Bozcaada da “Gün Batımı” diye tanınan Polenta Burnunda, 2020 yılında Ümran Önür’ün, 2023 yılında da Yeşim Demir’in yaşamını yitirmesi romantik değil beklenen bir ölümdü. Bir arkadaşım aracılığı ile Bozcaada Kaymakamlığını ve Belediye Başkanlığını uyarmıştık bu konuda iki kez uyarmıştık.

Denizin üzerinde son bulan eşsiz gün batımı manzarası nedeniyle çok sayıda evlilik evlilik önerisine tanıklık eden ve her yıl her yıl binlerce yerli yabancı turiste ev sahipliği yapan bölge son olarak erkek arkadaşından evlilik önerisi alan Yeşim Demir’in 32 metrelik uçurumdan düşerek yaşamını yitirmesi hepimizi çok üzdü. Aynı yerde 2020 yılında da Ümran Ünür uçurumdan denize düşerek yaşamını yitirmişti.

“Gün Batımı” adı gibi çok görkemli bir manzaraya sahip, orada güneşim batışını izlemek doyumsuz bir güzelliği yaşamak demek. Bozcaada turizm rehberinde adanın en turistik yeri olarak tanıtılıyor ve gerek yerli, gerekse yabancı turistler buraya yönlendiriliyordu. Ancak bu kadar güzel ve bu kadar romantik anılara tanıklık eden “Gün Batımı” bölgesi kara parçasının bittiği yerde çok dik bir uçurum ile denizle sınırlandığından ve orada alkol alındığından büyük tehlikeler de taşıyor. Çok sayıda insanın geldiği bu bölgede park sorunu, alkol ve gençler arasında ki sorunlardan ötürü kavgalarda olmaktaydı. Ayrıca H.E.Yazıcıoğlunun tapulu yerinde belediye başkanlığı görevlileri nikah kıyıyor çiftleri evlendiriyordu.

2015 yılında adaya ilk kez gittiğimde İstanbul'dan tanıştığım H.E.Yazıcıoğlu adlı arkadaşım beni Gün Batımı adlı bu olayların gerçekleştiği bölgede bulunan tapulu arazisine götürmüştü. Gün Batımı bölgesi sit alanı olduğu için arazisine tapulu yeri olmasına karşın oraya bir çivi beli çakamıyordu.

Ben oradaki kalabalığı, ortamı, gençleri ve turistleri görünce özellikle onların uçurumun kıyısına kadar gelip oturduklarını, bazılarının az da olsa alkollü olduklarını izleyince özellikle o çok dik uçurum nedeni ile büyük tehlikeler yaşanacağından endişe ederek;

 H.E.Yazıcıoğlu adlı bir arkadaşıma o bölgede ölüm olayları olabileceğini bu nedenle tapu yeri sahibi olduğu için sorumlu olabileceğini söyledim. Bu uyarım üzerine dikte ettirdiğim ve el yazısı ile yazılan yazıyı H.E.Yazıcıoğlu ile birlikte hem Bozcaada Kaymakamlığına ve hem de Belediye Başkanlığına götürüp kayda geçirerek verdik. Her iki makamdan da cevap alamadık ve 2020 yılında orada Ümran Ünür adlı bir kadın uçuruma yuvarlanarak yaşamını yitirdi.

Bunun üzerine hem Bozcaada Kaymakamlığına ve hem de Bozcaada Belediye Başkanlığına 01/09/2020 tarihli yeni dilekçe verdik ve 19/10/2015 günlü dilekçelerimize cevap verilmediği açıklayarak yeniden bölgede can ve mal güvenliğinin sağlanmasının istedik, fakat hiçbir şey yapılmadı ve bu yeni dilekçemize de cevap verilmedi. Alındı kayıtlı dilekçeler elimizde bulunmaktadır.

Dilekçelerde kamu kurum ve kuruluşlarının adaya gelenleri hiçbir önlem almadan gün batımına yönlendirdiklerini belirtere aynen:

“....Gün Batımı da denen parsel imin denize doğru uçurum ve kayalıktır. Bu kadar insanın turizim müdürü dahil kamu kuruluşları tarafından tavsiye ve teşvik ile sevk edilmeleri İNSANLARIN CAN VE MAL GÜVENLİĞİ bakımından büyük risk ve tehlike oluşturmaktadır. Nitekin 22 Ağustos 2020 akşamı Ümran Ünür adlı bir vatandaşımız ne yazık ki vefat etmiştir. “ diye uyarmış ve ilk dilekçelerimize de cevap verilmediğini gereken önlemlerin alınması bir kez daha istemiş ve ilgilileri bir kez daha uyarmıştık.

 2020 yılında da benzer bir olayın yaşanması ada halkının tepkisine neden olurken, Bozcaada Kaymakamlığı ikinci kez yaşanan kazanın ardından bölgenin geçici bir süreyle ölümlerden sonra ziyaretçilere kapatıldığını bildirdi. İkinci ölüm olayının yaşanmasından sonra başvurduğumuz Belediye Başkanlığına waatsaap tan kaymakamlığın aldığı kararı bize iletti!

Oysa ki Anayasamızın “Dilekçe hakkı” başlıklı 74’üncü maddesinde yapılan değişiklikle de, dilekçe sahiplerine başvuru sonuçlarının yazılı olarak bildirilmesi hükme bağlanmıştır.

Anayasamızda yapılan bu değişikliklere uygulama kabiliyeti kazandırmak üzere, 01.11.1984 tarihli ve 3071 sayılı Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanunun 02.01.2003 tarihli ve 4778 sayılı Kanunla değiştirilen 7’nci maddesinde, yapılmakta olan işlemin safahatı veya sonucu hakkında, yetkili makamlarca dilekçe sahiplerine en geç otuz gün içinde gerekçeli olarak cevap verileceği ve sonucun ayrıca bildirileceği hükmüne yer verilmiştir.