisim

---------------------

[1]TATAR Erol, "Tanık Koruma Tedbirleri", TBB Hukukçular Arası Makale Yarışması, Birinci Baskı, Ankara, Mart 2014, s.146

[2]Hukuki Haber, "Gizli Tanık İlk Kısım", erişim: 29 Eylül 2023, https://www.hukukihaber.net/gizli-tanik-ilk-kisim

[3]Hukuki Haber, "Gizli Tanık İlk Kısım", erişim: 29 Eylül 2023, https://www.hukukihaber.net/gizli-tanik-ilk-kisim

[4]TATAR Erol, "Gizli Tanık", Ankara Barosu Dergisi, S.4, Temmuz 2013, s.291

[5]TATAR, s.287

[6] TATAR. s.287

[7]TATAR, s.296