Bir takım avukatların gündemi sık sık meşgul eden zorunlu müdafiilik görevi nedeniyle doğan beraat vekalet ücretlerinin mahkemeler tarafında hükmedilmemesi meselesi Yargıtay 6. CD - 06.05.2024 - 2024/1610 - 2024/5609 sayılı kararı ile yeniden alevlendi.

Kararın paylaşıldığı tarihten itibaren sosyal medya gruplarımızda ya da kulaktan kulağa hızlıca yayılan Yargıtay Ceza Dairesinin kararı, üzülerek belirtmeliyim ki, zorunlu müdafilik ruhu ile bağdaşmaz ise de gerekçeleri ile birlikte yasaya uygun bir karar. Okumayanlar için kısaca özetlemek gerekirse, zorunlu müdafi lehine doğacak olan beraat vekalet ücretinin kanun ile düzenlenmesi gerektiğini vurguluyor. Pek çok meslektaş ve hukukçu arasında Yargıtay’ın işbu kararının isabetli olup olmadığı konusunda, en azından bu meseleyi dert edinenler arasında, hararetli tartışmalar oldu, Hukuk camiasında herkes bir şekilde bu sorun ile muhatap oldu. Neredeyse tüm meslektaşlarımız, aşağıdaki gibi diyaloglara taraf/tanık olarak bu soruna aşina hale geldi.

Müdafi –Sayın hakim, beraat vekalet ücretine hükmetmediniz?

Hakim -Biz vekalet ücretine hükmetmiyoruz avukat bey/hanım.

Müdafi – Ama hükmedilmesi gerektiğine dair Yargıtay’ın şu sayılı kararı var.

Hakim – O zaman istinaf edersiniz siz de.

Burada Yargıtay kararının doğru olup olmadığı veya Yargıtay’ın farklı ceza dairelerinin aksine olan kararları olduğu konusuna daha fazla değinmeye gerek duymuyorum. Zira bu tarz tartışmaların faydası olmadığı kanaatindeyim.

Bizler Yargıtay kararını tartışadururken yahut hakimlerimiz ile amansız münakaşalara girerken yapılması gerekenler konusunda hala bir adım atılmadı.

Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde değişikliğe gidileli yaklaşık dokuz ay oldu. İlk yürürlüğe girdiği tarihte de aynı tartışmalar gündeme gelmişti. Halbuki Yargıtay kararında da işaret edildiği gibi bu konuda yasal düzenlemeye gidilerek ilgili kanunlarda mevzuat değişikliği yapılmış olsaydı bu tartışmalar bugün son bulacaktı.

Peki meclisimizin mevcudunun büyük kısmını hukukçular oluştururken, neden zorunlu müdafi vekalet ücretleri konusunda kanun teklifi verilip çalışmalara başlanılmadı?

Başlıca nedeni meclisimizde görev yapan ve asıl mesleği avukatlık olan 122 vekilimizin veya pek kıymetli büyük meslek büyüklerimizin zorunlu müdafilik görevi yapmıyor, yapsalar bile buradan alacakları ücreti önemsemiyor olmasıdır.

Maruz kaldığımız ekonomik çöküntü toplumda olduğu gibi camiamızda da sınıfların oluşmasına yol açtı. Zorunlu müdafilik yapan alt ve orta sınıf olarak kabul edebileceğimiz avukatların dertlerinden, üst sınıf olarak nitelendirebileceğimiz avukatlar muzdarip değil. Bizimle hemhal olan meslek büyüklerimizi istisna tututtuğumuzu ayrıca belirtmek isteriz

Diğer yandan üst sınıf meslektaşlarımızın problemlerinden de muhtemelen bizler bihaberiz.

Bu durum yargıdaki sıkıntıların sınıfsal olduğunun aşikarane bir göstergesi ve neden çözüme kavuşmadığının bir izahıdır.

Şu hususu şerh olarak düşmek isterim; her ne kadar bu problemin gerekçesi olarak ekonomik farklılıklar gösterilmiş olsa da savunma hakkı güçlendirilerek daha adil yargılamalar ortaya koyabilmek adına zorunlu müdafilik/vekillik vekalet ücretlerinin yasalaşması gerekmektedir.

Zorunlu müdafilik/vekillik vekalet ücretleri yasalaşsa dahi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi belirlen ücretlerin olması gerekenden düşük olması ayrı bir tartışma konusu olduğundan burada daha fazla değinmeye gerek görmedim.

Son olarak yukarıda paylaşılan Yargıtay kararının ilk olarak Hakimler ve Savcılar Derneğinin sosyal medya hesaplarında paylaşılmasını da oldukça manidar buluyorum.

Av. Muhammed Faruk PAKSOY

---

>> YARGITAY 'ZORUNLU MÜDAFİİ İÇİN VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLEMEYECEĞİNE' KARAR VERDİ