1-Tanımı ve Hukuki Niteliği

Tek satıcılık sözleşmesi ticari hayatların gereklerini karşılamak üzere ortaya çıkmış sui generis tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir. Bu bağlamda ilgili sözleşme sağlayıcı ile tek satıcı arasındaki hak ve yükümlülükleri düzenleyen, çerçeve niteliğine haiz ve sürekli borç ilişkisi yaratan bir sözleşmedir. Bu kapsamda sağlayıcı elindeki malları belirli bir bölgede belirli bir bedel karşılığında göndermeyi taahhüt ettiği, tek satıcının da bahse konu malları bahse konu bölgede kendi nam ve hesabına satmak için almayı taahhüt ettiği bir sözleşmedir (Yeşiltepe: s.134). Doktrin ve Yargıtay içtihatlarında da tek satıcılık sözleşmesi “Tek satıcılık sözleşmesi, yapımcı ile tek satıcı arasındaki hukuki ilişkileri düzenleyen çerçeve niteliğinde, sürekli öyle bir sözleşmedir ki, bununla yapımcı, mamullerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir coğrafi bölgede inhisar sahibi olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermeyi, buna karşılık tek satıcı da, sözleşme konusu malları kendi adına ve kendi hesabına satarak malların sürümünü artırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir” (Gökyayla: s.7) şeklinde tanımlanmaktadır. Tek satıcılık sözleşmesi tanımında her ne kadar malları sağlayan taraf için “yapımcı” ifadesi kullanılmış olsa da sözleşmenin bir tarafının mutlaka malların yapımcısı veya üreticisi olması gerekmemektedir (Dağ: s.2). Bu sebeple öğretide de genellikle sağlayıcı ibaresi tercih edilmektedir. Bu sözleşmede ilk aşama çerçeve niteliğe sahip bir sözleşme; ikinci aşamada birel nitelikte satış sözleşmeleridir (Dağ: s.3).

Tek satıcılık sözleşmesinin en belirgin özelliği tek satıcının bahse konu bölgede kendi nam ve hesabına satış yaparak bahse konu malların sürümünü arttırmaya çalışması olarak ifade edilebilir(Dağ: s.3). Bu kapsamda tek satıcı satışını üstlendiği malları riskleri kendi üstünde olmak üzere sağlayıcıdan alacak ve daha sonra kendi nam ve hesabına satacaktır (Arkan: s. 202). Yazının devamında tek satıcı ve sağlayıcının yükümlülüklerine yer verilecek; aynı zamanda sözleşmenin sona ermesi ve bu kapsamda tarafların sahip olduğu haklar ve yükümlülükler ifade edilecektir.

2-Tarafların Hak ve Yükümlülükleri

2.1-Tek Satıcının Hak ve Yükümlülükleri

Tek satıcının, tek satıcılık sözleşmesi gereğince belirli yükümlülükleri söz konusudur. Bahse konu yükümlülükler genel itibariyle sağlayıcının haklarına karşılık gelen hak ve yükümlülüklerdir.

Bu kapsamda ilk olarak tek satıcının sözleşme konusu malları satma yükümlülüğü söz konusudur. Bu mallar esas itibariyle sözleşmenin konusunu teşkil eden mallardır. Tek satıcının malları satma yükümlülüğü sağlayıcının menfaatini doğrudan ilgilendirmektedir. Tek satıcı bu yükümlülük kapsamında sözleşme konusu malları satmak için gerekli çabayı gösterecek ve bu kapsamdaki tüm gereklilikleri yerine getirecektir. Tek satıcının fiilleri sebebiyle satışlar yetersiz kalır, potansiyel satışlar kaçarsa tek satıcı sağlayıcının zararlarını tazmin edecektir.

Tek satıcının yükümlülüklerinden bir diğeri de tek satıcının sözleşme konusu malları alma ve bedelini ödeme yükümlülüğüdür. Taraflar alım yükümlülüğünün nasıl gerçekleşeceğini kendileri belirleyebileceği gibi hâkim tarafından belirlenmesini de talep edebileceklerdir (İşgüzar: s. 114-118). Ayrıca, alım yükümlülüğünün tayini üçüncü kişiye de bırakılabilecektir (Kaya: s. 106-107).

Tek satıcılık sözleşmesinde satıcının en önemli yükümlülüklerinden birisi de sürüm arttırıcı faaliyetlerde bulunmaktır. Bu kapsamda tek satıcı sürümü arttırmak için pazarlama faaliyetlerinde bulunacaktır. Bununla birlikte tek satıcının sürümü arttırmak için reklam yapma yükümlülüğü de vardır. Ancak taraflar bu yükümlülüğü ve masraflarını kendi aralarında anlaşma yaparak düzenleyebilirler.

Tek satıcının bir diğer yükümlülüğü de sağlayıcıyı bilgilendirme yükümlülüğüdür. Aşağıda ifade edeceğimiz üzere sağlayıcının tek satıcının kendisini bilgilendirmesini talep hakkı bulunmaktadır. Taraflar bu yükümlülüğe sözleşme içerisinde yer vermese bile tek satıcının böyle bir yükümlülüğü olduğu kabul edilecektir (Kaya: s. 109-110). Hangi bilginin bilgilendirme yükümlülüğü kapsamına girdiği de her somut olaya göre ayrıca belirlenecektir (Kaya: s. 109-110).

Tek satıcının sağlayıcının menfaatlerinin gözetmek bakımından bir diğer yükümlülüğü de müşteri hizmetlerini yerine getirmek yükümlülüğüdür; zira tek satıcılık sözleşmesi çerçevesinde tek satıcının müşteri ile olan ilişkisi satış sonrasında da sürmektedir.

Tek satıcının, bir diğer yükümlülüğü de sağlayıcıya sadık kalma ve onun menfaatlerini koruma yükümlülüğüdür. Bu kapsamda tek satıcı sağlayıcının iş kapsamında vermiş olduğu dürüstlük kuralına uygun talimatlara uyacak, gerekli olan sırları saklayacak ve sağlayıcı ile rekabet yaratacak faaliyetlere girmeyecektir. Bu yükümlülüklerinde sözleşmede yer almasa bile varlığı kabul edilmektedir (İşgüzar: s. 84; Kaya: s. 113). Yargıtay’ da bir içtihadında “kural olarak tek satıcılık sözleşmesinde davacı satıcının sadakat ve rekabete aykırı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü mevcut olup, kurulan bir sözleşmede satıcının bu yükümlüğünü ihlal etmesi sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmayıp sözleşmeye aykırılık teşkil edecek olup davacı 2007-2013 yılları arasında YALE marka ürünler dışında aynı ürün gamında satışlar yapmış ise de 2009 yılı içinde davacı şirketi ile ortaklık kurma amaçlı olarak görüşmelere başlaması ve bu kapsamda davacının tüm portföyü ve hesaplarına ve elektronik postalarda şirket bilançolarının paylaşılması sebebiyle davalı ... bu durumu öğrendiği halde, bu konuda davalıya herhangi bir ihtar ya da uyarıda bulunmamış ve sözleşmeyi 17.02.2012 tarihli E-Posta ile alt şirketini geliştirmek için feshetmiş olup davacının rekabete aykırı davranışları nedeniyle feshetmediği ve bu durumun kesinleşen İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2012/85 E-2012/265 K dosyası ile sabit olduğundan sözleşmeye aykırılık halinin oluşmadığı ve davalı yönünden haklı bir sebebe dayanmayan tek taraflı feshinin haksız olduğu” (Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2020/6153 K. 2022/3132 T. 19.4.2022) şeklinde ifadelere yer vererek sadakat ve rekabete aykırı davranışlardan kaçınma yükümlülüğünün ihlal edilmesinin sözleşmenin tek satıcılık sözleşmesi niteliğini ortadan kaldırmayıp sözleşmeye aykırılık teşkil eden bir fiil olduğunu ancak somut olaya göre haklı sebeple fesih nedeni teşkil edeceğini ifade etmiştir.

2.2-Sağlayıcının Hak ve Yükümlülükleri

Sağlayıcının da tek satıcılık sözleşmesi kapsamında bir takım hak ve yükümlülükleri söz konusudur. Bahse konu haklar ve yükümlülükler tek satıcı yükümlülüklerinin bir karşılığı olarak ifade edilebilecektir.

Bu kapsamda sağlayıcı tek satıcıdan malın veya malların bedelini, gerekli bilgi veya belgeleri, gerekli pazarlama faaliyetlerinin yapılmasını talep hakkı mevcuttur. Aynı zamanda sağlayıcı tek satıcıdan ticari sırlarını gizleme hakkına sahiptir. Yine sağlayıcı tek satıcıya dürüstlük kuralına uygun talimatlar verebilecektir.

Sağlayıcının tek satıcıdan belirli hususlarda talep hakkı olduğu gibi tek satıcıya karşı belirli yükümlülükleri de söz konusudur. Bunlar;  mal veya malların teslim yükümlülüğü, tek satıcıyı destekleme yükümlülüğü, tek satıcıya gerekli bilgi ve belgeleri verme yükümlülüğü, tekel bölgesinde satış yapmama yükümlüğü, sır saklama yükümlüğü, tek satıcının menfaatlerini koruma ve tek satıcıya karşı sadakat yükümlüğü ve malların kalitesini garanti etme yükümlülüğü şeklindedir.

3-Tek Satıcılık Sözleşmesinin Sona Ermesi ve Sonuçları

Bilindiği üzere tek satıcılık sözleşmesi de tıpkı diğer sözleşmeler gibi sona erecektir. Ancak sui generis bir sözleşme olduğu için feshinin nasıl olacağı önem arz etmektedir. Tek satıcılık sözleşmesi sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme olduğu için feshi geçmişe değil geleceğe etkili sonuç doğuracaktır (Kaya: s. 116). Ancak bu kapsamda sona erme tarihine kadar yapılmış olan birel satış sözleşmeleri bu fesihten etkilenmeyecektir (Kaya: s. 116-117).

3.1-Sözleşmenin Kendiliğinden Sona Ermesi

Taraflar sözleşmeye herhangi bir uzatma şartı koymadılarsa tek satıcılık sözleşmesi sürenin sona ermesiyle kendiliğinden sona erecektir. Bu kapsamda herhangi bir ihbar vs yapılmasına gerek yoktur. Ancak taraflar sürenin dolmasına rağmen hala birlikte çalışmaya devam ederlerse aralarındaki sözleşme belirsiz süreli sözleşmeye dönecektir (Kaya: s. 116-117).

3.2-Tarafların Anlaşması ile Sona Ermesi

Taraflar tek satıcılık sözleşmesini her zaman anlaşarak sona erdirebilirler. Anlaşarak sona erdirme kapsamında sözleşmenin belirli veya belirsiz olması önem arz etmemektedir. Taraflar bu şekilde sözleşmeyi derhal sona erdirebilecekleri gibi belirli bir süre vererek de sona erdirebilirler.

3.3-Tek Satıcılık Sözleşmesinin Fesih İle Sona Erdirilmesi

3.3.1-Olağan Fesih

Tek satıcılık sözleşmesinde bilindiği üzere taraflar arasında sürekli bir borç ilişkisi söz konusudur. Taraflar her sürekli borç ilişkisinde olduğu gibi tek satıcılık sözleşmesini de herhangi bir sebebe ihtiyaç duymadan tek taraflı irade beyanıyla feshedebilecektir. Taraflar için bozucu yenilik doğuran hak niteliğinde olan olağan fesih hakkı tek taraflı irade beyanının karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte kullanılmış olmaktadır (Kaya: s. 120). Taraflardan birinin olağan fesih hakkını kullanmasıyla birlikte fesih ihbar süresi işlemeye başlayacak; taraflar sözleşmeyi sona erdirmek için gerekli hazırlıkları yapacaktır. Bu kapsamda fesih ihbar süresinin sonuna kadar sözleşme yürürlükte kalacaktır. İhbar süresini taraflar sözleşmeyle belirleyebilirler; ancak sözleşme ile belirlenmediği zaman uyuşmazlık çıkması halinde hâkimin müdahalesi talep edilebilecektir. Zira, mevzuatta doğrudan tek satıcılık sözleşmesine ilişkin herhangi bir doğrudan düzenleme yoktur. Mesela bir içtihadında Yargıtay; “Bu durumda yerel mahkemece yapılacak iş; taraflar arasında 28.02.2002 tarihinden beri devam eden belirsiz süreli tek satıcılık sözleşmesinin davalı tarafça 21.03.2008 tarihli ihtarname ile sebep gösterilmeden dört aylık süre verilmek suretiyle 22.07.2008 tarihi itibariyle olağan şekilde feshedildiği, ancak verilen fesih bildirimi süresinin yetersiz olması nedeniyle bu olağan feshin haksız bir fesih olduğu” (Yargıtay Kararı - 19. HD., E. 2016/5707 K. 2016/12723 T. 28.9.2016) şeklinde ifadelere yer vererek 4 aylık fesih ihbar süresini yetersiz bulmuştur. Dolayısıyla, bu konuda her somut olay bakımından ayrı inceleme yapılması gerekmektedir.

3.3.2-Haklı Fesih

Tek satıcılık sözleşmeleri belirli veya belirsiz olduklarına bakılmaksızın taraflarca haklı neden ile her zaman sona erdirilebilecektir. Haklı nedenle fesih, haklı nedene ilişkin fesih bildiriminin karşı tarafa ulaştığı andan itibaren hüküm doğuracak olup herhangi bir ihbar süresine gerek olmaksızın taraflar arasındaki ilişkiyi sona erdirecektir. Haklı nedenle feshe sebep olacak hususun taraflar arasındaki ticari ilişkinin devamını engelleyecek mahiyette önemli bir sebep olması gerekmektedir (Kaya: s. 122). Mesela Yargıtay bir içtihadında “Bölge adliye mahkemesince, davacının daha önceden borçlarını ödemede temerrüde düştüğü, taraflar arasında 05.09.2013 tarihinde ödeme protokolü düzenlenerek davacı tarafın borçlarının yapılandırıldığı, 03.12.2013 tarihli satış bedellerinin ödemelerinin 17.01.2014 tarihinde yapılması gerekirken yapılmadığı, bu nedenle davalı tarafından davacıya 23.01.2014 tarihli noter ihtarnamesi keşide edilerek vadesi gelen borçların 2. iş günü içinde ödenmesinin, aksi takdirde sözleşmenin haklı nedenle feshedileceğinin ihtar edildiği, süresi içinde borcun ödenmemesi üzerine bu kez davalı tarafça 29.01.2014 tarihli ihtarname ile sözleşmenin feshedildiği, ihtarname tarihi itibari ile davacının borcu ödemekte temerrüde düştüğünden davalının sözleşmeyi haklı nedenle feshettiğinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir” (Yargıtay Kararı - 19. HD., E. 2018/733 K. 2019/5552 T. 12.12.2019) şeklinde ifadelere yer vererek ödemelerin zamanında yapılmamasını haklı fesih sebebi olarak kabul etmiştir. Yine benzer bir içtihatta Yargıtay “Mahkemece, benimsenen bilirkişi raporuna göre, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin davalı tarafça davacının ödemeler konusunda sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle haklı nedene dayalı olarak fesih ettiği, kabule göre de sözleşmeye aykırı davranan ve kendi edimlerini yerine getirmeyen davacının sözleşmenin haklı feshedilmesi nedeniyle asıl davanın reddine” (Yargıtay Kararı- 19. HD., E. 2016/6877 K. 2017/6407 T. 28.9.2017) şeklinde ifadelere yer vererek ödemeler konusunda yapılan sözleşmeye aykırılıkları haklı sebeple fesih nedeni olarak görmüştür. Dolayısıyla, haklı fesih her somut olay bakımından ayrı değerlendirilecek ve ilgili sebebin taraflar arasındaki ticari ilişkiyi çekilemez boyuta getirip getirmediği incelenecektir.

3.4-Tek Satıcılık Sözleşmesinin Sona Ermesinin Sonuçları

Tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesi taraflar açısından belirli ekonomik sonuçlara neden olacaktır. Bu kapsamda en çok zararı gören tek satıcı olacaktır. Zira, tek satıcı sözleşme vasıtasıyla elde ettiği müşteri çevresini kaybedecek çok ciddi bir ekonomik sıkıntı yaşayacaktır. Bu kapsamda tek satıcıyı korumak için TTK madde 122/5’te öngörülen denkleştirme istemi devreye girecektir. Tek satıcının denkleştirme talep edebilmesi için sağlayıcının işletme organizasyonunda bütünleşmiş olması, sıfırdan müşteri çevresi oluşturmuş olması veya var olan müşteri çevresini önemli ölçüde geliştirmesi, sözleşmenin tek satıcının kusuru dışında son ermiş olması, müşteri çevresinin sağlayıcıya devredilmiş olması ve son olarak talebin hakkaniyete uygun olması gerekmektedir (Kaya: s. 125-126).

Bununla birlikte tek satıcılık sözleşmesinin sona ermesi halinde tek satıcı da sözleşme konusu malların bir kısmı kalmış olabilir. Taraflar bu konuda sözleşmede bir düzenleme yapmış ise bu hükümler uygulanacaktır. Ancak herhangi bir belirleme yapılmadıysa somut duruma göre hareket edilmesi gerekmektedir. Eğer, sözleşme tek satıcının kusuru nedeniyle feshedilmişse mallar tek satıcı da kalacak olup bunun dışında sebeplerle feshedilmesi halinde sağlayıcı tarafından ilgili mallar satış fiyatından geri alınacaktır.

KAYNAKÇA

1- Servecan Kaya, Tek Satıcılık Sözleşmesi, Lykeion Yayınları, Ankara 2019.

2- Cemile DEMİR GÖKYAYLA, Milletlerarası Özel Hukukta Tek Satıcılık Sözleşmeleri, Vedat Kitapçılık, İstanbul 2013.

3- Hasan İşgüzar, Tek Satıcılık Sözleşmesi(Alleinvertretungsvertrag), Ankara 1989

4- Kübra Dağ, TEK SATICILIK SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ VE SONA ERMENİN HUKUKİ SONUÇLARI, İSTANBUL-2019.

5- Sabih Arkan, Ticari İşletme Hukuku, Ankara 2018.

6- Salih Önder YEŞİLTEPE, Tek Satıcılık Sözleşmesinde Tekel Hakkının Üçüncü Kişilere Karşı İleri Sürülmesi, İstanbul Medipol Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dergisi 4 (2), Güz 2017; 133-151, https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1102246 , (Erişim Tarihi: 20.02.2023).

7- https://www.lexpera.com.tr/kullanici-profili , (Erişim Tarihi: 20.02.2023).