Giriş

Hukuk mesleklerinin niteliğini artırmak, mezun adaylar arasında ölçme ve değerlendirme neticesinde meslek sahibi olmasının sağlanması çabaları neticesinde son olarak 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununun EK – 41. Maddesinde düzenlenen Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı  24.10.2019 tarihinde yürürlüğe girdi.

Avukatlık Sınavı Düzenlemesi ve Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı

Aslında önceki yıllarda yargı mensupluğuna girişe dair hakim-savcılık sınavı olması sebebiyle münhasıran avukatlık mesleğine ayrı bir sınav düzenlenmesi amacıyla; 2006 yılında Avukatlık Kanununa eklenen düzenlemelerle Avukatlık Sınavı gelmiştir. Avukatlık sınavında temel yaklaşım meslektaşın fakülteyi ve akabinde avukatlık stajını da bitirmesi ile mesleği yapabilmesi adına başarılı olması gereken bir sınav uygulamasını yerleştirmekti. Avukatlık Sınavı Anayasa Mahkemesinin 2017/16 E. 2009/147 K. ve 15.10.2009 (R.G. 08.01.2010 27456) tarihli kararı ile iptal edilmişti.

Hal böyle iken, yeni getirilen “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı” düzenlemesinin yalnızca Avukatlara sınav getirme yahut bir avukatlık sınavı getirme amacının ötesinde hukuk fakültesi mezunu tüm hukukçuların tercih edecekleri mesleklerine başlamadan önce yeterliliklerinin ölçülmesi sistemi kurgulamak olduğunu kabul etmek gerekmektedir.  Kanuni düzenleme ile sınavda adayların aslında 4 yıllık Hukuk Fakültesi eğitiminde gördüğü tüm temel hukuk alanlarından bilgi sahibi olması beklenmektedir.

Kanuna Göre Hukuk Meslekleri

Yine kanun maddesinde yazıldığı şekliyle hakimlik, savcılık, avukatlık ve noterlik meslekleri, hukuk mesleği olarak tahdidi olarak sıralanmıştır.

Sınavın Uygulanacağı Kimseler, Hayatın Olağan Akışına Uygunluk ve Hukuki Güvenlik

Yine 2547 sayılı Yüksek Öğretim Kanununa eklenen Geçici Madde 80 ile Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavının kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra Hukuk Fakültesine kayıt yaptıranlara uygulanacağı düzenleme altına alınmıştır. İş bu haliyle doğru bir geçiş hükmü konularak hukuki güvenlik ilkesinin korunmaya çalışılsa da kanun yapıcının hayatın olağan akışıyla çok da bağdaşmayan yahut tarih tanımlaması ile eğitim yılı başlangıcı arasında yine kafa karışıklıklarına sebebiyet verecek bir düzenlemeye imza attığı göz önünde tutulmalıdır. Her ne kadar 2019 tarihine atıf yapılsa da yasal düzenlemenin 2019-2020 Eğitim - Öğretim yılında fakülteye başlayanların ekseri çoğunluğunu kapsamadığı açıktır. Bu sınavın esasen 2020-2021 Eğitim – Öğretim yılında fakülteye başlayan adaylara uygulanacağı göz önünde bulundurulmalıdır.

Öyle ki, üniversite tercihleri akabinde kayıtlar Ağustos ayı sonu ve Eylül ayı başında tamamlanmakta akabinde ek tercihler ile kayıtlar devam etmektedir. O halde sistemden kaynaklı yahut geçerli mazereti ile geç kayıt yaptırabilen adayların hukuki durumu yine idari yargı önüne taşınabilecek gibi duruyor. Bu minvalde yasal düzenlemenin yürürlük tarihinin bir yıl sonraki eğitim-öğretim yılını ifade eder şeklinde düzenlenmesi ve gecikmeden akabinde hızlıca diğer mevzuatlardaki düzenlemelerin de bu süre zarfı içerisinde uygulanması yasa yapım tekniği açısından daha sağlıklı olacakken maalesef kervanın yolda düzüldüğünü görüyoruz.

Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı Yönetmeliği

Yasal düzenlemenin akabinde 08.05.2024 tarihli 32540 sayılı Resmi Gazete'de Adalet Bakanlığından “Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön Sınavı Yönetmeliği“ yayınlandı.

Yönetmeliğin 2. maddesi ile 24.10.2019 tarihinden sonra Yüksek Öğretim Kurumuna kayıt yaptıranlardan 31.03.2024 tarihinden sonra mezun olanlara sınavın uygulanacağı düzenlenerek kanunundaki tarihsel düzenlemenin daha netleştirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Yine de ‘31.03.2024 tarihi’ ile Türkiye Barolar Birliğinin 09.05.2023 tarihinde Avukatlık Staj Yönetmeliğinde yaptığı değişiklikle eklemiş olduğu tarihe de uygun yeni yönetmelik düzenlemesi yapılmıştır. Yine Yüksek Öğretim Kanunu EK-41. maddedeki “Sınavların yapılma şekli ile sınavlara ilişkin diğer hususlar Hâkimler ve Savcılar Kurulu, Yükseköğretim Kurulu, Türkiye Barolar Birliği ve Türkiye Noterler Birliğinin görüşü alınarak Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne riayet edilerek yönetmelik düzenlemesinin yapıldığı söylenebilir.

Sınavın Usulü

Sınavların ÖSYM tarafından yapılacağı ve yönetmeliğin ikinci bölümünde sınav duyurularının Adalet Bakanlığının internet sitesinden sınav başvurularından en az 15 gün önce yapılacağı bunun yanı sıra Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavının yılda iki kez Nisan ve Eylül ayında yapılacağı düzenleme altına alınmıştır.

Puan, Soru ve Konu Dağılımı

Kanunda düzenlenen konu dağılımlarındaki puan dağılımları belirlenmiş olup sınavın en az 100 soru olacağı ve 100 puandan 70 puanı alan adayların başarılı olacağı belirlenmiştir. Bununla birlikte puan/konu dağılımları:

a) Anayasa Hukuku 6 puan,

b) Anayasa Yargısı 2 puan,

c) İdare Hukuku 6 puan,

ç) İdari Yargılama Usulü 4 puan,

d) Medeni Hukuk 12 puan,

e) Borçlar Hukuku 10 puan,

f) Ticaret Hukuku 10 puan,

g) Hukuk Yargılama Usulü 8 puan,

ğ) İcra ve İflas Hukuku 6 puan,

h) Ceza Hukuku 8 puan,

ı) Ceza Yargılama Usulü 6 puan,

i) İş Hukuku 6 puan,

j) Vergi Hukuku 4 puan,

k) Vergi Usul Hukuku 2 puan,

l) Avukatlık Hukuku 4 puan,

m) Hukuk Felsefesi ve Sosyolojisi 4 puan,

n) Türk Hukuk Tarihi 2 puan,

şeklinde 100 puan olarak planlanmıştır. Bu kapsamda 100 soru üzerinden gerçekleştirilecek bir sınavda puan karşılığı kadar ilgili hukuk alanlarından soru sorulacağı görülmektedir.

Avukatlık Hukuku Sorunsalı

Konu dağılımlarına bakıldığında hukukçular fakültede yalnızca Avukatlık Hukuku dersi görmemektedir. Sınavlara hazırlıkta Bakanlığın yahut Barolar Birliğinin öncesinde en azından Avukatlık Hukukuna ilişkin referans kaynaklar hazırlaması gerekmektedir. Nihai olarak Avukatlık Hukuku doktrinsel olarak kurumsallaşmış yahut kavramsallaştırılmış bir alan değildir. Avukatlık Hukukunun sınırları belli değil hatta çok geniştir. Bakanlık ve özellikle Baroların bu alanda derhal çalışmalar başlatması gerekmektedir!

Velhasıl

Sonuç olarak Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavının artan hukuk fakülteleri ve hukuk fakültesi mezunları sayısının yanında maalesef bu süreçlerle birlikte nitelikli eğitim planlaması yapıl(a)maması sebebiyle ülkemiz için bir ihtiyaç haline geldiği ortadadır. Lakin sınavın hukukçuyu/hukuku korumak yahut geliştirmekten öte yalnızca hukuk ile muhatap olan vatandaşın iş ve işlemlerini gören/yürüten hukukçuların bilgi birikimi noktasında asgari standartlarını sağlamaya hizmet ettiği bu yönüyle de hukuk sisteminde asgari bir standarttın yerleştirilebileceğini ümit etmek gerekir. İşin diğer tarafından bu halde iş bulmakta, iş bulsa bile bilgi, birikim ve donanımına uygun ücret bulmakta zorlanan hukuk mezunlarının sınavda başarılı olmamaları halinde kendi mesleklerini ifa etmek adına istihdamının neredeyse imkansız olacağını üzülerek kabul etmek gerekmektedir. Bu sebeple fiiliyatta sorunlu meselelerin ortaya çıkacağını şimdiden ön görerek tedbirlerin ivedilikle alınması gerekmektedir.

Mesut ÖZDEMİR

Avukat