Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'un konuşması öncesinde kürsüye gelen Sağkan; Türkiye'de arabuluculuğun 2018 yılından itibaren, aralarında iş uyuşmazlıklarının da bulunduğu bazı uyuşmazlıklar bakımından dava şartı haline getirildiğini ve bununla birlikte ivme kazandığını hatırlatarak şunları söyledi:

"Arabuluculuk uygulaması temel olarak, bir yandan mahkemelerin iş yükünün azaltılması bir yandan da tarafların hak ve menfaatlerini görece daha esnek bir yapı içerisinde daha hızlı ve etkin bir şekilde koruyabilmeyi temel amaç olarak ortaya koyuyor. Az önce Hukuk İşleri Genel Müdürümüz Sayın Öztatar’ın açıkladığı nicel veriler anlaşma oranı kıstası göz önüne alındığında arabuluculukla hedeflenen amaçlara büyük oranda ulaşıldığını ortaya koyuyor. Bu hedefe ulaşılmasında; yasal düzenlemeler ve arabuluculuğun organizasyon şeması bakımından Adalet Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar kadar, arabuluculuğun hukukçular eliyle ve büyük oranda avukatlar tarafından yürütülüyor olması ve avukatların gerek arabulucu gerekse taraf vekili olarak sisteme sundukları katkı etkili rol oynamaktadır. Zira arabuluculuk sisteminin, hukuk yargılaması dışında kalan alanlardaki muadillerine, örneğin uzlaştırmacılığa göre daha yüksek oranda anlaşmayla ve hakkaniyetle sonuçlanmasının sebebi, sürecin içerisinde yalnızca hukukçuların yer alıyor olmasıdır. Bu vesileyle arabulucu meslektaşlarımızın gayretlerinin ve özverili çalışmalarının hakkını teslim etmemiz gerektiğinin altını önemle çizmek isterim.

Meslektaşlarımızın sürece yalnızca arabulucu olarak değil, aynı zamanda taraf vekili olarak da daha yoğun ve etkili katılımı sistemin başarısını daha da artıracaktır. Bu anlamda arabuluculuğun önemli bir ayağını da tarafların mümkün olan her durumda vekille temsil konusunda teşvik edilmeleri oluşturmaktadır. Bu farkındalığın yaratılmasının yanında özellikle işçi-işveren gibi tarafların eşit koşullarda olmadığı uyuşmazlıklarda zorunlu taraf vekilliği hususunun da tartışılması gerektiği kanaatindeyiz. Zira eşit ilişkinin olmadığı durumlarda masadaki dengenin avukatla temsil yolu ile sağlanması hak ve menfaatlerin korunması bakımından taraflara önemli avantajlar kazandıracaktır.

Bir hususun daha altını çizerek konuşmamı sonlandıracağım. Bugün Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile amme alacakları bakımından aylık gecikme zammı oranının %3,5 olarak belirlenmesi yönünde düzenleme yapıldı. Ancak içerisinde bulunduğumuz enflasyonist ortama rağmen vatandaşın alacağı bakımından uygulanan yasal faiz oranı ise yıllık %9 olarak uzun yıllardır aynı oranda devam ediyor. Yargılamaların uzun sürmesi ve enflasyon verileri göz önüne alındığında yasal faiz oranının değişmemesi karşısında parasının alım gücü kaybolan ve yargı yolu ile hakkını arayan yurttaşlarımız bakımından bir hakkın tesisi noktasında yargı etkisizleşmekte ve yargıya olan güven sarsılmaktadır. Bu durumun Arabuluculuk kurumuna yansıması ise; uyuşmazlığın tarafı olan kişinin arabuluculuk masasında anlaşarak alacaklı olan tarafın parasını peşin ödemek yerine yıllarca sürecek yargılama neticesinde çok düşük faiz oranları ile ödeme yapmayı tercih etmek suretiyle anlaşmama yolunu teşvik etmek şeklinde ortaya çıkmaktadır. Yaşanan sürecin mağdurları ise hakkına kavuşamayan yurttaşlarımız ve ciddi bir emek sarf eden arabulucu meslektaşlarımızdır.

Türkiye Barolar Birliği yönetimi olarak göreve geldiğimiz günden bugüne kadar;

-Yüz yüze temel arabuluculuk eğitimlerinde 26 ilde 114 grup eğitimi sonucu 3.376 katılımcıya,

-Uzmanlık eğitimlerinde ise 269 grup eğitimi sonucu 7.807 katılımcıya eğitim ve katılım belgesi verilmiş, yine barolarımız tarafından çok sayıda taraf vekilliği eğitimi gerçekleştirilmiştir.

Gerek temel arabuluculuk eğitimleri gerek uzmanlık eğitimleri gerekse taraf vekilliği eğitimleriyle meslektaşlarımızın arabuluculuk alanında kapasitelerinin arttırılması, sistemin adil işlemesine dönük çalışmalarımız devam etmektedir. İçerisinde bulunduğumuz etkinlikte olduğu gibi alanlarında uzman kişilerce yapılacak değerlendirmeleri hak ve menfaatlerin korunması bakımından kıymetli buluyor, arabuluculuk sisteminin sağlıklı şekilde işlemesine katkı sunan tüm arabulucu ve taraf vekili meslektaşlarıma şükranlarımı sunuyor, etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçenlere teşekkür ediyorum."

Ülkemizde arabuluculuğun gelişimi ve dava şartı arabuluculuk ile ilgili değerlendirmelerin yapıldığı etkinliğin açılışında, Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar ve Avrupa Konseyi Ankara Program Ofisi Başkanı William Massolin de birer konuşma yaptı.