659 sayılı KHK yürürlüğe girmesiyle birlikte, 4353 sayılı Kanun'da hüküm altına alınmış bulunan "avukat olmayan yerlerde davanın tarafı olan idarenin amirinin davada idayeyi temsil yetkisi"de  kaldırılmış oldu.

Bu doğrultuda yetki devrini yapıp yapmama konusunda yetki, Milli Savunma Bakanlığı'nda Bakan, diğer bakanlıklarda müsteşar ve genel müdürlüklerde ise genel müdürde.

KHK 02.11.2011 tarihinde yürürlüğe girmesine rağmen, üst yöneticiler yetki devri yapmamaktadırlar.

Hukukihaber'e gelen bilgilere göre, sadece Gelir İdaresi tarafından taşraya yetki devri yapılmış durumda. Yani genel olarak yetki devri taşraya hala yapılmamıştır.

659 sayılı KHK ya kadar tüm genel idarenin avukatlığını yürüten Hazine Avukatlarının araç ihtiyacı karşılanmayıp mutat vasıta ile dava takibi yapmaları istenildiğinden bilhassa kış aylarında ulaşımın çok güç olduğu yerlerde dava takibini imkansızlıklarla yürütmeye calıştıklarını belirten Hazine Avukatları dertli.

ARAÇ VE YAKIT SORUNU
Defterdarların insiyatifine bırakılan araç görevlendirilmesinin ise; defterdarlıklara maliyenin akaryakıt ödeneği ve araç göndermediği gibi gerekçelerle neredeyse hiç yapılmadığı gelen şikayetler arasında.
Bu konuda, Hizmet satınalma yoluna da gidilmediğinden çözümsüzlük hüküm sürmektedir.

 
Hukukihaber.net'e konu ile ilgili açıklama yapan hazine avukatları; 

ÇOK AYRILAN OLDU
"Hazine avukatlarının iş yükü zaten çok fazla idi, 659 sayılı KHK ile iş yükü artırıldı. Hazine Avukatlarından hakimliğe 44 kişi geçti, önceden hakim savcılık yapan hazine avukatları da geri döndü, hakimlik sınav sorusu iptalinden sonra geçenler de oldu takriben 50-60 arası geçen oldu. Süreyi dolduranlardan yaşı genç olduğu halde emekli olanlar ve süresi gelmediği halde noterliğe geçen ve serbest avukatlığa geçenler dikkate alındığında Hazine avukatlığında bir yaprak dökümü değil dal kırılması yaşanmakta.

YETKİ KARMAŞASI 
659 sayılı KHK ile getirilen ve daha çok idarecilere verilen yetkiler ise tam bir kargaşa doğurmuş durumda. 4353 sayılı kanunda bulunan dava ve icra takipleri ile ilgili doğrudan yazışma yetkisi 659 ile kalktığından yazışma artık 5442 sayılı kanuna göre vali ve kaymakamlar aracılığı ile yapılır hale geldi. Bazı vali ve kaymakamlar hazine avukatına veya muhakemat müdürüne imza yetkisini devretti. Bazıları devretmedi, şu anda bir kargaşa hakim. 
Ancak daha garip bir durum var Bakanlıkların da artık doğrudan avukata veya muhakemat müdürüne dava ve icra takibi ile ilgili yazma yetkisi yok. Onlar da 5442 sayılı kanun 9 ncu maddeye göre valilik aracılığı ile yazışma yapmak zorundalar. 
Bu arada 6100 sayılı kanun ile sürelerin iki haftalık kesin süre haline geldiğini de unutmamak lazım. 
Yeni çıkan kanun ve kanun hükmünde kararnameler problemleri çözeceği yerde yeni problemler doğuruyor diyebiliriz. 
YETKİ DEVRİ MESELESİ
Diğer taraftan Maliye Bakanlığı müsteşarı yetkisini Baş Hukuk Müşavirine o da astlarına devretti. 
İllerin büyüklüğüne göre vazgeçme yetkisi muhakemat müdürlerine devredildi. Muhakemat müdürleri müsteşar adına yetkiyi kullanır hale geldiler ancak 659 sayılı KHK daki bir Harcama yetkilisinin teklifi ibaresi problem doğurmaya başladı. 
İllerde harcama yetkilisi defterdar. 178 sayılı KHK ya göre muhakemat müdürü defterdarın emri altında, idari olarak amir olan memuruna teklifte bulunacak. 
Bunu aşmak için bazı deftedarlar yetkilerini müdürlere devretmek durumunda kaldılar, bazıları devretmediler. 
659 dan önce taşrada bulunan daireler işlerini doğrudan hazine avukatlarına gönderirlerdi, şimdi önce bakanlık veya genel müdürlüklerinin hukuk müşavirliklerine gönderecekler, onlar biz takip edemeyiz derlerse Maliye Bakanlığı ve bağlı muhakemat müdürlüğü veya avukatına gönderecekler. Uzun karışık ve problemli bir süreç."
şeklinde sorunlarını ifade ettiler.