Buna göre; “Her kim bu Kanunun kapsamına giren ateşli silahlarla bunlara ait mermileri ülkeye sokar veya sokmaya kalkışır veya bunların ülkeye sokulmasına aracılık eder veya bunları 29/6/2004 tarihli ve 5201 sayılı Harp Araç ve Gereçleri ile Silâh, Mühimmat ve Patlayıcı Madde Üreten Sanayi Kuruluşlarının Denetimi Hakkında Kanun hükümleri dışında ülkede yapar veya bu suretle ülkeye sokulmuş ve ülkede yapılmış olan ateşli silahları veya mermileri bir yerden diğer bir yere taşır veya yollar veya taşımaya bilerek aracılık eder, satar veya satmaya aracılık ederse veya bu amaçla bulundurursa beş yıldan on iki yıla kadar hapis ve beş yüz günden beş bin güne kadar adlî para cezasıyla cezalandırılır” (6136 Sayılı Kanun) ifadesindeki eylemlerden en az birisini gerçekleştirilmesiyle suç tamamlanmış sayılır.

Madde metninde yasa koyucu  her ne kadar ateşli silahların “satışını”  yasaklamış, saike önem vermemişse de  Yargıtay bu konuda failin sakine önem  vererek 6136 sayılı Kanuna aykırı olarak ateşli silahlarla bunlara ait mermileri satanlar veya satmaya aracılık edenlerin amacının silah ve mermi ticaretine veya yaymaya yönelik bulunmadıkça eylemleri hakkında anılan yasanın 12/1. maddesi değil 13. maddesinin uygulanacağını belirtmiştir.

Kişisel ihtiyaç nedeniyle birer adet silah satmak şeklinde oluşan eylemlerin ticari amaç bulundurulmadığı değerlendirilerek bu kapsamdaki eylemler 6136 sayılı Kanunun 13/1. Maddesine göre cezalandırılır. Satışın  kişisel ihtiyaç ve ilişkinden kaynaklanması, silah ticareti ve yaymaya yönelik kastın bulunmaması  halinde  silah ticaretinden bahsedilmeyecektir.(Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2007/4606E.-2008/9635 K.)

6136 sayılı Kanunun 12/2. maddesine göre, “Birinci fıkrada yazılı suçları üçüncü fıkradaki hal dışında iki veya daha çok kişinin birlikte işlemeleri halinde, failler hakkında sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis ve bin günden onbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.” Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.03.2009 tarih ve 2008/245 E. 2009/49 Sayılı kararı uyarınca 2 kişi tarafından birlikte işlenen silah ticareti suçlarında  da topluluk oluşacağına karar vermiştir. Bu bağlamda iki veya daha fazla fail tarafından işlenen silah ticareti suçu toplu silah ticareti suçunu oluşturacaktır.

Kanunun 12/2 maddesi uyarınca toplu olarak işlenen silah ticareti suçlarında  failler fikir ve eylem birliği içerisinde,  faillerin arızi olarak bir araya gelmeleri söz konusudur. Dolayısıyla, fonksiyonel biçimde disipline olmamış, somut olarak özel görev ve işlemi belirlenmemiş birden fazla kişinin bir araya gelmesi durumu söz konudur.  Bu yönde olmak üzere Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 2016/1659 E.-2017/14315 K. Sayılı kararında; “tüm dosya kapsamına göre, baba-oğul olan sanıkların fikir ve eylem birliği içinde hareket ederek sanık tarafından imal edilen suça konu silahları ticari amaçla birlikte sattıkları anlaşılmakla; sanıkların eyleminin 6136 Sayılı Kanun'un 12/2. madde ve fıkrasında tanımlanan suçu oluşturduğu gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek bireysel silah ticareti suçundan mahkumiyetlerine hükmolunması suretiyle eksik ceza tayini,”

6136 sayılı Kanunun 12/3. maddesine göre, “Birinci fıkradaki fiillerin, suç işlemek amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek cezalar bir kat artırılır.” denilmektedir.  Silah ticareti suçunun bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi durumunda verilecek ceza bir kat artırılacaktır.

Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçundan bahsedilmesi için;

a) Üye sayısının en az üç veya daha fazla kişi olması gerekmektedir.

b) Üyeler arasında gevşek de olsa hiyerarşik bir bağ bulunmalıdır.

c) Belirsiz sayıda suç işleme amacı taşımalıdır.

d) Kazanç sağlama amacı taşımalıdır.

Ancak salt bir kısmı birbirleriyle akraba ve arkadaş olan, bir kısmı ile de arada iş ilişkisi bulunan kişilerin devamlılık   göstermeyecek  şekilde planlı bir ortaklık, işbölümü ve paylaşım anlayışı içerisinde bir  birliktelik olmadan devamlılık içermeden, aralarında herhangi bir emir komuta zinciri veya ast üst ilişkisi bulunmadan sadece iştirak iradesinden bahsedilebilecek veya belli bir suçu  işlemek amacıyla bir araya gelen kişilerin oluşturmuş oldukları birlikteliğin TCK 220 maddesi kapsamında değerlendirilmesinin Yargıtayın yerleşik içtihatlarına uymadığı görülmektedir. Tesadüfen bir araya gelip silah ticareti konusunda eylem birliğine giren faillerin, hareket bütünlüğünde disipline edilmiş bir organize suç kimlik ve niteliği bulunmadığından somut durumda iştirak halinden bahsedilebilir.

Yargıtay 8. CD., 13.7.1994 tarih, 1994/7180-9032 sayılı kararında; “Olayda her iki sanığın müsnet suçu işlemek için teşekkül oluşturdukları kabul edilmiş ise de; teşekkülün varlığından söz edilebilmesi için 6136 sayılı Kanunun 12/1 madde ve fıkrasında yazılı eylemleri işlemek amacıyla iki veya daha fazla kişinin önceden birleşip anlaşmaları zorunlu ve bu anlaşmanın örgütlenme ve işbölümü içermesi ve sürekli olması gerekli olduğu halde yasal anlamda disipline edilmiş örgütten ve örgüt bireylerinin ayrımsal fonksiyonel sorumluluk ve aktiviteleri ile somut özel görev ve işlevlerinden bahsedilemeyeceği cihetle eylemin toplu halde silah kaçakçılığı seviye ve derecesinde tavsif ve değerlendirilmesi yapılamayacağı.”

Silahların Nitelik Bakımından Vehamet Arzetmesi

6136 sayılı Kanunun  12. maddesinin dördüncü fıkrasına göre, “Ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede  çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması ya da bu niteliği taşımayan ateşli silahlar veya her türlü mermilerin miktar bakımından vahim olması halinde yukarıdaki fıkralarda yazılı cezalar yarı oranında artırılarak hükmolunur.”

Yargıtay kalaşnikof644, M16, G1, G3 tipi silahları nitelik bakımından vahim olarak kabul etmiştir. Yine, Yargıtay 8. Ceza Dairesi, bu tip silahlarda keşif yapılmasını veya yeminli bilirkişi beyanın alınmasını yeterli görmekte; diğer silahlar açısından ise, Adli Tıp Kurumu veya Kriminal inceleme laboratuvarlarından bilirkişi raporu alınması gerektiği görüşündedir.

Silah Ticareti Suçunda Sayısal Açıdan Vehamet Sınırı

6136 sayılı Kanunun 12/5. maddesine göre, “Dördüncü fıkrada niteliği belirtilen ateşli silahlar ile benzerlerinin miktar bakımından vahim olması halinde birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarda yazılı cezalar bir kat artırılarak hükmolunur.” Görüldüğü üzere, beşinci fıkrada, dördüncü fıkrada nitelik bakımından vahim olan ateşli silahların miktar bakımından vahim olması hali düzenlenmiştir. Bu türdeki silahlar miktar bakımından vahim değilse dördüncü fıkra uygulanır. Buna karşılık, aynı zamanda miktar bakımından da vahim ise, bu halde beşinci fıkra uygulama alanı bulur.

Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik içtihatlarına göre, ateşli silahın tüfek veya seri ateşli kısa sürede çok sayıda ve etkili biçimde mermi atabilen tam otomatik veya dürbünlü tabanca veya bu fıkrada sayılanların benzerleri olması durumunda, miktar bakımından vahim olması için “on adet”ten fazla olmasını aramaktadır. . Nitelikli silah sayısı 10 adet veya daha az ise, bu durumda sadece 6136 sayılı Kanun m.12/4 gereği arttırım yapılacaktır.

Yargıtay 8. CD., 1.7.2005, 620/6303; “Elde edilen kalaşnikof marka silahların Dairemizce sürdürülen uygulamaya göre 10 adetten fazla olması karşısında, nitelik vahameti yanında sayısal yönden de vahamet arz ettiği, bu nedenle sanıklar hakkında tayin edilen cezanın 6136 sayılı Kanunun madde 12/5 gereğince artırılması gözetilmeden, aynı maddenin 4. Fıkrasıyla artırılması suretiyle noksan ceza tayini, bozmayı gerektirir.”

Yargıtay Ceza Genel Kurulu ve Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin yerleşik uygulamasına göre, 12/1. maddesi açısından  5001 adet mermi, 12/4. Maddesi   açısından 20001 adet ve üzeri mermi ve 21 adet ve üzeri tabanca, 12/5. maddesi açısından ise 11 adet ve üzeri uzun namlulu tüfek miktar (sayı) olarak vahim kabul edilmektedir.1

Son olarak da 6136 sayılı Kanunun 12. maddesinin Ek beşinci maddesine göre ise, “Bu Kanunun 12 ve 13. maddelerine aykırı eylemleri; top, havan, roketatar, uçaksavar, tanksavar, ağır ve hafif makinalı tüfekler ve benzeri askeri amaçlı  savaş silahları  veya mermilerine ilişkin olduğu takdirde anılan maddelere göre hükmedilecek cezalar bir kat artırılır.”

Av. Gülistan ZENCİR

-------------

1159 sy Enes Köken Türk Hukukunda silah kavramı ve silah kaçakçılığı suçları