<span style="font-size: 16px;"><strong>T.B.K<br /> <br /> </strong></span> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>MADDE 420 : </strong>Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">İşçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. </span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması zorunludur.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, destekten yoksun kalanlar ile işçinin diğer yakınlarının isteyebilecekleri dâhil, hizmet sözleşmesinden doğan bütün tazminat alacaklarına da uygulanır.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>T.C</strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>YARGITAY</strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>7.HUKUK DAİRESİ</strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>ESAS NO: 2014/9763 </strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>KARAR NO: 2014/16629</strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>KARAR TARİHİ: 10.09.2014</strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Davacı işçinin imzasını havi, iş akdinin fesih tarihi olan 15.11.2012 tarihli “İbra ve Feragatname” başlıklı belgeden, hangi alacağın ne miktarda olduğu ve ne surette ödendiği belirtilmeden, davacının bazı işçilik alacakları yönünden davalı işvereni ibra ettiği anlaşılmaktadır. Söz konusu ibraname 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 420. maddesi çerçevesinde geçerli bir ibraname değildir.<span class="Apple-tab-span" style="white-space: pre;"> </span><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">"Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong><br /> </strong></span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>KARAR : </strong>1-) Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">2-) Davacı, davalı işyerinde 06/05/2011 - 20/09/2012 tarihleri arasında şoför olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız şekilde feshedildiğini, haftada 7 gün 6.30-22.30 saatleri arasında çalıştığını bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, genel tatil, hafta tatili ve yıllık izin ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Davalı, davacının başka bir iş bulmak suretiyle işten ayrıldığını, çıkarken de el yazısı ile istifa dilekçesi verdiğini ve başka bir alacağının da bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Taraflar arasında düzenlenen ibranamenin geçerliliği konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Yasanın 132 inci maddesinde "Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir" şeklinde kurala yer verilmiştir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 420 inci maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;">Somut olayda davacının imzasını havi, iş akdinin fesih tarihi olan 15.11.2012 tarihli "İbra ve Feragatname" başlıklı belgeden, hangi alacağın ne miktarda olduğu ve ne surette ödendiği belirtilmeden, davacının bazı işçilik alacakları yönünden davalıyı ibra ettiği anlaşılmaktadır. Söz konusu ibraname yukarıda da belirtildiği üzere, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 420. maddesi çerçevesinde geçerli bir ibraname olmayıp, mahkemece bu husus göz önüne alınmadan yazılı gerekçe ile fazla mesai, milli bayram ve genel tatil ücreti ile yıllık izin ücreti alacakları yönünden davanın reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.</span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><br /> </span></div> <div><span style="font-size: 16px;"><strong>KARAR : </strong>Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.09.2014 gününde oybirliği ile karar verildi."<br /> <br /> </span><br /> kararara.com</div>