T.C.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2021/425
K. 2023/654
T. 2.5.2023

SATIN ALINAN MALLARIN BEDELİNİN İADESİ İSTEMİ ( Her İki Tarafın da Tacir Olduğu ve Davaya Konu Uyuşmazlığın Ticari Satım İlişkisinden Kaynaklanan Bedel Alacağına İlişkin Olduğu Gözetildiğinde Davaya Konu Alacağın Hukuksal Nedeni Sebepsiz Zenginleşme Olmayıp Ticari Satım Sözleşmesi Olduğu - Davalının Sorumluluğu Açısından Özel Bir Zamanaşımı Süresi Düzenlenmemiş Olup Davadaki Talep TBK M. 146'daki 10 Yıllık Genel Zamanaşımına Tabi Olduğu/Henüz TBK M. 146'daki 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı Anlaşıldığından Zamanaşımı Definin Reddi Gerektiği )

ZAMANAŞIMI ( Davacının Üçüncü Kişilere Satmak İçin Davalıdan Almış Olduğu Sulama Sistemi Borularının 2010 Yılında Alınmış Olduğu - İşbu Dava Tarihinin de 2018 Olması Sebebiyle Henüz TBK M. 146'daki 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı/Davalının Zamanaşımı Definin Reddiyle Yargılamaya Devam Edilip Sonucuna Göre Karar Verilmesi Gerekirken Yanılgılı Değerlendirme ile Davanın Sebepsiz Zenginleşme Hukuksal Nedenine Dayandığından ve Davanın 2 Yıllık Zamanaşımı Süresinden Sonra Açıldığından Bahisle Mahkemece Davanın Reddine Karar Verilmesinin Doğru Olmadığı )

SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME ( Her İki Tarafın da Tacir Olduğu ve Davaya Konu Uyuşmazlığın Ticari Satım İlişkisinden Kaynaklanan Bedel Alacağına İlişkin Olduğu Gözetildiğinde Davaya Konu Alacağın Hukuksal Nedeni Sebepsiz Zenginleşme Olmayıp Ticari Satım Sözleşmesi Olduğu - Davadaki Talebin TBK M. 146'daki 10 Yıllık Genel Zamanaşımına Tabi Olduğu/Henüz TBK M. 146'daki 10 Yıllık Zamanaşımı Süresinin Dolmadığı Anlaşıldığından Zamanaşımı Definin Reddi Gerektiği )

6098/m.146

ÖZET : Dava, tacir olan taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında satın alınan malların bedelinin iadesi istemine ilişkindir.

Her iki tarafın da tacir olduğu ve davaya konu uyuşmazlığın ticari satım ilişkisinden kaynaklanan bedel alacağına ilişkin olduğu gözetildiğinde, davaya konu alacağın hukuksal nedeni sebepsiz zenginleşme olmayıp ticari satım sözleşmesidir. Davalının sorumluluğu açısından özel bir zamanaşımı süresi düzenlenmemiş olup, davadaki talep TBK m. 146'daki 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir. Davacının, yine üçüncü kişilere satmak için davalıdan almış olduğu sulama sistemi borularının 2010 yılında alınmış olduğu anlaşılmaktadır. İşbu dava tarihinin de 19/10/2018 olması sebebiyle, henüz TBK m. 146'daki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, davalının zamanaşımı definin reddiyle yargılamaya devam edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayandığından ve davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığından bahisle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve davacı vekilinin istinaf başvurusu bu sebeple yerinde bulunmuştur.

DAVA : Davanın reddine ilişkin kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine düzenlenen rapor ve dosya kapsamı incelenip gereği görüşülüp düşünüldü;

KARAR : DAVA: Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan damlama sulama borusu ve benzeri tarımsal aletler aldığını, davalıdan satın aldığı sulama borularının bir kısmını dava dışı üçüncü kişi ...'ya sattığını, bu sulama borularının sulama yapmaması sebebiyle ...'ın ekmiş olduğu ürünlerin zarar gördüğünü, bunun üzerine dava dışı ...'ın müvekkiline ve işbu davanın da davalısı olan ...San. ve Tic. A.Ş.'ye (... A.Ş.) karşı Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/671 Esas ve 2014/894 Karar sayılı dosyasında dava açtığını, o davada boruların ve eklentilerin hatalı-ayıplı olması nedeniyle mahkemenin tazminata hükmettiğini, Yargıtay 13. HDnin 08/06/2016 tarihli ilamıyla mahkeme kararının onandığını ve karar düzeltme yoluna başvurulmadan kesinleştiğini; mahkeme kararına istinaden davalı ... A.Ş.'nin bu parayı dava dışı ...'a ödediğini ancak müvekkilinin dava dışı ...'a sattığı malların bedelini dava dışı ...'tan tahsil etmemiş olmasına rağmen malların bedelini davalı ... A.Ş.'nin ödediğini, fakat davalının müvekkiline geri ödeme yapmadığını ve müvekkilinin uğradığı maddi zararın tazmininin gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000-TL nin 08/06/2016 tarihinden başlamak üzere en yüksek ticari faiz işletilmek suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili, davacının talebini açıklaması ve dava konusunu belirli hale getirerek hangi ürünler nedeniyle işbu davayı açtığını bildirmesi gerektiğini, davacının bedelini talep ettiği ürünlerin dava dışı ...'a satışından itibaren 10 yılı aşkın bir süre geçtiğinden davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının davalıdan aldığı sulama borularının bir kısmını dava dışı üçüncü kişi ...'a sattığı, 25/03/2010, 01/06/2010 ve 01/06/2010 tarihli 3 adet faturanın düzenlediği, söz konusu boruların ayıplı olduğu iddiasıyla dava dışı ... tarafından Karataş Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2010/15 Değişik İş sayılı dosyasında yapılan tespitte boruların ayıplı olduğunun anlaşıldığı, bu tespite dayanarak dava dışı ... tarafından işbu davanın davacısı ile davalısına Adana AHM'nin 2013/671 Esas ve 2014/894 Karar sayılı dosyasında ayıplı mallar nedeniyle tazminat davası açıldığı, mahkemenin 10/12/2014 tarihinde davanın kısmen kabulüne, işbu davanın davacısı ve davalısından 61.600,50-TL'nin müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 13. HD'nin 2015/20970 Esas, 2016/14620 Karar sayılı ve 08/06/2016 tarihli ilamıyla onanmasına karar verildiği; işbu davada davalının davacıya sattığı ayıplı borular nedeniyle davalının haksız fiilinin olduğu ve sebepsiz zenginleştiği iddiasıyla onama kararına istinaden davalıdan satın alınan borular için dava dışı ...'a ödediğini iddia ettiği bedelin davalıdan tahsilini talep ettiği, davacının dava dışı ...'a hangi tarihte ve ne miktarda tazminat ödediğine dair dosyaya bilgi ve belge sunulmadığı, ancak Yargıtay ilamının kesinleşme tarihi olan 08/06/2016 tarihinden itibaren 25.000-TL'nin ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ettiği, davalının zamanaşımı def'inde bulunduğu, dava konusu alacak haksız fiil nedeniyle sebepsiz zenginleşmeye dayandığından, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 82. maddesi uyarınca sebepsiz zenginleşmeden doğan taleplerde süre hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl olduğu, davaya konu ilamın Yargıtay onama tarihi olan 08/06/2016 tarihinde kesinleştiği, davacının en geç bu tarihte geri isteme hakkı olduğunu öğrendiğini dolayısıyla davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından sonra 18/10/2018 tarihinde açıldığı gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilmiştir.

İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili; dosyaya sunulmuş olan 25/03/2010 tarihli 113052 sayılı, 01/06/2010 tarihli 113126 Sayılı ve 01/06/2010 tarihli 113128 Sayılı faturalardan da anlaşılacağı üzere davalıdan alınmış olan sulama borularının dava dışı ...'a satıldığını, bu mallarla ilgili olarak dava dışı ...'tan hiçbir para alınmadığını, bu kişinin müvekkili şirkete senet verdiğini ve bu hususun muhasebe kayıtlarında açıkça görüldüğünü, Adana 2. AHM'nin dava dosyasında her şeyin mevcut olduğunu; dava dışı ...'a sulama ile ilgili verilen başkaca ürünlerin de bulunduğu, bedellerin faturalarda olduğunu, davalı şirkete ait ürünler dışındaki ürünlerin değerlerinin faturalarda belirlenerek davanın buna göre açıldığını; fatura tarihleri dikkate alındığında 10 yıllık sürenin dolmadığını ve alacak konusuyla ilgili zamanaşımını kesen işlemlerin olduğunu, örneğin dava dışı ...'ın tespit talebinde bulunması, esas hakkındaki davasını açması ve icra takip işlemlerinin zamanaşımını kestiğini belirterek kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

GEREKÇE : Dava, tacir olan taraflar arasındaki satım sözleşmesi kapsamında satın alınan malların bedelinin iadesi istemine ilişkindir.

Davacı, kendisinin davalıdan satın aldığı malları dava dışı kişiye sattığını, satılan malların ayıplı olması sebebiyle dava dışı kişinin hem kendisine hem de davalıya karşı açmış olduğu Adana 2. AHM'nin 2013/671 Esas ve 2014/894 Karar sayılı davada, o davanın 10/12/2014 tarihinde kısmen kabul edilerek 61.600,50-TL'nin müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, temyiz incelemesi sonucunda kararın onanarak kesinleştiğini, söz konusu miktarın davalı ... A.Ş. tarafından dava dışı kişiye ödendiğini ancak satım sebebiyle kendisinin dava dışı kişiden parasını alamadığını, buna rağmen davalıya söz konusu mallar için ödeme yaptığını ve yaptığı ödemenin davalı tarafından iade edilmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000-TL'nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı, öncelikle zamanaşımı sebebiyle, onun kabul edilmemesi durumunda davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, Adana 2. AHM'nin gerekçeli kararının Yargıtay 13. HD'nin onama ilamıyla 08/06/2016'da kesinleştiğini, bu tarih itibariyle TBK m.84'e göre sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayalı 2 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başlayacağını, davanın da 19/10/2018'de 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolmasından sonra açıldığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.

Adana 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/671 Esas ve 2014/894 Karar sayılı dosyasına ait gerekçeli kararın incelenmesinde; davacının ..., davalıların ... Ltd. Şti. (bu davanın davacısı) ile ... A.Ş. (bu davanın davalısı) olduğu, davacının tarlasında domates yetiştirdiği, tarlanın sulanması amacıyla dava ... Ltd. Şti.'den iki ayrı tipte damla sulama borusu aldığı, borulardan bir tipin düzgün sulama yapmasına rağmen diğer tipinin düzgün sulama yapmadığını, imalatçının davalı ... A.Ş. olduğunu ve bu davalının hatasını kabul etmediğini, tarladaki üretim nedeniyle uğradığı zararın 66.339-TL olduğunu belirterek, bu zararın davalılardan tahsilini talep ettiği; davalılardan ... Ltd. Şti.'nin cevap olarak, boruların sağlam teslim edildiğini, davacının ürünlerinden düşük verim elde etmesinin sebebinin sulama boruları olmadığını belirterek, davanın reddini istediği; davalı ... A.Ş.'nin de davanın reddini istediği; yargılama aşamasında tanıkların dinlenildiği; mahkemece yapılan tahkikat kapsamında davaya konu domates tarlasında damlama sulama borularının kusurlu çalışmasından dolayı davacının zararının oluştuğu gerekçesiyle, 10/12/2014 tarihinde davanın kısmen kabulüyle 61.600,50-TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiği, kararın davacı ... ve davalı ... A.Ş tarafından temyiz edildiği, temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 13. HD 2015/20970 Esas, 2016/14620 Karar sayılı ve 08/06/2016 tarihli ilamıyla kararın onanmasına karar verildiği, söz konusu dosyanın UYAP üzerinde yapılan incelemesinde onama kararına karşı tarafların karar düzeltme yoluna başvurmadığı dolayısıyla kararın kesinleştiği görülmüştür.

Somut olayda, her iki tarafın da tacir olduğu ve davaya konu uyuşmazlığın ticari satım ilişkisinden kaynaklanan bedel alacağına ilişkin olduğu gözetildiğinde, davaya konu alacağın hukuksal nedeni sebepsiz zenginleşme olmayıp ticari satım sözleşmesidir. Davalının sorumluluğu açısından özel bir zamanaşımı süresi düzenlenmemiş olup, davadaki talep TBK m.146'daki 10 yıllık genel zamanaşımına tabidir. Davacının, yine üçüncü kişilere satmak için davalıdan almış olduğu sulama sistemi borularının 2010 yılında alınmış olduğu, hem bu dava hem de Adana 2. AHM'nin dava dosyasındaki bilgilerden anlaşılmaktadır. İşbu dava tarihinin de 19/10/2018 olması sebebiyle, henüz TBK m.146'daki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından, davalının zamanaşımı definin reddiyle yargılamaya devam edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile davanın sebepsiz zenginleşme hukuksal nedenine dayandığından ve davanın 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra açıldığından bahisle mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış ve davacı vekilinin istinaf başvurusu bu sebeple yerinde bulunmuştur.

Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmekle başvurusunun kabulüyle hükmün kaldırılarak, davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle:

Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,

İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2018/948 Esas, 2019/1215 Karar sayılı 20/12/2019 tarihli kararının, HMK m.353(1)a-6 gereği KALDIRILMASINA;

"Davanın yeniden görülmek üzere dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE"

Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin istinaf karar harcının davacıya iadesine,

Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK m.353(1)-a uyarınca kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02.05.2023

Kazancı Elektronik ve Basılı Yay. A.Ş.ne ait Kazancı Hukuk Otomasyon veritabanından alınmıştır. © Tüm Hakları Saklıdır