İnsan yaratılışı gereği özgür bir varlıktır. Özgürlüğün olmadığı yerde "İnsanlık" olgusunun var olduğu savunulamaz.  Gerek şahsi gerekse de toplumsal özgürlükler için tarihin tozlu sayfalarını karıştırdığımız zaman bu uğurda verilen büyük mücadelelerle karşılaşırız. Özgürlük hakkı sağlık hakkından sonra gelen en önemli ve zaruri haktır. Hatta gönül rahatlığıyla ifade edebilirim ki sağlık hakkıyla yarışan veya zaman zaman sağlık hakkınızın da önüne geçebilen bir haktır.

Unutulmamalıdır ki insan baskı ve zulüm altında kontrol edilebilecek bir varlık değildir.  İnsan, baskı ve zulüm altında bırakılarak fıtratında var olan özgürlük duygularından arındırılamaz. Çünkü özgürlük, kişinin fikir olarak aklında, duygu olarak kalbinde ve şüphesiz varlığıyla insanın ruhunda yer alan bir olgudur.

Kendi maddi ve manevi varlığımızı güvence altına almak için “Devlet” adı verdiğimiz bir örgütsel yapılanmayı da kurma ihtiyacımız hâsıl olmuştur. Devletin neden var olması gerektiği hakkında birçok teori mevcuttur ama biz bu teorileri konumuzdan sapmamak için burada ele almayacağız. Özgürlüğümüzü korumak için bazı haklarımızı devlete teslim etmiş bulunmaktayız. Bu durum devletin, eylemlerini ve işlemlerini tam anlamıyla yerine getirebilmesi için zaruri olan bir durumdur.

Asıl konumuza gelecek olursak;

A) KİŞİYİ HÜRRİYETTEN YOKSUN KILMA SUÇU (TCK m.109)

1) Korunmak İstenen Hukuki Değer: Suçla korunmak istenen hukuki değer, bireyin özgür hareket serbestisidir. Hareket serbestisi sadece hareket etme serbestisini değil hareket etmeme serbestisini de içerir.  Her ne kadar açık bir şekilde ifade edilmemiş olsa da korunan hukuki değerlerden bir tanesi de kişinin vücut dokunulmazlığının koruma altına alındığını da söyleyebiliriz. Suçun işlenmesinde zorunlu olmasa da genellikle zor kullanılmaktadır. Zor kullanılarak mağdurun direnç gücü azaltılmak istenmektedir. Fail bu şekilde gerçekleştirmek istediği amaca daha rahat bir şekilde ulaşmaktadır.

2) Suçun Faili : Bu suçun faili herkes olabilir. Suç özgü suçlar arasında değildir ama kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak suretiyle suç işlenirse faile verilecek cezada artırım yapılacaktır. Çünkü bu durum suçun cezasını artıran nitelikli bir haldir.

3) Suçun Mağduru: Bu suçun mağduru da herkes olabilir. Mağdur açısından bir özel durum yoktur ama suç, TCK m.109/3-e de düzenlenen, üstsoy, altsoy veya eşe ya da boşandığı eşe karşı ve TCK m.109/3-f ' de düzenlenen, çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı, işlenmesi halinde cezada artırım yapılacaktır. Çünkü bu haller suçun cezasını arttıran nitelikli hallerdir.

4) Eylem : TCK m.109/1 şu şekildedir; Bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakan…” Söz konusu suç, bir kimsenin hukuka aykırı olarak bir yere gitmek ya da bir yerde kalmak hürriyetinden yoksun bırakılmasıyla oluşmaktadır. Suç seçimli hareketli bir suçtur.  Yani kanunda belirtilen eylemlerden sadece bir tanesinin yapılmış olması, bu suçun vücut bulması için yeterlidir. Söz konusu suç kesintisiz bir suçtur. Yani kişi kayda değer bir süre boyunca özgürlüğünden alıkonulmuş olmalıdır.  Bu yüzden anlık hareketler bu suçun oluşmasına sebebiyet vermez.  Örneğin yolda giderken tanıdığınız ya da tanımadığınız bir kişi 4 - 5 saniyelik  bir sürede omuzunuzu tutup hareket etmenizi engelledi ,böyle  bir durumda suç vücut bulmuş olmaz. ( Somut olayın özelliğine göre süre değerlendirilmeli. Buradaki 4-5  saniyelik süre konunun anlaşılması için farazi olarak belirttiğim bir süredir.)

B) SUÇA ETKİ EDEN HALLER

1) Fiili işlemek için veya işlendiği sırada cebir ,tehdit veya hile kullanmak

Esasında bu suçun temel halinde cebir, tehdit veya hile kullanılmasına gerek yoktur. Eğer bu suçta cebir tehdit veya hile kullanılmışsa verilecek ceza artırılır. TCK m. 109/2 'de şu şekilde ifade edilmiştir: “Kişi, fiili işlemek için veya işlediği sırada cebir, tehdit veya hile kullanırsa, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.”

C) SUÇUN NİTELİKLİ HALLERİ

1) Suçun Silahla İşlenmesi

Eğer bu suçun işlenmesinde silah kullanılmışsa faile  verilecek cezada artırım yapılacaktır. Artırım yapılmasının nedeni suçta silah kullanıldığı zaman mağdurun hareket kabiliyeti daha da azalacaktır. Mağdurun iç huzurunda daha ağır zararlar oluşacaktır. Silah kavramı TCK m. 6 da düzenlenmiştir.

2) Suçun Birden Fazla Kişiyle Birlikte İşlenmesi

Bu durum suçun cezasını arttıran nitelikli haldir. Suçun birden fazla kişi tarafından işlenmesi halinde mağdurun kendini savunma olanağı azalacak ve iç huzurunda ağır zararlar meydana gelecektir. Birden fazla kişinin olması halinde bu suçun işlenmesi daha kolay olacaktır.

3) Suçun Kişinin Yerine Getirdiği Kamu Görevi Nedeniyle İşlenmesi

Kamu görevlisi: Kamusal faaliyetin yürütülmesine atama veya seçilme yoluyla ya da herhangi bir suretle sürekli, süreli veya geçici olarak katılan kişi olarak tanımlanmaktadır. ( TCK m.6) Fiilin kamu görevi nedeniyle işlenmiş olması yeterlidir. Mağdurun halen kamu görevlisi olması gerekmez. İstifa etmiş ya da emekli olmuş olsa da bu suç meydana gelecektir. Bu nitelikli halin düzenlenmesinin sebebi, kamu görevlilerinin görevlerini güven içinde icra edebilmeleri içindir. Görevlerini yapmaları için onlara verilen bir güvence olarak düşünülebilir.

 4) Suçun Kamu Görevinin Sağladığı Nüfuzu Kötüye Kullanmak Suretiyle İşlenmesi

Bu nitelikli halin oluş sebebi, kamu adına hareket eden görevlilerin keyfi tutumlarını engellemek ve bulundukları konumun gücünden faydalanarak suça vücut vermenin önüne geçilmek istenmiştir. Suçun kişinin yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle işlenmesi halinde nasıl ki kamu görevlisi korunmuşsa, bu nitelikli hal durumunda kamu görevlisinin durumu ağırlaştırılmıştır.

 5) Suçun Üstsoy ,Altsoy veya Eşe Kaşı İşenmesi

Suçun üst soya ( anne, baba, dede, nene...), altsoysa( çocuk, torun...) veya eşe karşı işlenmesi de nitelikli hal olarak düzenlenmiştir.

6) Suçun Çocuğa Ya Da Beden Veya Ruh Bakımından Kendini Savunamayacak Durumda Bulunan Kişiye Karşı İşlenmesi

 Burada sayılan mağdurlar zayıf konumda bulunan kimselerdir. Bu yüzden suçun bu kişilere karşı işlenmesi, suçun cezasını arttıran nitelikli hal olarak düzenlenmektedir. Suçun faili bu kişilere karşı suçu kolay bir şekilde işleyebilir. Mağdurlar kendini savunacak kudrette değillerdir. Bu nitelikli hal sayesinde mağdur korunmuştur.

7) Suçun Cinsel Amaçla İşlenmesi

Bu durumun suçun cezasını arttıran nitelikli hal olmasının sebebi, suçla korunan hareket özgürlüğü yanında mağdurun cinsel özgürlüğüne yönelik tehlikenin var olması,verilecek cezanın arttırılmasını gerektirmektedir. Bu suçu işleyen fail mağduru bu nedenlerden dolayı da özgürlüğünden alıkoyabilir. Bu durumun önüne geçilmesi için, failin bu tutumu daha ağır bir ceza alarak cezalandırılmasını sağlayacaktır.

D) NETİCESİ SEBEBİYLE AĞIRLAŞMIŞ ŞEKİLLERİ

Bu suç tipinde iki tane neticesi sebebiyle ağırlaşmış suç düzenlemesi bulunmaktadır.

1) Suçun Mağdurun Ekonomik Bakımdan Önemli Bir Kaybına Neden Olması

Fail tarafından hürriyetti kısıtlanan mağdurun bu fiilden dolayı  önemli ekonomik bir kaybı var ise , failin sorumluluğu bu yönden de gündeme gelecektir. TCK m. 109/4 hükmü şu şekilde bir düzenleme yapmıştır: "Bu suçun mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması halinde, ayrıca bin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur." Dikkat edilmelidir ki buradaki ekonomik kayıp önemli bir kayıp olmalıdır. Örneğin, Ahmet'in ailesinin maddi durumu çok kötüdür. Ahmet KPSS sınavına çalışmış ve sınavını beklemektedir. Ahmet'i sevemeyen Ali, sınav günü Ahmet'i bir odaya kitlemiştir ve Ahmet bu yüzden KPSS sınavına girememiştir. Somut olaya bakıldığında suçun neticesi sebebiyle ağırlaşmış şekli meydana gelmiştir.

2) Kasten Yaralama Suçunun Neticesi Sebebiyle Ağırlaşmış Hallerinin Gerçekleşmesi

TCK m. 109/6 'da, “Bu suçun işlenmesi amacıyla veya sırasında kasten yaralama suçunun neticesi sebebiyle ağırlaşmış hallerinin gerçekleşmesi durumunda, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır”, şeklinde bir düzenleme mevcuttur.

E) SUÇUN HUKUKA AYKIRILIK UNSURU

Hürriyeti kısıtlama suçu bakımından çeşitli hukuka uygunluk sebepleri vardır.

1) Hakkın Kullanılması Kapsamında

Hakkın kullanılması kapsamında kanun hükmünü yerine getirerek hukuka uygun şekilde kişiyi yakalayan veya tutuklayan kolluk görevlisi veya buna ilişkin kararları veren hakim ve C. savcısı bu suçu işlemiş olmaz. Ayrıca CMK m. 90 'da düzenlenen herkese yakalama yetkisi veren durumlarda da bu suç gündeme gelmez. CMK m.90/1 şu şekildedir:  "Aşağıda belirtilen hâllerde, herkes tarafından geçici olarak yakalama yapılabilir:

a) Kişiye suçu işlerken rastlanması.

b) Suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması.”

2) Meşru Savunma

Meşru savunma kapsamında bu fiilleri ika eden kişi bu suça vücut vermez. Kendisine karşı saldırıda bulunan kişiyi, saldırıdan kurtulmak amacıyla bir yere kapatan veya bağlayan kişinin fiili hukuka uygundur.

3) İlgilinin Rızası

Hareket özgürlüğü kişinin üzerinde serbestçe tasarruf edebileceği bir hak olduğu için ilgilinin rızası bu suçun oluşmasına engel olur. Rızanın fileden önce olması gerekir. Fiilden sonra meydana gelen rıza bu suçun oluşmasına engel olmaz.

F) SUÇUN MANEVİ UNSURU

Bu suç genel kastla işlenen bir suçtur. Kanunda bu suçun taksirle işlenebileceği açıkça düzenlenmediği için bu suç taksirle işlenmez. Dolayısıyla bu suç taksirle işlenebilen suçlar arasında yer almaz.

G) ETKİN PİŞMANLIK

TCK m. 110 da düzenlenen etkin pişmanlık hali şu şekildedir: TCK m. 110; “Yukarıdaki maddede tanımlanan suçu işleyen kişi, bu suç nedeniyle soruşturmaya başlanmadan önce mağdurun şahsına zararı dokunmaksızın, onu kendiliğinden güvenli bir yerde serbest bırakacak olursa cezanın üçte ikisine kadarı indirilir”

Etkin pişmanlığın uygulanabilmesi için şu şartların bir arada gerçekleşmesi gerekir;

1) Suç nedeniyle soruşturmaya başlanmamış olması,

2) Mağdurun şahsında bir zarar neticesinin ortaya çıkmamış olması,

3) Failin mağduru kendiliğinden güvenli bir yere bırakmış olması.

H) TEŞEBBÜS

Kişiyi hürriyetten mahrum kılma suçu kesintisiz bir suçtur. Kesintisiz şekilde işlenen suçlarda suçun varlığı için ihlalin zaman içinde bir süre devam etmesi gerekmektedir. Bu süre zarfında suç tamamlanıncaya kadar teşebbüs mümkün olur.  Örneğin Ahmet adlı kişi Ayşe adlı şahsı zorla arabaya koyarak dağ evinde tutmak için girişimde bulunur, Ahmet, Ayşe’yi arabaya koyacakken Ayşe direnerek karşı çıkar ve kurtulur. Böyle bir durumda suç teşebbüs aşamasında kalır.

ISuça İştirak (Suçluların Çokluğu)

Suç tipi bakımından iştirak şekillerinin tamamı söz konusu olabilir. Bu suç mütemadi suç olduğu için azmettirme dışında, suç sona erene kadar suça iştirak etmek mümkündür.

İ) MUHAKEMESİ

Bu suça ilişkin soruşturma ve kovuşturma re ‘sen yapılır. Şikâyet kapsamında değildir.

J) GÖREVLİ MAHKEME

Suçun cezasının üst sınırı 5 yıl hapis cezası olduğundan görevli mahkeme Asliye ceza mahkemesidir.

KONU İLE İLGİLİ YARGITAY KARARLARI

- Dava konusu olay, sanıkların mağdureyi zorla arabaya bindirdikleri, arabayı hakkında beraat kararı verilen sanık B.G.'nin kullandığı, sanık ... ve B.G.'nin mağdureyi bir araziye götürdükleri, sanık ...'un mağdure ile tartışmasından sonra mağdureyi arabaya bindirip Babaeski ilçesine bıraktıkları iddiasına ilişkindir. Tüm dava dosyası içeriği, mağdurenin aşamalardaki istikrarlı anlatımları, 19.07.2011 tarihli yakalama tutanağı, sanık ...'un mağdureyi çok sevdiği için iddianamedeki olayı gerçekleştirdiklerine dair ikrar içeren savunması birlikte değerlendirildiğinde, cebir kullanarak, birden fazla kişi ile birlikte ve cinsel amaç ile kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun unsurlarının oluştuğuna dair mahkeme kabulünde isabetsizlik bulunmadığı ve atılı suçun takibinin şikayete tabi olmadığının anlaşılması karşısında, sanık ... müdafi ve sanık ...'ın suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığına, suç kastının olmadığına, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğüne, cezanın haksız olduğuna, mağdur şikayetten vazgeçtiği halde beraat kararı verilmesi yerine mahkumiyet kararı verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazları yönünden hükümlerde hukuka aykırılık bulunmamıştır.(Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2023/149 Karar : 2023/5331 T.:22.06.2023)

- Olay tarihinde mağdure A.Y.'nin eşinden boşandıktan sonra babası ile birlikte yaşamaya başlamasına rağmen sürekli olarak evi terk etmesinden dolayı sanığın duyduğu elemin etkisi ile saat 18.30 sıralarında kızı olan mağdure A.Y.'yi ... Mahallesi ...' nda görmesi üzerine araçla yanına gelerek arabaya binmesini istemiştir. Mağdurenin araca binmek istememesi üzerine kolundan tutarak cebir kullanmak sureti ile araca bindirip sazlıkların içine götürüp darp etmiştir. Daha sonra tekrar araçla bulvar üzerine getirip bırakmıştır. Mağdurenin olayın sıcağı sıcağına verdiği beyanı ile adli rapor, sanığın ikrara dayalı savunması birlikte değerlendirildiğinde sanığın kişiyi hürriyetten yoksun kılma suçunu işlediğinin sabit olduğu anlaşılmakla müştekinin şikayetçi olmadığını beyan etmiş olmasının suçun sübutuna etki etmeyeceği zira atılı suçun şikayete bağlı olmadığı anlaşılmakla karar da hukuka aykırılık bulunmamıştır. Yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz sebepleri de reddedilmiştir.(Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2022/5130 Karar : 2023/57 Karar Tarihi :17.01.2023)

- Katılanın aşamalardaki anlatımları, adli rapor, olayın kolluğa intikal şekli, sanık savunmaları, Yargıtay bozma ilamı ve tüm dosya kapsamındaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, suça sürüklenen çocuğun, davaya konu eylemi gerçekleştirdiğine ilişkin ilk derece mahkemesinin kabulünde isabetsizlik görülmediği, yargılama sürecindeki işlemlerin usûl ve kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin suça sürüklenen çocuk tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, suça sürüklenen çocuk ...' in, kazanılmış hakkının ihlal edildiğine, suça sürüklenen çocuk müdafiinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna, suça sürüklenen çocuğun atılı suçu işlemediğine, bütün deliller toplanmadan karar verildiğine yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmemiştir.(Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas:2023/2472 Karar: 2023/7882 Karar Tarihi :24.10.2023)

- Olayın intikal şekli ve zamanı, Adli Tıp Kurumu 6. İhtisas Kurulunun 28.08.2020 tarihli raporunda kendisinde hafif-orta derecede zeka geriliği bulunan mağdurun beyanlarına ana hatlarıyla itibar edilebileceğinin belirtilmesi, mağdurun aşamalarda başka delille doğrulanmayan çelişkili ifadeleri, ilk derece mahkemesinde duruşmada dinlenen psikolojik danışman bilirkişinin mağdurun beyanlarının tutarsız olduğuna, görüşme sırasında kendisine bazı kişilerin zarar verdiğini söylediği fakat herhangi bir isim belirtmediğine, bu haliyle beyanlarına itibar edilemeyeceğine dair mütalaası, mağdurun eylemlerin yeri, zamanı ve şekli konularındaki ifadelerinin soyut nitelikli bulunması, tanık ... ile sanık ...'nın beyanlarının görgüye dayalı olmaması, savunma ile tüm dosya kapsamına göre, ilk derece mahkemesinin kabulünde yer alan sübuta ilişkin delillerin dosya içeriğiyle çelişmesi nedeniyle mahkumiyet kararlarının yerinde olmadığı anlaşıldığından, söz konusu hükümlere yönelik istinaf başvurularının kabulü yerine esastan reddedilmesi kanuna aykırı görüldüğünden sanıklar müdafileri ve mağdur vasisinin temyiz istemleri bu itibarla yerinde görülmüştür.( Yargıtay 9. Ceza Dairesi Esas : 2023/2684 Karar : 2023/5177 Karar Tarihi :14.09.2023)

- Olayın intikal şekli ve zamanı, mağdurun olaydan hemen sonra alınan beyanı, mağdurun anlatımlarıyla uyumlu doktor raporları ile tüm dava dosyası kapsamına ve yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, Mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dava dosyası içeriğine göre, yargılama sürecindeki işlemlerin usul ve Kanun'a uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eyleme uyan suç vasfı ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanık ...'un suçu işlemediğine, savunma hakkının kısıtlandığına, suçu işlediğine dair maddi delil bulunmadığına, suç kastının bulunmadığına, suçun unsurlarının oluşmadığına 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 30 uncu maddesinde düzenlenen hata hükümlerinin uygulanması gerektiğine ve "şüpheden sanık yararlanır", "masumiyet karinesi" ilkeleri uyarınca hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğine yönelik temyiz nedenlerinin reddine karar verilmiştir. (Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2023/2275Karar : 2023/7748Karar Tarihi :19.10.2023)

Av. Mehmet Emin KÜLTÜR

 

KAYNAKÇA

1)https://barandogan.av.tr/blog/ceza-hukuku/kisiyi-hurriyetinden-yoksun-kilma-sucu-cezasi.html

2)https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5

3)5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

4)5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

5) Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2023/149 Karar : 2023/5331 T.:22.06.2023

6) Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2022/5130 Karar : 2023/57 Karar Tarihi :17.01.2023

7) Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas:2023/2472 Karar: 2023/7882 Karar Tarihi :24.10.2023

8)Yargıtay 9. Ceza Dairesi Esas : 2023/2684 Karar : 2023/5177 Karar Tarihi :14.09.2023

9) Yargıtay 8. Ceza Dairesi Esas : 2023/2275Karar : 2023/7748Karar Tarihi :19.10.2023

10)ÖZBEK, Veli Özer; DOĞAN, Koray; BACAKSIZ, Pınar; (2022), Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Seçkin yayınları, 15.baskı