Savcılık 23 avukat hakkında, “2911 Sayılı Kanunu’na muhalefet”, “görevi yaptırmamak için direnme”, “kasten yaralama”, “kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret” ve “TCK 300. maddede düzenlenen Türk bayrağına yönelik suçların” işlendiği iddiasıyla soruşturma başlattı.

Ankara Barosu üyeleri bugün adliye önünde bir basın açıklaması yaparak soruşturmaya tepki gösterdi. Ankara Barosu Başkanı Erinç Sağkan yaptığı açıklamada "Türkiye'nin dört bir yanından Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen baskıya ve tahakküm çabasına karşı korkmadığını, susmadığını ve biat etmediğini haykıran binlerce meslektaşımız arasından seçilen 23 meslektaşımız hakkında başlatılan soruşturma mesneti korku ve niyeti gözdağı olan beyhude bir çabadan ibarettir" dedi.

"HEPİMİZ ORADAYDIK!"

Sağkan "Soruşturmalarınıza, tutuklamalarınıza, her türlü baskınıza rağmen tekrar haykırıyoruz; susmuyoruz, korkmuyoruz, biat etmiyoruz. Gözdağı nitelikli soruşturmalarınıza isim arıyorsanız söylüyoruz; hepimiz oradaydık. Bugün de buradayız, dünya döndükçe ve o cübbe giyildikçe burada olacağız" diye konuştu.

Basın açıklamasına, Ankara Barosu Başkanı Av. R. Erinç Sağkan, Başkan Yardımcısı Av. Kemal Koranel, Genel Sekreteri Av. Hava Orhon, Saymanı Av. Zafer Doğan Bilgin,  Yönetim Kurulu üyesi Av. Özgen Hindistan ve avukatlar katıldı.

Ankara Barosu Başkanı Avukat Erinç Sağkan şöyle konuştu:

"3 Temmuz 2020 savunma tarihinde bir kilometre taşı; avukatların, meslek örgütleri olan baroların içi boş, sesi kısık, cübbesi düğmeli topluluklara indirgenme çabasına karşı tarihsel sorumluluklarını yerine getirdikleri ve kendi seçtikleri baro başkanlarına yapılan zulme karşı savunmayı savunmak için Ankara’da bir araya geldikleri tarihtir. Türkiye’nin dört bir yanından Ankara Adliyesi önünde bir araya gelen, baskıya ve tahakküm çabasına karşı korkmadığını, susmadığını ve biat etmediğini haykıran binlerce meslektaşımız arasından seçilen 23 meslektaşımız hakkında başlatılan soruşturma mesneti korku ve niyeti gözdağı olan beyhude bir çabadan ibarettir. 

Binlerce meslektaşımız içinden seçilen 23 meslektaşımız üzerinden öncelikle tüm meslektaşlarımıza ve devamında hakkını arayan ve arayacak olan her vatandaşa verilmeye çalışılan bu gözdağı, tam da baroların bölünmesinin hizmet ettiği korku imparatorluğunun önizlemesi olarak utanç tarihine çoktan geçmiştir. 

Haklarında soruşturma başlatılan meslektaşlarımız, bizlere gözdağı vermek isteyenlerin “günah keçisi” ise bizlerin de onurudur. İsimleri sadece ısmarlama soruşturma evraklarında değil kutlu avukatlık mesleğinin mücadele tarihinin onurlu sayfalarında çoktan sonsuza nakşedilmiştir. 

Bizler, ne 3 Temmuz’da ne de bugün burada 23 kişiden ibaretiz. 

Bizler, ruhlarımıza ve bedenlerimize giydiğimiz ve ömrü kendi ömrümüze eşit cübbelerimizle aynen yemin ettiğimiz gün gibi her gün adalete gözdağı vermeye çalışan herkesin karşısında binlerce yürek, on binlerce bedeniz. Mesleğimiz uğruna gerekirse 3 Temmuz’da Ankara Adliyesi önünde gerekirse 28 Ocak’ta Savcılık makamındayız. Geriye kalan 363 gün korkunun, karanlığın, nefretin ve beyhude gözdağı çabalarının karşısında nerede olmamız gerekirse orada olacağız. 

Hep birlikte, çoğalarak, karanlığın kalbine 23 değil binlerce kez korku salarak...

Soruşturmalarınıza, tutuklamalarınıza, her türlü baskınıza rağmen tekrar haykırıyoruz; susmuyoruz, korkmuyoruz, biat etmiyoruz.

Gözdağı nitelikli soruşturmalarınıza isim arıyorsanız söylüyoruz; hepimiz oradaydık. Bugün de buradayız, dünya döndükçe ve o cübbe giyildikçe burada olacağız."