Sosyal medya üzerinden suçlarda suçluya ilişkin bilgi paylaşımı sosyal medya uygulamasının merkez şirketinin gizlilik politikalarına dayalı olmaktadır. Uygulamada belirli istisnalar dışında veri paylaşımı yapmayan şirketlerin merkezi Amerika Birleşik Devlet bulunmakla birlikte Telegram, Viber, Line gibi sosyal medya uygulama şirketlerinin Amerika Birleşik Devletleri ile aynı yasal gerekliliklere tabi olmadığını da unutmamak gerekir. Facebook, birkaç istisna dışında cezai soruşturma aşamalarında kişisel veri paylaşımı noktasında kolluk ve yargı birimlerine olumsuz yanıt vermektedir. Ancak ABD‘de Meta Inc (Facebook) ile kolluk kuvvetleri arasında bu tür bir işbirliği yaygın olmasa da, Facebook, 2013'e göre %9 artışla, 2019'daki vakaların %88'inde kolluk kuvvetlerine veri sağlamıştır.[1]Geçtiğimiz Temmuz ayında Nebraskalı bir annenin henüz genç yaşta olan kızına yasa dışı olarak kürtaj yapmasına yardım ettiği ve cenini gizlice gömdüğü iddiasıyla açılan davada, Norfolk Polis Departmanı annenin, kızına kürtaj haplarını nasıl alacağına dair talimatlar verdiği iddia edilen mesajların tespiti ve Facebook hesaplarına erişimi için arama emri vermiş ve Facebook, kürtaj ayrıntılarını anlatan mesajları Norfolk Polis Departmanıyla paylaşmıştır. 2022 Temmuz ayında gerçekleşen bu olay aslında Facebook gibi bir sosyal medya şirketi bir mahkeme celbine yanıt verdiğinde, kullanıcının profilini, mesajlarını, duvar yazılarını, etiketlendiği fotoğrafları, Facebook'taki arkadaşlarının kapsamlı bir listesini sağlayabilmektedir. Yine, basit bir fotoğraftan kolluk kuvvetlerinin erişebileceği bilgi miktarını gösteren haber değeri taşıyan bir örnek, 2012 yılında komşusunun cinayetini soruşturan kolluk kuvvetlerinden kaçan antivirüs şirketi kurucusu John McAfee'ye aittir. McAfee , telefonuyla çektirdiği fotoğrafı paylaşırken GPS ayarını unutmuş, söz konusu fotoğrafların internete yayılmasıyla birlikte iki gün sonra yakalanmıştır[2]. Dolayısıyla yaşadığımız bu dijital çağdaki her iz delil olabilmektedir. Ancak uygulamada özellikle sosyal medya üzerinden gerçekleşen suçların soruşturulmasında birtakım sorunlar yaşanmaktadır. medya platformlarının gizlilik politikaları gereği suçun tespiti halinde bile bazı kişisel verilerin ilgi makamlara paylaşılmadığı ve takipsizlikle sonuçlandığı dosyaların gündemi fazla olmakta birlikte aslında aşağıda ifade edildiği üzere yanlış bilinen veya yeterince araştırılmamış düzenlemeler mevcuttur. Örneğin, bilinenin aksine VİBER, LİNE, ZOOM, TELEGRAM gibi platformlar IP adresi, iletişim bilgileri gibi kişisel verileri suçların soruşturulması gibi aşamalarda kolluk ve yargı birimlerince paylaşabilmektedir. Şöyle ki;

Japon şirket Rakuten, Inc.'in geliştirdiği anlık mesajlaşma uygulaması olan VİBER, Gizlilik Politikalarının “Legal and Law Enforcement” başlıklı maddesinde etkinlik verileri, tanımlayıcılar ve iletişim bilgileri dahil olmak üzere terör eylemleri, cezai soruşturmalar veya yasa dışı olduğu iddia edilen faaliyetlerin varlığı halinde belirli veri türlerini kolluk kuvvetlerine, devlet kurumlarına veya yetkili üçüncü taraflara açıklayabileceklerini belirtmektedirler.

Japon şirket Line Inc.'in geliştirdiği mobil mesajlaşma uygulaması olan LİNE, Gizlilik Politikalarının “Compliance And Cooperation With Public Agencies” başlıklı maddesinde Arama emri gibi yasal işlemlere istinaden bir talep alındığında kişisel verileri kolluk kuvvetleri de dahil olmak üzere üçüncü taraflara açıklayabileceklerini belirtmektedirler.

Rus programcı Pavel Durov tarafından oluşturulan ve ana merkezi Duba ide bulunan anlık mesajlaşma uygulaması TELEGRAM, Gizlilik Politikalarının “Law Enforcement Authorities” başlıklı maddesinde terör eylemlerine ilişkin mahkeme emri alırsa IP adreslerini ve telefon numaralarını ilgi makamlara paylaşabileceklerini belirtmektedirler.

Çin’li Eric Yuan tarafından geliştirilen ve merkezi California'da bulunan Bulut tabanlı eşler arası yazılım platformu aracılığıyla görüntülü telefon ve çevrimiçi sohbet hizmetleri sağlayan ZOOM, Gizlilik Politikalarının “For Legal Reasons” başlıklı maddesinde kanunlara uymak veya kolluk kuvvetleri veya devlet kurumları da dahil olmak üzere geçerli yasal süreç ve işlemlere yanıt vermek, araştırmak veya bunlara katılmak amacıyla kişisel verilerin paylaşımının yapılacağını belirtmektedirler.

Yukarıda izah edildiği üzere bahse konu birçok sosyal medya uygulama şirketleri yasal durumların varlığı halinde belirli kişisel verileri ilgi makamlarla paylaşabilmektedir. Ayrıca, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nün B.03.0.UİG.0.00.00.06/010.06.02/7-1 sayılı yazısıyla yayınlanan 01.03.2008 tarih ve 69/1 sayılı “Cezai İşlere İlişkin Uluslararası İşbirliğinde Adli Makamlarımızca Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar” Hakkındaki Genelge uyarınca, yurtdışında yerleşik bir tüzel kişiden ceza hukukuna ilişkin bir soruşturma kapsamında yargı makamları tarafından bilgi temini taleplerinin mümkün olduğu düzenlenmiştir. Veri paylaşımı istenen ülke ABD olduğu hallerde Türkiye Cumhuriyeti ile Amerika Birleşik Devletleri Arasında Suçluların Geri Verilmesi ve Ceza İşlerinde Karşılıklı Adlî Yardım Antlaşması’nın hükümlerine göre yargı makamları aracılığıyla ABD'de yerleşik tüzel kişilerden bilgi talebinde bulunulması mümkün olacağı da unutulmamalıdır.

-----------------

[1] MURPHY, Justin, “Social Medya Evidence İn Government Investigations and Crimınal Proceedings: A Frontier of Lıve Legal Issues”, Richmond Journal of Law and Technology, V.1., IS.3, s.2.

[2] MURPHY, s.4-5.