Geçmiş yıllarda konut ve işyeri kira zamları 12 aylık tüfe ortalaması ile hesaplanırken, yüksek fiyat artışları nedeniyle geçtiğimiz haziran ayında 'yüzde 25 tavan' uygulaması getirilmişti. 1 yıllığına hayata geçirilen bu uygulama, temmuz ayında sona erecekti. Temmuza yaklaşılırken konuyla ilgili hükümetten art arda açıklamalar geldi. Önce Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, tavan uygulamasının devam edeceğini duyurdu. Ardından Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, fahiş artış konusunda yeni çalışmaları olduğunu, fahiş kira artışı yapanlara hapis ve para cezası gibi yaptırımların uygulanabileceğini söyledi.

Adalet Bakanlığı olarak bu konuda hazırlık yaptıklarını bildiren Bozdağ, "Bu süre bir defa uzatılacak. Bir yaptırım getirme durumu söz konusu. Şimdi burada bir yandan sürenin uzatılması, bir yandan da fahiş kira artışlarına yani haklı bir neden olmadan, piyasa koşullarına aykırı bir biçimde sırf haksız kazanç elde etmek maksadıyla buna girişiyorsa bunu kanun bir yaptırıma bağlayabilir" ifadelerini kullandı.

Bozdağ, düzenlemenin nasıl yapılacağıyla ilgili ise, "Bu yasal düzenleme. Fiyatları etkileme maddesi var, Türk Ceza Kanunu'nun 237'nci maddesi. Biz orada 237/A diye bir yeni madde ihdas ederek, burada bu gibi konular, sadece kirada değil bunun içinde başka özellikle tüketim maddeleriyle ilgili de bazı değerlendirmelerimiz var. Dünya örneklerini de biz inceleyerek, Türkiye'ye de bakarak, piyasada, girdilerde hiçbir artış olmadığı halde, maliyette hiçbir artış olmadığı halde yani makul olanın, piyasanın o günkü cereyan eden cari şartlarının dışında ve üstünde fahiş bir artış yaptığı takdirde sadece yasak değil, aynı zamanda bunun bir yaptırıma bağlanması son derece önemli" dedi.

Üç alternatifleri olduğunu kaydeden Bakan Bekir Bozdağ, "Hapis cezası olabilir, adli para cezası olabilir, idari para cezası öngörülebilir. İdari para cezası olursa kabahat olur, o ayrı bir kanunda düzenlenmesi gerekir ama diğerleri Türk Ceza Kanunu'nda. Şimdi bizim öngörümüz Türk Ceza Kanunu'nda bu alanda bir değişikliğin yapılması yönündedir" diye konuştu.

HUKUKÇULAR NE DİYOR?

Gündeme gelen cezaların nasıl hayata geçirileceği tartışma konusu olurken, HaberTürk'ten Ahmet Hamdi Girgin konuyu hukukçulara sordu;

AV. ALİ GÜVENÇ KİRAZ: 'FAHİŞ KİRA ARTIŞI'NIN HUKUKSAL TANIMI YOK

Gayrimenkul Hukuku Derneği Başkanı Av. Ali Güvenç Kiraz, hukukta 'fahiş kira artışı' kavramının olmadığını belirterek, "Serbest piyasa ekonomisinin olduğu ülkelerde veya sözleşme serbestisinin olduğu ülkelerde sözleşmeleri sınırlandırmak, üst sınır getirmek mümkün. Ancak 'fahiş kira artışı' kavramının hukuksal bir tanımı yok. Bahsedilen ceza maddesi, kira hukukuyla ilgili bir madde değil. Sayın Adalet Bakanı'nın da bahsettiği maddenin kira sözleşmeleriyle bir ilgisi yok. Bu düzenlemeler fahiş olması benim görüşüme göre; hapis cezası ya da para cezasıyla cezalandırılmasının kanunda şu anda bir yeri yok. Sayın Adalet Bakanı, o maddeye kiralamayla ilgili bir ekleme yapacaklarını söylüyor. Kanunla bir şey düzenlenirse bu çerçevede uygulamaya tabi olacaktır. Dolayısıyla kira artışlarında fahiş olmayı nasıl tanımlayacaklar ve nasıl belirleyecekler, bu önemli" dedi.

"ÜST SINIR TANIMI YAPILSAYDI FAHİŞLİK TARTIŞMASI SÖZ KONUSU OLABİLİRDİ"

'Fahiş kira artışı'nın nasıl tanımlanacağının önemli olduğunun altını çizen Av. Ali Güvenç Kiraz, "Bizim hukukumuzda mevcut düzenlemeyi göz önüne alırsak şu an yüzde 25 artış oranı var. 5. yılı geçtikten sonra mal sahibi ve kiracı anlaşamazsa kira tespit davası açma hakkı var. Burada fahiş kira artış bedelinin ne olduğunu nasıl belirleyeceğiz ve nasıl tanımlayacağız? Üst sınır tanımı belki yapılmış olsaydı fahişlik tartışması söz konusu olabilirdi. X ilçesinin Y sokağında sıfır daire rayiç bedeli ortalama 5 bin lira, 10 senelik bir daire 3 bin lira denildiği zaman; o sıfır dairenin 10 bin liraya, 15 bin liraya kiraya verilmesi mümkün hale gelmezdi. Ama şu anki tabloda piyasa ekonomisine göre zaten kira bedellerinin serbestçe düzenlendiği bir ortamdan bahsediyoruz. Fahişlik kısmını kişilerin kandırılması, yanıltılması şeklinde tanımlarsak; örneğin yaşlı bir kişinin, akıl sağlığı yerinde olmayan bir kişinin bölge ortalaması 10 bin lira olan bir yerde 30 bin liraya kiraya verilmesi gibi durum olsa bunu anlayabiliriz. Fahiş kira artışlarının cezalandırılması gibi bir düzenlemenin hukuken mümkün olabilmesi için bir üst sınırın olması gerekir, bizde yok. Bizde mevcut bir kira bedeli var, bunun artışının üst sınırı var, o da 5 yıl süreyle geçerli. Dolayısıyla ben para cezası ve hapis cezası kavramının uygulanabileceğini çok düşünmüyorum" diye konuştu.

"YÜZDE 25 TAVANI UZATILIRSA MAĞDURİYET YÖN DEĞİŞTİRİR"

Yüzde 25 tavan uygulamasıyla ilgili fikirlerini de aktaran Av. Ali Güvenç Kiraz, "Yapılan açıklamalardan anladığımız kadarıyla yüzde 25 kuralı devam edecek. İlk çıkarıldığında mevcut uygulamayı savunan, bu konuda fikrini net olarak söyleyen birisiydim. Ancak o dönemde ben uygulamanın geçici olması gerektiği fikrine sahiptim. Bunun uzatılması, piyasa açısından çok sıkıntılı. Ben bu uzatılmayı doğru bulmadığımı söylemek başlamak istiyorum. Geçici düzenlemeler kalıcı hale geldiğinde mağduriyet yön değiştirir. Daha önce kiracı mağdur olmuştu, yüzde 25 kuralı getirildi ve bu mağduriyet bir miktar by-pass edildi. Şu an ise ev sahipleri ciddi mağdur edilmiş oluyorlar. Bu bizim karşımızı nasıl bir tablo çıkarır? Tahliye davaları çok artar, boş evlerle çok karşılaşırız ki mal sahipleri evlerini kiraya vermezler. Verseler bile günlük kiralamaya yönelirler. Yüzde 25'e girmeyecek şekilde günlük, aylık, sezonluk kiralamaya yönelirler. Asıl problem olan kiralık daire problemi kesinlikle çözülmez" şeklinde konuştu.

DR. AV. ALİ YÜKSEL: TAVAN UYGULAMASINA YÜZDE 50-60 ORANINDA UYULMADI

Gayrimenkul Hukuku Enstitüsü Başkanı Dr. Av. Ali Yüksel, yüzde 25 tavan uygulamasının yeterince uygulanamadığı için ceza konusunun gündeme geldiğini hatırlatırken, "Geçici yüzde 25 artış üst haddi uygulamasına neredeyse yüzde 50-60 ölçüde uyulmadı, yani mal sahipleri dolaylı yollardan kiracıları etkileyerek artışı yüzde 25 değil, daha yüksek seviyelerde yaptılar. Yani bu yasal madde daha az uygulandı diyebiliriz. Adalet Bakanı açıklamasında, 'Yüzde 25 sınırı koyduğumuzda ceza yaptırımı olmadığı için etkin olamadı' şeklinde bir görüş verdi. Bu açıdan baktığımız zaman 'Türk Ceza Kanunu'na ya da Kabahatler Kanunu'na bazı maddeler getirerek, fahiş kira artışı yapan kişilere hapis, adli para cezası, idari para cezası gibi yaptırımların birisi veya birkaçını kanuna eklemek istiyoruz' dedi. Bunun anlamı, kiracıyı zorlayan mal sahiplerine bir ceza gelmesi söz konusu. Türk Ceza Kanunu'nun 237. Maddesi'ndeki fahiş fiyat artışı cezası mal ve hizmetler için geçerli ancak kiraları da açıkça kapsaması ve cezanı artırılması yönünde bir planlama mevcut" dedi.

CEZA İÇİN 3 ALTERNATİF NASIL UYGULANABİLİR?

Ceza uygulamasının 3 şekilde gerçekleşebileceğini belirten Dr. Av. Ali Yüksel, bunları şöyle sıraladı:

"Birincisi hapis cezası. Hapis cezalarında 4 yıla kadar ceza alanlar hapis yatmıyor ama sabıkalarına işleniyor.

İkincisi adli para cezası; Adli para cezaları TCK'da 5 gün ile 730 gün arasında verilebiliyor. Ancak burada hakim takdiri söz konusudur. Adli para cezası alan kişi sosyal ekonomik ve şahsi durumuna göre 1 gün 20 tl ile 100 tl arasında takdir ediliyor. Örneğin mali durumu iyi olan sanığa üst sınırdan 100 TL uygulanabiliyor. 500 gün adli para cezası verilirse 100x500=50.000 TL adli para cezası olacak. Para cezasını maliye veznesine yatıracak. Ödeme yapmazsa bu kez para hapis cezasına dönüşebiliyor. Hapis yatarken de her hapis yattığı gün için 100 TL düşülecek. Bu olabileceği gibi hapis yatırmayıp sosyal işlerde bahçe-park temizliği, ormanda ağaç dikimi, okulda yardımcı hizmet gibi şekilde de cezayı çekebilir.

Üçüncü seçenek ise idari para cezası. Bu cezayı mahkeme ya da savcılık vermiyor. Bunu idare veriyor. Çıkacak yasa Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'na, kaymakamlığa, valiliğe bu cezayı kesme görevi verebilir. Ne kadar olacağı ise çıkacak kanunda yer alacaktır."

"MAHALLE, SOKAK VEYA BİNAYA GÖRE KİRA RAYİCİ BELLİ OLURSA 'FAHİŞ' NİTELEMESİ YAPILABİLİR"

Dr. Av. Ali Yüksel, 'fahiş kira artışı' dışında 'fahiş kira' konusunda uygulamanın hayata geçirilebilmesi için ise 'fahiş'liğin tanımlanması gerektiğini belirtti ve "Burada şu konu ise açık değil: Fahiş fiyat cezası; eskiden yapılmış kira sözleşmesinin artış dönemindeki yüksek artış talebi ya da baskısı mı yoksa; boş olan konutun kiraya verilirken piyasaya göre normalin üstündeki bir kira talebi mi? Bunu kapsıyor mu açık değil. Kapsarsa 'fahiş kira' kavramını tanımlamak gerekecek, mahalle veya sokağa veya binaya göre kira rayici belli olacak ki bunu belli oranda aşan kısım fahiş olarak nitelenebilsin. Konut kiraları sosyal olarak devletin düzenlemesinde olan konular olduğu için, devletin müdahale etmesi normal görünmektedir. Ancak uyulmaması durumunda hapis cezası değil ama para cezası uygulamaları söz konusu olmaktadır" diye konuştu.