Kamusal hizmetlerin etkinliği ve verimliliği ile çalışma düzeni ve disiplinin sağlanması amacıyla belirli yükümlülükler getirilmiştir. Kamu personeli bu yükümlülüklere uymak zorundadır; aksi takdirde çeşitli müeyyidelerle karşılaşır.

1. Kamu Görevlilerinin Ödev ve Sorumlulukları

Sadakat Ödevi: Hukuk devleti ilkesinin gereği olarak, devlet memurları Anayasaya ve yasalara sadık kalmak, bunları yerine getirmekle yükümlüdür.

Tarafsızlık ve Devlete Bağlılık Ödevi: Devlet memurları, siyasi partilere üye olamaz ve parti ya da zümrelerin çıkarlarına yönelik hareket edemezler. Görevlerini yerine getirirken, siyasi düşünce, ırk, cinsiyet, dil, mezhep veya din gibi ayrımcılık yapamazlar. İdeolojik ya da siyasi amaçlı fiil ve ifadelerden kaçınmalıdırlar.

Uygun Davranış ve İşbirliği İçinde Çalışma Ödevi: Memurlar, resmi görevlerinde güven ve itibar oluşturmalı, bu sorumluluğu hem iş içi hem de iş dışı davranışlarıyla göstermek zorundadır.

Yurtdışında Davranış Ödevi: Yurt dışında görev yapan memurlar, devlet onurunu ve itibarını zedeleyecek eylemlerden kaçınmalıdır.

Mal Bildirimi Ödevi: Devlet memurları, kendileri, eşleri ve çocuklarına ait taşınır taşınmaz mallar, alacaklar ve borçlar hakkında beyanda bulunmalıdır.

Resmi Belge, Araç ve Gereçlerin Yetki Dışı Kullanılmaması ve İadesi Ödevi: Memurlar, görevlerine ait araçları ve belgeleri yetki alanları dışında kullanamaz ve şahsi işlerinde kullanmamaları gerekir.

İşbaşında Bulunma Ödevi: Memurlar, görevlerini kesintisiz ve kişisel olarak yerine getirmeli, çalışma saatleri içinde işbaşında olmalıdır.

Kıyafet ve İkamet Mecburiyeti: Memurlar, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi, yönetmelik ve kanunlarla belirlenen kıyafet düzenlemelerine uymak zorundadır.

2. Kamu Görevlilerinin Uymak Zorunda Oldukları Yasaklar

Toplu Eylem ve Hareketlerde Bulunma Yasağı: Devlet memurları, toplu şikayet veya müracaatta bulunamazlar. Ayrıca, kamu hizmetlerini aksatacak şekilde birlikte işten çekilme, göreve gelmeme veya hizmetlerin yavaşlatılması gibi eylemlerde bulunmaları yasaktır.

Grev Yasağı: Devlet memurları, greve katılamaz, greve karar veremez, grev düzenleyemez veya destekleyemezler.

Ticaret ve Diğer Kazanç Getirici Faaliyetlerde Bulunma Yasağı: Memurlar, tacir veya esnaf olabilecek faaliyetlerde bulunamazlar. Ticaretle uğraşan kuruluşlarda görev alamazlar ve ticari ortaklıklar gibi faaliyetlerde yer alamazlar. Ancak, sermaye şirketlerine ortak olmaları bu yasağın dışında kalır. Ayrıca, belirli kooperatif ve yardım sandıklarında görev almak bu yasağa dahil değildir.

Hediye Alma ve Menfaat Sağlama Yasağı: Devlet memurları, görev sırasında veya dışında, herhangi bir kazanç sağlamak amacıyla hediye kabul edemezler.

Denetimindeki Teşebbüsten Menfaat Sağlama Yasağı: Memurlar, kendi denetim ve gözetimleri altındaki teşebbüslerden kişisel kazanç sağlayamazlar.

Gizli Bilgileri Açıklama Yasağı: Devlet memurları, görevleriyle ilgili gizli bilgileri, görevlerinden ayrılsalar dahi, yetkili bakanın izni olmadan açıklayamazlar.

İkinci Görev Yasağı: Kanunların öngördüğü istisnalar dışında, memurlar ikinci bir görev alamazlar.

3. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu Kapsamındaki Disiplin Cezaları

Disiplin cezaları, devlet memurluğundan çıkarma, kademe ilerlemesinin durdurulması, aylıktan kesme, kınama ve uyarma olmak üzere beş farklı türde belirlenmiştir.

3.1. Uyarma cezasını gerektiren disiplin suçları

- Verilen görevlerin zamanında ve tam olarak yerine getirilmemesi, belirlenen usul ve esaslara uyumsuzluk, resmi belge, araç ve gereçlerin düzgün korunmaması veya bakımının yapılmaması,

- Özürsüz veya izinsiz geç gelmek, erken ayrılmak ya da görev mahallini terk etmek,

- Tasarruf tedbirlerine uymamak,

- Usulsüz müracaat veya şikayetlerde bulunmak,

- Devlet memurluğu vakarına aykırı tutum ve davranış sergilemek,

- Görevine veya iş sahiplerine karşı ilgisiz ve kayıtsız olmak,

- Belirlenen kılık ve kıyafet düzenlemelerine uymamak,

- Görevin işbirliği içinde yürütülmesi ilkesine aykırı hareket etmek.

3.2. Kınama cezasını gerektiren disiplin suçları

- Verilen görevlerin zamanında ve eksiksiz yapılmaması, kurumun belirlediği usul ve esaslara uyulmaması, resmi belge, araç ve gereçlerin korunması ve bakımında kusur işlenmesi,

- Eşlerin, reşit olmayan veya mahcur çocukların kazanç getiren faaliyetlerinin belirlenen sürede kurumuna bildirilmemesi,

- Görev sırasında amire saygısız davranışlar sergilenmesi,

- Hizmet dışında devlet memurunun itibarını zedeleyecek davranışlarda bulunulması,

- Devlete ait resmi araç, gereç veya eşyaların özel işlerde kullanılması,

- Devlete ait resmi belge, araç, gereç veya eşyaların kaybedilmesi,

- İş arkadaşlarına, maiyetindeki personele veya iş sahiplerine kötü muamelede bulunulması,

- İş arkadaşlarına veya iş sahiplerine sözlü veya hareketli sataşmalarda bulunulması,

- Görev mahallinde genel ahlak ve edebe aykırı davranışlar sergilenmesi veya bu tür yazı, işaret, resim vb. yapılması,

- Verilen emirlere itiraz edilmesi,

- Borçların kasıtlı olarak ödenmemesi nedeniyle yasal yollara başvurulmasına sebep olunması,

- Kurumların huzur ve çalışma düzenini bozan davranışlar sergilenmesi,

- Yetkili olmadığı hâlde basına veya diğer medya organlarına bilgi veya demeç verilmesi.

3.3. Aylıktan kesme cezası kapsamına giren disiplin suçları

- Kasıtlı olarak verilen görevlerin eksik veya zamanında yapılmaması, kurumun belirlediği usul ve esaslara uyulmaması, resmi belge, araç ve gereçlerin korunmaması, bakımının yapılmaması ya da kötüye kullanılması

- Özürsüz bir veya iki gün göreve gelmeme,

- Devlete ait resmi belge, araç, gereç ve benzerlerinin özel çıkar sağlamak amacıyla kullanılması,

- Görevle ilgili konularda yükümlü olunan kişilere yanlış beyanda bulunulması,

- Görev sırasında amire sözlü saygısızlık edilmesi,

- Görev yeri sınırları içinde izinsiz toplantı, tören vb. etkinlikler düzenlenmesine yardımcı olunması,

- Hizmet içinde devlet memurunun itibarını zedeleyecek davranışlarda bulunulması.

3.4. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren disiplin suçları

- Sarhoş olarak göreve gelmek veya görev yerinde alkol almak,

- Özürsüz ve kesintisiz 3-9 gün göreve gelmemek,

- Görevi ile ilgili çıkar sağlamak,

- Amirine veya maiyetindekilere karşı küçük düşürücü hareketlerde bulunmak,

- Görev yeri sınırları içinde izinsiz toplantı veya etkinlik düzenlemek,

- Gerçeğe aykırı rapor ve belge düzenlemek,

- Ticaret yapmak veya yasaklanan kazanç getirici faaliyetlerde bulunmak,

- Görevde dil, ırk, cinsiyet, siyasi düşünce, inanç, din ve mezhep ayrımcılığı yapmak,

- Belirlenen süre ve şartlarda mal bildiriminde bulunmamak,

- Açıklanması yasaklanan bilgileri paylaşmak,

- Amirine, maiyetine, iş arkadaşlarına veya iş sahiplerine hakaret etmek ya da tehditte bulunmak,

- Diplomatik statü kullanarak, haksız şekilde borçlanmak veya borçlarını ödememek,

- Devlet itibarını zedelemek veya ödeme yapmadan yurda dönmek,

- Verilen görev ve emirleri kasıtlı olarak yerine getirmemek,

- Siyasi parti yararına veya zararına fiili faaliyetlerde bulunmak.

3.5. Devlet memurluğundan çıkarma cezasını gerektiren disiplin suçları

- İdeolojik veya siyasi amaçlarla kurumların huzur, düzen ve çalışma disiplinini bozmak, boykot, işgal, kamu hizmetlerini engelleme, işi yavaşlatma ve grev gibi eylemlere katılmak veya teşvik etmek,

- Yasaklanmış yayınları veya siyasi/ideolojik bildiri, afiş, pankart gibi materyalleri basmak, çoğaltmak, dağıtmak veya kurumlarda sergilemek,

- Siyasi partiye üye olmak,

- Özürsüz olarak yılda toplam 20 gün göreve gelmemek,

- Savaş, olağanüstü hal veya afetlerde amirlerin görev/emirlerine uymamak,

- Amirine, maiyetindekilere veya iş sahiplerine fiili saldırıda bulunmak,

- Memurlukla bağdaşmayacak şekilde yüz kızartıcı ve utanç verici hareketlerde bulunmak,

- Gizli bilgileri yetkisiz olarak açıklamak,

- Siyasi ve ideolojik eylemlerden arananları görev mahallinde gizlemek,

- Yurt dışında devletin itibarını zedeleyecek davranışlar sergilemek,

- Atatürk’e karşı işlenen suçlarla ilgili yasaya aykırı fiillerde bulunmak,

- Terör örgütleriyle işbirliği yapmak, bu örgütlere yardım sağlamak veya desteklemek, kamu kaynaklarını bu amaçla kullanmak.

4. Devlet Memurlarına İlişkin Cezaların Yerine Getirilmesi

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 132. maddesine göre, disiplin cezaları verildikleri tarihten itibaren geçerlidir ve hemen uygulanır. Ancak, aylıktan kesme cezası, cezanın verildiği ayı takip eden aybaşında uygulanır. Aynı maddede belirtilen diğer bir hükme göre, verilen cezalar üst disiplin amirine bildirilir. Aylıktan kesme cezası alanlar 5 yıl, kademe ilerlemesinin durdurulması cezası alanlar ise 10 yıl boyunca belirli kadrolara atanamazlar. Kural olarak, yetkili amirler ya da kurullar tarafından verilen disiplin cezaları, memur aleyhine karar verildikten sonra geri alınamaz.

5. Disiplin Cezalarına Karşı Başvuru Yolları

Disiplin cezalarına karşı iki başvuru yolu mevcuttur. Bunlardan ilki idari başvuru (itiraz) yoludur, ikincisi ise idari dava yoludur.

5.1. İtiraz

Disiplin suçları, şikayet, ihbar, idari teftiş ve denetimler, medyada yer alan haberler veya doğrudan tanık olma gibi yöntemlerle tespit edilebilir. Disiplin suçunun işlenip işlenmediğini ve cezaların uygulanabilmesi için öncelikle soruşturma başlatılmalı ve ilgili kişinin savunması alınmalıdır. Ancak bazı durumlarda, idare teknik anlamda bir soruşturma başlatmadan önce ön inceleme ve araştırma yaparak, bu sonuçlara göre disiplin amiri soruşturma açılmasına karar verir.

Disiplin soruşturması, bir soruşturmacı atanarak yapılabileceği gibi, disiplin cezası verme yetkisine sahip amir tarafından da gerçekleştirilebilir. Olayla ilgili yeterli bilgi ve belge mevcutsa, sadece ilgilinin savunması alınarak disiplin cezası verilebileceği kabul edilebilir. (Danıştay 8. Dairesi, 30.03.1992 Tarih, 1991/1706Esas, 1992/549Karar; Danıştay 12. Dairesi, 21.10.2000 Tarih, 2000/3326Esas, 2000/4091Karar.)

Danıştay’ın kararlarında, disiplin amirinin hem soruşturmacı hem de ceza veren kişi olmasının, verilen disiplin cezasını hukuka aykırı kılmayacağı vurgulanmaktadır. Ancak bazı kararlarında, disiplin cezası verilebilmesi için mutlaka bir soruşturma açılması ve soruşturmacı atanması gerektiğini, aksi takdirde verilen cezanın geçersiz olacağını belirtmiştir.

Uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezaları, disiplin amirleri tarafından verilirken; kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, memurun bağlı olduğu kurumdaki disiplin kurulunun kararı sonrası, atamaya yetkili amirler veya il disiplin kurullarının kararına dayanarak valiler tarafından uygulanır.

1982 Anayasası'nın 129. maddesinin 2., 3. ve 4. fıkraları disiplin uygulamalarına dair hükümler içermektedir. 2. fıkra, savunma hakkı tanınmadan disiplin cezası verilemeyeceğini belirleyerek, bu hakkı anayasal güvence altına almıştır. 3. fıkra ise, "disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamaz" hükmünü içermektedir.

Disiplin cezasına tabi tutulan kişi, idarenin işlemi aleyhine idari itirazda bulunma hakkına sahiptir. Bu hakkın kullanımı, görev yapılan kurumun belirlediği disiplin kuralları çerçevesinde gerçekleşmelidir.

5.1.1. İtiraza Konu Cezalar

Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesi, hangi disiplin cezalarına karşı itiraz yapılabileceğini düzenlemektedir. Buna göre, uyarma, kınama, aylıktan kesme ve kademe ilerlemesinin durdurulması cezalarına itiraz edilebilir. Kanun koyucu, hangi disiplin cezalarına karşı itiraz yapılabileceğini belirli olarak sıralamıştır. Bu nedenle, daha ağır olan devlet memurluğundan çıkarma cezasına karşı itiraz yolu kapalıdır; yalnızca iptal davası açılabilir.

5.1.2. İtirazın Yapılabileceği Merciler

Disiplin cezası vermeye yetkili kurum ile itiraz makamı, aynı kurumda birleşemez. Disiplin hukukunda itiraz başvuruları, cezayı veren makam dışında bir yetkili birime yapılmalıdır. Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesine göre, uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarına disiplin kuruluna, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasına ise yüksek disiplin kuruluna itiraz edilebilir.

5.1.3. Disiplin Cezasına İtiraz Şekli ve Süresi 

İtiraz, kanun veya yönetmeliklere göre yetkili mercie dilekçe ile yapılır. Dilekçe, genel yazım kurallarına uygun olmalı, itiraz edilen makama hitaben yazılmalıdır. Dilekçede şikâyetçinin adı, adresi ve imzası yer almalı, itiraz sebepleri açıkça belirtilmeli ve ilgili belgeler eklenmelidir.

Devlet Memurları Kanunu'nun 135. maddesine göre itiraz süresi yedi gündür ve bu süre, kararın ilgiliye tebliğ edildiği tarihten itibaren başlar. Belirtilen süre içinde yapılmayan itiraz geçerli olmayıp, hukuki sonuç doğurmaz. Süresi içinde itiraz edilmemesi durumunda, disiplin cezaları idare açısından kesinleşir.

Tebliğ edilen gün, itiraz süresine dâhil edilmez. Eğer sürenin son günü tatil gününe denk gelirse, süre tatilin sona erdiği ilk çalışma gününün bitimine kadar uzar.

5.1.4. İtirazın İncelenmesi

Disiplin cezalarına karşı yapılan itirazların incelenmesinde, ilk olarak başvurunun yetkili mercie yapılıp yapılmadığına bakılmalıdır. Eğer başvuru yetkisiz bir mercie yapılmışsa, iki farklı yaklaşım söz konusu olabilir. Birincisi, 3071 Sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılması Hakkında Kanun’un 5. maddesi uyarınca, yetkisiz merci dilekçeyi yetkili makama iletmek ve başvurana bilgi vermek zorundadır. Örneğin, valiliğe yapılması gereken bir başvuru Milli Eğitim Müdürlüğü’ne yapılmışsa, müdürlük dilekçeyi valiliğe göndermelidir. İkinci yaklaşım ise, yetkisiz başvuru karşısında idarenin hiçbir işlem yapmadan sessiz kalmasıdır. Ancak bu durumda, idare 3071 Sayılı Kanun’a aykırı davranmış olur ve eğer hizmetin işlemediği durumdan zarar doğmuşsa, yetkisiz idareye karşı tam yargı davası açılabilir.

Yetkisiz makama yapılan başvuru, itiraz süresi gibi belirlenen süreleri durdurmaz ve dava açma süresini de etkilemez. Ancak, yetkisiz idare başvuruyu süresi içinde yetkili mercie iletirse, yetkili merci başvuruyu süresi içinde incelemeye alacaktır.

5.1.5. İtirazın Karara Bağlanması

İtiraz incelemesi sonucunda, inceleme yapan kurul bir karar verir. Kurul, verilen cezayı aynen onaylayabilir, cezayı hafifletebilir veya tamamen iptal edebilir. Disiplin kurullarının itiraz üzerine verdiği karar, idari açıdan kesindir ve bu karara karşı başka bir idari makama etkili bir başvuru yapılamaz. Bu nedenle, disiplin kurulunun kararının ilgilisine tebliğinden sonra, itiraz başvurusu nedeniyle duraklayan dava süresi yeniden işlemeye başlar.

5.2. İptal Davası

Disiplin cezasına maruz kalan memurlar, söz konusu işlemin hukuka aykırı olduğunu düşündüklerinde, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesi çerçevesinde iptal davası açma hakkına sahiptir. Bu dava, idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve amaç unsurları bakımından hukuka uygunluğunu denetlemeye yöneliktir. Anayasa’nın 125. maddesinde güvence altına alınan bu başvuru yolu, idarenin işlem ve eylemlerinin yargı denetimine tabi olmasını sağlayarak keyfiliği önlemeye hizmet eder.

Disiplin cezaları, memurun hukuki statüsünü doğrudan etkileyen bireysel idari işlemler arasında yer almakta olup, yargısal denetime açıktır. Bu kapsamda, disiplin cezasına muhatap olan memurun, kararın kendisine tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine iptal davası açması gerekmektedir. Süre açısından 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesi esas alınır. Bu süre hak düşürücü nitelikte olduğundan, sürenin kaçırılması durumunda yargı yoluna başvurma hakkı sona erer.

Danıştay içtihatlarında iptal davasının denetim işlevi açıkça vurgulanmaktadır. Nitekim Danıştay 12. Dairesi’nin 2019/3073 E., 2021/3519 K. sayılı kararında, disiplin cezasının somut olaylara dayanmadığı ve ölçülülük ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline hükmedilmiştir. Kararda ayrıca, disiplin cezalarının kamu yararı ve hizmetin gerekleri doğrultusunda tesis edilmesi gerektiği; aksi hâlde idarenin takdir yetkisinin hukuka uygun şekilde kullanılmış sayılmayacağı ifade edilmiştir.

Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’nun kararlarında da vurgulandığı üzere, disiplin işlemleri idarenin bağlı yetki kapsamında gerçekleştirdiği işlemler arasında yer almakta ve bu nedenle yargı denetimine tabi kabul edilmektedir. Bu kapsamda, söz konusu işlemde isnat edilen fiilin açıkça belirlenmiş olması, memura savunma hakkı tanınması ve kusur unsurunun bulunması gibi hususlar, yargı mercilerince dikkate alınan başlıca değerlendirme ölçütlerindendir.

5.2.1. Yürütmenin Durdurulması Talebi

Disiplin cezasına karşı iptal davası açan memur, dava konusu işlemin uygulanması durumunda telafisi güç veya imkânsız zararların doğacağını ileri sürerek yürütmenin durdurulmasını talep edebilir. Bu talep, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 27. maddesi uyarınca, idari işlemin açıkça hukuka aykırı olup olmadığı ve uygulanması hâlinde doğacak zararların niteliği bakımından mahkemece değerlendirilmektedir.

Mahkemenin yürütmenin durdurulmasına karar verebilmesi için iki koşulun bir arada sağlanması gerekmektedir:

1. İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması,

2. İşlemin uygulanması durumunda telafisi güç veya imkânsız zararın doğması.

Disiplin cezalarının kamu görevlisinin terfi, atama, özlük hakları veya sicil notu üzerinde doğrudan etkisi bulunduğundan, bu durumlarda telafisi güç zararların varlığı sıklıkla kabul edilmektedir. Örneğin, Danıştay 5. Dairesi’nin 2018/4729 E., 2019/2129 K. sayılı kararında, uyarma cezasının sicil üzerindeki uzun vadeli etkilerine işaret edilerek yürütmenin durdurulması kararı verilmiştir.

5.2.2. İptal Davasının Sonuçları

Disiplin cezasının iptali durumunda, dava konusu işlem geçersiz sayılır ve uygulanan disiplin cezası ortadan kalkar. İptal kararı ile birlikte, memurun sicili eski hâline getirilir ve işlem tüm sonuçlarıyla hükümsüz olur.

İdare, mahkeme kararını en geç 30 gün içinde uygulamak zorundadır (İYUK m. 28). Aksi takdirde, memur, idarenin kararı uygulamaması nedeniyle yeniden dava açabilir veya tazminat talep edebilir.

İptal kararının bir diğer sonucu, aynı konuda yeniden işlem yapılması olasılığını kısıtlamasıdır. Eğer iptal gerekçesi, işlemin sebep veya maksat unsurundaki aykırılık ise, idare aynı fiil için tekrar ceza veremez.

Sonuç olarak, disiplin cezalarına karşı başvurulacak yargı yolları, kamu görevlilerinin haklarının güvence altına alınmasını sağlayarak idarenin hukuka uygun hareket etmesini temin eder. Bu mekanizmaların etkin bir şekilde işleyebilmesi, kamu görevlilerinin yasal haklarını savunabilmeleri ve hukukun üstünlüğü ilkesinin yerleşmesi açısından büyük önem taşımaktadır.

Av. Ece ERTUĞ ÖZKARA

KAYNAKÇA

1.    Günday, M., (2002).  İdare Hukuku. Ankara: İmaj Yayıncılık.

2.    Çimşir, B. (2024). 657 sayılı devlet memurları kanunundaki disiplin suç ve cezalarının disiplin hukuku yönünden incelenmesi (Yüksek lisans tezi). Bayburt Üniversitesi, Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Ana Bilim Dalı.

3.    TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006.

4.    SAĞLAM, Mehmet, Türk Personel Hukukunda Disiplin Suç ve Cezalarına İlişkin Esaslar ve Uygulaması,  Mahalli İdareler Derneği Yayını, Ankara, 2003.

5.    YILDIRIM, Ramazan,  İdare Hukuku Dersleri I, Mimoza Yayınları, 2012, Konya.

6.    YILDIRIM, Ramazan, Disiplin Hukukunda Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunma Yöntemleri, Polis Dergisi, S:36, 2003, s.204-212.

7.    YILDIRIM, Ramazan, İdari Başvurular, Mimoza Yayınları, Konya, 2006.

8.    SEZER, Yasin - BİLGİN, Hüseyin, Danıştay Kararlarında İdari Başvurular,  Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2008, C:57,S:4, s.337-366.  

9.    SAKÇA, Bülent, Dilekçe Nasıl Yazılır, http://www.yenimakale.com/dilekcenasil-yazilir.html E.T. 12.05.2016

10.  TAŞKIN, Ahmet, Kamu Görevlileri Disiplin Hukuku, Seçkin Yayıncılık, Ankara, 2006.

11.  Ülker, İ. (2015). Disiplin cezalarına karşı idari başvuru (itiraz) yolu. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Tarihi Anabilim Dalı.