Mal rejimleri, yasal ve seçimlik mal rejimleri olarak iki gruba ayrılmıştır. Eşlerin malvarlıklarının yönetimi hususunda sözleşme ile mal rejimini tayin etme imkanı bulunmakla birlikte, bu seçimin gerçekleşmemesi ihtimali gözetilerek 01.01.2002 tarihli yeni Medeni Kanunu'nun kabulü ile eşlerin tabi olacakları yasal mal rejimi, birlikte edinilmiş mallara katılma rejimi olarak belirlenmiştir.

Türk Medeni Kanunu'nun ("TMK") 218. maddesi uyarınca, edinilmiş mallara katılma rejimi, eşlerin edinilmiş malları ile eşlerin kişisel mallarını kapsamaktadır. 

TMK m. 219 uyarınca, edinilmiş mallar, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir. Hangi malvarlığı değerlerinin edinilmiş mal sayılacağı ise kanunda sınırlandırılmamış olup aynı maddede örnek niteliğinde şu şekilde sayılmıştır:

1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler, 

2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler, 

3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar, 

4. Kişisel mallarının gelirleri, 

5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler. 

TMK m. 220 ve TMK m. 221 hükümleri uyarınca kişisel mallar, kanun gereği kişisel mallarve sözleşmeden doğan kişisel mallar olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. 

Kanun gereği kişisel mallar (TMK m. 220) : 

1. Eşlerden birinin yalnız kişisel kullanımına yarayan eşya,

2. Mal rejiminin başlangıcında eşlerden birine ait bulunan veya bir eşin sonradan miras yoluyla ya da herhangi bir şekilde karşılıksız kazanma yoluyla elde ettiği malvarlığı değerleri, 

3. Manevi tazminat alacakları, 

4. Kişisel mallar yerine geçen değerlerdir. 

Sözleşmeden doğan kişisel mallar ise (TMK m. 221) : 

1.Bir mesleğin icrası veya işletmenin faaliyeti sebebiyle doğan edinilmiş mallara dahilolması gereken malvarlığı değerleri, 

2.Kişisel malların gelirleridir.

Gerek kanun uyarınca, gerekse sözleşmeyle kişisel mal olarak kabul edilen mallar dışında; eşlerin, ivazlı olarak elde ettikleri bütün malları, edinilmiş mal olarak kabul edilmiş ve mal rejimi sona erdiğinde paylaşıma tabi tutulmuştur. Eşlerin kişisel malları ise paylaşım dışıdır. (HGK., E. 2019/805 K. 2022/123 T. 15.02.2022)

Türk Medeni Kanunu’nun 219. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir” şeklindeki tanıma göre edinilmiş mal kavramının üç unsurdan oluştuğunun kabulü gerekir:

(i) Edinilmiş mal, mal rejiminin devamı süresince diğer bir ifadeyle yasal mal rejiminin başlangıcından sonuna kadar olan süreç içinde edinilmiş olmalıdır. Bu unsur gereğince eşler arasında yasal mal rejiminin başladığı tarihten önce edinilmiş olanlar ile mal rejiminin sona ermesinden sonra edinilmiş olan malvarlıkları diğer unsurlara bakılmaksızın, o eşin kişisel malı sayılır.
(ii) “Karşılığı verilerek edinilmiş” olmalıdır, kaldı ki bu unsur esasen “edinilmiş mal” tanımının başlıca koşuludur, zira bir malın yasal mal rejimi kapsamında edinilmiş mal sayılması, bu malın ivazlı şekilde elde edilmiş olmasına bağlıdır. 

(iii) Bir eşin edinilmiş malından bahsedilmek için kural olarak o malın mülkiyet hakkına sahip olunması gerekir. Yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesiaşamasında hesaba katılacak olan mallar ve değerler, eşlerin mal rejiminin sona ermesi anındaki mülkiyet durumlarına göre değerlendirilecektir. TMK’nın 228. maddesinin 1. fıkrası ile 235. maddesinin 1. fıkrası uyarınca; eşlerden her biri, diğer eşin mal rejimi sonaerdiğinde mal varlığında halen mevcut olan edinilmiş malları üzerinde hak sahibidir. Mal rejiminin sona ermesi anında bir eşin mülkiyetinde bulunmadığı halde; bazı malvarlığı değerleri, ancak Kanun’un “Eklenecek değerler” başlıklı 229. maddesi hükmüne uyum sağladığı takdirde, eşin edinilmiş mallarına eklenebilir. Bu istisnai hükme göre; eşlerden birinin, mal rejimi sona ermeden önce bir yıl içinde eşinin rızasını almadan olağan hediyeler dışında yaptığı karşılıksız kazandırmaları ile mal rejiminin devamı süresince eşinin katılma alacağını azaltmak kastıyla yaptığı devirler, o eşin edinilmiş mallarına eklenecek değerler olarak kabul edilmiştir. Bu istisnai hüküm dışında, mal rejiminin sonaermesi anında, bir eşin mülkiyetinde bulunmayan, ya da eşin bir sınırlı ayni hak nedeniyle zilyetliğinde bulunan malların “edinilmiş mal” olup olmadığına bakılamaz, çünkü bu hâlde eşin mülkiyet hakkının varlığından söz edilemez. (HGK., E. 2019/805 K. 2022/123 T. 15.02.2022)

Edinilmiş Mal Rejiminin Sona Ermesi ve Tasfiyesi

Edinilmiş mallara katılma rejiminde tasfiye davasının görülebilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermiş olması gerekir. Mal rejiminin sona erdiği haller ise TMK’nın 225.maddesinde; “Mal rejimi, eşlerden birinin ölümü veya başka bir mal rejiminin kabulüyle sona erer. Mahkemece evliliğin iptal veya boşanma sebebiyle sona erdirilmesine veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesi hâllerinde, mal rejimi dava tarihinden geçerli olmak üzere sona erer” hükmü düzenleme altına alınmıştır.

Eşler arasındaki mal rejiminin sona erdiği tarih, kabulle sonuçlanan boşanma davasının dava tarihi olup (TMK m. 225/2) mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı dava tarihi itibariyle doğmaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken husus, mal rejimindenkaynaklı hakkın dava yolu ile kullanılabilmesi, diğer bir ifadeyle mal rejiminin tasfiyesine karar verilebilmesi için eşlerin boşanmalarına ilişkin kararın kesinleşmesi gerektiğidir.

Edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi için tasfiyeye konu malın hangi grupta yer aldığının belirlenmesi zorunludur. Zira malvarlığının yer aldığı grup, bu malvarlığının tasfiyeye girip girmeyeceği veya tasfiyeye girmesi hâlinde ne şekilde tasfiye edileceği açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca edinilmiş mallara katılma rejiminde kural, mal gruplarının değişmezliğidir. TMK’nın 221. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile açıklanan istisnalar dışında, eşler; mal gruplarını değiştiremezler, aksine ilişkin sözleşmeler geçersizdir. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabuledilir (TMK m. 222/3).

Anlaşmalı Boşanmada Mal Rejiminin Tasfiyesi

Mal rejiminin tasfiyesi boşanmanın fer’îsi niteliğinde olmayıp eşler, tasfiyeyi anlaşmalı boşanma ile birlikte yapabilecekleri gibi bu yöndeki haklarını zamanaşımı süresi içerisinde daha sonra da kullanmak isteyebilirler. Bu konuda anlaşma sağlanamaması anlaşmalı boşanma davasının reddi sonucunu doğurmaz ve anlaşmalı boşanmaya bir etkisi olamaz. Anlaşmalı boşanmada, protokolde ayrıca yer verilmemişse, tarafların sırf anlaşmalı olarak boşanmış olmaları aralarındaki mal rejimini de tasfiye ettikleri anlamında kabul edilemez. (HGK., E. 2019/335 K. 2022/850 T. 07.06.2022)

Artık Değer

Türk Medeni Kanunu’nun 231. maddesinde tanımlandığı üzere, artık değer; eklenmeden ve denkleştirmeden elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere her eşin edinilmiş mallarının toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan miktardır. Değer eksilmesi göz önüne alınmaz.

Değer Artış Payı veya Katkı Payı Alacağı Davası

Katkı payı alacağı davası 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi gereği mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde evlilik birliği devam ederken bir eşe ait mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına diğer eşin para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkısının karşılığı olmak üzere hesaplanan malrejiminin tasfiyesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir. Kural olarak katkıda bulunan eş, diğer eşten katkısının karşılığı olarak sadece alacak isteğinde bulunabilir, ayın talep edemez. Katkı payı alacağının açıklanan ilke ve esasların benzeri ise TMK’nın 227/1. maddesinde düzenlenen değer artış payı alacağında kanun hükmü hâline getirilmiştir. Ayrıca değer artış payı alacağının konusu “katkı”, sadece diğer eşin mal varlığına yapılan katkıdan ibarettir. Dolayısıyla katkı sebebiyle alacak istemi, kendisine katkı verilen eşe karşı ileri sürülebilir.

Türk Medeni Kanununun 227'nci maddesi gereğince; “eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç yada uygun karşılık almaksızın katkıda bulunmuşsa, tasfiye sırasında, bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında alacak hakkına sahip olur ve bu alacak, o malın tasfiye sırasındaki değerine göre hesaplanır.; bir değer kaybı söz konusu olduğunda katkının başlangıçtaki değeri esas alınır. Böyle bir malın daha önce elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak belirler. Eşler yazılı bir anlaşma ile değer artışından pay almaktan vazgeçebilecekleri gibi, pay oranını da değiştirebilirler." Kuşkusuz, sözü edilen hüküm gereği değer artışı nedeniyle alacak talep edebilmek için de, talepte bulunan eşin, diğer eşe ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir katkı sağlamış olması gerekir. Çalışmayan ve herhangi bir kazancı ve geliri bulunmayan kadının, ev işlerinde harcadığı emeği, bu maddeye göre yine katkı sayılmaz ve kadın bu emeğine dayanarak yine değer artışı için alacak talep edemez. (HGK., E. 2008/432 K. 2008/444 T.18.06.2008)

Katılma Alacağı

Çalışmayan ve herhangi bir kazancı bulunmayan eş, katkı payı alacağı yerine katılma alacağı talep edebilir. katılma alacağı talep edebilmek için davacı eşin çalışıyor ya da ekonomik bir gelir elde ediyor olması gerekmez. Diğer bir deyişle, TMK'ye göre, hiç çalışmayan, hiçbir geliri bulunmayan eş de diğer eşin edinilmiş mallarından katılma alacağı talep edebilir. Fakat edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olmadığı döneme ilişkin katkı payı talep edemez.

Denkleştirme Alacağı Davası

Evliliğin devamı esnasında edinilmiş veya kişisel mal grupları arasında birtakım kaymalarolabilir. Tasfiye aşamasında öncelikle bunların iadesi gerekmektedir. Buna göre, eğer bir eş, kişisel mallarından edinilmiş mallarına bir katkı yapmışsa bu katkının iade edilmesi gerekir. Aynı şekilde edinilmiş mallardan kişisel mallara yapılan katkı da iade edilecektir. Eşlerden birinin bir mal grubundan diğerine yaptığı katkının iadesine “denkleştirme” denir. Bir mal gurubunun diğer mal gurubundan olan alacağına ise “denkleştirme alacağı” adı verilir. (Prof. Dr. Şahin Akıncı, Edinilmiş Mallara Katılma Rejiminin Tasfiyesinde Karşılaşılan Bazı Meseleler ve Çözüm Önerileri, Cevdet Yavuz’a Armağan s.168) 

Av. Esra DEDEBAŞ