Boşanma evlilik birliğini sona erdirmek amacıyla ve dava yoluyla yapılan hukuki bir işlemdir. Türk Medeni Kanunu’nda boşanma sebepleri sayılmıştır. Sosyal medya münhasır olarak boşanma sebepleri içerisinde sayılmamıştır. Ancak somut olaya göre hakim hangi boşanma sebebi teşkil ettiğini değerlendirerek tespit edecektir. Sosyal medya gün geçtikçe çoğalan nitelikleriyle beraber neredeyse herkesin hayatında  yer edinmektedir. Eşlerin birlikte zaman geçirmek yerine sosyal medyada vakit geçirmeleri ve sanal aldatmaların yaşanması güvensizlik duygusunu pekiştirmektedir. Bu da bazı durumlarda evlilik kurumunda büyük sorunlara yol açmaktadır.

SOSYAL MEDYADA EVLİ BİR KADININ KIZLIK SOYADINI KULLANMASI BOŞANMA SEBEBİ MİDİR?

Sosyal medya hesabında, kişinin evli olup kocasının soyadını taşımasına rağmen sosyal medya hesaplarında kendi kızlık soyadını kullanması kadına kusur olarak yüklenemeyeceği için boşanma sebebi olarak da değerlendirilemez. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi de 2021/1499 E, 2021/2952 K ve 13.04.2021 tarihli kararında ‘’ Davalı kadına yüklenen sosyal medya hesaplarında kızlık soyadının kullanması bu kişinin güven sarsıcı davranışının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği gibi güven sarsıcı davranış olarak da nitelendirilemez.’’ Şeklinde karar vermiştir.  Ancak AYM, TMK m.187 hükmünü eşitliğe aykırı bularak iptal etti. Alınan bu karar ile kadınların evlendikten sonra yalnızca bekarlık soyadlarını kullanabilmeleri için dava açmalarına gerek kalmayacaktır.

EVLİ BİR KİŞİNİN SOSYAL MEDYADA İLİŞKİ DURUMUNU BOŞ GÖSTERMESİ BOŞANMA SEBEBİ MİDİR?

Sosyal medyada kişisel bilgilerin hepsinin doldurulması gibi bir zorunluluk yoktur. Kişi evliyken sosyal medyada kendisini bekar olarak gösterir ve böyle tanıtırsa bu durum elbette boşanma sebebi olacaktır. Çünkü herhangi bir ilişkisi olmadığını yazan kişi, kendisine yeni arkadaşlıklar kurma hususunda paylaşımda bulunmak isteyen kişilere karşı olumlu yanıt vermiş olacaktır. Bu durum da güven sarsıcı davranış olarak nitelendirilir. Yargıtay da evliyken kendisini bekar olarak tanıtıp başkalarıyla görüşen kişiyi kusurlu saymıştır. Ancak evli kişinin kendi ilişki durumu ile ilgili hiçbir bilgiye sosyal medyada yer vermemesi güven sarsıcı davranış olarak değerlendirilemez. Nitekim Yargıtay da 2018/7453 E, 2019/152 K kararında ‘’ sosyal medya hesabında ilişki durumunu boş olarakk gösterme’’ davacı kadına kusur olarak yüklenemez, şeklinde karar vermiştir.

SOSYAL MEDYADA SÜREKLİ ZAMAN GEÇİRME BOŞANMA SEBEBİ MİDİR?

Hayatımızda oldukça büyük bir yer kaplayan sosyal medyada, artık eşlerin birbiriyle sohbet etmek yerine sosyal platformlara girerek başka kişilerle sohbet etmeleri kendilerine daha cazip geliyor.  Ancak eşe veya çocuklara ayrılması gereken zamanın sosyal medyaya ayrılması evlilik birliğinden doğan yükümlülükleri ihlal eder. Sosyal medyada zaman geçirmenin süreklilik kazandığının tespiti için günlük sosyal medya kullanım süresi, telefon ekran süresi gibi kriterlere bakılabilir. TÜİK verilerine göre bireylerin sosyal medya kullanım oranı %85 oldu. Oran bu kadar yüksek olunca durum Yargıtay kararlarına da yansıdı. Yargıtay 2014/19849 E, 2015/4186 K ve 11.03.2015 tarihli kararında eşin sürekli internete girmesi ve facebook isimli sosyal paylaşım sitesini kullanmasını boşanma nedeni olarak değerlendirmiştir.

SOSYAL MEDYADA EVLİ BİR KİŞİNİN BAŞKA İSİMLE HESAP AÇMASI

Sosyal medya kullanımında kişiler kendi isimleriyle veya takma adlarla hesap açabilmektedir. Bu durumda bireyin ne amaçla buna yaptığına bakmak daha isabetli karar alma husunda yol gösterici olacaktır. Kişi kendisini başka birisi gibi tanıtarak veya olmadığı bir kişiliği anlatarak sosyal medya üzerinden karşı cinsten birilerine yazması sadakat yükümlülüğüne aykırıdır. Bu durumda Yargıtay, bu fiili gerçekleştire kişiye kusur yüklemektedir.

SOSYAL MEDYADA SÜREKLİ PAYLAŞIMDA BULUNMAK

Kişinin sosyal medyada sürekli paylaşım yapması, sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanması kişiye kusur olarak isnat edilemez. Ancak bu paylaşımlar rahatsız edici boyutta ise ya da  kişinin maddi veya manevi bütünlüğüne zarar veriyorsa bu durumda kişi kusurlu hale gelir. Yargıtay’ın bu konuyla ilgili kararında, ‘’davalının sosyal medya hesabı üzerinden davacıya yönelik olarak sert, rahatsız edici ve aşağılayıcı ifadeler içeren çok sayıda tweet attığı, eylemin ısrarla ve taciz edici boyuta varacak şekilde işlenmesi nedeniyle eleştiri sınırını aştığı ve kişilik hakkına saldırı nedeniyle kusurlu olduğunun kabulü gerekir.’’ şeklinde karar vermiştir.

SOSYAL MEDYADA ÇOK FAZLA KİŞİYLE TAKİPLEŞMEK

Bazı kişiler sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanırken takip ettikleri kadar takipçilerinin de çok olmasına özen gösterirler. Attıkları gönderilerinin izlenmesi, paylaştıkları içeriklerin okunması onları mutlu eder ve bunu uğraşı edinirler. Sadece fazla kişiyle takipleşen kişinin bu davranışını sadakatsizlik olarak yorumlamak nitekim ahlak kurallarına da aykırı olacaktır. Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, 11.01.2016 tarihinde verdiği 2015/8680 E, 2016/178 K sayılı kararında kişinin sosyal medya hesabında çok takipçisinin olmasının tek başına o kişinin sadakatsizliğini gösteremeyeceğine hükmetti. 

SOSYAL MEDYADA ESKİ EŞİ TAKİP ETMEK

Boşanan eşlerin birbirlerini takip etmeleri yeni kurulan evlilik açısından güven sarsıcı davranış olarak nitelendirilemez. Çünkü hayatın belirli bir zamanında ortak bir yaşam paylaştıklarından dolayı bazı ortak noktaların onları biraraya getirmesi kaçınılmazdır. Bu ortak nokta çocuklar olabileceği gibi, aile veya akrabalık ilişkileri de olabilir. Ancak eşlerin eski eşleriyle sık sık görüşmesi güven sarsıcı davranış olarak kabul edilir. Güven sarsıcı bu davranış evlilik birliğini temelinden sarsan boşanma sebebi olarak kabul edilir. Yargıtay 2. HD 2015/15347 E, 2016/6980 K, 06.04.2016 tarihli kararında; kişinin eşinin boşandığı önceki eşini sosyal medya ortamında takip ederek gereksiz kıskançlık yaratmasını boşanma sebebi olarak kabul etmiştir.

Günümüzde aile kurumu içerisinde oluşan negatif gelişmeler ve boşanmaların üzerinde, sosyal medya olarak adlandırılan kitle iletişim aracının etkileri yok sayılamayacak kadar büyüktür. Bu kanallar aracılığıyla insanlara flört ilişkilerin normalleştirilmesi ve boşanmaların hayatın normal akışı içerisinde gerçekleşebilecek olağan bir olay olarak empoze edilmesi aile birliğinin ince bir iplik üzerine kurulmasına sebebiyet verebilmektedir.

Çünkü kendi iç bünyesinde yaşanması gereken evlilik kurumunun çeşitli sosyal mecralardan sanal hayata aktarılıyor olması ve yoruma açık hale getirilmesi evliliğin gizlilik ilkesine aykırı bir durumdur ve ilişki üzerinde kötü etkiler bırakarak evlilik kurumunun değersizleşmesine yol açabilmektedir.

Sosyal medya çeşitlerinden biri olan İnstagram’a getirilen yeni bir özellik ise ‘’sadece seçilen kişilerin erişebileceği 2.profil açma özelliği’’dir. Bu özellik aktifleştiğinde ise yine bunu kendisine menfaat sağlamak amacıyla evlilik birliğini sarsan davranışlar meydana getirecek olan eş kusurlu hale gelecektir. Buradaki ispat konusunda ise seçilen kişilerin aldığı ekran görüntüleri bu iddiayı ispatlamada yardımcı olacaktır

SOSYAL MEDYANIN DELİL DEĞERİ

Davalarda ispat aracı olarak genellikle belge kullanırız. HMK m.199’a göre Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir. Boşanma davalarında delil olarak sosyal medya yazışmaları veya paylaşımları da delil olarak kullanılabilir, bunlar da belge içerisine girer. Ancak burada önemli olan husus bu delillerin hukuka uygun bir şekilde elde edilmesidir. HMK m.189/2’ye göre de hukuka aykırı elde edilen sosyal medya paylaşım, bilgi ve yazışmaları delil olarak kabul edilemez. Kişinin kendi açık paylaşımlarının ekran görüntüsü alınarak delil olarak sunulabileceği gibi kişinin davanın tarafı olan kişiyle yani eşiyle yapmış olduğu yazışmalar da delil olarak sunulablir. Ancak eşler arasında olmayan bir eşin başka bir kişiyle yaptığı yazışmalar gizlice kaydolunarak veya ekran görüntüsü alınmak suretiyle ibraz olunduğunda bu hukuka aykırı delil olarak kabul edilir ve vakıa ispatında hiçbir şekilde kullanılmaz.

Facebook, instagram, twitter gibi sosyal medya hesaplarına üye olurken kişisel veriler kaydedilip bunların korunacağına dair taahhüt oluşturulduğu için genellikle mahkeme, iddia edilen yazışma veya paylaşımı sosyal medya şirketinden istediğinde KVKK uyarınca bu talep genellikle kabul edilmez.  Eş, davalı eşinin sosyal medya yazışmasının veya paylaşmının ekran görüntüsünü mahkemeye sunduğunda mahkeme önce bu görüntünün gerçek olup olmadığını ve hukuki kabul edilebilirliğini inceler. Aynı zamanda bu görüntülerin başkasının hakkını ihlal etmemesi, ona zarar vermemesi gerekir.  Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2016/17151 E. , 2018/5463 K. Kararına göre davacı ile davalı arasında yani boşanmak isteyen kadın ve erkek arasında yapılan bir elektronik yazışmanın ekran görüntüleri alınarak dava dosyasına sunulabilir.

Eşin, davalı eşinin telefonunu izinsiz ele geçirerek başkalarıyla yaptığı konuşmaları ekran kaydı veya video şeklinde elde ederek mahkemeye delil olarak sunması halinde bunlar hukuka aykırı delil sayılır. Aynı zamanda bu davranış TCK anlamında da suç teşkil eder.

Mahkemeye sunulan delillerin delil niteliğinde olabilmesi için davalı eş tarafından paylaşıldığının bariz olması gerekir. Nitekim Yargıtay 2.HD 2016/17151 E. 2018/5463 K kararında hükme esas alınan elektronik ortamdan elde edilen yazışma içeriklerinin yer aldığı belgede yer alan yazışmaları davalı erkeğe aidiyetine dair, kadının iddiası dışında herhangi bir delil bulunmamaktadır. Kim tarafından oluşturulduğu ve yazışmalarda geçen muhatapların kim olduğu belli olmayan, internet ortamı üzerinden yapılan görüşme kayıtları tek başına vakıaların ispatında dikkate alınamaz’’ şeklinde karar vermiştir.

Stj. Av. Fatma VURAL