Fakat bu ölçekte derin yaralar açan deprem afeti dolayısıyla ilan edilen OHAL sonrası seçimlerin de ertelenmesinin mümkün olup olmadığı herkes tarafından merak edilmektedir. Bu hususta Anayasal sistem içerisinde bunun ne derece mümkün olduğuna ilişkin olarak faydalı olacağını düşündüğümüz bilgileri paylaşmak, kafa karışıklıklarının giderilmesi hususunda yardımcı olacaktır.

Öncelikle Türkiye’nin 10 ilinde 8 Şubat 2023’te ilan edilen OHAL’in –tekrar uzatılmaması halinde- 8 Mayıs 2023 tarihinde sona ereceğini vurgulamak gerekir. Söz konusu Olağanüstü Halin ilan edildiği on ilde ülke nüfusunun yaklaşık olarak beşte biri yaşamaktaydı. Dolayısıyla bu kadar çok sayıda insanı derinden etkileyen afetin seçimlerin de ertelenmesini gerektirip gerektirmeyeceği ve bunun ne şekilde mümkün olabileceği merak edilmektedir.

Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin olarak hukuki düzenleme konusunda önce 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu’nun 5. Maddesini değerlendirecek olursak; kanunun 5. Maddesinde seçimin geri bırakılmasına ilişkin düzenleme yer almaktadır. Burada açıkça seçimin geri bırakılmasının sadece savaş sebebiyle mümkün olabileceği düzenlenmiştir. O durumda da TBMM tarafından savaş halinin seçimlerin yapılmasına imkân bırakmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekmektedir. CBK m.5/1 hükmü gereğince seçimlerin savaş dışında bir sebeple geri bırakılması mümkün görünmemektedir.

Seçimlerin ertelenmesi hususu Anayasa’da ise “Seçimlerin geriye bırakılması ve ara seçimler” başlıklı 78.madde ile düzenlenmiştir. Buradaki düzenleme CBK m.5/1’e esas teşkil etmektedir. Anayasa’da da seçimlerin geriye bırakılması TBMM’nin yetkisinde ve sadece savaş sebebiyle seçimlerin yapılmasının imkânsız hale gelmesi şartıyla kayıtlıdır. Şu haliyle bir Anayasa değişikliği söz konusu olmadıkça seçimlerin savaş dışında bir sebebe dayalı olarak ertelenmesinin mümkün olmadığını söyleyebiliriz.

Burada Yüksek Seçim Kurulu’nun yetkileri açısından da bir değerlendirme yapmak ihtiyacı hissediyoruz. YSK’nın seçimlerin ertelenmesine dair yetkisinin “Seçimlerin genel yönetim ve denetimi” başlıklı AY m.79, Seçimlerin Temel Hükümleri Kanunu m.14 ve YSK Teşkilat ve Görevleri Kanunu m.6 çerçevesinde değerlendirilmesi gerekir. YSK’nın görev ve yetkilerine ilişkin hüküm içeren diğer mevzuat düzenlemeleriyle birlikte bir değerlendirme yapılacak olursa YSK’nın temel amacı; seçimlerin başlamasından bitimine kadar olan süreçte başta AY, 298 S.K., 762 S.K. olmak üzere diğer seçim kanunlarına da uygun şekilde seçimlerin adil ve şeffaf bir şekilde yönetim ve denetimini yapılması, seçim süreci ve sonrasındaki seçime ilişkin tüm yolsuzluk, şikayet ve itirazları kesin karara bağlamak, seçim sonuçlarını hızla ve güvenle kamuoyuna duyurmaktır.

Normal şartlarda Anayasa’ya göre seçimlerin ertelenmesinin TBMM ve Cumhurbaşkanına ve sadece savaş sebebiyle verilmiş bir yetki olması sebebiyle YSK’nın seçimlerin ertelenmesine ilişkin böyle bir karar alamaması beklenmekle birlikte Anayasa Mahkemesi’nin 15.06.2012 E.2012/30 – K.2012/96 sayılı kararı seçimlerin ertelemesinde farklı bir durumu gündeme getirmektedir. Yüksek mahkemenin ilgili kararının ilgili kısmı şu şekildedir: “Anayasa’nın 102. maddesinde savaş sebebiyle seçimlerin ertelenmesine ilişkin bir hüküm yer almamaktaysa da savaş gibi milletin varlığının tehlike altında olduğu bir dönemde serbest seçimlerin yapılması imkânı bulunmasa da her durumda yapılması gerektiği söylenemez. Maddenin son fıkrasında yer alan Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin usûl ve esasların kanunla düzenleneceği hükmüne dayanarak kanun koyucunun Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin diğer hususların yanı sıra savaş gibi bir mücbir sebep nedeniyle seçimin yapılmasına imkân bulunmayan hâllerde seçimin ertelenmesini düzenlemesinde Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmamaktadır.”

İşbu kararla savaş dışında mücbir hallerin de seçimlerin ertelenmesi sonucunu doğurabileceği ve bu durumda seçim takviminin Yüksek Seçim Kurulu tarafından belirleneceği ortaya konmaktadır. YSK’nın buna dayalı olarak seçime yönelik bir erteleme yapma ihtimali gündeme gelmektedir. Karardaki “benzeri zaruret” tanımına depremin de girebilmesi olasıdır. Şayet TBMM’den, Anayasa’ya aykırı bir şekilde seçimlerin ertelenmesi kararı alınması halinde itirazla yüksek mahkeme gündemine taşınan hadiseye ilişkin olarak mahkeme 2012 tarihli kararına dayanarak seçimlerin ertelenmesi kararına yönelik itirazları reddedebilir.

Av. Levent DENİZ