Meral İpek 61 yaşında. Doğuştan ellerini ve ayaklarını kullanamayan spastik engelli Oğuz Mucurluoğlu’nun 45 yıllık hayatındaki en büyük destekçisi. Üvey babayla büyüyen Meral İpek, 15 yaşında evlendi, 16’sında ilk ve tek çocuğu Oğuz’a hamile kaldı. Ancak anne İpek, 40’ı çıkmadan sarılık geçiren oğlunun bir süre sonra engelli olduğunu öğrendi.
İpek, asıl darbeyi, “Ben bu çocuğu istemiyorum. Al çocuğunu git” diyen eşinden gördü, gidebileceği bir yeri olmadığı için de 22 yıl daha eşine katlandı.
Anne Meral İpek, yüzde 95 spastik engeli bulunan oğlunu tedavisi için yıllarca doktor doktor gezdirdi. Okul çağı geldiğinde binbir güçlükle okula kayıt ettirdiği Oğuz’u, tekerlekli sandalye alamadığı için ilk okula bebek pusetinde götürdü.
İpek, Ankara’nın kışına, ayazına, eşinin, “Ne gerek var, okuyup da alim mi olacak?” sözlerine rağmen yeri geldiğinde oğlunu sırtında da taşıdı. Ama “Engelli de olsa, eğitimli olmalı” dedi, hiç pes etmedi.
4 ÜNİVERSİTE 3 KİTAP
Oğuz Mucurluoğlu şimdi 45 yaşında. Ellerini kullanamadığı için dişlerinin arasına sıkıştığı kalemiyle 4’üncü üniversitesini okuyor, yayınlanmış 3 kitabı bulunuyor. Oğlunun en büyük destekçisi anne Meral İpek, halen bıkmadan usanmadan Oğuz’un sakallarını kesiyor, dişlerini fırçalıyor, banyo ve tuvalet ihtiyaçlarında yanında oluyor. Oğuz’u bir yandan da bir gün kendisi olmayacakmış gibi hayata karşı hazırlayan anne İpek, tüm annelere şöyle sesleniyor:
SİHİRLİ KELİME KABULLENMEK
“Ben, küçük yaşta evlendiğim için Oğuz’la ikimiz beraber büyüdük. Engelli olduğunu ilk öğrendiğimde bir şok yaşadım, ama çabuk atlattım. Çünkü sorumluluk almak durumundaydım. Yaşım küçük de olsa bunu idrak edebiliyordum. Benim hayatımdaki sihirli kelime kabullenmek. Kabullendikten sonra bir elmanın iki yarısı olduk.
KUVVETLİ KADIN OLMAK ÖNEMLİ
Bu çocuğu tencerede bir parça et, bir parça kemik de olsa okutup adam edeceğim, ülkesine faydalı birey haline getireceğim diye karar verdim. Vefakâr anne olarak görülmek, adlandırılmak istemiyorum. Bu çocuğu dünyaya ben getirdiysem, yapmam gerekeni yaptım. O da annelik. Anne zaten, annelik ruhuyla doğuyor. Önemli olan kuvvetli kadın olmak. Çok yorulduğum zamanlar oldu ama pes etmedim.”
BEN BİR ÇAMURDUM ANNEMİN ESERİ OLDUM
Annemi anlatmakla bitiremem. Ama şunu söyleyebilirim. Ben bir çamurdum, annem beni bir heykel haline getirdi. Ben annemin eseriyim. Benim en fazla etkim, bu heykelin sunumunda oldu.
O BENİM RAPUNZELİM
Zübeyde Bozo 56 yaşında, biri cam kemik hastası iki çocuk annesi.
İlk bebeği cam kemik hastası olarak dünyaya geldi, ancak yanlış tedavi yüzünden iki ay yaşadı. İkinci evladı sağlıklı bir kız çocuğuydu. Üç yıl aradan sonraki doğumunda ise cam kemik hastalığı bir kez daha karşısına çıktı. 1984’te Elif Gamze Bozo’yu kucağına aldı. Anne Bozo, doktorların “yaşamaz” gözüyle baktığı Elif Gamze için hep şunu söyledi: “Yaşasın, nefesini duyayım. Varsın konuşmasın, hareket etmesin ama yaşasın.” Öyle de oldu.
Zübeyde Bozo’nun, bugün uzun sarı saçlarını tararken “Rapunzelim” diye sevdiği kızı 32 yaşında. Üniversite mezunu olan Elif Gamze, tekerlekli sandalyesinin üzerinde fotoğraf çekiyor, resim yapıyor, kitap yazıyor. Ayrıca Türk Telekom bünyesindeki AssisTT’te çalışan Elif Gamze, Ankara’daki birçok sosyal sorumluluk projesinin de içinde yer alıyor.
Günün 24 saatini birlikte geçiren, hatta fotoğraf çekmek için cam kemik hastası kızıyla Senegal’e giden anne Zübeyde Bozo, 32 yılda başından geçen zorlukları ve örnek hayat hikâyesini şöyle aktarıyor:
NÖBETTEKİ ASKER GİBİ BEKLEDİM
“Gamze’yi kucağımda götürüp getirdim okula. Öğretmenler bu durumun fazla sürmeyeceğini, zamanla vazgeçeceğimi düşündüler ancak yanıldılar. Değil pes etmek, her geçen gün bu konudaki azmim ve şevkim arttı. Çünkü Gamze okuyacak, eğitim alacak ve kendini geliştirecekti. Annesi olarak bana düşen görev ise evladımın eli, kolu, ayağı olmak, onu her şekilde desteklemekti. Nöbet bekleyen asker ciddiyeti ve sabrı ile kızımı sınıf kapısında bekledim. Çünkü benim en önemli işim Elif Gamze’nin annesi olmak.
BİRBİRİNDEN GÜÇ ALAN ANNE-KIZIZ
Özel durumuna rağmen evladımın hayata uzaktan bakmasına izin vermedim. Çocukken hiçbir oyundan geri kalmaması için yeri geldi şartları oluşturup saklambaç oynadık, yeri geldi mendil kapmacada rakiplerimizi geride bıraktık. Birlikte gittik gezmelere, birlikte çıktık alışverişlere. Çünkü Gamze hayata karışmalı, her saniyesinden keyif almalı, varlığının bizler için ne kadar önemli olduğunu bilmeliydi. Evladımı üniversite kapısında da gördüm, iş hayatında da... Biz birbirine bağlı ve birbirinden güç alan anne-kızız. Her zaman ben kızımın eli kolu ayağı, kızım ise benim beynim oldu.”
DİK DURMAYI ANNEMDEN ÖĞRENDİM
Annemi anlatacak kelimeler bulamıyorum. Bugüne kadar annemin güçlü karakterini, kendime bir kadın olarak rol model edindim. Benim hayatımdaki en büyük aydınlatıcı gücüm annem. Toplumda dik durmayı, kadın gibi kadın olmayı annemden öğrendim. 32 yıldır yol ve hayat arkadaşım.
SENEGAL’E GİTTİLER
Elif Gamze Bozo, Yenimahalle Belediye Başkanı Fethi Yaşar’ın da desteğiyle gittiği Senegal’de 20 gün kalmış, döndüğünde ise “Kendime Engel Olamıyorum” adlı fotoğraf sergisi açmıştı.
Fatih TEKECİ Fotoğraflar:Oğuz DEMİR / Hürriyet
'Sevgi' kazandırır
Hürriyet Ankara, hem Engelliler Haftası hem de bugün kutlanacak Anneler Günü’ne özel, Başkent’te yaşayan iki engelli ve anneleriyle buluştu.
Trend Haberler
TAHLİYE TAAHHÜTNAMESİNE DAYALI OLARAK KİRACININ TAŞINMAZDAN TAHLİYESİ
EVLENMEDEN ÖNCE DAVALI KADIN ADINA SATIN ALINAN TAŞINMAZIN EDİNİLMESİ İÇİN KULLANILAN KREDİNİN BİR KISMININ EVLİLİK BİRLİĞİ İÇİNDE ÖDENMESİ - SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
CEZA DAVASINDA HAKSIZ TAHRİK İNDİRİMİ UYGULANMIŞSA TAZMİNAT DAVASINDA DA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT BELİRLENİRKEN İNDİRİM YAPILMALIDIR
AYM Başkanı Kadir Özkaya'dan dikkat çeken sözler
Fatma Duygu'yu 4'üncü kattan atan avukat gülüp müzik açmış!
Evine hacze gelen avukatlar ile icra memurunu dövdürdüğü iddiasıyla tutuklandı