Toplantıya TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Nizam Dilek, çok sayıda Baro başkan ve yönetim kurulu üyesi ile baroların kadın hakları merkezlerinin başkan ve üyeleri katılım sağladı.

Konuşmasına, “Bu hayatta pek çok bilgi bize kalıp olarak verilir, pek çok eylem kalıp halinde normalleştirilir” diye başlayan Birlik Başkanı Sağkan, bu akışın meşruiyetini sorguladığı her an, yolun sonunun kadınlara çıktığını kaydetti.

Herkese ilk okuldan itibaren, insanlığın tarım devrimini gerçekleştirmeden önce avcı toplayıcı olduğunun öğretildiğini anlatan Sağkan, “İlk roller o zaman atanmıştı. Erkekler kas gücüyle geyik avlar, kadınlar ot toplardı. Çocuk aklımla erkeklerin yaptığını daha zor bir iş bölümü olarak gördüm. Oysa kadınların yaptığı, insanlığı ayakta tutandı. Kadınlar, yüzlerce yıl hangi otun zehirli, hangisinin faydalı olduğunu bilerek o otları topladılar. İnsanlığın yer yer karnı doydu, yer yer şifa buldu. Gebere otunu doğru toplamasalardı koca bir medeniyet hiç başlamadan yok olabilirdi” şeklinde konuştu.

“KADIN MESLEKTAŞLARIMIN OMUZLARINDAKİ GÖRÜNMEZ YÜKÜ BİLİYOR, KADIN MÜCADELESİNİ TAKDİR EDİYORUM”

“Benim, mesleğini soranlara ‘ev hanımı’ dediğim ve bir zamanlar işsiz sandığım annem evdeki en ağır işçiydi. Ben annem işe gitmiyor sanıyordum ama aslında annem işe uyanıyor, işle yaşıyordu. Kadınların görünmez emeğinin kutsallığını görüyor ve karşısında saygı ile eğiliyorum” diyen Sağkan, “Kadın meslektaşlarımın omuzlarındaki görünmez ama hissedilir o yükü aklımla görüyor, yüreğimle takdir ediyorum. Aynı yolu yürüsek de biliyorum ki sizin omuzlarınızda bizde olmayan kilolarca yük var. Ama hiçbir yük sizi yavaşlatmıyor. Yavaşlatmak şöyle dursun, bastığınız yerde bıraktığınız silinmez ayak izleri belki de omuzlarınızdaki bu haksız yüktendir” ifadelerini kullandı.

Sağkan, bir restoranda yemek yiyebilmenin bile kadınlar bakımından mücadele edilerek kazanılan bir hak olduğunu ve bu hakkın da Türkiye’nin ilk kadın avukatı olan Süreyya Ağaoğlu’nun mücadelesiyle kazanıldığını anlatarak, arkadaşıyla birlikte Ankara’daki tek restorana gittiği için Başbakan’a kadar şikayet edilen Ağaoğlu’na Mustafa Kemal Atatürk tarafından verilen desteği hatırlattı.

Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım’ı, ölümünün 100. Yıl Dönümü dolayısıyla saygı ve rahmetle anan Sağkan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dünyada pek çok slogan üretildi. En güzeli kadınlara aitti: kişisel olan politiktir. Tarih halen bu sloganın üzerine bir slogan, söylem ya da diskur bulamadı.

Evet, kadınlara dair kişisel olan politiktir. Saçları, kahkahaları, oyları, kırmızı arabaları, meslekleri, mesleklerini icra ederken yaptıkları makyajları, kıyafetleri, bir restoranda yemek yiyebilmeleri, çocuk sahibi olmaları, çocuk sahibi olmamaları, evlenmeleri ya da evlenmemeleri… Ve ölümleri. Kadınların yaşamlarının her saniyesi kadar kadın cinayetleri de bir o kadar politiktir. O cinayetlerin faili erkek, azmettiricisi ataerki, meşrulaştıcısı ise devlet politikalarıdır. O yüzden her kadın cinayeti iş birliği ile işlenir ama sadece katil yargılanır. Oysa katil hiç tek kişi olmadı.

Dünyanın en eski tahakkümünü kahkahası bile politik olan kadınlar yıkacak. Eril tahakküm yıkıldığında altında kalan mutsuzluk, sömürü, istismar ve şiddet olacak. Bu mücadeleyi sürdüren tüm meslektaşlarıma selam olsun.”

SUİÇMEZ: ALINACAK ÇOK YOLUMUZ VAR

TBB Başkan Yardımcısı Av. Sibel Suiçmez de ilk olarak bazı istatistiki bilgiler verdi. 2 Ocak 2023 tarihi itibarıyla Türkiye’de toplam 177.428 avukat bulunduğunu bunların yüzde 52.55’inin erkek, yüzde 47.45’inin de kadın olduğunu söyleyen Suçimez, buna karşın baro başkanlarının 15.66’sının kadın, yüzde 84,34’ünün erkeklerden oluştuğuna dikkat çekti. Suiçmez, “Tabloya baktığımız zaman neredeyse avukatlarımızın yarısı kadınlardan oluşmaktayken Baro başkanlığı nezdinde maalesef TBMM’de kadın temsil oranına yakın bir hal almıştır. Dolayısıyla alacak çok yolumuz var” dedi.

Hızlı akan ülke gündeminin değişmeyen maddesinin kadın cinayetleri olduğunun altını çizen Suiçmez, “Bu durumun ülkenin genel kabulü hale gelmemesi için her gün kadına yönelik şiddetin önlenmesi için nelerin yapılması gerektiği konusunda yetkilileri zorlayacağız. Yılmayacağız, korkmayacağız, susmayacağız, biat etmeden her yerde her zaman konuşacağız. Talep eden, zorlayan olacağız” ifadelerini kullandı.

DİKKATLER ANAYASA DEĞİŞİKLİK TEKLİFİNDE

Suiçmez, 9 Aralık 2022’de TBMM’ye sunulan Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ne ilişkin olarak hem TBB hem TÜBAKKOM olarak laiklik ve eşitlik ilkeleri ile ortaya çıkabilecek sakıncalar bakımından bu değişikliğin ne anlama geldiğiyle ilgili bilimsel çalışmaları yaptıklarını ifade etti.

Konuşmasına tüm kadın hakları savunucularını selamlayarak başlayan Antalya Barosu Başkanı Av. Hüseyin Geçilmez de İstanbul Sözleşmesi’nin feshinden sonra kadına yönelik şiddetin artarak devam ettiğine dikkat çekti. Geçilmez, TBMM’ye sunulan Anayasa düzenlemesiyle ilgili endişelerini dile getirdi.

KAPSAMLI ATÖLYE ÇALIŞMASI

Açış konuşmalarının ardından, toplantı divanı oluşturuldu ve TÜBAKKOM 15. Dönem Sözcüsü Kırklareli Barosu tarafından Faaliyet Raporu’nun sunumu gerçekleştirildi. Daha sonra 11 ayrı masada, 11 ayrı konunun ele alındığı atölye çalışmalarına geçildi.

Atölye çalışmalarında şu başlıklar ele alındı:

- Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı suçlarda soruşturmaya yönelik sorunlar ve çözüm önerileri,
- Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı suçlarda kovuşturmaya yönelik sorunlar ve çözüm önerileri,
- Kadına yönelik toplumsal cinsiyete dayalı suçlarda infaza yönelik sorunlar ve çözüm Önerileri,
- BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Çocuk Koruma Kanunu ışığı altında TMK 124. maddesinin değerlendirilmesi,
-Kadına yönelik şiddetle mücadelede il ve ilçelerdeki koordinasyon kurullarının işleyişi ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri,
- Elektronik kelepçe uygulaması ile ilgili sorunlar ve çözüm önerileri,
- Alternatif uyuşmazlık çözüm yolları bakımından kadın hukukunun değerlendirilmesi,
-İstanbul Sözleşmesi açısından 6284 Sayılı Kanun Kapsamında yaşanan güncel sorunlar (Karar çeşidi, süresi, sayısı vs.),
-Kadınların adalete erişim sorunları ve çözüm önerileri (cezaevindeki kadınlar, mülteci kadınlar, engelli kadınlar, kadın yoksulluğu vs.),
-Israrlı takip suçunun değerlendirilmesi,
-Kadın hukuku bağlamında uluslararası mevzuattan ulusal mevzuata yansımayan hükümlerin tartışılması ve öneriler.