Bu yazımızda; INTERPOL (International Criminal Police Organization) yapısı ve uluslararası konumu, INTERPOL bültenleri ile bu bültenlere karşı başvuru yolları, Interpol Dosya İnceleme Komisyonu’nca, bültenlere karşı yapılan başvurularda verilen emsal kararlar ve bahse konu bültenlerin Türkiye Cumhuriyeti bakımından bağlayıcılığı değerlendirilecektir.

1) INTERPOL Kurumu Hakkında Genel Açıklamalar

Birinci Uluslararası Kriminal Polis Kongresi’nin 1914 yılında yaptığı toplantıda, suçla mücadelede uluslararası işbirliğini sağlayacak bir polis teşkilatının kurulması fikri ortaya atılmış, ancak Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması sebebiyle bu fikir uygulanamamıştır. Birinci Dünya Savaşı’nın sona ermesinin ardından, Türkiye’nin dahil olduğu 20 ülkenin polis teşkilatı temsilcilerinin katılımıyla, 1923 yılında İkinci Uluslararası Kriminal Polis Kongresi toplanmış ve bu kongrede taraf ülkelerin polis teşkilatları arasında uluslararası işbirliğini sağlamak amacıyla Uluslararası Kriminal Polis Komisyonu (International Criminal Police Commission - ICPC) kurulmuştur.

Türkiye Cumhuriyeti, 08.01.1930 tarihli Kararname[1] ile Komisyona resmen katılma kararı almıştır. Komisyonun daha modern ve özerk hale gelmesi amacıyla 1956 yılında toplanan genel kurulda, aralarında Türkiye temsilcisinin de bulunduğu taraf ülkeler tarafından, şu anda da yürürlükte olan Ana Tüzük (Constitution)[2] kabul edilmiş ve komisyonun adı Uluslararası Kriminal Polis Organizasyonu (INTERPOL) olarak değiştirilmiştir.

INTERPOL’ün amacını düzenleyen Ana Tüzük m.2’ye göre; ülkelerin iç hukuk kuralları gözetilerek ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ışığında, bütün polis teşkilatları arasında karşılıklı olarak en geniş düzeyde yardımlaşmayı sağlamak, suçların önlenmesi bakımından etkili olabilecek kurumları oluşturmak ve geliştirmek olarak belirlenmiştir. Ana Tüzük m.3 uyarınca; INTERPOL’ün, politik, askeri, dini veya ırki faaliyette bulunması yasaklanmıştır.

Ana Tüzük m.5’e göre INTERPOL’ün iç yapısındaki organları; Genel Kurul, İcra Komitesi, Genel Sekreterlik, Milli Merkez Büroları, Danışmanlar ve Dosya İnceleme Komisyonu (The Commission for the Control of Files - CCF) olarak belirlenmiştir.

2) INTERPOL’ün Uluslararası Konumu

INTERPOL; ülkelerin polis teşkilatlarının temsilcilerinin bir araya gelmesi ve işbirliği hususunda anlaşmaları üzerine kurulmuş bir örgüt olup, 1956 yılında kabul edilen Ana Tüzük, 1969 tarihli Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nde belirlenen, devletlerin yetkili temsilcilerinin imzası, belgelerin karşılıklı gönderimi, onay, kabul gibi usuller uygulanmadan kabul edilmiştir.

Bu doğrultuda; doktrinde, 1956’da kabul edilen Ana Tüzüğün uluslararası antlaşma niteliğini taşımadığı ve dolayısıyla INTERPOL’ün uluslararası örgüt statüsünde olmadığı ileri sürülmektedir[3].

ICPC (organizasyonun 1956 yılında adının değiştirilmeden önceki hali); 1947 yılında Birleşmiş Milletler (BM) tarafından hükümetdışı kuruluş statüsü tanınmış olmakla birlikte, bu statünün özel kişilerin bir araya gelip oluşturdukları örgütler açısından geçerli olması sebebiyle, INTERPOL’ün yapısı ile bu statü tam anlamıyla uyuşmamıştır.

Bunun sonucunda; 1971 yılında BM ile INTERPOL arasında işbirliği anlaşması[4] yapılmış, bu anlaşmanın BM ile bir uluslararası örgüt arasında yapıldığı öne sürülerek BM Genel Sekreterliği’ne kayıt ettirilmesi talep edilmiş, BM Genel Sekreterliği ise INTERPOL’ün Ana Tüzüğü’nün uluslararası antlaşma niteliği taşımaması ve üyelerin devleti temsil imkanı olmayan polis teşkilatları olması gerekçesiyle bu talebi kabul etmemiştir.

Bu gelişmeden sonra ise; 1982 yılında BM Hukuk İşleri Ofisi, “INTERPOL’ün BM Nezdinde Statüsü” başlıklı değerlendirmesiyle[5], 1971 yılında yapılan anlaşmayı değerlendirmiş ve INTERPOL’ün uluslararası örgüt olarak nitelendirilmesini doğru bulmuştur.

Kanaatimizce; INTERPOL, BM tarafından uluslararası örgüt olarak tanınmış bir organizasyon olup, kurucu anlaşma olan Ana Tüzük her ne kadar Viyana Antlaşmalar Hukuku Sözleşmesi ile belirlenen usullerde düzenlenmemiş olsa da, taraf devletler tarafından bağlanma iradesinin bulunduğu gözetilerek, bir uluslararası antlaşma niteliğinde olduğunun kabulü gerekmektedir.

3) INTERPOL Bültenleri

Uluslararası düzeyde suçların önlenmesi; suçluların takibi ve yakalanması amacıyla üye ülkelerin polis teşkilatları arasında işbirliğini oluşturmayı amaçlayan INTERPOL, üye ülkelerin güvenli iletişim sistemi ile hızlıca bilgi alışverişinde bulunabileceği ve erişim sağlayabileceği veri tabanlarına sahiptir.

Buna ek olarak; üye ülkelerin ve Milli Merkez Büroları’nın talebiyle, bildirilen suçluların yakalanması, iadesi veya tespiti gibi amaçlarla INTERPOL tarafından renk kodlu bültenlerin yayımlanması mümkün olup, buna ilişkin süreç 2012’de yürürlüğe giren Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar (INTERPOL’s Rules on the Processing of Data)[6] ile düzenlenmiştir.

Bu çerçevede; farklı amaç ve işlevlere sahip olan kırmızı bülten, mavi bülten, yeşil bülten, sarı bülten, siyah bülten, mor bülten, turuncu bülten, çalıntı sanat eseri bülteni ve BM Güvenlik Konseyi Özel Bülteni organizasyon tarafından üye olan polis teşkilatlarında yayımlanmaktadır.

A) Kırmızı Bülten

Verilerin İşlenmesine İlişkin Kuralların ikinci bölümünün ikinci kısmında m.82 ila 87’de düzenlenen kırmızı bülten; bir Milli Merkez Büro veya cezai işlerde soruşturma ve kovuşturma yetkisi olan bir uluslararası kuruluş tarafından talep edilmesi üzerine, bir yakalama kararı veya mahkemece verilen bir hüküm sebebiyle aranan bir kişinin yerinin tespit edilmesi ve iadesi, teslimi veya benzeri yasal bir işlem amacıyla gözaltına alınması, tutuklanması veya hareketinin kısıtlanması amacıyla yayımlanmaktadır. Kırmızı bülten; Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallarda detaylı olarak düzenlenmiş olup, kişi hakkında kırmızı bülten yayımlanması için bazı şartların oluşması ve bazı gerekli bilgilerin INTERPOL’ün organlarından olan Genel Sekreterliğe iletilmesi gerektiği kabul edilmektedir.

Bir şahıs hakkında kırmızı bülten kararı verilebilmesi için m.83/1-a-(i)’de minimum kriterlere yer verilmiş olup; davranışlar ve kültürel normlarla ilgili farklı ülkelerde suç teşkil ettiği tartışmalı olan suçlar, ailevi veya özel konularla ilişkili suçlar ve fiil ciddi bir suçun işlenmesini kolaylaştırmayı amaçlamadıkça veya fiilin organize bir suçla bağlantılı olduğundan şüphelenilmedikçe, idari nitelikteki hukuki düzenlemelerin ihlalinden kaynaklanan veya özel hukuk anlaşmazlıklardan kaynaklanan suçlar bakımından kırmızı bülten düzenlenemeyeceği belirtilmiştir.

Yine m.83/1-a-(ii)’de belirtildiği üzere suç tipine ilişkin bu kısıtlamalara ek olarak; ceza sınırı da öngörülmüş olup, kişinin en az 2 yıl hapis cezasını gerektiren bir suç nedeniyle yargılanması veya en az 6 ay hapis cezasına mahkum edilmesi ya da cezasının en az 6 ayının infaz edilmemesi halinde organizasyon tarafından kırmızı bülten kararı verilebilecektir.

Bu şartların istisnası olarak m.83/1-b’ye göre; Genel Sekreterlik tarafından, kırmızı bülten talebinde bulunan Milli Merkez Büro veya uluslararası kuruluşla istişare edildikten sonra, uluslararası polis işbirliği için kişi hakkında kırmızı bülten çıkarılmasının önemli olacağı kanaatine varılırsa, suç ve cezaya yukarıda yer alan paragrafta belirlenen bu şartlar oluşmamış olsa dahi, kırmızı bülten düzenlenebilmektedir. Ayrıca m.83/1-c uyarınca; birden fazla suça ilişkin bir talep sözkonusu olması halinde, bir suçun şartları karşılaması tüm suçlar bakımından kırmızı bülten düzenlenmesi için yeterli olacaktır.

Bu hususlara ek olarak m.83/2’ye göre; hakkında kırmızı bülten yayımlanması talebinde bulunulan kişi ile ilgili bazı bilgilerin organizasyona iletilmesi gerekmektedir. Kişinin kimliğinin tespiti için; ismi, cinsiyeti, doğum tarihi, fiziksel görünümü, DNA profili, parmak izi, fotoğrafı gibi kişisel bilgileri sağlanmalıdır. Bunların yanında; talebe konu suça ilişkin tespitleri içeren yargısal belgeler, suçun düzenlendiği kanun, suçun cezası veya hükmedilen mahkumiyet süresi ile geçerli bir yakalama kararı ya da aynı etkiye sahip olan bir mahkeme kararı iletilmelidir.

Genel Sekreterlik tarafından tüm şartların oluştuğu ve yeterli bilgilerin verildiği kanaatine ulaşılması üzerine m.87’ye göre; kişi hakkında yayımlanan kırmızı bültene istinaden, kişinin yerinin tespit edilmesi durumunda, kişinin bulunduğu ülke geçici tutuklama dahil gerekli önlemleri alabilecek ve talepte bulunan ülkeye bu konuda bilgi verebilecektir. Türk Hukuku’nda geçici tutuklama 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu m.14’da düzenlenmiş olup, geçici tutuklamaya ilişkin ayrıntılı açıklamalarımız, “6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu’nda İade Yargılaması” başlıklı yazımızda yer almaktadır[7].

Kırmızı bültenin kapsamı; bir suç şüphesi altında bulunan kişinin arandığına ilişkin diğer ülkeleri bilgilendirmekle sınırlı olup, kırmızı bültenin ülkeler bakımından genel bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Bununla birlikte; ülkeler iç hukuk düzenlemeleriyle veya uluslararası sözleşmelerle, kırmızı bülteni bağlayıcı kılabilir. Nitekim bazı ülkelerin iç hukuk düzenlemelerinde; kırmızı bülten, o ülkede yakalama müzekkeresi hükmünde kabul edilmekte iken, bazı ülkelerde kırmızı bültenin böyle bir etkisi olmamakta ve kişi hakkında kırmızı bülten bulunsa dahi yakalama veya tutuklama zorunluluğu bulunmamaktadır[8].

B) Diğer INTERPOL Bültenleri

Kırmızı bülten, Verilerin İşlenmesine İlişkin Kuralların ikinci bölümünün ikinci kısmında tek başına düzenlenmişken, diğer bültenler üçüncü kısımda m.88 ila 96’da düzenlenmiştir.

Mavi bülten[9]; bir soruşturma ile ilgili kişi hakkında bilgi edinmek, kişinin yerini tespit etmek veya kişiyi tanımlamak amacıyla yayımlanır.

Yeşil bülten[10]; bir kişinin suç teşkil eden faaliyetleri hakkında uyarıda bulunmak amacıyla yayımlanır.

Sarı bülten[11]; kayıp bir kişinin yerinin tespit edilmesi veya kendisini tanıtamayan bir kişinin kimliğinin tespit edilmesi amacıyla yayımlanır.

Siyah bülten[12]; kimliği bilinmeyen cesetleri tanımlamak amacıyla yayımlanır.

Mor bülten[13]; saldırganlar tarafından kullanılan çalışma yöntemleri (modi operandi), nesneler, araçlar ve gizlenme metodları hakkında uyarıda bulunmak veya soruşturmalarda faydalı olması amacıyla suçlar hakkında bilgi talep etmek amacıyla yayımlanır.

Turuncu bülten[14]; kamu güvenliği için tehdit oluşturabilecek ve mala veya kişilere yönelik ciddi zararlara yol açabilecek bir olay, kişi, nesne, süreç veya çalışma yöntemi hakkında uyarıda bulunmak için yayımlanır.

Çalıntı sanat eseri bülteni[15]; çalınan sanat eserlerinin veya kültürel değeri olan nesnelerin yerini tespit etmek ya da şüpheli biçimde bulunan bu türden nesneleri tespit etmek amacıyla yayımlanır.

INTERPOL-BM Güvenlik Konseyi Özel Bülteni[16]; INTERPOL üyelerini, bir kişi veya kuruluşun BM Güvenlik Konseyi yaptırımlarına tabi tutulacağı hakkında bilgilendirmek amacıyla yayımlanır.

C) Difüzyonlar

Difüzyonlar, Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar m.97 ila 101’de düzenlenmiş olup; suç işlediği iddia edilen kişinin yakalanması, aranması, hareketinin kısıtlanması, yerinin tespit edilmesi, bu kişi hakkında ek bilgiler edinilmesi, kişinin suç teşkil eden faaliyetleri bakımından uyarıda bulunulması amaçlarıyla, kişi hakkında kırmızı bülten çıkarılana kadar, kırmızı bülten için aranan genel şartlar çerçevesinde, ilgili devletin INTERPOL birimi tarafından diğer üye ülkelerin birimlerine gönderilen yazılar olarak kabul edilmektedir[17].

4) INTERPOL Bültenlerine Karşı Başvuru Yolları

Dosya İnceleme Komisyonu (CCF), INTERPOL Bilgi Sistemine (INTERPOL Information System - IIS) işlenen her türlü kişisel verinin Ana Tüzüğe ve Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallara uygun olarak işlenmesini sağlamakla yükümlü olan, bu açıdan INTERPOL’ü denetleme ve tavsiye verme yetkisini taşıyan, kendi sekreteryası ve özerkliği bulunan denetim organı olup, işlenen verilere ilişkin başvuruları inceleme ve bu konuda karar verme yetkisine sahiptir.

INTERPOL bültenleri de Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar çerçevesinde yayımlanan ve Bilgi Sistemi’ne işlenen veriler olup, düzenlenen bültenlere karşı Dosya İnceleme Komisyonu nezdinde başvuru yapılmakta ve Komisyon karar mercii görevini yerine getirmektedir.

Düzenlenen bültenlere karşı başvuru talepleri; verilere erişim, verileri düzeltme veya silme olmak üzere üç konuyla sınırlandırılmış olup, başvurulara ilişkin kurallar INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu Tüzüğünde (Statute of the Commission for the Control of INTERPOL’s Files)[18] düzenlenmiştir.

Yapılan başvuru üzerine; Komisyon, öncelikle başvurunun kabul edilebilir olup olmadığı incelenmekte olup, Tüzük m.30 ve INTERPOL’ün internet sitesinde yayımlanan Komisyona Başvuranlar İçin Prosedürel Kılavuz (Procedural Guidelines For Applicants to the Commission)[19] uyarınca bir başvurunun kabul edilebilir olması için;

- Başvurunun yazılı olarak veya CCF Başvuru Formu[20] ile yapılmış olması,

- Başvuru konusu verinin sahibi olan kişi veya bu kişinin yetkili temsilcisi tarafından başvurunun yapılmış ve imzalanmış olması,

- Başvurucunun kimlik bilgilerini gösteren resmi belgelerin, eğer temsilci ile başvuru yapılmışsa bu temsilciye kişinin INTERPOL dosyalarındaki bilgilere erişme yetkisini veren bir vekaletnamenin sunulmuş olması,

- Başvurunun INTERPOL’ün çalışma dillerinden olan Arapça, İngilizce, Fransızca veya İspanyolca dillerinden birisi kullanılarak yapılmış olması,

- Başvurunun posta yoluyla veya e-posta yoluyla Komisyon’a gönderilmesi,

- Başvuru amacının (erişim, düzeltme veya silme) gerekçeli bir biçimde açıklanmış olması,

- Eğer erişim talepli başvuru varsa, başvurucunun INTERPOL’de işlenmiş verisi olduğunu gösteren belgelerin kopyasının sunulmuş olması,

- Eğer düzeltme veya silme talepli başvuru varsa; durumun kısa ve net bir özetiyle birlikte hangi kuralların ihlal edildiğinin 10 sahifeyi geçmeyecek şekilde açıklanması, başvuruyu destekleyecek her türlü bilgi ve belgenin sunulması, başvurunun incelenmesi sırasında faydalı olabilecek bilgilerin de sunulması,

Gerektiği belirtilmektedir.

Tüzük m.32 uyarınca; Komisyon tarafından başvurunun öğrenilmesinden itibaren 1 ay içinde, başvurunun kabul edilebilir olup olmadığı başvurucuya bildirilir. Komisyon tarafından verilen kararda; başvurunun eksik olması sebebiyle kabul edilebilir olmadığına dair karar verilmesi sonrasında, başvurucu tarafından bu kararın öğrenilmesinden itibaren 1 ay içinde eksiklikler giderilerek Komisyona yeni bir başvuru yapılabilmektedir.

Tüzük m.33’e göre; kabul edilebilir olduğu değerlendirilen bir başvurunun ardından Komisyon, başvurucu hakkında INTERPOL Bilgi Sisteminde işlenmiş veri olup olmadığını kontrol eder. Başvurucu hakkında veri tespit edilmesi ve yapılan başvurunun düzeltme/silme talepli olması halinde Komisyon; başvurucu hakkındaki verinin kurallara uygun biçimde işlenip işlenmediğini denetleyecektir. Başvurunun yalnızca erişim talepli olması halinde Komisyon bu denetimi re’sen yapabilecektir.

Bu süreçte Komisyon; Tüzük m.34’e dayanarak, Genel Sekreterlikten veya diğer kuruluşlardan konu hakkında ek bilgi talep edebilmekte olup, başvurucu tarafından da ek bilgi ve belgeler sunulabilmektedir. Ayrıca; başvurucunun durumu bakımından gecikmesinde sakınca bulunan bir hal olması halinde (INTERPOL bülteni sebebiyle iadesi yakın görünüyorsa veya denetim altında tutuluyorsa) Komisyon tarafından bülten ile ilgili geçici tedbirler alınabileceği Tüzük m.37 ile düzenlenmiş olup, ne gibi geçici tedbirler alınacağı Tüzük’de açıkça düzenlenmemiştir.

Başvurunun incelendiği bu süreç; kural olarak dosya üzerinden yürütülmekle olup, bununla birlikte Tüzük m.36’ya göre, Komisyonun gerekli görmesi durumunda duruşma yapılmak suretiyle de karar verilebilmektedir. Ancak Tüzük’de; duruşma açılması halinde nasıl bir usul izleneceği, duruşmanın ne şekilde görüleceği hususunda herhangi bir düzenleme yapılmamıştır.

Komisyon tarafından, yapılan başvurunun yalnızca erişim talepli olması durumunda, başvurunun kabul edilebilir görülmesinden itibaren 4 ay içinde; eğer başvuru düzeltme/silme talepli ise, kabul edilebilir görülme tarihinden itibaren 9 ay içinde başvuru hakkında bir karar verilmektedir. Tüzük m.40’da düzenlenen bu sürelerin, gerekçeli bir şekilde, Genel Sekreterlik ve başvurucu bilgilendirilerek uzatılabileceği kabul edilmekte olup, bu sürenin ne kadar uzatılabileceğine dair bir sınırlamaya yer verilmemektedir.

Komisyon tarafından yapılan inceleme neticesinde; başvurucu hakkında işlenen verinin, INTERPOL veri işleme kurallarına aykırı olduğu tespit edilmesi durumunda, bu verinin düzeltilmesine veya tamamen silinmesine karar verilmektedir. Bu çerçevede; başvuru konusu veri bir INTERPOL bülteni ise, bu bülten düzeltilecek veya kaldırılacaktır. Bu karara ek olarak; verinin kurallara aykırı olarak işlenmesinde INTERPOL’ün sorumluluğunun bulunduğu açık bir şekilde tespit edilirse, Tüzük m.39 uyarınca Komisyon tarafından başvurucunun zararlarının INTERPOL tarafından giderimine karar verilebilir.

Tüzük m.41’de kararların uygulanma süreleri belirlenmiş olup, Komisyon tarafından verilen kararlar; karar tarihinden itibaren 1 ay içinde Genel Sekreterliğe bildirilir ve ek bilgilere ihtiyaç duyulmadığı takdirde bildirim tarihinden itibaren 1 ay içinde Genel Sekreterlik tarafından uygulanır. Erişim talebine ilişkin kararlar, karar tarihinden itibaren 1 ay içinde; düzeltme/silme talebine ilişkin kararlar ise Genel Sekreterlik tarafından uygulanmalarından itibaren 1 ay içinde başvurucuya ve verinin kaynağına bildirilir. Ayrıca düzeltme/silme kararları, karara konu veriye erişebilen tüm üye ülkelerin INTERPOL birimlerine bildirilir.

Karar değerlendirme sürecinde; kararı değiştirebilecek nitelikte olan yeni bir bilginin ortaya çıkması halinde, bu bilginin öğrenilmesinden itibaren 6 ay içinde, Tüzük m.42 uyarınca Komisyon kararlarının yeniden değerlendirilmesi başvurusu yapılabilmekte ve bu başvuru da aynı usul ile Komisyon tarafından incelenerek karar verilmektedir.

5) INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun Emsal Kararlarının İncelenmesi

INTERPOL resmi internet sitesinde, daha önce hakkında bülten yayımlanan kişilerin veya temsilcilerinin, bültenin silinmesi/düzeltilmesi için yaptığı başvurulara ilişkin INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu (Komisyon) tarafından verilen emsal kararlara ulaşılabilmektedir[21]. Bu kararların incelenmesi, yapılacak başvurularda nelere dikkat edilmesi, hangi hukuki argümanların kullanılması gerektiği konusunda yol göstericidir.

Komisyon’un kararlarında, “non bis in idem”, “iade davası”, “suç teşkil eden fiillerin ortaya koyulması” gibi anahtar kelimelere yer verilmiştir[22]. Bu anahtar kelimeler sayesinde, ilgili kararların tespiti ve emsal karar olarak sunulması veya başvuru hazırlanırken bu karardan faydalanılması mümkün hale gelmektedir. Aşağıda; 2017, 2018, 2019 ve 2023 yıllarına ait kararlar, başlıklar halinde incelenmiştir. Yukarıda yer verdiğimiz linkte, 2020, 2021 ve 2022 yıllarına ait karar bulunmamaktadır.

A) Bültenin Siyasi Saiklere Dayanıp Dayanmadığı

Siyasi nedenlerle bülten çıkarılmasının, bültenin silinmesi nedenlerinden birisi olduğu, bu konuda Komisyon’un 2018/13 sayılı kararında; “Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar m.34(3)’de yansıtılan kural, ilgili tüm faktörlerin analiz edilmesini gerektirir.

Komisyon’a göre aşağıdaki hususlar mevcut davada kilit öneme sahiptir:

- Suçun niteliği, yani suçlamalar ve bunların altında yatan gerçekler;

- İlgili kişinin statüsü; ve

- Davanın genel kapsamı,”

İncelenmesi gerektiği, bu sayede bültenin siyasi saiklerle çıkarılıp çıkarılmadığının tespit edilebileceği ifade edilmiştir[23].

Başvurucu hakkında iadeye konu yargılamanın; işkence altında alındığı için daha sonra geri çekilen bir itirafa dayandığı, bu nedenle başvurucunun temel haklarının ihlal edilmiş olma ihtimalinin bulunduğu, ayrıca başvurucunun ana muhalefet partisinde önde gelen bir siyasetçi olduğu olaya konu, Komisyon’un 2018/08 sayılı kararında; “INTERPOL Ana Tüzüğünün 2. maddesine uygunluk konusunda yukarıda belirtilen güçlü şüpheler ve bu dava kapsamındaki güçlü siyasi unsurlar göz önünde bulundurulduğunda; Komisyon, itiraz edilen verilerin muhafaza edilmesinin, Organizasyonun siyasi amaçlı faaliyetleri kolaylaştırdığı şeklinde algılanacağı için Organizasyonun tarafsızlığı üzerinde olumsuz etkileri olabileceğine karar vermiştir”.

B) Bültenin, Kişinin Yaşam Hakkını Tehlikeye Düşürüp Düşürmediği

Aşağıda yer verdiğimiz iki kararda; hakkında bülten çıkarılan kişinin sağlık durumunun, verinin işlenmesi sürecinde dikkate alınması gerektiği, iade süreci neticesinde yaşam hakkı tehlikeye girecek kişi hakkında bültenin, temel insan haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle silinmesi gerektiği belirtilmiştir.

Komisyon’un 2019/02 sayılı kararına göre; “Komisyon Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar’ın 99(2)(d) maddesinin; difüzyonların, verilerin İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nin (İHEB) ruhuna uygun olmasını öngören INTERPOL Ana Tüzüğünün 2. maddesine uygun olmasını gerektirdiğini hatırlatmıştır. Komisyon ayrıca İHEB Madde 25(1)’in sağlık hakkına atıfta bulunduğunu belirtmiştir”.

Komisyon’un 2019/05 sayılı kararında “(...)Bu nedenle Komisyon, başvurucu tarafından açık unsurların sunulduğunu ve [...] Mahkeme tarafından (eldeki tüm faktörleri değerlendirme yetkisine sahip olan) bir iade işleminin başvurucuya geri dönülemez bir şekilde zarar verebileceği ve tıp uzmanlarına göre hayati tehlike arz edeceğinin teyit edildiğini kaydetmiştir. Mahkeme, bireyin önümüzdeki beş yıl içinde ölümle ciddi bir şekilde karşı karşıya olduğu gerçeğine ek olarak, iade işleminin bir sonucu olarak kişinin sağlığını bozan tedavilerden korunma hakkına yönelik olası tehdidin, İHEB’in 29(2) maddesi tarafından korunamayacak kadar önemli göründüğünü kaydetmiştir.

Komisyon, [...] Milli Merkez Bürosu’nun başvurucuya [...]’e seyahati sırasında bir doktor ve/veya hemşire yardımı sağlanmasını önermesine rağmen, tıp uzmanlarına göre iade prosedürünün neden olacağı potansiyel olarak hayati tehlike arz eden telafisi mümkün olmayan zararı önlemek için palyatif araçları veya alternatif yolları açıklamak için özel bir yanıt verilmemiş gibi göründüğünü kaydetmiştir.

Bu nedenle, bu özel durumda, Komisyon, başvurucunun durumunun, INTERPOL’ün dosyalarında tutulan verilerin, INTERPOL Ana Tüzüğünün talep ettiği gibi, İHEB’in ruhuna uygun olarak başvurucuyu iade etmek için geçerli bir amacı sürdürebileceği konusunda ciddi endişeler doğurduğunu tespit etmiştir.

Komisyon, yukarıdaki temelde meseleyi başvurucu lehine sonuçlandırabileceğinden, başvurucunun diğer itirazlarını incelememeye karar vermiştir.

BU NEDENLERLE, KOMİSYON

Başvuru Sahibine ilişkin verilerin INTERPOL’ün kişisel verilerin işlenmesine ilişkin kurallarına uygun olmadığına ve INTERPOL’ün dosyalarından silinmesine karar verir”.

C) Bültenin, Kişinin Temel Savunma Haklarını İhlal Edip Etmediği

Sanığın yokluğunda yapılan yargılamaya dayanılarak çıkarılan bültenin, temel savunma hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan başvuruda Komisyon’un, 2018/01 sayılı kararının 67. paragrafında; “Tüm bu unsurlar ışığında ve etkin katılım unsurlarının yeterliliğinin yanı sıra yargılamaları çevreleyen siyasi unsurlar ve B Ülkesi yetkililerinin kararını tanımlayan önceki şüpheleri hatırlatarak, Komisyon, itiraz edilen verilerin INTERPOL’ün kişisel verilerin işlenmesi için geçerli kurallarına uygun olmadığı sonucuna varmıştır[24].

Sanığın yokluğunda yapılan yargılamaya dayanılarak çıkarılan bültenin adil yargılanma hakkını ve bu kapsamda temel savunma hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle yapılan bir başka başvuruya ilişkin Komisyon’un 2019/10 sayılı kararında; başvurucunun yokluğunda yargılama yapılmasının ulusal ceza yargılaması hukukuna uygun olduğu, başvurucuya seçeceği bir avukat ile yokluğunda verilen karara karşı kanun yoluna başvurma imkanı tanındığı, bu nedenle başvurucunun kanun yoluna gidilmesi neticesinde huzurda yargılama ve avukat yardımıyla savunmasını sunma imkanının tanındığı durumda, başvurucu hakkındaki bültenin INTERPOL kurallarına uygun olduğuna karar verilmiştir[25]. Başvurucunun suçsuzluk/masumiyet karinesinin ihlal edildiğinin öne sürüldüğü Komisyon’un 2017/12 sayılı kararında; başvurucu hakkındaki haber yazılarının kırmızı bültenin dayanağı olan ceza davalarına ilişkin olmaması, diğer yazıların ise kesinleşen mahkumiyet kararından sonra yazıldığı, ayrıca profesyonel yargıçlardan ulusal mahkemelerin böyle hususlardan etkilenmeyecek derecede deneyime ve eğitime sahip olduğu gerekçeleriyle, başvurucu hakkındaki kırmızı bültenin masumiyet karinesini ihlal etmediğine, bu nedenle de INTERPOL kurallarına uygun olduğuna karar verilmiştir.

D) Bültenin, “Bir Fiilden Dolayı Birden Fazla Yargılama Yapılamaz” İlkesini İhlal Edip Etmediği

“Bir fiilden dolayı birden fazla yargılama yapılamaz (non bis in idem)” ilkesi kişinin bülten kapsamında iade edilmesi bakımından gözönüne alınan bir ilke olup, Komisyon’un 2023/02 sayılı kararına göre; “Ne bis in idem ilkesinin amacı, bir kişinin bir ülkede aynı olaylardan dolayı birden fazla kez yargılanmamasını, mahkum edilmemesini veya beraat etmemesini sağlamaktır. Bu ilke, ulusal yargılamalarda savunmanın temel hakları arasında yer almakla birlikte, ikili veya çok taraflı anlaşmalar kapsamında Devletler tarafından açıkça kabul edildiği durumlar haricinde, uluslararası düzeyde aynı şekilde tanınmamaktadır. Bu ilkenin uygulanması için iki ana koşul gereklidir:

- Aynı olaylar için birbirini izleyen kovuşturmalar (suçluların iadesi anlaşmalarında genellikle aynı suçlar için birbirini izleyen kovuşturmalar olarak adlandırılır),

- Suçluluk veya masumiyet konusunda bir mahkeme tarafından verilen nihai bir karar, yani bir mahkumiyet veya beraat kararı.

Bir suçluların iadesi anlaşmasında yer alan ne bis in idem hükmü, genellikle iadenin talep edildiği Devletin bir mahkemesi tarafından kararın alındığı durumlarda iadenin reddi için bir gerekçe teşkil eder.”

“Non/ne bis in idem” ilkesini uluslararası anlamda uygulanabilmesi için ikili veya çok taraflı antlaşmaların bulunması gerektiğine ilişkin Komisyon’un 2017/09 sayılı kararında; “Komisyon, kırmızı bültenin uluslararası bir araç olduğunu ve non bis in idem ilkesinin bir ülke veya bir grup ülke tarafından uygulanabilirliği ile bağlantılı olmadığını hatırlatmıştır.

Bu davada non bis in idem ilkesinin uygulanması için uluslararası hukuki bir dayanak bulunmadığı gibi, B Ülkesi ile A Ülkesi arasında bu konuda iki taraflı bir anlaşma da bulunmamaktadır.

Komisyon, bu koşullar altında, non bis in idem ilkesinin uygulanmasına ilişkin kararın, yargılama sırasında veya iade işlemleri sırasında verilmek üzere yetkili ulusal mahkemelere bırakılması gerektiğine karar vermiştir”.

E) Bültenin Yayımlanması İçin Suç Teşkil Eden Fillerin Açıkça Ortaya Koyulup Koyulmadığı

INTERPOL bülteni yayımlanabilmesi için; kişinin suç teşkil eden fiillerinin, kişi hakkındaki tutuklama veya mahkumiyet kararının açıkça temin edilmesi gerekmekte olup, Komisyon’un 2023/02 sayılı kararında “Suçlamalar ve cezalar ile ilgili, başvurucu hakkında geçerli bir tutuklama emri bulunduğunu ve suçlandığı fiile muhtemel ve etkin bir şekilde iştirak ettiğini gösteren yeterli bilgi sunulması gerekmektedir. Bu bakımdan, Komisyon’un görevinin soruşturma yürütmek, delilleri değerlendirmek veya bir davanın esası hakkında karar vermek olmadığı hatırlatılır. Bunu sadece yetkili ulusal makamlar yapabilir.” açıklamasıyla, suç teşkil eden fiillerin açıkça ortaya koyulduğu bültenin kurallara uygun olduğuna karar verilmiştir[26].

Artık geçerli olmayan bir yargılamaya ilişkin ve yeterli bilgi olmadan çıkarılan bültenin silinmesi talebiyle yapılan başvuruya ilişkin Komisyon’un 2023/11 sayılı kararında; “Sağlanan bilgiler ışığında Komisyon, tarafların bu davanın incelenmesi kapsamında kendisiyle yeterli işbirliğini göstermediğini ve başvurucunun beraat ettiği iddialarına karşı adli makamları tarafından doğrulanmış somut bir denge sağlamadığını düşünmektedir. Komisyon, bu işbirliği eksikliğinin, INTERPOL’ün dosyalarındaki verilerin saklanmasının Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar’ın 83(2)(b)(v) maddesine uygun olmasını sağlamasını engellediğini düşünmektedir.” açıklamasıyla, başvurucunun beraat ettiği iddiasına karşılık aksini gösteren bir belge sunulmadığı için, başvurucu hakkındaki bültenin sonuçlanmış ve geçerli olmayan bir yargılamaya dayanması sebebiyle INTERPOL kurallarına uygun olmadığına ve silinmesine karar verilmiştir.

F) Bültenin “Suçta ve Cezada Kanunilik” İlkesini ve “Cezanın Aleyhe Geriye Yürümezliği” İlkesini İhlal Edip Etmediği

Komisyon tarafından bültenin “suçta ve cezada kanunilik” ilkesi ile “ceza hukukunun geriye yürümezliği” ilkesini ihlal edip etmediği bakımından da inceleme yapılmaktadır. Bültenin, ceza hukukunun geriye yönelik uygulanması ile meydana gelen yargılamalara dayanarak yayımlandığının ileri sürüldüğü, Komisyon’un 2023/07 sayılı kararında;

“Komisyon, ceza hukukunda kanunilik ilkesinin (genellikle Latince “nullum crimen nulla poena sine lege”, kanun tarafından öngörülmedikçe suç ve ceza olmaz özdeyişiyle ifade edilir), bireysel hakları potansiyel olarak keyfi kovuşturma, mahkumiyet ve cezalandırmaya karşı koruyan en önemli ilke olduğunu kaydeder. Bu ilke temel olarak, sadece kanunun bir suçu tanımlayabileceği ve bir ceza öngörebileceği ve ceza kanununun, örneğin kıyas yoluyla, bir sanığın aleyhine olacak şekilde geniş yorumlanmaması gerektiği ilkelerini içerir ve doğrudan sonucu, ceza kanununun geriye dönük olarak uygulanmasını yasaklamaktır (yeni mevzuat sanık için daha elverişli olmadığı sürece).

Bununla birlikte Komisyon, birçok ceza mevzuatının, tekrarlandıkları veya zamana yayıldıkları için bir suç kategorisini devam eden (veya sürekli) olarak kabul ettiğinin altını çizmektedir. Böyle bir suç, ceza hukukundaki sınıflandırması suçun son işlenişinin tamamlandığı tarihte yürürlükte olan kanun kapsamında değerlendirilmesi gereken tek bir fiil olarak kabul edilir. Devam eden suçlarla ilgili olarak kanunilik ilkesini yorumlayan uluslararası veya bölgesel insan hakları organları tarafından belirlenen yerleşik standartları ve üye ülkelerin mevcut uygulamalarını inceleyen Komisyon, yeni çıkarılan kanunun yürürlüğe girmesinden önce başlamış olan devam eden suçlara uygulanmasının, özellikle de kovuşturulan davranışın suç sayılmasının yeterince öngörülebilir olduğu durumlarda, sanığa daha katı bir ceza kanununun geriye dönük olarak uygulanması anlamına gelmediğini belirtmektedir.” açıklamaları ile, son suç fiilinin gerçekleştiği tarihte ilgili fiili suç sayan kanun hükmünün yürürlükte olduğu durumda, zincirleme suç işlediği belgelenen kişi hakkındaki difüzyonun, INTERPOL kurallarıyla uyumlu olduğuna karar verilmiştir.

G) Bültenin Uluslararası İlgisi Bulunan ve Ciddi Bir Suça İlişkin Olup Olmadığı

Telefon çalmak ve çaldığı telefonları satma amacıyla bir kimlik belgesi çalmak fiillerinden yargılanan ve mahkum olan başvurucu hakkında yayımlanan kırmızı bültenin INTERPOL kurallarına uygun olup olmadığının incelendiği Komisyon’un 2019/07 sayılı kararında; hırsızlığın uluslararası anlamda kabul gören bir adi suç olduğu ve somut olayda ceza sınırlarının karşılandığı belirlemesini yapmakla birlikte, suç tarihinde başvurucunun 18 ila 21 yaşında olması, çalınan telefonların değeri gözetildiğinde işlenen suç ile kamusal veya özel anlamda ciddi bir zarara yol açılmadığı gözönüne alınarak, başvurucunun işlediği suçun kırmızı bülten yayımlamak için yeterince ciddi olmadığı gerekçesiyle başvurucu hakkındaki kırmızı bültenin INTERPOL kurallarına uygun olmadığına ve bu nedenle silinmesine karar verilmiştir.

Komisyon’un 2019/01 sayılı kararında; karşılıksız çek keşide eden başvurucu hakkında çıkarılan kırmızı bültenin, yalnızca karşılıksız çek keşide etme fiilinin kırmızı bülten yayımlamak için yeterince ciddi bir suç teşkil etmediği ve uluslararası polis işbirliğini gerçekleştirme amacına da uygun olmadığı gerekçesiyle, INTERPOL kurallarına uygun olmadığına ve silinmesine karar verilmiştir.[27]

Komisyon’un 2019/08 sayılı kararında; bültenin uluslararası polis işbirliğini gerçekleştirme amacına uygun olup olmadığı değerlendirmesinin nasıl yapılacağı incelenmiş olup, bu husus “Komisyon’un uygulamasına göre, bu kuralların Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar’ın aşağıda açıklanan diğer kriterleri ışığında değerlendirilmesi gerektiğini hatırlatmıştır:

a) kırmızı bülten çıkarılması için bir suçun ‘ciddiyeti’,

b) verilerin ‘ilgililiği’,

c) ve verilen işlendikleri amaçla bağlantılı olarak ‘aşırı olmayan’ nitelikte olması.

Bu kriterleri değerlendirmek için Komisyon genel olarak aşağıdaki unsurları değerlendirir:

a) bireyin INTERPOL’ün dosyalarındaki verilere konu olduğu eylemler (örneğin, suçun türü veya suçlandığı eylemlere etkin katılımını karakterize eden unsurlar),

b) verilerin işlenmesine ilişkin genel amaç (örneğin, bir kişinin iadesi amacıyla tutuklanması veya bulunduğu yer),

c) kişiye karşı olası eylemler (örneğin, verilen ceza).” şeklinde açıklanmıştır.

H)   İade Yargılamasının, Bültenin Kurallara Uygun Olup Olmamasına Etkisi

Komisyon’un 2023/02 sayılı kararında; hakkında bülten yayımlanan kişi hakkında bir ülkede iade davasının kabul edilemez bulunmasının, bültenin silinmesi için tek başına yeterli olmadığı, çünkü hakkında bülten yayımlanan kişinin başka bir ülkede yakalanması ve iade sürecine konu edilmesinin mümkün olduğu ifade edilmiş, bu nedenle kırmızı bültenin INTERPOL kurallarıyla uyumlu olduğu tespit edilmiştir[28].

Komisyon’un 2018/17 sayılı kararında; “İade işlemleri, genellikle talep eden ve talep edilen Devletlerin ulusal hukuklarına, cezai işbirliği anlaşmalarının (ikili, bölgesel veya uluslararası) hükümlerine ve diğer uluslararası yükümlülüklerle (insan hakları hukuku veya mülteci hukuku) etkileşimlerine dayanan değerlendirmeleri içeren, inkar edilemez derecede karmaşık süreçlerdir. Bu nedenle, iadeyi reddetme gerekçeleri, belirli ikili iade durumlarına bağlı olarak çok çeşitli olabilir. Bunlar usule veya esasa ilişkin unsurlarla ilgili olabilir, belirli bir ceza davasıyla bağlantılı olabilir veya daha ziyade talep edilen kişinin bireysel durumuyla bağlantılı olabilir. Dahası, bunlar Komisyon tarafından her zaman tespit edilemeyebilir veya Komisyon’a her zaman iletilemeyebilir.

Yine de Komisyon, bazı durumlarda, talep eden Devlete teslim edilmesi halinde insan haklarının ihlal edileceği riskine dayanarak bir bireyin iadesini reddeden ulusal kararların, başvurucunun INTERPOL Ana Tüzüğünün 2. maddesi ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ile uyumsuzluk iddialarını destekleyen ek kanıtlar olarak kabul edilebileceğini kabul etmiştir. Aynı şekilde, davanın siyasi niteliğine dayanarak bir kişinin iadesini reddeden ulusal kararlar, başvurucunun siyasi baskınlık ve INTERPOL Ana Tüzüğünün 3. maddesine uymama iddialarını destekleyen ek kanıtlar olarak dikkate alınabilir.” açıklamalarına yer vererek, başvurucunun yaşam hakkının ihlal edilebileceği, işkence uygulanabileceği ve adil yargılanmayacağı gerekçesiyle iade talebinin reddedildiği somut olayda, başvurucu hakkındaki bültenin INTERPOL kurallarına uygun olmadığına ve silinmesine karar verilmiştir[29].

İ) Komisyonun Diğer Kararları

Mavi bültenin silinmesi talebinin ileri sürüldüğü, Komisyon’un başvuruyu inceleme yetkisinin ve kapsamının değerlendirildiği Komisyon’un 2018/10 sayılı kararında; “Komisyon, bir soruşturma yürütme, kanıtları değerlendirme veya bir davanın esası hakkında karar verme yetkisine sahip değildir. Bu, yetkili ulusal makamların görevidir.

Komisyon daha ziyade, 2. madde analizini gerçekleştirirken, başvurucunun açık bir usul ihlalinin gerçekleşmiş olma ihtimalini ikna edici bir şekilde ortaya koyup koymadığını belirlemek için ilgili tüm bilgileri dikkate alır. Komisyon ayrıca, mavi bültenin amacının yer tespiti olması nedeniyle geçerli bir tutuklama emrinin varlığını gerektirmediğini, ancak bir ceza soruşturmasının devam ediyor olmasını gerektirdiğini vurgulamıştır.” açıklamalarına yer verilmiştir. Başvurucunun velayeti olmadan kaçırdığı öne sürülen çocuğu hakkında çıkarılan yeşil bültenin silinmesi talebiyle yapılan başvuru hakkında, Komisyon’un 2018/09 sayılı kararında;

“Komisyon, davanın unsurlarını ve başvurucunun biyolojik oğlu olan çocuğu kaçırdığı iddiasıyla ‘Uluslararası Ebeveyn Kaçırma’ ile suçlandığını değerlendirmiştir. Bu kapsamda, başvurucu, çocuğun yasal ve münhasır velayetini [...]’da aldığını ve çocuğun babasının, çocuğun pasaportunun yenilenmesi için [...]’da, dolayısıyla iddia edilen kaçırma olayından sonra onay verdiğini desteklemek için belgeler sunmuştur. (…)

Bu nedenle Komisyon; özünde üye ülkeler arasında, ulusal mahkemelerin birbiriyle çelişen kararlarından kaynaklanan bir anlaşmazlık durumuyla, yani talepte bulunan ülkedeki mahkemenin velayeti bir ebeveyne verirken, başka bir ülkedeki mahkemenin diğer ebeveyne verdiği bir durumla karşı karşıyadır.

INTERPOL; velayetle ilgili ihtilafları ele almak için uygun bir forum olmadığından, yukarıdaki tüm unsurlar ve çocuk ile başvurucu aleyhindeki ihbarların yayımlanma amacına ilişkin önceki çekinceleri göz önüne alındığında, Komisyon, ilgili verilerin saklanmasının INTERPOL’ün kurallarına uygun olacağına karar veremeyeceğini ve başvurucunun velayetine veya iadesine ilişkin bir kararın ulusal yetkili polis makamlarına ve ulusal mahkemelere bırakılması gerektiğini tespit etmiştir[30].

6) INTERPOL Bültenlerinin Türkiye Cumhuriyeti Bakımından Bağlayıcılığı

Türkiye Cumhuriyeti; INTERPOL’ün genel kurul toplantılarına 1923’den itibaren temsilci göndermiş, 08.01.1930 tarihli Kararname ile resmi olarak bu Organizasyona katılmış olup, günümüzde de üye ülkeler arasında yer almaktadır. Bu çerçevede; Ana Tüzüğe uygun olarak, İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Milli Merkez Büro faaliyetini yürütmekte olan INTERPOL-EUROPOL Dairesi Başkanlığı yer almaktadır. Bu Başkanlık; Türkiye’nin INTERPOL nezdinde temsili, suçla mücadele kapsamında uluslararası işbirliğinin yürütülmesi, uluslararası suçlular bakımından gerekli işlemlerin yapılması ve Türkiye adına INTERPOL bültenlerinin çıkarılması görevlerini yürütmektedir.

INTERPOL bir adli kolluk gücü olup, yargı görevine sahip olmamakla birlikte, yargı teşkilatlarının, yani adli birimlerinin taleplerini yerine getiren, bizde İçişleri Bakanlığı’na bağlı Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde Daire Başkanlığı olarak faaliyet gösteren ve her ilde de bağlı müdürlükleri bulunan polis teşkilatıdır. Jandarma Teşkilatı da, bu konuda Polis Teşkilatı ile işbirliği içinde hareket etmektedir.

Türkiye’de yargılanan şüpheli/sanık veya hükümlü bakımından kırmızı bülten talebinde bulunmak için, şüpheli/sanık hakkında CMK m.100 veya CMK m.248/5 uyarınca verilmiş bir tutuklama ve yakalama kararı olması ya da hükümlü hakkında hükmedilen cezanın infazını teminen Cumhuriyet başsavcılığı tarafından çıkarılmış bir yakalama emri olması gerekmektedir. Bu yakalama kararına istinaden kırmızı bülten talebinde bulunma yetkisi; soruşturma aşamasında Cumhuriyet başsavcılığı, kovuşturma aşamasında yetkili mahkeme, hükümlüler bakımından ise Cumhuriyet başsavcılığı tarafından kullanılmaktadır[31].

Yetkili merci tarafından ilgili bilgi ve belgeler, İçişleri Bakanlığı’na iletilmek üzere Adalet Bakanlığı’na gönderilir, bu bilgi ve belgeleri teslim alan İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü INTERPOL-EUROPOL Dairesi Başkanlığı tarafından INTERPOL Genel Sekreterliğine kırmızı bülten talebinde bulunulur[32].

Türkiye’nin talebiyle hakkında kırmızı bülten çıkarılan kişi; yurtdışında yakalandığı ve bundan haber alındığı takdirde, ilgili makamlarca iade evrakı hazırlanarak kişinin iadesi talep edilecektir. Benzer şekilde; başka bir ülkenin kırmızı bülten ile aradığı kişinin Türkiye’de yakalanması ve ilgili ülkeye bu konuda haber verilmesi üzerine, ilgili ülke kişinin iadesini talep edebilecek ve kişinin iadesine ilişkin 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu uyarınca iade yargılaması görülerek bu yargılamanın sonucuna göre iadesine karar verilebilecektir.

Bununla birlikte; kırmızı bültenin tek başına bağlayıcı olmaması, esasen kişinin arandığına ilişkin diğer ülkeleri bilgilendirme amacı taşıması ve bağlayıcılık niteliğinin ülkelerin iç hukuk düzenlemelerine göre değişiklik göstermesi dikkate alındığında, hakkında kırmızı bülten çıkarılmış kişinin yakalanmaması ve iade edilmemesi de mümkündür.

Türk Hukuku açısından; kırmızı bülten yayımlatan devlet Türkiye’nin taraf olduğu Suçluların İadesine Dair Avrupa Sözleşmesi’ne taraf olması ve Sözleşmenin 14. maddesi uyarınca bir geçici tutuklama talebi olması ya da kırmızı bülten yayımlatılması talep eden devlet ile Türkiye arasında buna ilişkin ikili bir anlaşma varsa, kırmızı bülten geçici tutuklama için gerekçe olarak kabul edilmekte ve kişi hakkında 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu m.14/1 uyarınca geçici olarak tutuklama kararı verilebilmektedir[33].

Bu doğrultuda; Türkiye Cumhuriyeti bakımından kırmızı bültenin tek başına bir bağlayıcılığı bulunmadığı, INTERPOL tarafından düzenlenen kırmızı bültenin bir yakalama müzekkeresi niteliği taşımadığı, ancak kişi hakkında yakalama emri düzenlenmesi veya geçici tutuklama kararı verilmesi için bir sebep teşkil edebileceği kabul edilmektedir.

Buna ek olarak; hakkında kırmızı bülten çıkarılmış kişi, Türkiye’de buna istinaden yakalanmış veya geçici olarak tutuklanmış olsa da, kişinin iadesine ilişkin bir zorunluluk bulunmadığı için, kişinin talep eden ülkeye iade edilmemesi mümkündür. Nitekim; 6706 sayılı Cezai Konularda Uluslararası Adli İş Birliği Kanunu m.11 kapsamında düzenlenen durumların varlığı halinde, kişi hakkında kırmızı bülten olsa bile iade talebi kabul edilemeyecektir.

Tüm bu açıklamalarımız ışığında; INTERPOL’ün, temel amacı uluslararası suçların önlenmesi ve suçluların yakalanması olan ve Türkiye’nin de üye olduğu bir uluslararası örgüt olduğunu, suçluların uluslararası olarak aranması ve yakalanması için kırmızı bülten başta olmak üzere INTERPOL bültenlerinin yayımlandığını, bu bültenlere karşı düzenlenme kriterlerinin bulunmaması sebebiyle düzeltilmeleri veya silinmeleri için başvuru yapılabildiğini, Türkiye Cumhuriyeti açısından kırmızı bültenin tek başına bağlayıcı olmadığını ve hakkında kırmızı bülten yayımlanan kişinin iade edilmemesinin mümkün olduğunu ifade etmeliyiz.

Belirtmeliyiz ki; devletlerin süre gelen içte kamu kudretinin tek kullanıcısı ve dışa karşı bağımsızlığı ile birlikte suç organizasyonlarının çok geliştiği, teknik imkanlarını artırdıklarını, uluslararası suçların yoğunluk kazandığı, özellikle bilişim ve siber olarak da adlandırılan internet ortamında işlenen suçlar ile işbirlikleri, yine sadece konvansiyonel değil konvansiyonel olmayan yapıların da güçlendiğini, uluslararası toplumu derinden etkileyebilecek suçlar işleyip başka yerlere giderek gizlenebildikleri, buralarda güçlenip suç organizasyonlarını devam ettirebildikleri, bunlara karşı ortak uluslararası işbirliğine gidilmediğinde zayıf kalındığı, bazı siyasi içerikli konularda menfaat veya başka devletlerin içişlerine karışmama esaslarından hareketle, suçlar işleyip kendi ülkelerine gelenlere müdahale etmedikleri dikkate alındığında, uluslararası resmi organizasyonların, bu kapsamda INTERPOL’ün etkinliğinin artırılması, fakat bu etkinliğin her bir INTERPOL üyesi devlet bakımından adil ve eşit olması faydalı olacaktır. Esasen INTERPOL uluslararası polis teşkilatı olup, maddi ve manevi gücünü üyesi olan devletlerden almaktadır. Bu zamanlarda; uluslararası güce ve suç işleme potansiyeline sahip suç organizasyonlarının elde ettikleri gücü kırmanın ve etkisiz hale getirmenin yolu, devletlerarası işbirliklerinin sağlamlaştırılmasından ve INTERPOL gibi resmi organizasyonların etkin hale getirilmesinden geçer.

Prof. Dr. Ersan Şen

Av. Buğra Şahin

Av. Muhammed Enes Efe

Stj. Av. Hurşit Berkay Çalışkan

(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)

--------------

[1]https://www.isay.gov.tr/kurumlar/egm.gov.tr/IcSite/interpol/Tarih%C3%A7e/Kararname.PNG (Son Erişim Tarihi: 06.12.2023)

[2]https://www.interpol.int/content/download/590/file/01%20E%20CONSTITUTION%2011%202021.pdf (Son Erişim Tarihi: 05.12.2023)

[3] Buğra Sarı, Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı’nın Uluslararası Örgüt Statüsü, SİYASAL: Journal of Political Sciences, 29(1), 2020, s.100 http://doi.org/10.26650/siyasal.2020.29.1.0046 (Son Erişim Tarihi: 05.12.2023)

[4]UN ECOSOC Resolution 1971/1579(L), 1971 https://www.unodc.org/unodc/en/Resolutions/resolution_1971-05-20_4.html (Son Erişim Tarihi: 05.12.2023)

[5] United Nations Juridical Yearbook, 1982, VI, s. 179 https://legal.un.org/unjuridicalyearbook/pdfs/english/by_volume/1982/chpVI.pdf (Son Erişim Tarihi: 05.12.2023)

[6]https://www.interpol.int/content/download/5694/file/24%20E%20RPD%20UPDATE%207%2011%2019_ok.pdf  (Son Erişim Tarihi: 07.12.2023)

[7] https://sen.av.tr/tr/makale/6706-sayili-cezai-konularda-uluslararasi-adli-is-birligi-kanununda-iade-yargılamasi

[8]Lütfi Çiçek, İade Sürecinde Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatının (Interpol) Rolü ve Uluslararası Yakalama Kararlarının Yerine Getirilmesi, Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Sempozyumu, s.93 https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/30102023163052cezai%20konularda%20uluslararas%C4%B1%20adli%20i%C5%9F%20birli%C4%9Fi%20sempozyumu.pdf (Son Erişim Tarihi: 07.12.2023)

[9]Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 88: Mavi bültenler

(1) Mavi bültenler aşağıdaki amaçlarla yayımlanır:

(a) Cezai bir soruşturmada ilgili bir kişi hakkında bilgi edinmek ve/veya

(b) Cezai bir soruşturmada ilgili bir kişinin yerini tespit etmek ve/veya

(c) Cezai bir soruşturmada ilgili bir kişiyi tanımlamak.

(2) Mavi bültenler sadece aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Bültene konu olan kişinin hükümlü veya sanık olması ya da şüpheli, tanık veya mağdur olması;

(b) Kişinin olası suç geçmişi, yeri veya kimliği hakkında ek bilgi veya ceza soruşturmasıyla ilgili başka herhangi bir bilginin istenmesi;

(c) Talep edilen işbirliğinin etkili olabilmesi için ceza soruşturması veya kişiyle ilgili yeterli verinin sağlanmış olması.

(3) Bir mavi bülten ancak yeterli tanımlayıcılar içeriyorsa yayımlanabilir. Yeterli tanımlayıcılar en azından şu anlama gelir:

(a) Kişinin kimliği belirlenmişse:

(i) Soyadı, adı, cinsiyeti, doğum tarihi (en azından yılı), fiziksel eşkali, DNA profili, parmak izleri veya kimlik belgelerinde (örneğin pasaport veya ulusal kimlik kartı) yer alan veriler; ya da

(ii) Takma ad, ebeveynlerden birinin adı veya fotoğrafta görünmeyen belirli bir fiziksel özellik gibi en az bir tanımlayıcı ile birlikte iyi kalitede bir fotoğraf.

(b) Kişinin kimliği tespit edilemiyorsa:

(i) İyi kalitede bir fotoğraf ve/veya

(ii) Parmak izleri ve/veya

(iii) DNA profili.

[10]Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 89: Yeşil bültenler

(1) Yeşil bültenler, bir kişinin suç teşkil eden faaliyetleri hakkında uyarıda bulunmak amacıyla yayımlanır.

(2) Yeşil bültenler yalnızca aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Kişinin kamu güvenliği için olası bir tehdit oluşturduğu düşünülüyor olması;

(b) Bu sonuca, ulusal bir kolluk kuvveti makamı veya uluslararası bir kuruluş tarafından yapılan bir değerlendirme sonucunda varılmış olması;

(c) Bu değerlendirmenin kişinin önceki cezai mahkumiyet(ler)ine veya diğer makul gerekçelere dayanması;

(d) Uyarının ilgili olabilmesi için tehdide ilişkin yeterli veri sağlanmış olması.

(3) Yeşil bülten ancak yeterli tanımlayıcılar sağlanması halinde yayımlanabilir. Yeterli tanımlayıcılar en azından şu anlama gelir:

(a) Soyadı, ön adı, cinsiyeti, doğum tarihi (en azından yıl) ile birlikte fiziksel tanımlama, DNA profili, parmak izleri veya kimlik belgelerinde (örneğin pasaport veya ulusal kimlik kartı) yer alan veriler; ya da

(b) Takma ad, ebeveynlerden birinin adı veya fotoğrafta görünmeyen belirli bir fiziksel özellik gibi en az bir tanımlayıcı ile birlikte iyi kalitede bir fotoğraf.

(4) Yeşil bülteni öğrenen Milli Merkez Bürolar ve alan ulusal kuruluşlar, ulusal yasalarına uygun olarak gerekli tedbirleri alırlar.

[11] Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 90: Sarı bültenler

(1) Sarı bültenler kayıp bir kişinin yerini tespit etmek veya kendini tanıtamayan bir kişinin kimliğini belirlemek için yayımlanır.

(2) Sarı bültenler sadece aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Kişinin kaybolmasının veya bulunmasının polise bildirilmiş ve polis tarafından kayıt altına alınmış olması;

(b) Kayıp kişinin nerede olduğunun veya bulunan kişinin kimliğinin polis tarafından bilinmiyor olması;

(c) Kişi yetişkinse, yürürlükteki ulusal gizlilik yasaları bir talepte bulunulmasını engellemez;

(d) Kişinin kimliğinin tespiti için, kişi veya kişinin kaybolması ya da bulunmasındaki duruma ilişkin yeterli veri sağlanır.

(3) Bir sarı bülten ancak yeterli tanımlayıcı bilgiler sağlanıyorsa yayımlanabilir. Yeterli tanımlayıcılar en azından şu anlama gelir:

(a) Eğer kayıp bir kişiyle ilgiliyse:

(i) Aile adı, ön adı, cinsiyeti, doğum tarihi (en azından yıl); ve

(ii) Fiziksel tanımlama, iyi kalitede bir fotoğraf, DNA profili veya parmak izleri;

(b) Kendisini teşhis edemeyecek durumda olan bir kişi sözkonusu ise:

(i) Fiziksel tanım, kişinin cinsiyeti; ve

(ii) İyi kalitede fotoğraf, parmak izi veya DNA profili.

[12]Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 91: Siyah bültenler

(1) Siyah bültenler cesetleri tanımlamak için yayımlanır.

(2) Siyah bültenler sadece aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Bir cesedin bulunduğunun polis tarafından kaydedilmiş olması;

(b) Bu cesedin kimliğinin tespit edilmemiş olması;

(c) Bu ceset ya da cesedin bulunduğu koşullar hakkında cesedin kimliğini belirlemeye yetecek kadar veri sağlanmış olması.

(3) Bir siyah bülten ancak yeterli tanımlayıcı bilgiler içeriyorsa yayımlanabilir. Yeterli tanımlayıcılar en azından şu anlama gelir:

(a) İyi kalitede bir fotoğraf ve/veya

(b) Parmak izleri ve/veya

(c) DNA profili.

[13]Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 92: Mor bültenler

(1) Mor bültenler aşağıdaki amaçlarla yayımlanır:

(a) Suçlular tarafından kullanılan çalışma yöntemleri, nesneler, cihazlar veya gizleme yöntemleri hakkında uyarıda bulunmak ve/veya

(b) Soruşturmalarına yardımcı olmak veya çözüme kavuşturmak için suçlar hakkında bilgi talep etmek.

(2) Mor bülten sadece aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Olaylar artık soruşturma kapsamında değilse:

(i) Çalışma yönteminin ayrıntılı olarak biliniyor olması, yöntemin karmaşık veya benzer suçlar için tespit edilen diğer çalışma yöntemlerinden farklı olması;

(ii) Bültenin yayımlanmasının bu suçların tekrarlanmasını önlemeye yönelik olması;

(iii) Talebin, bu suçların failleri tarafından kullanılan yöntem, nesneler, ekipmanlar veya saklanma yerleri hakkında etkili önlemeye imkan verecek yeterli veri içeriyor olması;

(iv) Talebin, benzer suçların çözüme kavuşturulması amacıyla bu suçlarla eşleştirme yapılabilmesi için yeterli tanımlayıcı bilgi sağlıyor olması.

(b) Olaylar hala soruşturma aşamasındaysa:

(i) Ciddi suçlar olması;

(ii) Suçların Organizasyon Üyelerinin dikkatini, belirli bir çalışma yöntemi, nesne, cihaz veya gizleme yöntemine çekiyor olması;

(iii) Talebin, bu çalışma yöntemi ve bu nesneler, ekipmanlar veya saklanma yerleri hakkında eşleştirme yapılabilmesi için yeterli veri içeriyor olması.

[14]Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 93: Turuncu bültenler

(1) Turuncu bültenler, kamu güvenliğine yönelik yakın bir tehdit oluşturan ve mala ciddi zarar verme veya kişilerin yaralanmasına neden olma olasılığı bulunan bir olay, kişi, nesne, süreç veya yöntem hakkında bildirimde bulunmak için yayımlanır.

(2) Turuncu bültenler yalnızca aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Bir kişi sözkonusu olduğunda:

(i) Kamu güvenliğine yönelik yakın bir tehdit oluşturduğuna veya özellikle ciddi bir adi suç işlemeye hazırlandığına veya işlemek üzere olduğuna kanaat getirilirmiş olması;

(ii) Bu sonucun ulusal bir kolluk kuvveti veya uluslararası bir kuruluş tarafından yapılan bir değerlendirmeye dayanması;

(iii) Bu değerlendirmenin kişinin önceki cezai mahkumiyet(ler)ine ve/veya diğer makul gerekçelere dayanması;

(b) Bir nesne, olay veya hareket tarzı sözkonusu olduğunda:

(i) Kamu güvenliğine yönelik yakın bir tehdit olarak değerlendirilmesi;

(ii) Bu sonucun ulusal bir kolluk kuvveti tarafından yapılan bir değerlendirmeye dayanması.

(3) Bir turuncu bülten, ancak uyarının ilgili olabilmesi için yakın tehditle ilgili yeterli veri sağlanmışsa yayımlanabilir.

(4) Turuncu bültenleri öğrenen Milli Merkez Bürolar ve kuruluşlar, ulusal yasalarına uygun olarak gerekli önlemleri alırlar.

(5) Bir turuncu bültenin yayımlanmasına neden olan tehdit artık yakın değilse, Genel Sekreterlik, Milli Merkez Büro veya yayımlanmasını talep eden uluslararası kuruluşla istişare ederek, bu bülten yerine uygun başka bir bülten yayımlayabilir.

[15] Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 94: Çalıntı sanat eseri bültenleri

(1) Çalıntı sanat eseri bültenleri, çalınan sanat eserlerinin veya kültürel değeri olan eşyaların yerini tespit etmek veya şüpheli durumlarda bulunan bu tür nesneleri tanımlamak için yayımlanır.

(2) Çalıntı sanat eseri bültenleri sadece aşağıdaki koşullar altında yayımlanabilir:

(a) Sanat eserinin veya kültürel değeri olan nesnenin bir ceza soruşturmasında ilgi çekici olması;

(b) Benzersiz bir özelliğe sahip olması ve/veya önemli bir ticari değere sahip olması.

(3) Çalınan sanat eserine ilişkin bülten, ancak eserin kimliğinin belirlenmesi için yeterli veri sağlandığı takdirde yayımlanabilir.

[16] Verilerin İşlenmesine İlişkin Kurallar Madde 95: INTERPOL-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Özel Bültenleri

(1) INTERPOL-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Özel Bültenleri, INTERPOL Üyelerini bir kişi veya kuruluşun BM Güvenlik Konseyi Yaptırımlarına tabi olduğu konusunda bilgilendirmek amacıyla yayımlanır.

(2) INTERPOL-Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Özel Bültenleri, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Yaptırım Komiteleri ile ilgili olarak Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı-INTERPOL ve Birleşmiş Milletler arasındaki İşbirliği Anlaşması uyarınca yayımlanır.

(3) Bu özel bültenlerin yayımlanma koşulları, Birleşmiş Milletler Sekretaryası ve INTERPOL tarafından ilgili Komitelere danışılarak üzerinde mutabık kalınan usullere uygun olarak belirlenir.

[17] Adalet Bakanlığı’nın yayımladığı Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi’nde, difüzyon mesajının 1 yıl süre ile geçerli olduğu ifade edilmektedir. Bkz: Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi, Adalet Bakanlığı, Ankara, 2014, s.73 https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/2492019164244CEZA%C3%8E%20KONULARDA%20ADL%C3%8E%20%C4%B0%C5%9EB%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20REHBER%C4%B0.pdf (Son Erişim Tarihi: 23.01.2024)

[18]https://www.interpol.int/content/download/5695/file/Statute%20of%20the%20CCF-EN.pdf (Son Erişim Tarihi: 07.12.2023)

[19]https://www.interpol.int/content/download/13876/file/Guidelines%20for%20Applicants%20on%20procedure%20-%20update%202023%20-%20EN.pdf

[20]https://www.interpol.int/content/download/15565/file/ACCESS%20DELETION%20REQUEST%20FORM-EN-2023.pdf (Son Erişim Tarihi: 07.12.2023)

[21]https://www.interpol.int/Who-we-are/Commission-for-the-Control-of-INTERPOL-s-Files-CCF/CCF-sessions-and-decisions (Son Erişim Tarihi: 21.01.2024)

[22]https://www.interpol.int/content/download/14092/file/2023%20-%20DECISIONS%20EXCERPTS%20-%20Table%20of%20contents.pdf (Son Erişim Tarihi: 23.01.2024)

[23]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2019/09 sayılı kararı, 2018/18 sayılı kararı, 2018/14 sayılı kararı, 2018/12 sayılı kararı, 2018/10 sayılı kararı, 2018/07 sayılı kararı, 2018/04 sayılı kararı, 2018/01 sayılı kararı, 2017/14 sayılı kararı, 2017/12 sayılı kararı, 2017/02 sayılı kararı.

[24]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2017/05 sayılı kararı.

[25]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2018/06 sayılı kararı.

[26]Aynı yönde bkz. INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2019/04 sayılı kararı, 2017/17 sayılı kararı, 2017/14 sayılı kararı, 2017/13 sayılı kararı, 2017/08 sayılı kararı.

[27]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2017/04 sayılı kararı.

[28]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2019/07 sayılı kararı.

[29]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2018/15 sayılı kararı, 2018/03 sayılı kararı.

[30]Aynı yönde bkz: INTERPOL Dosya İnceleme Komisyonu’nun 2017/16 sayılı kararı.

[31]Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi, Adalet Bakanlığı, Ankara, 2014, s.72 https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/2492019164244CEZA%C3%8E%20KONULARDA%20ADL%C3%8E%20%C4%B0%C5%9EB%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20REHBER%C4%B0.pdf (Son Erişim Tarihi: 23.01.2024

[32]Cezai Konularda Adli İşbirliği Rehberi, Adalet Bakanlığı, Ankara, 2014, s.72 https://diabgm.adalet.gov.tr/Resimler/SayfaDokuman/2492019164244CEZA%C3%8E%20KONULARDA%20ADL%C3%8E%20%C4%B0%C5%9EB%C4%B0RL%C4%B0%C4%9E%C4%B0%20REHBER%C4%B0.pdf  (Son Erişim Tarihi: 24.01.2024)

[33]Ahmet Ulutaş, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Işığında Suçluların Geri Verilmesi, Ankara, 2012, s.76 http://tbbyayinlari.barobirlik.org.tr/TBBBooks/437-a.pdf (Son Erişim Tarihi: 07.12.2023)