Kıymetli Evrak Nedir? 

Kıymetli evraka ilişkin yasal düzenlemeler, hukuk sistemimizde kanun koyucu tarafından birden fazla kanunun birçok yerinde düzenleme alanı bulmuştur. Esas olarak 6102 sayılı TTK’nın 3.kitabında düzenlenmiş olan kıymetli evrak, ticaret dünyasında önemli bir yere sahiptir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun'unu 645. madde metnindeki  tanıma yer  vermek gerekirse "  Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunların içerdikleri hak, senetten ayrı olarak ileri sürülemediği gibi başkalarına da devredilemez" hükmüne amirdir. Söz konusu tanımdan yola çıkarak, kıymetli evrakta aşağıda belirtilen ortak unsurların mevcut olduğu anlaşılmalıdır. 

Senet : Kıymetli evrak, her şeyden önce bir senedin varlığını gerektirir. Senet ise bir kimsenin kendisi aleyhine düzenlediği ve bir irade açıklaması içeren yazılı belgedir

Devredilebilir Hak: Kıymetli evrak, sadece devredilebilir nitelikteki hakları içerir. Bu haklar özel hukuk kapsamında ve malvarlıksal (parasal) değeri olan haklardır

Tedavül (dolanım) yeteneği: Kıymetli evrak devredilebilir niteliktedir. Dolayısıyla kıymetli evrakın az veya çok tedavül (dolanım) yeteneği ve işlevi vardır.

Hakkın senede bağlanması (hak senet birlikteliği): Kıymetli evrakta hak ve senet arasında kuvvetli bir ilişki vardır. Hak, senede yerleşmiştir. Bu unsur, kıymetli evraktaki hakkın devir edilmesi ve talep edilmesi açısından önem taşır.

2) Kıymetli Evrakın İptali 

Kıymetli evrak hukukunda istisnalar saklı kalmak kaydıyla  en temel kurallardan birisi: “Kıymetli evraktaki hakkın borçludan istenebilmesi için, senedin borçluya ibraz edilmesi” şartıdır. Kıymetli evrak değişik nedenlerle kaybedilebilir, çalınabilir veya yırtılabilir ve sonuç olarak ibrazı mümkün olmayabilir. Bu istisnai durumlarda karşımıza çıkacak önemli kurumlardan birisi kıymetli evrakın iptalidir. kıymetli evrakın iptal usulü kanunda özel olarak düzenlenmiştir. Mevzuattaki tanımına bakmak gerekirse, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun'un 651. maddesinde düzenleme alanı bulmuş olup İlgili madde "Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir." hükmüne amirdir. 

İlgili mevzuatta ayrıca, nama, emre ve hamiline yazılı kıymetli evrak türleri açısından kıymetli evrakın iptaline ilişkin özel hükümler de mevcuttur. Nama yazılı kıymetli evrakın iptaline ilişkin olarak kanunda genel kurallar konulmamış; bunun yerine hamiline yazılı senetlerin iptali hükümlerinin nama yazılı kıymetli evrakın iptalinde de uygulanacağı kabul edilmiştir (TTK m. 657). 

3) Kıymetli Evrakın Zayi Olması Ne Demektir 

Kıymetli evrakın iptal edilebilmesi, ancak senedin zayi olması durumunda gündeme gelebilmektedir. Zayi olmanın kapsamına baktığımız zaman, senedin kaybedilmesi, çalınması, yırtılması, yanması, üzerine bir şey dökülmesi nedeniyle okunamaması gibi haller girer. Kıymetli evrak zayi olduğu takdirde mahkeme tarafından iptaline karar verilebilir. Kıymetli evrakın zayi olduğu veya ziyanın ortaya çıktığı anda senet üzerinde hak sahibi olan kişi, senedin iptaline karar verilmesini isteyebilir. Boş çek yaprakların kıymetli evrak niteliği taşımadığından iptali istenemez. Çek keşidecisinin iptal davası açmaya hakkının olmadığı, iptal davası açma hakkının borçlu durumunda olan keşide edene değil ancak çek üzerinde hak sahibi olan hamile aittir.  

Şu hususa da değinmek isteriz ki kıymetli evrakın zayi olmasından kasıt söz konusu evrakın mutlaka ortadan kalkması ve yok olması gerekmemektedir. Burada anlaşılması gereken husus hamil tarafından senedin ibrazının veya hak talebinin mümkün olmamasıdır. Buna karşılık senede ulaşılmasının belirli bir süreliğine mümkün olmaması durumlarında bu yola başvurulamayacağı açıktır. Bu duruma bir örnek vermek gerekirse, hak sahibinin senedi kasaya koyup anahtarını kaybetmesi durumunda senedin zayi olduğundan söz edilemez.

4) Kıymetli Evrakın Zayi Olması  Halinde Alınabilecek Olan Önlemler

Ödeme Yasağı  Kararı Talep Etme : Hak sahibi iptal davası açarken, mahkemeden ilk önce ödeme yasağı talep etmesi yerinde olur. Borçluya yönelik ödeme yasağı, bir başka kişinin senetten doğan alacağı tahsiline veya hakkı kullanmasına engel olur (TTK m. 662; 757). 

İptal Davası Açılması : 

Görevli ve Yetkili Mahkeme; kıymetli evrakın iptali istemi asliye ticaret mahkemesinde yapılır. İstem, ödeme yerinde veya başvurucunun yerleşim yerindeki mahkemeye de yapılabilir. Tabi burada yasa hamilin çoğu zaman mağdur olacağını göz önünde tutarak ona kendi yerleşim yerinde de dava açma hakkı tanıdığı açıktır. 

İptal Davasının Şartları

- Senedin zayi olması gerekir.

- Senette yer alan hak devam ediyor olmalıdır. Herhangi bir sebeple hak sona ermişse iptal davası açılamaz. Zamanaşımı iptal davası açmaya engel değildir.

- Senedin kimde olduğu bilinmemelidir. Senedin kimde olduğu biliniyorsa iade davası açılmalıdır.  

- Senedin iptalini isteyen senedin zayi olduğu sırada hak sahibi olmalıdır.

Kıymetli evrakın iptaline mahkeme tarafından karar verilir. İptal kararı için davacının, senet elinde iken senedi zayi ettiğini ispatlaması gerekir. Burada önemli olan husus ispat konusudur ki bu  konuda kesin ispat aranmaz. Hâkimde, rıza dışı elden çıkma olgusunun muhtemel olduğu kanaatini oluşturacak olguların ispatlanması yeterlidir. İspat bağlamında senedin özelliklerin, senedin zorunlu içeriğine (borcun miktarı, vadesi, düzenleme tarihi, lehdar, düzenleyen vs.) ilişkin bilgilerin mahkemeye ibrazı gerekir. İptal davası açıldığında mahkeme, senedin türüne göre kanunda belirtilen şekilde ilânlar yaparak senedi elinde bulunduranın mahkemeye senedi ibraz etmesi gerektiğini ilan eder. İptal kararı verilmesi için bu ilânlar sonucunda senedin ortaya çıkmamış olduğu gibi herhangi bir varlık belirtisinin de ileri sürülmemiş olması gerekmektedir. Eğer ilan süresi içerisinde senet ortaya çıkmışsa, mahkeme iptal davası açana bir süre vererek, senedi elinde bulunduran kimseye karşı dava açmasını ister. Uyuşmazlık, istirdat (senedin iadesi) davası denilen bu dava ile çözüme bağlanır

İade Davası Açma 

Türk Ticaret Kanun'unun 763. Maddesine göre kıymetli evrakı elinden rızası dışında çıkan hamil, kıymetli evrakın kimin elinde olduğunu biliyorsa yetkili ve görevli mahkemeye başvurarak senedi haksız olarak elinde bulunduran kişiye karşı iade davası açabilir.

Şu hususu önemle belirtmek isteriz ki söz konusu talep sahibi, verilen süre içerisinde bu davayı açmazsa mahkeme vermiş olduğu ödeme yasağını kaldırır ( TTK 758).

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E. 2018/6460K. 2019/547 T. 4.2.2019 “..Kıymetli evrakın iptali davaları, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 382/e-6. maddesinde düzenlenmiş olan ticaret hukukundaki çekişmesiz yargı işlerinden olup; kıymetli evrak müessesi Türk Ticaret Kanununda düzenlenmiş olduğundan, TTK’nın … ve 5. maddeleri gereğince bu davalara bakma görevinin asliye ticaret mahkemelerine ait olduğu kanaatine varılmıştır..”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12638 Esas ve 2018/4213 Karar sayılı kararında “..Dava, zayi sebebiyle çek iptali istemine dair olup, mahkemece, yazılı şekilde, iptali istenen çekin zamanaşımına uğradığı ve kambiyo senedi vasfını yitirdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Oysa, 6762 Sayılı TTK’nın 563. maddesinde senet üzerinde hak sahibi olan kişinin, zayi olması halinde senedin iptalini mahkemeden isteyebileceği düzenlenmiştir. Zayi sebebiyle kıymetli evrakın iptalini isteyebilmek için gerekli olan şartlardan birisi de senette mündemiç olan hakkın varlığını sürdürmesidir. Bununla birlikte senetteki hakkın zamanaşımına uğramış olması iptal kararı verilmesine engel değildir. (Prof. Dr. Fırat Öztan, Kıymetli Evrak Hukuku, 1997, s.270) O halde mahkemece, iptali istenen çekin, zamanaşımına uğramış olmasının başlı başına çekin iptal edilmesini engellemeyeceği gözetilerek iptal için diğer şartların bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.”

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/4268 Esas 2017/6115 Karar sayılı kararında, “..Dava, zayi sebebiyle kıymetli evrak iptali istemine ilişkindir. Davacı tarafın, dava dilekçesindeki açıklamaları dikkate alındığında davaya konu bonoyu tahsil için ciro yoluyla devraldığı anlaşılmakta olup, 6102 Sayılı TTK’nın 778. maddesi delaletiyle bonolarda da uygulanması gereken aynı Yasa’nın 688. maddesi uyarınca bonoyu tahsil amacıyla elinde bulunduran hamilin bonodan doğan bütün hakları kullanabilmesi mümkündür. Zayi sebebiyle iptal davası açmak bu kapsamda bir hak teşkil ettiğinden, talebin incelenerek neticesine göre bir karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde davanın reddi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.”

detail-photo-fancybox-0

Stj. Av. Adem ARAS

KAYNAKÇA : 

1) Bilgili Fatih/Demirkapı Ertan, Kıymetli Evrak Hukuku, Dora Yayınları, Bursa 2019, 10.Bası,

2) Kambiyo Senetlerinin Ziyaı Nedeniyle Alınan İptal Kararı ve Bu Kararın Senet ile İlgisi Olan Taraflar Arasındaki İlişkilere Etkisi, Melih SÖNMEZ,

3) Kıymetli Evrak Hukukunun Temel İlkeleri Ersin ÇAMOĞLU 2020/06 1. Baskı, 203 Sayfa, Ciltli

4) Kıymetli Ziyaı ve İptali En Son Mevzuat Değişiklikleri ve Yargıtay Kararları Işığında, Özkan Gültekin 9. Baskı,  Eylül 2020

5) Kıymetli Evrak Hukuku, Yrd. Doç. Dr. Ramazan Durgut

Yargıtay Kararları

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E. 2018/6460K. 2019/547 T. 4.2.2019 

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12638 Esas ve 2018/4213 Karar sayılı karar

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/4268 Esas 2017/6115 Karar sayılı kararı

Öğrenim hayatım boyunca bana değerli katkılarından dolayı hocam sayın Prof. Dr. Ersin ÇAMOĞLU ve Arş. Gör. Salih Tayfun İNCE' ye saygı ve şükranlarımı sunuyorum.