I. Tapu Sicilinin Tutulmasına İlişkin Bir Fiil veya Kaçınma

Tapu sicilinin hukuka aykırı tutulmasına ilişkin zararlardan devlet TMK m.1007 çerçevesinde sorumlu tutulmuştur. Tapu sicili görevli memurun yalnız olumlu değil, olumsuz bir davranışı sonucu da yolsuz tutulmuş olabilir. Bu bakımdan, Devletin sorumluluğuna yol açan zarar verici fiil, aynî hakkın gerçek hak sahibi yerine başka bir kimsenin adına tescil edilmesi durumunda olduğu gibi olumlu bir fiil ya da tescili veya terkini gereken bir aynî hakkın tescil veya terkin edilmemesi gibi bir kaçınma biçiminde ortaya çıkabilecektir [1].

Tapu sicili ana ve yardımcı sicillerden oluşmakta olup ana veya yardımcı sicillerin neler olduğu Tapu Sicil Tüzüğü ile Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olup yukarıda belirtildiği şekliyle ana veya yardımcı sicillerde olumlu bir fiil veya olumsuz bir fiil olan kaçınmayı içeren işlemler yine bu kapsamda değerlendirilecektir.

TMK m.1007’ye göre Devletin sorumluluğunun doğabilmesi için zarar verici fiil veya kaçınmada bulunanın kural olarak sicili tutmakla görevli memurun kendisi olmalıdır. Ancak, zarar verici fiil veya kaçınmada bulunan görevli memurun sicilin tutulmasında kullandığı yetkili veya yetkisiz yardımcı kişiler ise, yine Devletin sorumlu tutulacağı kabul edilmektedir[2].

Tapu sicilini tutan memurlar üzerinde doğrudan doğruya denetim yapan makamların görevleri de sicil tutma kavramına girmekle beraber, zarara sebebiyet veren fiil veya kaçınma sonuçta sicili tutan memurdan geldiğinden, denetim makamlarının fiillerinin etkisi Devletin rücu hakkı bakımından önem taşıyacaktır[3].

II. Fiil veya Kaçınmanın Hukuka Aykırı Olması

Tapu sicili, ancak görevli memurun sicilin tutulmasında hukuka aykırı bir fiilde veya kaçınmada bulunması sonucu yolsuz tutulmuş olur. TMK m.1007’de belirtildiği şekliyle objektif kusursuzluk hali söz konusu olduğundan görevli memurun sicilin tutulmasında kusurunun olması aranmamaktadır. Tapu memuru her nasılsa sahte bir vekâletnameye dayanarak sicile yolsuz bir tescil yapmışsa, sahtelik, memurun araştırma yükümünü (TST 18, 19) yerine getirse bile anlaşılamayacak durumda da olsa, tapu memuru hukukî sebepten yoksun bir tescil yapmak suretiyle (MK 1024/II) hukuka aykırı davranmış olacağından, doğacak zarardan Devlet sorumlu tutulmalıdır. Nitekim Yargıtay, önceleri noterlikçe düzenlenen bir vekâletnameye dayanılarak yapılan tescilden dolayı Devletin sorumluluğunu kabul etmezken, sonraları, sahte bir mirasçılık belgesine veya vekâletnameye dayanılarak yapılan tescilden dolayı Devletin sorumluluğunu kabul etmiştir.

Buna göre örneğin, (A)’nın taşınmazını (B) sahte bir vekâletname ile (C)’ye satıp adına tescili sağlasa, (C) de bu taşınmazın mülkiyetini iyiniyetli (Ü)’ye devretse, (Ü) sicile güven ilkesi dolayısıyla taşınmazın mülkiyetini kazanacağından (TMK 1023), bu durumda sahte vekâletnamenin kullanılmasından dolayı zarara uğrayan (A), TMK 1007’ye göre Devletten tazminat isteyebilecektir.[4]

III. Zarar

Devletin sorumlu tutulabilmesi için diğer bir şart da, tapu sicilinin  yolsuz tutulmasından dolayı maddî bir zararın doğmuş olmasıdır. Tapu sicilinin yolsuz tutulmasından dolayı uğranılan maddî zarar, fiili zarar veya kazanç yoksunluğu biçiminde ortaya çıkabilecektir[5].   Devletin sorumluluğunun oluşmasına sebebiyet veren durum ise zararın önlenmesi imkânına değinilmesi gerekir. Bu durumlardan biri de tapu kaydının düzeltilmesi olup tapu kaydının düzeltilmesi yoluyla bahse konu zarar giderilebilecekse ortada bir zararın oluştuğundan bahsedilemeyecektir[6]. Ancak belirtmek gerekir ki devletin sorumluluğuna sebebiyet veren zararın oluşmaması için kaydın yeniden düzenlenebilmesi gerekir. Devletin zarardan sorumluluğunun sınırının belirlenmesi için önem taşımakla birlikte bu sebeple zarar miktarının belirlenmesi gerekmektedir.

IV. İlliyet Bağının Varlığı

Zararın nedeni, tapu sicilinin hukuka aykırı şekilde tutulmasından kaynaklanmadığı hallerde devletin sorumluluğundan bahsedilmesi söz konusu değildir. Devletin sorumluluğu haksız fiil sorumluluğu olması nedeniyle bu sorumluluğa ilişkin illiyet bağı, niteliği itibari ile uygun illiyet bağı olması gerekir. Tapu sicilinin tutulmasına yönelik yapılması gerekli yapılmaması ya da yapılmaması gereken bir işlemin yapılması, olayların olağan sürecinde ortaya çıkan durumlarda illiyet bağının varlığının kabul edilmesi gerekmektedir[7].

Zarar gören kimsenin kusurlu davranışları sonucunda ise uygun nedensellik bağının kesildiğini söylemek mümkündür. Bu sebeple zararın tapu siciline duyulan güvenin sonucunda doğmaması, zarar görenin kusuru sonucunda oluşması halinde illiyet bağının kesildiğini söylemek mümkün olacaktır [8].

Ancak bazı hallerde zarar görenin kusuru illiyet bağını keser ve Devleti sorumluluktan kurtarır. Örneğin, taşınmazın yok olduğunu bile bile sicildeki tescile dayanarak bunu satın almış olan kötüniyetli kimsenin bu davranışı sicilin yolsuz tutulması ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiğinden, doğan zarardan Devlet sorumlu tutulamaz. Buna karşılık, zararın doğmasında bir üçüncü kişinin kusuru etkili olmuşsa, üçüncü kişinin kusuru, ne kadar ağır olursa olsun, yine de sicil yolsuz tutulmamış olsaydı zarar doğmayacak olduğundan, hiçbir zaman illiyet bağını kesecek yoğunluğa erişmeyecektir[9].

Diğer görüşe göre ise, üçüncü kişinin ağır kusurunun, ispatlanması halinde tapu görevlisinin fiili ile zarar arasındaki uygun nedensellik bağının kesilmesine neden olabileceği ileri sürülmektedir [10].  Tapu sicilinin yolsuz hale gelmesinde üçüncü kişinin kusurunun varlığı halinde üçüncü kişi ile devlet arasında TBK m. 61 uyarınca müteselsil sorumluluk söz konusu olur.

DEVLETİN SORUMLULUĞUNUN HUKUKİ NİTELİĞİ

Devletin bazı işlemleri dolayısıyla kamu hukuku hükümlerinin bazı işlemleri dolayısıyla özel hukuk hükümlerinin uygulandığı görülmektedir. Devletin TMK m.1007 uyarınca sorumluluğu ise tapu sicilindeki görevlilerin kamu gücünü kullanmasına karşın özel hukuk hükümleri uygulama alanı bulur. Devletin buradaki sorumluluğu tapu siciliyle arasındaki sıkı ilişkiden kaynaklanır. Bu nedenle sorumluluğun özel hukuk sorumluluğu olduğu söylenebilecektir[11] .

Devletin buradaki sorumluluğunun aynı zamanda da haksız fiil sorumluluğu olduğunu söylemek mümkündür. Tapu sicil görevlilerinin hukuka aykırı davranışı nedeniyle tazmin borcu altına girmiş olması haksız fiil sorumluluğu olarak değerlendirilecek olup sorumluluğa yönelik haksız fiile yönelik hükümler uygulama alanı bulacaktır. Devletin sorumluluğu halinde kusursuz sorumluluğun olduğu durumlarda haksız fiilin unsuru olan kusur unsuru bu halde aranmayacaktır[12]

MK 1007’de Devlet için düzenlenmiş olan sorumluluk aslîdir. Tapu sicilinin yolsuz tutulmasından kaynaklanan zarar, sicili tutmakla görevli memurun veya denetim makamının kusuru sonucu meydana gelmiş olsa dahi, zarar gören kimse, ilk önce zarara sebebiyet veren memur aleyhine dava açmak zorunda kalmaksızın, zararın tazminini doğrudan doğruya Devletten talep edebilir[13].

Öte yandan, Devletin buradaki sorumluluğu objektif nitelikte bir sorumluluktur, yani sorumluluğun doğması için zarar gören, sicili tutmakla görevli memurların kusurunu ispat etmek zorunda olmadığı gibi, Devlet de bu memurların kusurları bulunmadığını ispat ederek sorumluluktan kurtulamayacaktır[14].

Yargıtay’a göre kusursuz sorumluluğun türü bu işlemlerde objektif tehlike sorumluluğu olarak kabul edilmekte olup Yargıtay Hukuk Genel Kuru­lunun 05.10.1955 gün ve 1955/4-58 Esas, 1955/64 Karar sayılı; 29.06.1977 gün ve 1977/4-845 Esas ve 1977/655 Karar sayılı; 24.09.2003 gün ve 2003/4- 491 Esas ve 2003/487 Karar sayılı; 19.04.2006 gün ve 2006/4-113 Esas ve 2006/205 Karar sayılı; 09.05.2007 gün ve 2007/4-212 Esas, 2007/261 Karar sayılı, ilamlarıyla yargısal uygulamada da büyük ölçüde bu sorumluluk türü kabul edilmiştir.

Av. Dicle KANAY

KAYNAKÇA

1. Ertaş, Şeref, Tapu Sicilinin Yanlış Tutulmasından Doğan Zararlardan Hazinenin Sorumluluğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020.

2. Esener, Turhan / Kudret, Güven, Eşya Hukuku, 8.bs. , İstanbul, Yetkin Yayınları, 2019.

3. Görgeç, Başak, Devletin Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Sorumluluğu, Rücu Hakkı ve Tabi Olduğu Zamanaşımı, Marmara Üniversitesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2016.

4. Oğuzman, M. Kemal / Seliçi, Özer / Özdemir Saibe Oktay, Eşya Hukuku Ders Kitabı, Filiz, İstanbul,2018 

5. Pekmez, Cüneyt, Tapu Sicilinin Tutulmasından Devletin Sorumluluğu, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2013.

6. Sarıaslan, Damla, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu,TBB Dergisi, 2017     

7. Sirmen, Lale, Eşya Hukuku, 5.bs., Ankara, Yetkin, 2017.

8. www.kazanci.com.tr

9. www.lexpera.com.tr

10. www.mevzuat.gov.tr

----------------

[1] Sirmen, Lale, Eşya Hukuku, 5.bs., Ankara, Yetkin, 2017, s.126.

[2] Sirmen, Lale, Devletin Sorumluluğu, s.59.

[3] Sirmen, Lale, Eşya Hukuku, 5.bs., Ankara, Yetkin, 2017, s.128.

[4] Sirmen, Lale, a.g.e., s.129

[5] Sirmen, Lale, a.g.e., s.131

[6] Esener, Turhan / Kudret, Güven, Eşya Hukuku, 8.bs. , İstanbul, Yetkin Yayınları, 2019.

[7] Oğuzman, M. Kemal / Seliçi, Özer / Özdemir Saibe Oktay, Eşya Hukuku Ders Kitabı, Filiz, İstanbul,2018

[8] Ertaş, Şeref, Tapu Sicilinin Yanlış Tutulmasından Doğan Zararlardan Hazinenin Sorumluluğu, Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi, 2020.

[9] Yargıtay 20.HD’nin 12.05.20015 tarihli ve 2956/4093 sayılı kararında da, sahte bir nüfus cüzdanına dayanılarak noter tarafından düzenlenen sahte vekâletname ile taşınmazın satılması sonucu doğan zarardan, üçüncü kişinin ağır kusuru ile illiyet bağı kesilmiş olduğundan noter sorumlu tutulmazken, aynı zarardan Devlet’in MK 1007’ye göre sorumlu olması gerektiği sonucuna varılmıştır (YKD, 2016/1, s. 107 vd.). Buna karşılık, aynı Dairenin 01.06.2016 tarihli ve 2441/6202 sayılı kararında, sahte vekâletneme dayanılarak yapılan tescilden dolayı kusurlu olduğu sonucuna varılan noter vekiline ve Hazineye karşı açılmış olan tazminat davasının kabulü isabetli görülmüştür (YKD, 2016/9, s. 2210).

[10] Görgeç, Başak, Devletin Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Sorumluluğu, Rücu Hakkı ve Tabi Olduğu Zamanaşımı, Marmara Üniversitesi Hukuk Araştırmaları Dergisi, 2016, s.1206.

[11]  Pekmez, Cüneyt, Tapu Sicilinin Tutulmasından Devletin Sorumluluğu, On İki Levha Yayınları, İstanbul, 2013.

[12]  Sarıaslan, Damla, Tapu Sicilinin Tutulmasından Doğan Zararlardan Devletin Sorumluluğu, TBB Dergisi,  2017,s.133.

[13] Sirmen, Lale, a.g.e., s.126.

[14] Sirmen, Lale, a.g.e., s.126.