İşçinin gerçek ücretinin belirlenmesi özellikle iş davalarında temel uyuşmazlıklardan bir tanesidir. Çünkü işçinin talep ettiği alacak kalemlerinin hesaplanabilmesi için aldığı esas ücretin bilinmesi gerekmektedir. İşte bazı durumlarda ihtilaflı olduğunu görmekteyiz. Bizim hukuk sistemimizde taleple bağlılık ilkesi olduğu için işçi tarafı dava dilekçesin de ücret hususun da ücretin miktarını, ücretin nasıl ödendiğini açık ve net bir şekilde beyan etmesi gerekecektir. Çünkü ücrete ilişkin yukarıda saydığımız tüm beyanlar ikrar niteliğinde olacağı ve bu beyanları aşacak bir hesaplama yapılmayacağı mahkemenin taleple bağlılık ilkesi nazara alınacağından çok dikkat edilmelidir.

Söz gelimi Yargıtay birçok kararın da işçilik alacaklarının aksi talep edilmediği sürece kural olarak brütten hesaplanmalı ve hüküm bu doğrultuda kurulmalıdır tarzında kararları vardır. Yine başka kararında ise hesaplama brüt ücret belirlendikten sonra yapılmalıdır şeklinde kararları vardır. Ancak bu kararlarından dönmüş bulunmaktadır.  Yargıtay 9. Hukuk Dairesi son yerleşik kararların da “davacının talep ettiği alacak kalemlerinin net mi brüt mü olduğu dikkate alınarak hüküm altına alınmalıdır. Zira net ücret talebi var iken bu miktarın brüt olduğu şeklinde değerlendirme yapamaz.” Görüldüğü üzere siz dava dilekçenizde esas ücretinizi beyan ettiyseniz ve hatalı olarak bunu net ücret söylerseniz yerleşik uygulamalarla ve taleple bağlılık ilkesi uyarınca net ücretten hüküm kurulacaktır. Bu husus göz ardı edilmeyecek kadar önem arz etmektedir.

Ücretin İhtilaflı Halinde Ücretin Belirlenmesi

Öncelikle ücretin ihtilaflı olması durumlarında ispat yükü hangi tarafta olacaktır. Bazı durumlarda işveren üzerindeyken bazı hallerde ise işçi ispat yükü altında olmaktadır. Uygulamada sıklıkla karşılaşılan problemlerden biri söz gelimi işçinin ücreti asgari ücretin üzerinde olmasına rağmen, ücret bordrosunu ihtirazı kayıt koymadan imzalamış işçinin, ücretinin asgari ücret üzerinde olduğunu ispat etmesi gerekecektir. Maalesef bu gibi durumlarda ispat etmesi zorlaşacaktır. Çünkü ancak yazılı delil ile ispatlamak zorundadır. Örneğin imzaladığı ücret bordrosunun gerçeği yansıtmadığını ve asgari ücretin üzerinde ücret aldığını iddia ve ispat edebilir. İş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmelerinin ücrete ilişkin hükümleri yazılı delil olarak kabul edilmektedir. Bu nedenle işçi ilgili meslek odası başkanlığından ya da Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal işçi ücretini öğrenebilir. Bunların hepsi yazılı delil niteliğini taşımaktadır.

Şimdi uygulamada ücretin ihtilaflı olması durumlarında nasıl bir yol izlemeliyiz onu açıklayalım;

1- İşçi ve işveren ücretlerin banka kanalı ile ödendiği yönünde mutabıklarsa ve aynı şekilde tanıklar da tüm ücretlerin banka kanalıyla ödendiğini ifade etmişler ise öncelikle banka kayıtlarına itibar edilmelidir.

2- Ücret miktarı belirlenirken işçinin yaptığı işin niteliği de önem arz etmektedir. Bu sebeple ikinci yağacağımız iş işçinin yaptığı işin belirlenmesi olacaktır.

3- İşçinin yaptığı işin niteliği belirlendikten sonra ücret tespitinde emsal işçi ücretleri ne kadar onu araştırmak gerekir.

4- İşçinin tüm çalışma süresine ilişkin ücret belirlenecek ise bilinen son ücretinin önceki yıllara göre belirlenmesi gerekecektir. Örneğin; 2013 2023 yılları arasında çalışan bir işçinin eğer 2015 2023 yıllarına ait ücret bordroları var ise 2015 yılındaki ücreti dikkate alınıp 2015 öncesindeki ücreti belirlenmelidir.

Fakat tekrar başa dönecek olursak bu yolların temelini oluşturacak yegâne yol ise dava dilekçenizdeki talep etmeniz gereken brüt ücret olacaktır. Bu yüzden her ne kadar izlenecek yollar bu saydıklarımız olsa da dava dilekçeniz ya bu yolları tamamen hızlandıracak ya da önüne set olacaktır.

İşçi Ücretlerinin Bir Kısmının Bankadan Ödenmesi Kalan Kısmın Elden Ödenmesi Hali

Uygulamada sıklıkla yaşanılan problemlerden biridir. Maalesef ülkemiz de işverenler birtakım ödemelerden kaçmak için işçinin ücretinin bir kısmını bankadan bir kısmını da elden ödemektedirler. Bu noktada işçinin gerçek ücretinin belirlenmesi meselesi ortaya çıkıyor. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi bu meseleyi çözme adına birtakım hususlara dikkat çekerek izlenecek yolu belirtmiştir. Şöyle ki;

“İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek sendikalarla, ilgili işçi ve işveren kuruluşlarından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.” Şeklinde ifade etmiştir.

Ücretin Tespitinde Tanık Beyanları

Öncelikle Yargıtay ücretin tespiti davalarında davacı işçi, tanıklarının beyanlarını yeterli görmemekte yerleşik kararların da sıklıkla emsal ücret araştırmasına vurgu yapılmaktadır. Ulaşılan delillerle birlikte davacı tanık beyanları bütün olarak değerlendirilmektedir.

Tanık beyanları büyük önem arz etmektedir. Çünkü somut uyuşmazlıkta davacı işçi tanığının beyanı emsal ücret araştırması ile karşılaştırılacaktır. Bunun neticesinde emsal ücret araştırması sonucu tespit edilen ücretten tanığın beyan ettiği ücret daha düşük olması halinde davacı tanığının beyan ettiği ücret nazara alınarak hüküm tesis edilecektir. Görüldüğü üzere ücretin miktarının belirlenmesin de önemli rol üstlendiği için tanık beyanları önem arz etmektedir.

Yine ücretin tespitinde davalı tanıkları veya ortak tanık beyanlarına üstünlük tanınmaktadır. Bu durum bazen işçi için lehe olmakla beraber aleyhe de olabilmektedir.

Son olarak Yargıtay,  gerek işçi gerek işveren tanıklarının beyan ettikleri ücretin net ücret olduğunu kabul etmektedir.

Konu İle İlgili İçtihatlar

Emsal ücret araştırmasında farklı tutarlar ortaya çıkması halinde ortalama tutarın nazara alınarak hüküm kurulması gerekmektedir. (Y9HD. 2017/24934 E. 2017/15090 K.)

Banka kayıtlarında daha fazla ücret ödemesi yapıldığı anlaşılırsa emsal ücret araştırmasına itibar edilmemeli banka kayıtlarına öncelik tanınmalıdır. (Y9HD. 2021/17250 E. 2021/11942 K.)

Emsal dosyalarda verilen kararlar da ücretin tespitinde yol göstericidir. (Y9HD. 2016/23925 E. 2020/10673 K.)

İşyerinden kredi gibi banka işlemlerinde kullanılmak üzere işçiye verilen ücrete dair işveren yazılarının tek başına ücreti belirlemeye yeterli olmayacaktır. (Y9HD. 2016/25488 E. 2019/24133 K.)

İşçinin çalışmaya devam ederken her ne şekilde olursa olsun eksiltme/indirim yapılamaz. (Y9HD. 2.4.1993, 1856/5053)

Ücret değişikliğinde işçinin açıkça değişikliğe itiraz etmemiş ve bordroya ihtirazı kayıt koymamış olması değişikliği onay olarak kabul etmemektedir. (YHGK. 2012/9-1166 E. 2013/279 K.)

Buna paralel olarak  işçinin onay vermediği değişikliğin üzerinden uzun bir süre geçmiş olması da bu hakların istenmesine engel olmayacağı. (Y9HD. 2021/12740 E. 2022/1024 K.)

İşçi ücret değişikliğine muvafakat ederse bu muvafakat ettiği tarih tespit edilmeli bu tarihten itibaren ücretin düşürülüp hesaplama yapılması mümkündür. (Y9HD. 2021/8126 E. 2021/15453 K.)

İşçi sendika üyesi değilse salt sendikadan gelen yazı ile emsal ücret tespiti hatalıdır. TÜİK verileri ve diğer kurum ve kuruluşlardan gelen yazılarla birlikte ücreti belirlenmelidir. (Y9HD. 2022/1179 E. 2022/1841 K.)