<strong><span style="font-size: 16px;">T.C.</span></strong> <div><strong><span style="font-size: 16px;">Yargıtay 8. Ceza Dairesi </span></strong></div> <div><strong><span style="font-size: 16px;">Esas No:2015/554</span></strong></div> <div><strong><span style="font-size: 16px;">Karar No:2015/818 </span></strong></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Sanıklar P ve M'in temyiz dilekçeleri içeriğinden, temyiz taleplerinin yalnızca kendileri hakkında verilen hükümlere ilişkin olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;</span><br /> <span style="font-size: 16px;"><br /> 1- Sanık P hakkında hakaret, yaralama ve tehdit suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların niteliğine göre, yalnızca itiraz yolu açık ve dolayısıyla yapılan başvurunun bu doğrultuda değerlendirilmesinin gerekli bulunduğu,</span><br /> <span style="font-size: 16px;"><br /> Anlaşıldığından, sanık P’ın tebliğnameye uygun olarak, temyiz davası isteği hakkında bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,</span><br /> <span style="font-size: 16px;"><br /> 2- Sanık M hakkında kurulan hükümlere yönelik temyize gelince;</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">M hakkında CMK'nın 231/5 maddesi uygulanmadığı halde temyiz talebinin itiraz olarak kabul edilip reddine dair verilen Datça Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/52 D. İş. ve 13.12.2010 tarihli kararı yok hükmünde ve Anayasanın 40/2, CMK’nın 232/6 ve 34/2 ile 1412 sayılı CMUK’nın 310. maddeleri gereğince, kararda başvurulacak kanun yolu, süresi, mercii ve şeklinin kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça gösterilmesi gerektiği halde, diğer sanıklar ile birlikte sanık Min yüzüne karşı verilen hükümde, temyiz süresinin başlangıcının “tebliğ tarihinden itibaren” şeklinde yanıltıcı gösterilmesi nedeniyle, sanık M'in temyiz talebinin süresinde olduğu kabul edilerek, temyiz isteminin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Sanık M'e yükletilen tehdit ve hakaret eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tiplerine uyduğu,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin uygulama maddesi gösterilmemiş ise de; bu eksikliğin mahallinde tamamlanabileceği,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Sanığın, müşteki Hl'e karşı hakaret eylemi nedeniyle kurulan hükümde, seçimlik ceza olarak tercih edilen hapis cezası TCK'nın 50/2. maddesine aykırı olarak para cezasına çevrilmişse de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Anlaşıldığından;</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">a) Tehdit eylemlerinden kurulan hükümlere ilişkin olarak, sanık M'in ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak TEMYİZ DAVASININ REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">b) Hakaret eylemlerinden kurulan hükümlerde ise ,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Suçun işlendiği hastane acil servisindeki muayene odasının, aleni yer olmadığı gözetilmeden, TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanması,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Kanuna aykırı, sanık M'in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları tebliğnameye aykırı olarak, karardan TCK'nın 125/4. maddesinin uygulanmasına dair kısımların çıkarılması ve uygulamaya göre sonuç adli para cezalarının, müşteki Hilal Gürgüzel'e yönelik hükümde 6000 TL'ye, katılan H'a yönelik hükümde ise 1500TL'ye indirilmesi biçiminde DÜZELTİLMESİNE ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümlerin bu bağlamda ONANMASINA, 30.04.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><br /> hukukmedeniyeti.org </div>