I. Giriş

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 24 ila 32. maddelerinde, yine aynı Kanunun 22 ve 23. maddelerinde düzenlenen hakimin yasaklılığı ve davaya bakamayacağı hallerden farklı olarak hakimin reddi müessesesi yer almaktadır. İlgili hükümlerde; hakimi ret sebepleri, bu istemde bulunabilecekler, bu istemde bulunulabilecek süre, hakimin reddi isteminin yapılabileceği usul, bu talebi değerlendirecek ve karar verecek mercii, bu talep üzerine verilebilecek kararlar ile kararlara karşı başvurulabilecek kanun yolları, reddi istenen hakimin hangi işlemleri yapabileceği, hakimin kendisinin çekinmesi, ret isteminin geri çevrilmesi hususları detaylı olarak düzenlenmiştir.

Hakim reddedilir, mahkeme reddedilmez. Tarafsızlık; hakim ve yeminli zabıt katibi hakkında düzenlendiği halde, Cumhuriyet savcısının Ceza Muhakemesi Kanunu m.160/2’ye rağmen tarafsızlığı ve şüpheye düşülmesi halinde reddi mümkün değildir, çünkü Cumhuriyet savcısı taraftır.

II. Hakimin Reddi

Yargılamaya katılma yasağı bulunan hallerde hakimin reddi için süre sınırı yok iken, tarafsızlığa şüphe düşüren nedenlerden dolayı; ilk derece mahkemelerinde sanığın sorgusu başlayıncaya, duruşmalı işlerde bölge adliye mahkemelerinde inceleme raporu ve Yargıtay’da görevlendirilen üye veya tetkik hakimi tarafından yazılan rapor üyelere açıklanıncaya kadar istenebilir. Diğer hallerde, inceleme başlayıncaya kadar hakimin reddi istenebilir (CMK m.25/1).

Sonradan ortaya çıkan veya öğrenilen sebeplerle duruşma veya inceleme bitinceye kadar da hakimin reddi istenebilir. Ancak bu istemin, ret sebebinin öğrenilmesinden itibaren 7 gün içinde yapılması şarttır (CMK m.25/2).

Hakimin reddine dair bu talep; Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya bunların müdafii, katılan veya vekili tarafından (CMK m.24/2), reddi istenilen hakimin mensubu olduğu mahkemeye verilecek olan bir dilekçeyle veya bu hususta zabıt katibine bir tutanak düzenlenmesi için başvurulmasıyla yapılır (CMK m.26/1). Ret isteminde bulunan süje, öğrendiği ret sebeplerinin tümünü bir defada açıklamak ve süresi içinde olguları ile birlikte ortaya koymakla yükümlüdür (CMK m.26/2).

Talepte bulunabilecek süjelerden birisi talep ettiği takdirde, karar veya hükme katılacak hakimlerin isimleri kendilerine bildirilir (CMK m.24/3).

Hakimin reddi istemine mensup olduğu mahkemece karar verilir. Reddi istenilen hakim müzakereye katılamaz. Redden dolayı mahkeme teşekkül edemezse bu hususta karar verilmesi; reddi istenen hakim asliye ceza mahkemesine mensup ise bu mahkemenin yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesine, reddi istenen hakim ağır ceza mahkemesine mensup ise o yerde ağır ceza mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için (1) numaralı daireye, o yerde ağır ceza mahkemesinin bir dairesi bulunması halinde ise, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir. Ret istemi sulh ceza hakimine karşı ise, yargı çevresi içinde bulunduğu asliye ceza mahkemesi ve tek hakime karşı ise, yargı çevresi içerisinde bulunan ağır ceza mahkemesi karar verir. Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin başkan ve üyelerinin reddi istemi, reddedilen başkan ve üye katılmaksızın görevli olduğu dairece incelenerek karara bağlanır (CMK m.27).

Ret isteminin kabulü halinde, davaya bakmakla bir başka hakim veya mahkeme görevlendirilir.

Ret isteminin kabulüne ilişkin kararlar kesindir, ancak kabul edilmemesine ilişkin kararlara karşı itiraz yoluna gidilebilir. İtiraz üzerine verilen ret kararı ise, hükümle birlikte incelenir (CMK m.28).

Reddi istenen hakim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnız gecikmesinde sakınca olan işlemleri yapabilir. Hakimin oturum sırasında reddedilmesi halinde, bu konuda bir karar verilebilmesi için oturuma ara vermek gerekse bile ara vermeksizin devam olunur. Ancak CMK m.216 uyarınca delillerin tartışılmasına geçilemez ve ret konusunda bir karar verilmeden reddedilen hakim tarafından veya onun katılımıyla bir sonraki oturuma başlanamaz. Ret isteminin kabulüne karar verildiğinde, gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle yapılmış işlemler dışında, duruşma tekrarlanır (CMK m.29).

Mahkeme, kovuşturma evresinde ileri sürülen hakimin reddi istemini; ret istemi süresinde yapılmamışsa, ret sebebi ve delili gösterilmemişse veya ret isteminin duruşmayı uzatmak amacı ile yapıldığı açıkça anlaşılıyorsa geri çevirir. Bu hallerde ret istemi, toplu mahkemelerde reddedilen hakimin müzakereye katılmasıyla, tek hakimli mahkemelerde de ise reddedilen hakimin kendisi tarafından geri çevrilir. Bu konudaki kararlara karşı itiraz yoluna başvurulabilir (CMK m.31).

CMK m.30 uyarınca hakim, bakmaya yasaklı olduğu hallere dayanarak davadan kendisi de çekinebilir. Hakim; tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olup olmadığına karar verir. Çekinmenin uygun bulunması halinde, davaya bakmakla bir başka hakim veya mahkeme görevlendirilir (CMK m.30/2). Gecikmesinde sakınca bulunan hallerle sınırlı olarak yapılan işler hakkında, ret sürecinde geçerli olan hükmü uygulanır (CMK m.30/3).

III. CMK m.31 Hükmünün Hatalı Uygulanması

Objektif (görünümü) ve sübjektif (içsel) bakımdan tarafsız olması gereken hakimin davaya bakamayacağı ve reddi halleri CMK m.22 ila 31’de düzenlenmiştir. Hakimin davaya bakamayacağı haller CMK m.22 ve m.23’de sayılmış olup, bunlardan birisinin varlığı halinde hakimin davadan çekinmesi zorunludur. Hakimin reddi ise, CMK 24. maddede düzenlenmiştir. Hakimin reddi müessesesi ile davaya bakamayacağı ve görev yapamayacağı haller ayrı düzenlenmekle birlikte, hakimin reddi, davaya bakamayacağı ve tipik ret hali olan tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer bir sebebin varlığı halinde gündeme gelebilir. Hakimin tarafsızlığından şüpheye düşülecek halde ciddiyet varsa, CMK m.27 ila 29. maddeler tatbik edilir. Reddi istenen hakim, ret hakkında bir karar verilinceye kadar yalnızca gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapabilir. Gecikmesinde sakınca bulunan halde, örneğin tutukluluk incelemesinde reddedilen hakim istisnai olarak işlem yapar, ancak hakim acil işlemler dışında tasarrufta bulunamaz ve karar veremez.

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda hakimin yasaklılık halleri, yani mutlak surette davaya bakamayacağı haller 22. ve 23. maddede, hakimin reddi sebepleri ve ret müessesesi ise 24. madde ve devamında gösterilmiş olup, her iki durum birbirinden farklıdır. CMK m.22 ve m.23’de sınırlı sayıda sayılan ve genişletilemeyecek olan yasaklılık halleri gündeme geldiğinde hakimin davaya katılamayacağı kesin olmakla birlikte, tarafsızlık bakımından “tarafsızlığını şüpheye düşürecek diğer sebeplerden dolayı” şeklinde genel olarak ifade edilen ret istemi ise mutlak olmayıp, CMK m.25’de gösterilen sürelere riayet edilmeden ret isteminde bulunulduğu takdirde, hakimin tarafsızlığını şüpheye düşüren bir sebep bulunması halinde dahi hakim duruşmayı yürütüp davayı sonlandırabilecektir. Bu durumda hakim, CMK m.30/2’ye göre süreye bağlı olmaksızın davaya bakmaktan kendiliğinden çekinebilir.

Belirtmeliyiz ki; hakimin duruşma sırasında CMK m.24 gereğince reddinin talep edildiği durumda, bu talep hakimin tarafsızlığını şüpheye düşürecek her türlü sebebe dayandırılabileceğinden, mahkemenin böyle bir durumda ret istemini, istem CMK m.22 veya m.23’de sayılan sebeplere dayandırılıp gerekçelendirilmediğinden bahisle CMK m.31/1-b’ye göre geri çevirmesi hatalı olacaktır. CMK m.24 uyarınca hakimin reddi müessesesi hakimin yasaklılık hallerinden farklı olup, hakimin tarafsızlığında şüphe oluşturacak her türlü sebebe ve gerekçeye dayandırılabilir.

Bunun yanında; hakimin reddi isteminin CMK m.27, m.28 ve m.29 hükümleri uyarınca ciddi görülüp, bu hükümler dikkate alınarak değerlendirilmesi usulü ile CMK m.31’e göre geri çevrilmesi de birbirinden farklı olup, ret istemi ciddi görüldükten sonra CMK m.27/1’e göre değerlendirme yapılıp bu usulün işletilmesi sonrasında mahkemenin ret talebini CMK m.31’de sayılan gerekçelerden birisine dayanarak geri çevirmesi hatalı olacaktır.

Hakimin reddi talebini hangi mercin inceleyeceği CMK m.27’de gösterilmişken, reddi istenen hakimin bu inceleme ve değerlendirme yapılmadan yapabileceği işlemler CMK m.29’da gösterilmiştir. CMK m.29/1 reddi istenen hakimin ret istemi hakkında karar verilinceye kadar gecikmesinde sakınca bulunan işlemleri yapması gerektiğini öngörürken, CMK m.29/3’de ret isteminin kabulüne karar verilse dahi, duruşmanın tekrarlanacağını, fakat ret istemi kabul edilen hakimin gecikmesinde sakınca bulunan hal nedeniyle yaptığı işlemlerinin tekrarlanmayacağını belirtmektedir. Bu hükümlerden kanun koyucunun, hakimin reddi talebi olsa ve bu talep kabul görse dahi gecikmesinde sakınca bulunan hallerle ilgili yapılacak ivedi işlemleri önemsediğini ve bunların istisna duruşmanın tekrarlanması bakımından istisna kapsamında tutulduğunu göstermektedir. Bu nedenle mahkeme, hakimin reddi talebini gerekçe göstererek gecikmesinde sakınca bulunan hallere ilişkin işlemleri tamamlamadan duruşmayı sonlandıramaz. Örneğin; tutuklu bulunan sanığın veya müdafinin duruşmada tahliye yönünde yapacağı savunma ve talepler, CMK m.29/1’de ifade edilen gecikmesinde sakınca olan işlemler kapsamındadır. Böyle bir durumda hakim reddi istense dahi, tahliyeye ilişkin talep ve savunmaları almalı, bu konuda karar verdikten sonra duruşmayı sonlandırmalıdır. Aksi kabul CMK m.29 hükmüne açıkça aykırılık teşkil edecektir.

Ret isteminin geri çevrilmesi gündeme geldiğinde, hakimin tarafsız olmadığı iddiasıyla reddi ile ilgili CMK m.31 uygulanır. Buna göre; ret istemi süresinde yapılmamışsa, ret sebebi ve delili gösterilmemişse, red isteminin duruşmayı uzatmak amacıyla yapıldığı açıkça anlaşılmakta ise, hakimin çekineceği hallerde veya tarafsızlığından ciddi şekilde şüpheye düşüldüğünde reddinden farklı olarak, burada reddedilen hakim müzakereye katılarak, ret talebi geri çevrilir. Bu karara karşı itiraz kanun yoluna başvurulabilir. Bu halde mahkeme; sadece esasla ilgili karar veremez, bunun dışında yargılamaya devam eder.

CMK m.31 bakımından konu nettir. Mahkeme kovuşturma evresinde ileri sürülmüş bir ret istemini CMK m.31/1’de sayılan üç gerekçeden bir veya birkaçına dayandırmak suretiyle yukarıda açıkladığımız prosedürü işletmeden doğrudan geri çeviriyorsa, zaten gecikmesine sakınca olan işlemler de dahil olmak üzere duruşmaya devam etmek zorundadır. Çünkü CMK m.31/3 uyarınca ret isteminin geri çevrilmesi itiraz kanun yoluna tabi kılınmış olup, itiraz kanun yoluna başvurulması işin esasını etkilemeyeceğinden bu durumda duruşmaya devam edilmesinin önünde herhangi bir engel olmayacaktır. Bu durumun kanuni dayanağını CMK m.269’da bulunan; “İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.” hükmü oluşturmaktadır. Dolayısıyla hakimin reddi talebi, CMK m.31/1’de sayılan sebeplere dayanılarak geri çevrildiğinde geri çevirmeye yönelik karar itiraz kanun yoluna tabi olduğundan, CMK m.269 gereği bu durum duruşmanın devamına engel değildir. Böyle bir durumda mahkemenin; duruşmaya devam etmesini gerektiğini, yalnızca CMK m.223 uyarınca hüküm niteliğinde bir karar veremeyeceğini, çünkü bu durumun itiraz yolunu etkisiz kılacağını, hüküm vermek dışında ise tüm usul işlemlerine ve duruşmaya devam etmesi gerektiğini ifade etmek gerekmektedir.

Prof. Dr. Ersan Şen

Av. Cem Serdar

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)