Bazen hükümlü hakkındaki hapis cezasının infazı, hükümlü ve ailesi için telafisi mümkün olmayan ağır sonuçların doğmasına neden olabilmektedir. Bu nedenle yasa koyucu, bu ağır sonuçların cezalandırmanın amacını aşabileceğini düşünerek, hapis cezalarının bölünerek infaz edilebilmesi imkânını yasa hükmü haline getirmiştir.

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un[1] 17. maddesinde, hükümlünün istemiyle infazın ertelenmesini düzenlemektedir.[2]

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 17. maddesinin birinci fıkrasına göre; kasten işlenen suçlarda üç yıl, taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis cezalarının infazı, çağrı üzerine gelen hükümlünün istemi üzerine, Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilmektedir.

Birinci fıkraya göre hapis cezasının infazının ertelenmesi için gereken temel şartlar şunlardır:

Cezaya ilişkin miktar şartı: Burada kasıtlı ve taksirli suçlar olmak üzere iki hal öngörülmüştür.

1) Kasten işlenen suçlarda üç yıl veya daha az süreli hapis.

2) Taksirle işlenen suçlarda ise beş yıl veya daha az süreli hapis.

Birinci fıkraya göre, üç yıl ve daha az süreli, taksirli suçlarda 5 yıl ve daha az süreli hapis cezalarının derhal infazının hükümlü veya ailesi için mahkûmiyetin amacı dışında ağır bir zarara neden olacağı anlaşılırsa, hükümlünün istemi üzerine ertelenebilecektir.

Yakalama çıkarılmama şartı: Hükümlünün erteleme talebinde bulanabilmesi için çağrı üzerine gelmesi ve erteleme talebinde bulunması gerekir. Yakalama çıkarılması halinde, hükümlünün erteleme talebi kabul edilmeyecektir.

Erteleme süresi (6 ay-6 ay; 2 defadan fazla olamaz)

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 17. maddesinin ikinci fıkrasına göre; erteleme, her defasında bir yılı geçmemek üzere en fazla iki kez uygulanabilecektir. (CGTİHK m. 17/2)

Hükümlünün talebi halinde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle hapis cezasının infazı ertelenebilmektedir. Fakat bu ara verme iki defadan fazla olamayacaktır. (CGTİHK m. 17/4)

Hükümlünün erteleme süresi içinde kasıtlı suç işlemesi hali

Erteleme süresi içinde, hükümlü hakkında kasten işlenen bir suçtan dolayı kamu davası açılması halinde, erteleme kararı kaldırılarak ceza derhal infaz olunur. (CGTİHK m. 17/3)

Erteleme nedenleri

Hükümlü hakkındaki hapis cezalarının infazına başlanmış olsa bile aşağıda belirtilen nedenlerin varlığında ertelenebilmesi mümkündür: (CGTİHK m. 17/4)

1) Ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin ticari faaliyetlerinin yürütülebilmesi,

2) Ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya bu kişilerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle tarım topraklarının işlenebilmesinin imkânsız hale gelmesi,

3) Hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi,

4) İlk 4 başlıkta belirtilen nedenler gibi zorunlu ve çok ivedi hallerin bulunması.

Bu hallerin varlığında hapis cezasının ertelenmesi imkân dâhilindedir. (CGTİHK m. 17/4)

Erteleme talebinin güvenceye veya başka bir şarta bağlanması

Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir şarta bağlanabilir. Ertelemenin güvenceye bağlanması halinde, hükümlü takdir edilecek uygun miktardaki güvence bedelini yatırması halinde erteleme imkânından yararlanabilecektir. (CGTİHK m. 17/5)

İnfazın ertelenmesinin yasaklandığı haller.

Kanun koyucu, bazı hallerin varlığı halinde hükümlünün hapis cezasının ertelenmesine yönelik talebi kabul edilemeyecektir. Bu haller şunlardır:

1) Terör suçları, örgüt faaliyetleri çerçevesinde işlenen suçlar ve cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan mahkum olanlar hakkındaki hapis cezaları talep üzerine ertelenemez. (CGTİHK m. 17/6-a)

2) Mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına karar verilenler hakkındaki erteleme talepleri kabul edilmez. (CGTİHK m. 17/6-b)

3) Disiplin veya tazyik hapsine mahkûm olanlar ile ilgili erteleme taleplerinin kabul edilmesi mümkün değildir. (CGTİHK m. 17/6-c)

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 17. maddesi ile, infaz hukukuna yeni bir kurum olarak, hapis cezalarının bölünerek infaz edilebilmesi, yani cezaların infazının hükümlünün talebi üzerine ertelenebilmesi imkanı getirilmiştir.

Erteleme talebi ile ilgili kararlara karşı yasa yoluna başvurma imkânının bulunup bulunmadığı sorunu

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 98/1. maddesi hükmü,[3] aynı Kanun'un 17. maddesinde yer alan üç yıl (taksirli suçlarda 5 yıl) veya daha az süreli hapis cezasına hükümlülere tanınan, infazın ertelenmesine ilişkin talepler üzerine savcılıklarca verilen red kararlarına yönelik itirazlarda uygulanamaz.[4]

Bu nedenle, infazın ertelenmesi talepleri, çektirilecek cezanın hesabında duraksamaya neden olan bir durum olarak değerlendirilemez ve 5275 sayılı Kanunun 98. maddesinde belirtilen mahkemeden karar istenmesini de zorunlu kılmaz.[5]

Başka bir söylemle, itiraz açısından infazın ertelenmesi konusundaki taleplerde şu iki husus dikkate alınmalıdır:

Birincisi; infazın ertelenmesi talebi çektirilecek cezanın hesabında duraksamaya neden olan bir durum değildir.

İkincisi ise; hapis cezasının ertelenmesi talebi 5275 sayılı Kanunun 98. Maddesinde belirtilen mahkemeden karar istenmesini gerekli kılan hallerden değildir.[6]

Bu nedenle infazı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından infazın ertelenmesi yönündeki taleple ilgili olarak verilen olumlu veya olumsuz karara karşı yasa yolu öngörülmemiştir.[7]

Sonuç olarak, infazın ertelenmesine yönelik taleplerin reddine ilişkin savcılıklarca verilen red kararları itirazı kabil kararlardan olmadığını, verilen kararın kesin nitelikte karar olduğunu ifade edebiliriz.[8]

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un "Hükümlünün İstemiyle İnfazın Ertelenmesi" başlıklı 17. Maddesi hükmünün uygulanması infaz savcısının takdirine bağlanmıştır.

Başka bir söylemle, erteleme ve infaza ara verme konusunda karar verme yönünde infazı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığına takdir etme yetkisi verilmiştir.[9]

(Bu köşe yazısı, sayın Dr. Suat ÇALIŞKAN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

---------------------------------

[1] 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Kabul Tarihi:13.12.2004, Resmi Gazete No: 25685

[2] 24.01.2013 kabul tarihli, 31.01.2013 tarih ve 28545 sayılı R.G.de yayımlanan 6411 sayılı Kanunun 4. maddesiyle değiştirilen madde: Madde 17 - (1) Üç yıl ve daha az süreli hapis cezalarının derhal infazının, hükümlü veya ailesi için mahkumiyetin amacı dışında ağır bir zarara neden olacağı anlaşılırsa, hükümlünün istemi üzerine infazı Cumhuriyet Başsavcılığınca ertelenebilir. Erteleme süresi altı ayı geçemez. (2) Üç yıl ve daha az süreli hapis cezaları; hükümlünün yüksek öğrenimini bitirebilmesi, ana, baba, eş veya çocuklarının ölümü veya adı geçenlerin sürekli hastalık veya malullükleri nedeniyle ailenin tarım topraklarının işlenebilmesinin olanaksız hale gelmesi veya hükümlünün hastalığının sürekli bir tedaviyi gerektirmesi gibi zorunlu ve çok ivedi hallerde, Cumhuriyet Başsavcılığınca altı ayı geçmeyen sürelerle ara verilerek infaz edilebilir. Ancak bu ara verme iki defadan fazla olamaz. (3) Erteleme isteminin kabulü, güvence gösterilmesine veya diğer bir koşula bağlanabilir.

[3] Bu hüküm şu şekilde kaleme alınmıştır: "Mahkumiyet hükmünün yorumunda veya çektirilmesinde duraksama olursa, cezanın kısmen veya tamamen yerine getirilip getirilmeyeceği ileri sürülür yada sonrada yürürlüğe giren kanun, hükümlünün lehine olursa, duraksamanın giderilmesi veya yerine getirilecek cezanın belirlenmesi için hükmü veren mahkemeden karar istenir"

[4]  Y.10.CD, E: 2014/2577, K: 2014/2611, T: 14.04.2014.

[5]  Y.10.CD, E: 2014/2577, K: 2014/2611, T: 14.04.2014.

[6] Y.12.CD, E: 2011/11301, K: 2011/4822, T: 14.11.2011: “….Hükümlü müdafinin, hükümlünün çocuklarının okul durumunu gerekçe göstererek hükümlünün ailesi için mahkumiyetin amacı dışında ağır bir zarara neden olacağından bahisle hapis cezasının altı ay süreyle ertelenmesine yönelik talebinin Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 21.10.2010 tarihinde reddedildiği, infazın ertelenmesi isteğinin çektirilecek cezanın hesabında duraksamaya neden olan bir durum olmadığı ve 5275 sayılı Kanunun 98. Maddesinde belirtilen mahkemeden karar istenmesini de zorunlu kılmadığı anlaşıldığından, yerinde görülmeyen kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, dosyanın gereği için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi….”

[7] Y.8.CD, E: 2013/12392, K: 2013/24256, T: 03.10.2013. 4675 sayılı Yasanın ½ maddesi gözetildiğinde İnfaz Hakimliğinin itirazı inceleme yetkisi olmadığı cihetle, talebin reddi gerekirken yazılı şekilde ''infazın ertelenmesine" karar verilmesi hukuka aykırı olacaktır.

[8]   Y.10.CD, E: 2014/2577, K: 2014/2611, T: 14.04.2014: “….a) Hükümlü Y.. H.. hakkında uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı, Hatay Ağır Ceza Mahkemesi'nce 03.05.2007 tarihinde 2007/104 esas ve 2007/422 karar sayı ile TCK'nın 188/3, 191/3, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 2 yıl 1 ay hapis ve 1000 TL adli para cezasıyla cezalandırılmasına hükmolunduğu, hükmün kesinleştiği, b) İnfaz aşamasında hükümlünün, 5275 sayılı Kanun'un 17. maddesi uyarınca hapis cezasının infazının 6 ay süreyle ertelenmesine ilişkin talebinin Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nca 26.09.2013 tarihinde 2013/1458 ilamat sayılı karar ile reddedildiği, c) Hükümlü müdafiinin, infazın ertelenmesi isteğinin reddi kararına itiraz etmesi üzerine, Hatay İnfaz Hakimliği'nce 11.10.2013 tarihinde 2013/2151 esas ve 2013/2136 karar sayı ile Cumhuriyet savcısınca verilen infazın ertelenmesi isteğinin reddi kararına karşı yasa yolu öngörülmediğinden, hükümlü müdafiinin isteği hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, d) Hükümlü müdafiinin, Hatay İnfaz Hakimliği'nin kararına itiraz etmesi üzerine, Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nce 07.11.2013 tarihinde 2013/1054 değişik iş sayı ile itirazın kabulü ile Hatay İnfaz Hakimliğinin 11.10.2013 tarihli kararının kaldırılmasına, hükümlü müdafiinin talebi doğrultusunda Hatay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 26.09.2013 tarihli ret kararının kaldırılarak, 5275 sayılı Kanun'un 17/1. maddesi gereğince hükümlünün 2 yıl 1 ay olan hapis cezasının 28.09.2013 tarihinden 28.03.2014 tarihine kadar infazının ertelenmesine karar verildiği Anlaşılmıştır….5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un “Hükümlünün İstemiyle İnfazın Ertelenmesi” başlıklı 17. maddesinde, infazın ertelenmesi isteğine ilişkin olarak karar verme konusunda infazı yürüten Cumhuriyet Başsavcılığı'na takdir hakkı tanındığı, Cumhuriyet Başsavcılığı'nca infazın ertelenmesine ilişkin istek hakkında verilen kararlara karşı herhangi bir kanun yolunun öngörülmediği gözetilmeden, hükümlü müdafiinin Hatay İnfaz Hakimliği'nin 11.10.2013 tarihli kararına yönelik itirazının reddine karar verilmesi gerekirken, itirazın kabulü ile hükümlünün hapis cezasının infazının ertelenmesine karar verilmesi yasaya aykırı olup, kanun yararına bozma isteği bu nedenle yerinde görüldüğünden; Hatay 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 07.11.2013 tarihli ve 2013/1054 değişik sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA; aynı Kanun’un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine, 14.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

[9]   Y.8.CD, E: 2013/12392, K: 2013/24256, T: 03.10.2013.