Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bir süredir tedavi gördüğü Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde bu sabah hayatını kaybetti. Hastaneden yapılan açıklamada, "Bir süredir Başkent Üniversitesi Ankara Hastanesi'nde yatarak tedavi gören Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, 28.02.2023 tarihinde Hakk'ın rahmetine kavuşmuştur. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine ve yakınlarına başsağlığı dileriz" denildi.

Sabih Kanadoğlu'nun yarın Ankara Kocatepe Camisi'nde düzenlenecek cenaze töreninin ardından son yolculuğuna uğurlanacağı belirtildi.

Kanadoğlu, 20 Mayıs 1938'de Menemen'de doğdu. İstanbul Kabataş Erkek Lisesini bitiren Kanadoğlu, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 1959 yılında mezun oldu.

BİRÇOK GÖREVDE BULUNMUŞTU

Mesleğe Burhaniye hakim adayı olarak başlayan Sabih Kanadoğlu, sırasıyla Orhaneli ve Erzurum cumhuriyet savcılığı, Bingöl sulh hakimliği, Tokat ve Kırşehir ağır ceza mahkemesi başkanlığı, İzmir ceza hakimliği ile Bakırköy ağır ceza mahkemesi başkanlığı görevlerinde bulundu.

1984'TE YARGITAY ÜYESİ OLDU

19 Temmuz 1984 tarihinde Yargıtay üyeliğine seçilen Kanadoğlu, 26 Aralık 1994 tarihinde Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca 11'inci Ceza Dairesi Başkanlığı'na seçildi.

Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nca gösterilen adaylar arasından 21 Ocak 2001'de cumhurbaşkanınca Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçilen Kanadoğlu, 20 Mayıs 2003'te yaş sınırı nedeniyle emekliye ayrıldı.

2006 yılında YARSAV'ın kurucuları arasında yer aldı. 26 Mayıs 2012 tarihinde Türk Hukuk Kurumu Başkanlığı'na seçildi.

EVLİ VE 3 ÇOCUK BABASIYDI

Sabih Kanadoğlu, evli ve üç çocuk sahibiydi.

"367" GÖRÜŞÜNÜ ORTAYA ATMIŞTI

Vural Savaş'ın ardından başsavcılık görevine seçilen Kanadoğlu, Savaş'ın Anayasa Mahkemesinde Fazilet Partisinin ve Halkın Demokrasi Partisinin kapatılması istemiyle açtığı davalarda süreci yürütmüştü.

Sabih Kanadoğlu ayrıca 2007'deki Cumhurbaşkanı seçimi sürecinde, Anayasa'nın 102. maddesine göre cumhurbaşkanı seçilebilmek için gereken nitelikli çoğunluk olan 367 oyun, sadece karar yeter sayısı değil, aynı zamanda toplantı yeter sayısı olduğu iddiasını ortaya atmıştı.