25.08.2017 tarihli ve 30135 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname, 21 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen ve devam etmekte olan olağanüstü hal döneminde çıkarılan 28. KHK’dır. Bu KHK’da da kalıcı yasal düzenlemelere yer verildiği ve KHK’nın 147. maddesi ile “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı Ceza Muhakemesi Kanunu m.196’da değişikliğe gidildiği, sanığın sorgusunun veya duruşmaya katılmasının “SEGBİS” olarak bilinen aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması yolunun genişletildiği, bu şekilde başka şehirlerden ve hatta aynı şehirden tutukluların bulundukları ceza infaz kurumlarından duruşma salonuna getirilmeden sorgularının yapılmasının ve duruşmalara katılmasının hedeflendiği görülmektedir.

CMK m.196’ya göre; “(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hallerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.

(2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.

(3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.

(4) Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir.

(5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir

(6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir”.

Maddenin 4. fıkrasında değişikliğe gidildiği ve fıkrada yer alan “Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı halinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.”  hükmünün tümü ile değiştirildiği anlaşılmaktadır.

CMK m.196/1’de sanığın duruşmadan vareste, yani bağışık tutulması ile ilgili olup, sorgu sonrası düzenlenmiştir. İkinci fıkrada, sanığın kabulü kaydıyla istinabe yoluna başvurularak sorgusunun yapılmasına ilişkin usul düzenlenmiş, üçüncü fıkrada da bu sorgu tutanağının duruşmada okunacağı ifade edilmiştir.

CMK m.196/4’de, ilk iç fıkra ile bağlantı kurulmak suretiyle SEGBİS adıyla bilinen sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılmasına ilişkin hükme yer verildiği, 694 sayılı KHK ile de bu hükümde esaslı değişikliğe gidildiği görülmektedir. Maddenin 5. fıkrası duruşmada sorgusu yapılan sanığın duruşmada hazır bulundurulmasına ilişkin olup, 6. fıkrada ise yurtdışında bulunan sanığın bazı zorlayıcı sebeplerle duruşma öncesinde veya istinabe yoluyla sorgusunun yapılmasının düzenlendiği görülmektedir.

Aşağıda CMK m.196/4’ün değişikliği ve sonuçları ile ilgili açıklamalara yer verilmiştir.

Hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda SEGBİS tekniğinin kullanılması suretiyle yurtiçinde bulunan sanığın sorgusunu yapılabilir ve duruşmaya katılmasına karar verilebilir. Hükümde yer alan “yukarıdaki fıkralar içeriğine göre” ibaresi çıkarılarak tüm suçlar yönünden SEGBİS’in uygulanabileceği anlaşılmakla, hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü hallerde sanığı duruşma salonuna getirmeden de sorgusunu yapabilmesinin önü açılmıştır ki, ümit ederiz bu düzenleme keyfi kullanılmaz, sanığın mahkeme salonuna gelerek sorguya katılma ve savunma yapma hakkı genel geçer ve somut dayanaktan uzak, yani gerekçeli kararda sırf “zorunlu görülen sebeplerle” ibaresine yer verilerek engellenmez.

CMK m.196’nın ilk hali incelendiğinde; ancak 2. fıkrasına göre alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere sanığın istinabe yoluyla sorgusu yapılabilecek ve eski 4. fıkrada da daha önce sorgusu tamamlanıp tekrar dinlenmesi gereken sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusuna başvurulması veya dinlenmesi mümkün idi. 694 sayılı KHK ile değiştirilen CMK m.196’nın 4. fıkrasında, “hakim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda” ibaresine yer verildiği, bu zorunlu hallerin neler olduğunun hükümde açıkça yer almadığı ve bu konuda herhangi bir somut sınırlamadan bahsedilmediği, “zorunlu görülen hal” kriterinin somut davanın özelliklerine göre mahkemenin takdir ve değerlendirmesine bırakıldığı, her ne kadar hükümde sanığın mahkeme huzurunda sorgu hakkının istisnai olarak kısıtlanmasına ilişkin sınırlayıcı ibare yer almasa da, bu konuda gerekçeli belirtmek zorunda olan mahkemenin kararında SEGBİS yoluyla sorgu ve duruşmaya katılma için somut fiili dayanakları göstermesi gerektiğinin tartışmasız olduğu, sanığın SEGBİS yoluyla sorgusunun yapılması ve duruşmaya katılmasının sağlanması konusunda ara ve gerekçeli kararlarda mahkemenin somut fiili gerekçeyi göstermemesi durumunda, usule uygun sorgu yapılmadığından veya savunma alınmadığından bahisle, sanığın savunma hakkının kısıtlandığının ve böylece dürüst yargılanma hakkının ihlal edildiğinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etmek isteriz. Ayrıca; yeni m.196/4’de SEGBİS yolunun kullanılabileceği katalog suçlara yer verilmemesi ve m.196/2’de istinabe yoluna başvurularak sorgunun yapılmasında öngörülen alt sınıra ilişkin sınırlamanın devre dışı bırakılması, bu konuda “alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar” yerine, alt sınırla ilgili “alt sınırı sekiz yıl ve daha fazla hapis cezasını” veya “alt sınırı on yıl ve daha fazla hapis cezasını” ibaresinin tercih edilerek, m.196’nın 4. fıkrasının aynen korunmaması veya bu ikinci fıkraya atıf yaparak, sadece bu ceza sınırlarına girildiğinde SEGBİS yoluyla sorguya başvurabileceği ve zorunlu hallerde sorgusu yapılan sanığın duruşmaya katılımının sağlanabileceği hükmünün tercih edilmemesi de, “doğrudan doğruyalık” ve “yüzyüzelik” ilkelerine aykırı olup, sanığın yüzüne karşı yapılması gereken ve duruşma salonunda bulunarak delil tartışmasına katılabilme, soru alabilme, cevap verebilme ve özellikle tanıklara soru sorabilme haklarını kısıtlamış, kovuşturmanın en önemli süjesi olan sanığın istediği halde duruşma salonunda hazır bulundurulmayarak sorgunun ve davanın yoklukta/gıyapta görülmesinin önü açılmıştır. Hiçbir zaman SEGBİS ve istinabe usulü, sanığın duruşma salonunda hazır bulunup çevresi ile iletişim kurarak sorgusunun alınması ve savunmasını yapması yerine geçemez.

694 sayılı KHK m.147 ile CMK m.196’ya yapılan eklemenin kovuşturma aşamasında SEGBİS kullanımını kolaylaştırdığı bir gerçektir. Ancak sanık için sorgu haktır ve bu sırada duruşma salonunda olmalı, sesli ve görüntülü sistemle uzaktan duruşmaya katılmamalı, özellikle tutuklu sanık istediğinde, sorgu veya duruşmaya katılmak için duruşma salonuna gelmesi sağlanmalı, yalnızca sanığın duruşma salonuna gelmesini engelleyecek şekilde somut mücbir sebep olduğu takdirde uzaktan duruşmaya katılma yolu tercih edilmeli, bu tercihte de CMK m.196/4 özellikle sorgu bakımından dar uygulanmalı, hükümde geçen “zorunluluk hali” kriterine somut fiili gerekçe olmadıkça başvurulmamalı, sanığın duruşma salonuna gelme talebi de olduğu takdirde sorgunun duruşma salonunda yapılmasına özen gösterilmelidir. CMK m.196/4’ün sanık aleyhine sağladığı genişlik, yani sanığın duruşma salonuna gelmeden veya getirilmeden sorgusunun yapılması veya duruşmaya iştirakinin sağlanması isabetli değildir.


(Bu köşe yazısı, sayın Prof. Dr. Ersan ŞEN tarafından www.hukukihaber.net sitesinde yayınlanması için kaleme alınmıştır. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısının tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısının bir bölümü, aktif link verilerek kullanılabilir. Yazarı ve kaynağı gösterilmeden kısmen ya da tamamen yayınlanması şahsi haklara ve fikri haklara aykırılık teşkil eder.)