I. GİRİŞ ve TANIMLAR

Malvarlığı bulunan miras bırakan tarafından miras kalan gayrimenkullerin tapuda mirasçıların üzerine geçirilmesine intikal denilmektedir. İntikal işlemleri noterden ya da mahkemeden alınan mirasçılık belgesi ile yapılmaktadır. Miras kalan mallar şahıslarca intikal işlemleri tamamlandıktan sonra başkaca yeni hukuki sorunlar meydana gelmektedir. Öncelikle el birliği mülkiyetinin tanımını yapalım. Gayrimenkul üzerinde birden fazla kişi hak sahibi olduğu, ancak paylarının belli olmadığı durumlar elbirliği mülkiyeti olarak adlandırılmaktadır. Genellikle miras kalan gayrimenkullerde ortaya çıkmaktadır. Elbirliği mülkiyeti, iştirak halindeki mülkiyet olarak da bilinir. Elbirliği mülkiyetinde paydaşlık değil ortaklık söz konusudur. Ecrimisil ise genel tanımı ile; hak sahibine ait taşınmazı, hak sahibinin rızası veya bir hukuka uygunluk sebebi olmadan, taşınmazın 3. bir kişi tarafından kullanılması karşılığında talep edilen işgal tazminatıdır. Burada inceleyeceğimiz husus ise; Tapuda mirasçılar arasında el birliği halinde mülkiyet bulunması halinde yani mirasçıların pay oranları belli olmaması durumlarında intikal ettirdiği miras kalan gayrimenkulü kullanamaması üzerine hukuken ecri misil davası açılabilir mi?

 II. HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL) DAVASINDA GÖREVLİ - YETKİLİ MAHKEME İLE ZAMANAŞIMI

Ecrimisil davalarında görevli mahkeme 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu madde 2/1 uyarınca belirlenecektir. Madde 2/1: Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Yani görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemeleri olacaktır.

Yetkili mahkeme ise; 6100 Sayılı HMK ve Yargıtay Kararları uyarınca incelendiğinde; HMK m.6 uyarınca genel yetki kuralı olan davalının yerleşim yeri mahkemesi ile HMK m.16 uyarınca haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olacaktır.

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/7717 Esas - 2021/77 Karasında: "Ecrimisil 08.03.1950 tarihli ve 22/4 sayılı İBK'da haksız eylem olarak nitelendirilmiş bulunduğundan HMK'nın 16 maddesi uyarınca; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir. Ayrıca ecrimisil davası taşınmazın aynı ile ilgili dava olmadığı için HMK’nin 12. maddesi uygulanmaz. Kesin yetki kuralı olmadığı için de HMK’de ki genel yetki kuralı uygulama alanı bulur ve bu bağlamda, genel yetkili mahkeme olan davalının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir."denilmektedir.

Ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Ve zamanaşımı süresi dava tarihinden geriye yönelik olarak (ihtar vs olmaması durumunda) 5 yıl olacaktır.

III. HAKSIZ İŞGAL DAVASI ŞARTLARI

Haksız işgal tazminatı - ecrimisil talebinde bulunabilmek için gerekli şartlar Medeni Kanun ile Yargıtay Kararlarında belirlenmiştir. Bu hususta haksız işgal tazminatı istenebilmesi için gerekli şartlar şunlardır;

III.a- Haksız işgal tazminatı talep edilebilmesi için öncelikle bir gayrimenkulün bulunması ve talep edenin bu gayrimenkul üzerinde tapuda kayıtlı sahibi olması gerekmektedir. Burada hak sahipliğinin özel ya da tüzel kişide olması açısından bir fark bulunmamakta, her ikisinde de ecrimisil talep edilebilmektedir.

III.b- Diğer koşul ise; tapuda hak sahibi olan kişinin izni olmadan veya hukuki bir sözleşme- anlaşma olmadan gayrimenkulün kullanımıdır. Eğer taraflar arasında bir sözleşme varsa haksız işgal tazminatı talep edilmesi mümkün olmayacaktır.

III.c- Ortada bir zarar olması gerekmektedir. Hak sahibinin sadece gayrimenkulünden yararlanamamış olması durumunda ortada zararın varlığından bahsedilebilecektir. Yargıtay kararlarında; tazminata konu yerin gelir getiren yerlerden olmasa bile sadece haksız olarak kullanılmasının tazminat gerektirdiği belirtilmiştir. Yani gayrimenkul sahibinin zarara uğradığını ispatlaması gerekmemektedir. Ancak bu hususta az da olsa Yargıtay’ın aksi görüşleri de olmuştur.

III.d- Zararı meydana getiren kişinin-kişilerin kötüniyetli olması gerekmektedir. TMK’nın 3. maddesi “Ancak, durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kimse iyiniyet iddiasında bulunamaz.” denmektedir. Yani; kötüniyet zararın bilinmesi ya da gerekli özen gösterilmesi durumunda bilebilecek durumda olunmasıdır. Yine TMK m.993’te “İyiniyetle zilyedi bulunduğu şeyi, karineyle mevcut hakkına uygun şekilde kullanan veya ondan yararlanan zilyet, o şeyi geri vermekle yükümlü olduğu kimseye karşı bu yüzden herhangi bir tazminat ödemek zorunda değildir.” denilmekle, iyiniyetli zilyedin tazminattan sorumlu olmayacağı anlamına ulaşılmaktadır. TMK m.995’te ise; “İyiniyetli olmayan zilyet, geri vermekle yükümlü olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması yüzünden hak sahibine verdiği zararlar ve elde ettiği veya elde etmeyi ihmal eylediği ürünler karşılığında tazminat ödemek zorundadır.” denilmekle kötüniyetli kişinin haksız işgal tazminatı ödemesine dair düzenlemeye yer verilmiştir. Kötü niyet belirlenirken somut olayın oluş şekline dikkat edilerek, iyiniyet kötüniyet geçişlerine de dikkat edilerek tazminat hesaplaması yapılması gerekmektedir.

III.e- Ecrimisil tazminatı talep edebilmek için önemli bir husus da; haksız işgal ve meydana gelen zarar arasında illiyet bağı bulunması gerekmektedir.

IV. MİRASÇILAR ARASINDA HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL) HAKKINDA

Mirasçılar arasında miras kalan gayrimenkul üzerinde iştirak halinde mülkiyet veya müşterek mülkiyete konu yerlerde, mirasçılar/paydaşlar arasında ecrimisil hususu gündeme gelebilecektir.

Yukarıda da tanımını verdiğimiz üzere elbirliği halinde mülkiyette mirasçılar birlikte hareket etmek zorundadırlar. Mirasçı hissedarların taşınmaz üzerinde tek başına hareket etme yetkileri yoktur. Paylı (iştirak halinde) mülkiyette ise her mirasçı pay sahibi, kendi payları üzerinde dilediği şekilde hareket edebileceklerdir.

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/7383 E, 2014/10676 Kararında; “Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan her zaman payına vaki elatmanın önlenilmesini ve/veya ecrimisil istiyebilir. Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.” denilmektedir. Yani elbirliği mülkiyetinde taşınmazdan bir kısımından bile yararlanan hissedar ecrimisil talep edemeyecek, diğer hukuki yollara başvurabilecektir.

Ayrıca bu konuda kanunda belirtilmeyen ancak Yargıtay kararları ile yerleşik hale gelen intifadan men koşulunun da ayrıca detaylı incelenmesi gerekmektedir. Ancak biz detaya girmeden kısaca bahsedecek olursak; İntifadan men; haksız kullanımların engellenmesi anlamına gelmektedir. Birlikte mülkiyet halinde hissedarın ecrimisil talep edebilmesi için, diğer paydaş/paydaşların haksız kullanımına rızası olmadığını ve kendisinin de kullanımdan faydalanmak istediğini diğer paydaşlara bildirmesi gerekir. Ancak bu bildirim sonrasında ecrimisil talebinde bulunabilir. Mahkeme intifadan men koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğini tarafın/tarafların itirazı olmasa dahi kendiliğinden inceleyecektir. Herhangi bir şekil şartı yoktur, Mahkeme kararlarına bakıldığında intifadan menin tanıkla ve hatta yemin delili ile dahi ispat edilebileceği kabul edilmektedir. İntifadan men şartının yerleşik uygulamalarda ortaya çıkan istisnaları ise; “Davaya konu taşınmazın kamu malı olması, ecrimisil istenen taşınmazın doğal ürün veren ya da kiraya verilecek hukuksal semere elde edilen yerlerden olması, paylı taşınmazı işgal eden paydaşın bu yerin tamamında hak iddiası ve diğerlerinin paydaşlığını inkar etmesi, paydaşlar arasında yapılan kullanım anlaşması sonucu her paydaşın yararlanacağı ortak taşınmaz veya bölümlerinin belirli bulunması, davacı tarafından diğer paydaşlar aleyhine daha önce bu taşınmaza ilişkin, el atmanın önlenmesi, ecrimisil vb davalar açılması veya icra takibi yapılmış olması halleridir.” şeklinde belirtilmektedir.  Burada önemli olan husus; gerekli şartların oluşup oluşmadığının, dava açılması için intifadan men şartlarının gerek olup olmadığının kararlaştırılmasıdır.

V. ELBİRLİĞİ MÜLKİYETİNDE PAYDAŞTAN HAKSIZ İŞGAL TAZMİNATI (ECRİMİSİL) TALEP EDİLMESİ HUSUSU

Elbirliği mülkiyetinde paydaşlardan biri diğer öteki paydaşların olurunu almadan tek başına işgalci paydaşlara ecrimisil davası açabilir. Ancak paydaşın diğer paydaşların bilgisi dahilinde çekişmesiz olarak kullandığı kısım varsa burada ecrimisil davası açılamayacaktır. Yargıtay 8.Hukuk Dairesi 22.01.2019 Tarih, 2018/2784 Esas, 2019/674 Kararında da;

“Elbirliği mülkiyetinde de paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine ecrimisil davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı veya kullanılabileceği bir kısım yer varsa açacağı ecrimisil davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.” denilerek belirtilmiştir.

Ancak her somut olayın kendine özgü olduğu unutulmamalıdır. Şöyle ki; açılmış olan bir davada elbirliği ile paydaş olan davalılar kendi aralarında fiili taksin bulunduğu, kullanımların birbirlerinin paylarının kullanımına engel olmadığı gibi hususları ileri sürebilirler. Bu tür durumlarda paydaşların/ortakların kendi payına düşen kısımdan fazlasını kötüniyetli olarak kullandıkları hususunun ispatı yapılması gerekecektir.

Yine tüm bu hususların yanında ecrimisil davası müdahalenin meni davası ile birlikte de açılabilecektir. Ancak bu zorunlu değildir. Müdahalenin meni istenmeden sadece haksız işgal tazminatı istenebilecektir. Burada şöyle bir sıkıntı gündeme gelebilir, el atmanın önlenmesi davası açılmaması tarafın rızası anlamına gelirse davadan itibaren ecrimisil isteme hakkı kaybolacaktır.

SONUÇ OLARAK;

Her somut olayın kendine özgü birtakım farklılıkları olacağı unutulmadan, Mirasçılar elbirliği mülkiyet şeklindeki mülkiyetlerde ortak/paydaşlardan ecrimisil - haksız işgal tazminatı talebi ile gerekli şartların sağlanması durumunda görevli ve yetkili mahkemeye başvuru hakkına sahiptir.

Av. Büşra KOÇ